ÜLFET HASTALIĞI Ülfet bir hastalık,bir kalınlık ve bir kabalıktır. Ülfeti delmek,onu kırmak için fikir süzgecinden süzmek,akıl rendesinden geçirmek gerektir. Onu korumak değil,mümkünse korunun arkasına atmalı. Uzağında yatmalı. Onu delmekle,onun arkasındakileri hatırlamak,üzerinde düşünmek,aynı yolda giderken bazı adımları kısa,uzun ve değişik atarak farklılıkları fark etmek gerek. Ülfet bütün bu incelik ve farklılıkları ortadan kaldırarak mezar hayatı gibi,hayatı […]
YARATILIŞDAKİ KASID VE İNÂYET Her şey bir kasıdla ve bilerek yaratılmakta,bir gaye ve hedef maksad olarak düşünülmektedir. Her şey bir kâsıdın kasdıyla vücuda çıkmaktadır. Alemde ve yapılan işlerde bir tesadüf olmayıp bir plan,bir proje ve hesaplar çerçevesinde;hedef ve sonucu bilinerek ve bildirilerek,görülerek ve de gösterilerek,kasdedilerek,baş ile son arasında bir münasebet, muvazene ve tevafuk çerçevesinde akmakta […]
TEBLİĞ ADAMI NASIL OLMALI ? -Rasulullahı kendisine örnek almalı. “Andolsun ki,Rasulullah da sizin için,Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çok zikredenler için en mükemmel bir örnek vardır.”[1] -Onun ahlakıyla ahlaklanmalı. Hz. Âişe’nin de dediği gibi;”Onun ahlakı Kur’an ahlakıdır.” -Peygamberimiz nasıl ki alemlere rahmet ise;[2] Tebliğci ve tebliğ adamı da cemaatı için rahmet ve […]
İSLÂMİYET VE SİYASET Herkes birinci derecede Allah-a karşı sorumludur. Kimse kendisinden dolayı,bir başkasına karşı sorumlu değildir. Huzuru ilahide çekilecek sorgulamada Allah,Âdil adaletiyle o kulu sorgulamaya tabi tutar. Başkasına karşı hiçbir insanın –kul hakkı,şahitlik ve onunla alakalı bir şeyi olmadıkça-sorumlu değildir ve sorumluluğu da gerekmez. İslâmiyet bütün ellerin ve dillerin kirinden;güneşin parlak,yüce ve ulaşılamayacak kadar mukaddes […]
S A H A B E Mevlâna Câmi der:” Ya rasulallah! Ne olaydı,Ashab-ı Kehfin köpeği gibi,senin ashabının arasında cennete girseydim. Onun cennete,benim cehenneme gitmem nasıl reva olur? O, Ashab-ı Kehfin köpeği;ben ise senin ashabını köpeği.”[1] “Sohbeti nebeviye bir iksirdir.”diyen Bediüzzaman;böylece sahabenin bu iksirden içtiğini de ifade eder. Elbette insanlık için rasulullahın imtiyazı,farklılığı ne ise,sahabilerin de […]
Ö L Ü D E N Ç I K A N D İ R İ Doğan abi! İşte şu karşıdan gelen adam var ya,benim âmirim komser Yüksel Beydir. Beni içkiye başlatıp,,her gün evde huzursuzluk çıkararak,hanımımı dövmeme sebeb olan kişi. Polis Mahmut la Doğan bey komşulardı. Karşı karşıya oturmaktaydılar aynı apartmanda. Sürekli kavga sesleri gelir,hanımının ağlamaları […]
ÖLDÜRÜLEMİYEN MEHDİ Kırşehirin eşrafından emekli imam ve hafız İhsan Barutçu hocamız;küçük yaşlarda hafızlığa çalıştığı sırada hocalarından Mehdi hakkında konuşurlarken şunları duyduğunu anlatmıştı; Âhirzamanda Mehdi 20 sefer ölüp dirilecek… Bunun tevili ile ilgili olarak ise;Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri,kendiside eserlerinde bir çok defa dile getirdiği üzere;19 defa öldürücü zehirlerle zehirlendiği halde,Allahın inayetiyle kurtulmuş,vücudunda bir ur olarak top […]
İMAN VE İSLAM İman;Cibril hadisinde de[1] belirtildiği üzere;Cebrail-in Peygamber Efendimize;-İslam-İman-İhsan ve Kıyamet sorusunda imanı açıklarken,imanın altı esasını kabul edip,kalben doğruluğunu tasdik ederek,dil ile de ikrar etmekten ibaret olduğunu ifade etmektedir. İslâm ise;Allah’dan başka ilah olmayıp,Hz. Muhammed’in O’nun elçisi olduğunu kabul etmektir. İmanda esas olan Tevhiddir. Yani,Allah’ın var ve bir olmasını kabul ile,bu noktadan diğer dinlerden […]
KUR ‘ AN IŞIĞINDA KÖRFEZ Her şey neticeleri itibariyle güzeldir. Kur’an-ın ifadesiyle:”Umulur ki hoş görmediğiniz bir şey sizin için hayır ve hoş gördüğünüz bir şey de sizin için şerdir.”[1] Şu anda gerçekten Irak’ın durumu da hoş görülmeyecek bir haldedir. Zira mazlumlar,ihtiyarlar,kadınlar,çocuklar,hastalar ve bütün bunların durumu üzücü ve merhamete değer bir durumdur. Ancak Allah’ın merhameti şüphesiz […]
İ S L Â M C I L I K “Cılık” ekiyle adlandırılan İslâm ile,İslâmiyet değil,belli bir grup ve bir kısım müslüman tasvir edilmektedir. Amaçda;Müslümanı islâm seviyesine çıkarmak değil,İslâmiyeti o müslümanın seviyesine indirerek,o aşağı seviyede göstermeye çalışmaktır. İslâmiyetin önüne geçemiyen batı dünyası her vesile ile İslâmiyeti karalama yoluna gitmiştir. Müslümanı terörist göstermeye çalışarak,İslâmiyetle özdeşleştirmeye çalışmıştır. […]
BİRLİĞİN DÜŞMANI IRKÇILIK Milliyet,ümmet;aralarında din,dil ve tarih birliği olan topluluktaki haldir. Millet olarak;”Milliyetimiz bir vücuddur. Ruhu;İslamiyet,aklı Kur’an ve İmandır.”[1] “Fikri milliyet,hürriyetin pederidir.”[2] “Zira hürriyet,milliyeti gösterdi. Milliyet sadefinde olan İslamiyetin cevheri nuranisi tecelliye başladı.”[3] Aynı zamanda;Kimin himmeti milleti ise o tek başıyla bir millettir. Ben ölsem de milletim sağ olsun,düşüncesinde mezc olma,yoğrulma inancı. Irk;Nesil,zürriyet,sülale,soy ve kök… […]
KIRK KERE MÂŞALLAH Aslında kırk bin kere mâşallah demek daha münasib olur. Risale-i Nur Külliyatında Kırk üzerinde çok durulmaktadır. Âdeta eskilerde kırk-lar-yediler gibi,bu zamanda da tezahür eden kırk esrarı üzerine cereyan eden olaylar bir tesadüf olmayıp,tam bir kasdın tezahürüdür.Bu âyetlerde ve hadislerde de böyledir. Fir’avunun kırk tane dünyaca meşhur sihirbazının Hz.Musa’ya karşı yenilerek müslüman olmaları… […]
M E H D İ L İ K Mehdi;hidayete eren veya hidayete vesile olan,sahibuz-zaman,ahirzamanda gelib bütün müslümanları hakaik-i imaniye ve Kur’aniyeye cami’ eserleriyle uyandıracak,dinlerini takviye ve imanlarını tecdid edecek olan,Peygamberimizin (SAM) Âl-inden bir zattır.[1] Bu konuda yapılan rivayetlerde:”Şu ümmetin mehdisi Hasan ve Hüseyin’dir.”[2] “Zamanın inkita’a uğradığı (sistemlerin değiştiği) bir dönemde,mehdi denen bir adam gelecek ve […]
D A Ğ L A R Gönülleri dağlayan dağlar,sırlarla dolu yüce mekânlardır.Mahlukata o bulundukları yüce mekândan kuş bakışı bakar,temaşa ederler.Gönlünü dağlamak isteyenlerin,olup olgunlaşmak arzu edenlerin maddi-manevi fırınıdır dağlar. Hz.Âdem ve Havva cennetten yeryüzüne dağa iniş yaptı.Dağlanan kalblerini göz yaşlarıyla dağlarda ağlayarak dağladılar. Ashabı Kehf dağın ağzı olan mağarada Rablerini aradılar ve buldular.Orada hakikata erdiler.Oraya sığındı […]
SATILMAYAN (GEÇMEYEN ) HELAL MAL Köyleri üzüm bağları ve bekmeziyle meşhur olmuştu. İlçeyi-ili hemen hemen orası beslerdi üzümüyle. Yine bir bağ bozumu mevsimiydi. Üzümlerin güzelleri seçilmiş;bekmez,basdık,kesme ve kurutmalıklar olarak ayrılmıştı. Bekmezi gerçekten de her zamanki gibi idi. En uzak yerlerden gelir,sipariş verip,alırlardı. Bir sene öncesinden avans bile verilir,ayrılması sağlanırdı. Ancak bu sene için ne önceden […]