GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ALEVİLİK Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAM) nasıl ki Kur’an-ın ahlakı ile ahlaklanmış ise,Hz.Ali’de küçüklüğünden beri Peygamberimizin ahlakı ile ahlaklanmış bir şahsiyettir. Peygamber efendimizi namaz kılarken gördüğünde bunun ne olduğunu sormuş,namaz olduğunu öğrenerek küçük yaşından beri bir veya iki vakit peygamberimizden az olarak namazı sonuna kadar kılmış ve o yolda da vefat etmiştir. İlk inanan […]
Ö Ğ R E T M E N L İ K Başta peygamberler bu mesleğin öncülüğünü yapmışlardır. Ve sahifelerle başlayan peygamberlik,kemal manada kitapla yani Kur’an-ı Kerim-le son bulmuştur,doruk noktaya ve zirveye ulaşmıştır. Ulül-azim peygamberlere özellikle kitab gönderilmiştir. 124 bin peygamber bu tebliğ müessesini işletmişlerdir. Dünya hayatı öğretmen ve kitabla başlamış ve onunla son bulmuştur. Bir […]
ZAMANLARIN ZAMÂNELERİ Tüm devirlerdeki şahsiyetler,zamandakilere göre mi oluşmakta,yoksa onlara göre mi o zamandakiler şekillenmektedirler? Hz. Ebubekir dönemindekiler;ilk sah,halis sahabe ve o kadar kemiyette olan müşrikler içerisinde sahabeler ağırlıkta,yabancı ve yabanilerin ağırlığı ise,ses ve gürültüden fazla bir mana ifade etmemektedirler. Ve halkı da ona göre biçimlenmektedir. Hz. Ebubekir’in sohbeti ve manevi tasarrufuyla şekillenmekteler. Nitekim;Rasulullah’ın manevi boyasıyla […]
RAHMANIN ARŞI KALB Hadis-i Kudsi’de:”Ben yer ve göğe sığmadım,mü’min kulumun kalbine sığdım.”buyurulur. Allah Kainatı Arş’dan idare eder.[1] genel tasarruf merkezidir arş. Kalb ise,ilahi tecellinin,ma’rifetin,imanın arşıdır. İlahi tecellinin mü’mindeki tasarruf mekanizmasıdır kalb… Tecelli zattan varlıklara doğru gelir ve olur. Ma’rifet ise eşyadan zata doğru olur.[2] Yani;-Heme Ost –Her şey O,değil,-Heme Ezost-dur,Her şey O’ndandır. O’ndan eşyaya,eşyadan O’na […]
ALEME İLİM PENCERESİNDEN BAKIŞ İlim;Allah’ın alim isminin bir tecellisidir. O halde Allah’a götüren ilim,ilimdir. Aksi durumda kışır ve yüktür. Bütün ilimler Allah’ın Alim isminden ve Kur’an-dan çıkmıştır. Nitekim Kur’an-ı Kerim-in 750 ayeti ilme ve araştırmaya yöneltir. Hz. Âdem’i ve onun şahsiyetinde zürriyetini meleklere tefevvuk ettiren ilimdir. İnsanların da insanlara üstünlüğü ilimle olur. Meşâhir-i ulemadan Ebu […]
E Ğ İ T İ M Eğitim;şekillenme,şekillenmeye müsait çocukların biçimlenme aracıdır. Bir kimlik,bir şahsiyet,sahib olunan bir haysiyettir. Ağaç ile mobilya arasındaki fark ne ise,okuyan ile okumayan,eğitimli ile eğitimsiz kişiler arasında da o fark vardır. Eğitim, bir tercih ve üstünlüktür. İnsanı yüceltir. Bir yandan da düşmekten korur. Bir fide ve fidanın geçirdiği devreleri göz önünde bulunduracak […]
EDİP VE YAZARLARIMIZ Not:”İçindekiler”sonda Milletlerin edibi,milletlerin edebidir. Edipler toplumun aynasıdır. Toplumun yetiştirdiği edipler,neticede toplumu yetiştirirler. Binaen aleyh,toplumun edebi,ediplerin edebiyle ölçülür. Kur’an ve İslâmın edebiyle edeblenmiş bir edibin edebi,elbette Kur’an ve İslam edebi olacaktır. O halde deriz ki; “Edipler edepli olmalı;hem de edebi İslâmiye ile müteeddib olmalıdırlar.”[1] Meseleye iki ayrı açıdan bakmak gerek. Şöyle ki;Her edip […]
RİSALE-İ NUR’LARDA YAĞMUR VE YAĞMURSUZLUK “Çünki saltanat-ı rububiyetin hikmeti iktiza eder ki: Zîşuur için, bahusus en mühim vazifesi müşahede ve şehadet ve dellâllık ve nezaret olan insan için tasarrufat-ı gaybiyenin mühimlerine bir işaret koysun, birer alâmet bıraksın. Nasılki nihayetsiz bahar mu’cizatına yağmuru işaret koymuş ve havarik-ı san’atına esbab-ı zahiriyeyi alâmet etmiş. Tâ, âlem-i şehadet ehlini […]
TAZİYENÂME *” Dünya bir köprüdür, üzerinden geçiniz, (fakat) onarıp mâmur hale getirmeyiniz.” *“Ölmek için tevellüd edip dünyaya gelirsiniz; harap olmak için binalar yapıyorsunuz” *” Dünya âhiret ehline haramdır, âhiret de dünya ehline haramdır,Hem dünya hem âhiret ise Allah ehline haramdır.” *Bozulma,süfli şeyler ve yerler içindir.Ahirette yani cennette bu durum yoktur.Çünkü orada her şey ve heryer […]
TARİHİ AKIŞI İÇERİSİNDE KUR’AN-I KERİM *İslâmın dört temel kaynağından birisi ve birincisi olan Kur’an-ı Kerim;610 yılında,peygamberimiz 40 yaşında iken,Hira mağarasında,Alak suresinin ilk beş ayeti ile inmeye başlamıştır. 42 Ashabı Suffadan kişinin kaydetmesiyle,her yıl Cebrail ile beraber mukabeleten gelen ayetlerin okunup ve belirtilen yerlerine konulmasıyla;12 yıl boyunca 93 suresiyle Mekke de,11 yıl boyunca da 21 suresiyle […]
CENNETTE NEFSİN İSTEDİKLERİ VARDIR Nefs kelimesi Kur’an-ı Kerimde muhtelif şekillerde geçer.Bunlar; Nefs (nefse-nefsun-nefsin)olarak 61 kere,Nefsen;14 kere, Nefseke, nefsike, nefsuke;10 kere,Nefsehu-nefsihi-nefsehu;40 kere,Nefsehâ-nefsihâ;2 kere,Nefsî;13 kere,Nufus;1,nufusiküm,1,enfusu-enfuse-enfusi;6 kere, Enfuseküm-enfusukum-enfusiküm;49 kere,Enfusena-enfusina;3 kere, Enfusuhum-enfusehüm-enfusihim-91 kere,Enfusihinne,4 kere, Böylece farklı şekillerde toplam;297 kere geçmektedir. Vücudumuzu bir saray gibi düşünürsek;ruh efendi,akıl vezir,kalb sarayın sürekliliğini sağlayan güç-enerji-motor gücü,nefis ise sarayın ihtiyaçları,gelir giderleri… Veya bir gemi […]
HAKİKATE GÖTÜREN İSİMLER ‘Allah Hazreti Âdeme bütün isimleri öğretti.’ İsimler Âdemle özdeşleşti.Âdem mi isimdi,isim mi Âdem? İsimleri bir anlığına her şeyden kaldırdığımızı düşünelim. Biz her şeyi bilebiliriz,biliriz. Ne ile? İsimleri ile… Allahı,peygamberleri,kitapları,vs..hep isimleriyle tanırız. İsim adeta zat oldu. Zat o isme ad oldu. Adı sanı unutulmuş..isimsiz..seni defterden silerim..ismi yok. O insanda yok. Çocuk dünyaya geldi.İlk […]
İLLÂ O – İLLÂ HU Lâ-yı hiç sevmedim,hep illâ ile olmak istedim.İllâ da kaldım..illâ da kıldım. Ondan olsa gerek ki,hep lâ yani hayır demek ağır gelir bana. Alışamadım..alışmakta istemiyorum. İllâ ben..illâ da ben… Lâ yoktu illâ vardı.İllâ lâ ile var oldu,varlığı bilindi. Ben-deki ben ondaki ben ile var oldu,varlığa çıktı. İllâ o..illâ huu. La-da buldum […]
ENCÜMEN-İ KAN-İŞ – Mizah- Aslında başlığı Encümen-i Naniş olarak atmak istiyordum.Yani ortakların birbirlerine göz kırpmalar ile işleri yürütmeleri anlamına gelmektedir. Ancak işin içinde daha doğrusu başında ve sonunda eli silah tutan silahşörlükten başka çalışma özellik ve alanları olmayan kişiler bulunması sebebiyle –Encümen-i kaniş yani kanla iş gören kurul dedim. Bu bir üst kurul olup,üstlerin ve […]
ABDULAZİZ BAYINDIR’IN TUTARSIZLIĞI Her şey 2008-in yazında başladı.Malatyalı Mehmet isminde bir meslektaş gönderdiği a-mailde;Bayındırın 4 dvd-sinden oluşan 250 kişiye adreslerini göndermeleri halinde tefsirini göndereceğini söylemesi üzerine bende adresimi gönderdim ve bir müddet sonra bir zarfta 3 dvd,zarf biraz açık olduğundan dördüncüsü herhalde düşmüştü,bana ulaştı. Bir çok sesli,arapça ve türkçe tefsirlere hayran duyup incelediğimden dolayı kavuştuğuma […]