İSLÂMİYET VE SİYASET Herkes birinci derecede Allah-a karşı sorumludur. Kimse kendisinden dolayı,bir başkasına karşı sorumlu değildir. Huzuru ilahide çekilecek sorgulamada Allah,Âdil adaletiyle o kulu sorgulamaya tabi tutar. Başkasına karşı hiçbir insanın –kul hakkı,şahitlik ve onunla alakalı bir şeyi olmadıkça-sorumlu değildir ve sorumluluğu da gerekmez. İslâmiyet bütün ellerin ve dillerin kirinden;güneşin parlak,yüce ve ulaşılamayacak kadar mukaddes […]
SÎRET VE SÛRET Ebu Said el-Hudri-den rivayette Peygamberimiz:” Sizden bir kimse çirkin bir iş görürse onu eliyle değiştirsin,eğer buna gücü yetmezse diliyle tağyir etsin,buna da gücü yetmezse kalben nefret etsin,bu ise imanın en zayıf derecesidir.”[1] Âyet-i Kerime de:” Gerçekten siz bilirsiniz ki,Davud zamanında kavminiz Cumartesi günü balık avından men edilmişken,içinizden bu emri çiğneyip geçenlere –zelil ve hakir […]
SEVR VE HUT Bir hadisTe Peygamber Efendimizden:”Dünya ne üzerinde duruyor?”denildiğinde cevaben; “Sevr ve Hut”yani öküz ve balık üzerinde,diye buyurmuşlardır. Veciz ve beliğ konuşan Peygamberimiz bununla önemli bir noktaya parmak basarak,dünyanın temelini iki noktaya oturtmuş olmaktadır. Birisi;”Dünya öküz üzerindedir.”derken;dünyada,karada yaşayanların tümünün gelir ve maişeti,toprağın öküz tarafından sürülerek,onun sırtından elde edilen mahsullerle devam ettirilmektedir. Şimdi traktörle bu […]
SİHİR “Ve onlar Süleyman -Aleyhisselâm- mülkü aleyhine şeytanların uydurdukları şeylerin ardına düştüler. Halbuki Süleyman, aslâ küfretmedi, fakat o şeytanlar kâfir oldular. Onlar insanlara sihir ve Babildeki iki meleke, Hârut ile Marut’a indirilmiş olan şeyleri öğretiyorlardı. Bu iki melek ise: “Bîz ancak bir fîtneyiz, sakın kâfir olma” demedikçe bir kimseye sihir adına bir şey öğretmezlerdi. İşte […]
SEN HİÇ ŞEYTAN GÖRDÜN MÜ ? Abdurrahman Efendi inançlı ve ibadetine ihtimam gösteren bir insan idi. O gece mübarek gecelerden,berâate vesile olacak Beraat gecesi idi. Böylece o geceyi değerlendirecek,cemaatla ibadete iştirak edecekti. Bu amaçla abdestini aldı. Namaza hazırlanmıştı. Yatsı ezanının okunmasını beklemekte idi. Komşusu Cemal ise kendisinin tam tersine ilgisiz bir insan idi. Ezanı beklemekte […]
SEMÂ ‘ DA OTURANLAR Başımızın üzeri,yukarısı emin olduğundan emniyetteyiz. Acaba,aşağımızdakiler de bizden emin olup,emniyetteler mi? Hadis-i Kudsi-de:”Denizin dibindekiler insanlardan şekva edip,derler ki;”Ya Rabbi! Şu insanlar (anarşi,fitne ve fesatlarıyla) istirahatimizin selbine (rahatımızın kaçmasına) sebeb oluyorlar.” Alemde ve alemlerde,bizden başka ve bizden fazla gürültü ve anarşi çıkaranlar pek o kadar bulunmamaktadır. Olanlar da hep bizim isyanımız ve […]
S İ D R E T Ü L M Ü N T E H A Son sınır. Sonsuzluğun başlangıcı. Kesişme noktası. Sınır ve hat. Mâverâ. Fizik ötesi,metafizik alem. Öteler ötesinin başlangıç noktası. Berzah. Mayınlı tarla. Mahrem bölge. Olmak ile ölmek,yanmak ile yakmak mahalli… Kaynaktan çıkan damlanın aslına rücu’u. Damlanın okyanusu varışı. Doğuma giden ölüm noktası. […]
NE KADAR SEVİNMİŞDİM Evet,gerçekten çok sevinmiştim. Zira bizim Şükrü’yü namaz kılarken görmüştüm. Bu yaşına kadar namaz kılmamıştı. Namazsız geçen elli küsur yıl… Kolay değildi. Hem kötü arkadaşlarından ayrılmış,eski kötü adetlerini terk etmiş ve artık namaza başlamıştı. Beni düşündürmüştü bu durum. Bu sevinçle yanına yaklaştım ve; -“Maşaallah! şükrü seni tebrik ederim. Artık namaza başlamışsın.”diyerek onu kucaklamaya […]
S A H A B E Mevlâna Câmi der:” Ya rasulallah! Ne olaydı,Ashab-ı Kehfin köpeği gibi,senin ashabının arasında cennete girseydim. Onun cennete,benim cehenneme gitmem nasıl reva olur? O, Ashab-ı Kehfin köpeği;ben ise senin ashabını köpeği.”[1] “Sohbeti nebeviye bir iksirdir.”diyen Bediüzzaman;böylece sahabenin bu iksirden içtiğini de ifade eder. Elbette insanlık için rasulullahın imtiyazı,farklılığı ne ise,sahabilerin de […]
ŞEREF MADALYALARI 1) Sahabi olmak : Ne büyük şeref. Bir an olsun sohbet-i Nebevinin iksirinden içmek.. Huzurunda oturup,huzur bulmak. Yolunda toprak olmak,semalara yükselmek. İçeceği su veya testi olup,mübarek dudaklarından ebedin kokusunu işmam etmek. Mübarek yed ve kademlerini bûs ile,rayiha-i tayyibe ile muattar olmak. Önünde zırh,arkasında duvar,yanında sıyanet meleği olmak. Cemalinden Cemalullahın tecellisini seyretmek. Tebessümüyle yanaklarından […]
BİTMEYEN RAHMET Bitmeyen rahmet;kâinatı sarar ve sarmalar… Bitmeyen rahmet;kâfiri dahi sular… Bitmeyen rahmet;iner,iner..bazen yağmurla,bazen toprakla,bazen ruhlara esinti veren nesimiyle… Bitmeyen rahmet;kelâmıyla,diniyle,peygamberleriyle;rahmet rahmet insanların üzerine iner,âdeta onları bağrına basıp kucaklar,bırakmamacasına… Bitmeyen rahmet;öyle geniş bir kucak ki,oraya her ne girerse onun rengiyle renklenir,şekliyle şekillenir. O kucak şefkatli anne kucağı gibi,onu şefkat bağrına basar,şefkatiyle büyür,şefkatli olur. Bitmeyen O […]
S Â F İ Y Y E T Saf ve berrak bir anadolu insanı. İyilik ve temizliklerle yoğrulmuş. Kötülükler ve çirkinlikler ona yabancı,oda günah ve kötülüklere yabancı.Onlarla tanışmamış. Tanışma sevdasında da değil. Zira bu durumun,alemini kirleteceğinin farkında. Çünki kirsiz bir hayatta yetişmişti o. öyle de kalmak ve bunu devam ettirmek istiyordu. uyguladığı gibi uygulatma çabası […]
İSLÂMDA RÖNESANS VE REFORM YOKTUR Son din olan İslâmiyet değişmek için değil,değiştirmek,insanları zamana ve hakikata dönüştürmek için gönderilmiştir. Değişmeye ihtiyacı olmayan İslâmiyet,son ve ilahi kaynaklıdır. Sürekli bir şekilde değişen,bir nebzede olsa istifade edecekleri,kutsal bildikleri muharref kitaplarına kadar değiştiren batı;içimize atmaya çalıştıkları –Rönesans- ifadesiyle de,İslâmiyeti kendilerine,kendilerini muhafazadan mahrum kitap ve dinlerine benzetmeye çalışmaktadırlar. Değişmeyi ifade eden […]
Ö L Ü D E N Ç I K A N D İ R İ Doğan abi! İşte şu karşıdan gelen adam var ya,benim âmirim komser Yüksel Beydir. Beni içkiye başlatıp,,her gün evde huzursuzluk çıkararak,hanımımı dövmeme sebeb olan kişi. Polis Mahmut la Doğan bey komşulardı. Karşı karşıya oturmaktaydılar aynı apartmanda. Sürekli kavga sesleri gelir,hanımının ağlamaları […]
ÖLÇÜSÜZ SÖZLER Piyasada silik sözler çokça dolaşmaktadır. Buda sülüklerin sülüklü sözlerinin toplumda alıcı bulmasından kaynaklanmaktadır. Evvelden geçmeyen silik paraların şimdilere müşteri bulup geçerli olması,geçerli olan ve kıymetli bilinen gerçek paralara olan kıymet ve rağbeti de düşürdü. Hakikat da düşen kıymetlinin kıymeti olmayıp bil’akis insanların bilmedikleri kıymet şinaslık ve düşürdükleri kıymetleri… İşte silik sözlerden bir kaçı; […]