DOST VE DÜŞMAN ARASINDAKİ DERİN UÇURUM: ÇÖLDE DÜŞMANLA MI, DAR YOLDA DOSTLA MI?
DOST VE DÜŞMAN ARASINDAKİ DERİN UÇURUM: ÇÖLDE DÜŞMANLA MI, DAR YOLDA DOSTLA MI?
Hayat, insana zaman zaman geniş ufuklar sunarken, bazen de dar geçitler gösterir. Ancak bu genişlik ve darlık, maddi mekândan ziyade, ruhun ve kalbin içinde şekillenir. Nitekim, hikmetli bir sözde şöyle denilmiştir:
اَرْضُ الْفَلَاتِ مَعَ الْاَعْدَاءِ فِنْجَانٌ
سَمُّ الْخِيَاطِ مَعَ الْاَحْبَابِ مَيْدَانٌ
(Yani: “Düşmanla birlikte olunduğunda geniş çöl bile bir fincan kadar dar gelir. Ama dostlarla beraber olunduğunda, iğne deliği bile meydan gibi geniştir.”)
Bu söz, dost ve düşman arasındaki farkı en güzel şekilde özetleyen, ibret dolu bir hakikati dile getirir. İnsan, içinde bulunduğu ortamın fiziksel genişliğinden çok, ruhen ne hissettiğine bağlı olarak daralmış veya genişlemiş hisseder.
Düşmanlarla Çölde Bile Daralan Ruh
Düşmanlarla bir arada bulunmak, insanı en geniş mekânlarda bile sıkıntıya boğar. Çöl gibi uçsuz bucaksız bir yerde olunsa dahi, düşman nefes aldırmaz, huzuru kaçırır ve kalbi daraltır. Çünkü düşmanlık, sürekli bir tehdit ve güvensizlik hissi doğurur. İnsan, düşmanı yanında olduğu sürece ne kadar geniş bir alanda olursa olsun, kendini köşeye sıkışmış hisseder.
Bu hakikat, tarihte de birçok örnekle kendini göstermiştir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), hicret yolculuğunda Sevr Mağarası’nda bulunurken mağara küçüktü, fakat yanında sadık dostu Hz. Ebubekir vardı. Bu dar mekân, güven ve sevgi ile doluydu. Ancak Mekke’nin geniş sokakları, müşriklerin zulmü sebebiyle Müslümanlar için adeta bir zindana dönüşmüştü.
Dostlarla Dar Geçitler Bile Genişler
İğne deliği kadar dar bir yer bile, eğer dostlarla paylaşılıyorsa geniş bir meydan haline gelebilir. Çünkü dostluk, güven ve samimiyet hissi, insanın iç dünyasını genişletir. Paylaşılan dertler hafifler, mutlu anlar daha anlamlı hale gelir. İşte bu yüzden, sevgi ve muhabbetle dolu bir ortam, her türlü zorluğu aşmayı kolaylaştırır.
İslam tarihindeki en güzel örneklerden biri, Ashab-ı Kehf kıssasıdır. Gençler, mağaraya sığınmışlardı, fakat dostlukları sayesinde o dar mağara bile onlara huzur ve güven vermişti. Çünkü dostluk, mekânın fiziki genişliğinden bağımsız olarak ruhu genişleten bir güçtür.
Hayatta Kimi Seçmeliyiz?
Hayatta kiminle beraber olduğumuz, yaşadığımız mekândan daha önemlidir. Düşmanlarla içinde bulunduğumuz her alan daralırken, dostlarla en zor şartlar bile güzelleşir. O hâlde, geniş mekânlar aramak yerine, gönül dünyamızı genişletecek dostlar edinmek daha önemlidir.
Gerçek dostluk, insanı huzura erdirir; düşmanlık ise en geniş alanları bile bir hapishaneye çevirir. Bu yüzden, hayat yolculuğunda kiminle yürüdüğümüze dikkat etmeli, dostluklarımızı sağlam temeller üzerine inşa etmeliyiz.
Sonuç olarak, dostlarla iğne deliği bile geniş bir meydan olurken, düşmanlarla çöl bile dar bir zindana dönüşür. O hâlde, kalbimizi ve yolumuzu dostlarla donatalım ki, hayatın sıkıntıları içinde bile huzur ve ferahlık bulabilelim.