ZAMANDA BEDİÜZZAMAN İnsanlık tarihine bakınız;Hz.Âdem insanlığın ilk noktası,Bediüzzaman son noktası,Efendimiz kâinatın veciz ve Mu’ciz bir cümlesidir. Hz.Âdem kâinat kitabının önsözü,Bediüzzaman son sözü,Rasulullah O’nun sözü,tüm sözü,hep sözü,en sözü,sonsuz sözü… Hz.Âdem insanlığın fihristesi,Bediüzzaman hatimesi,Peygamberimiz kitabın tafsilatı,manası,sonun habercisidir. *İmandan bahsetmesiyle,İslâm sarayının içine insanları dahil edip,hayreti temaşa ile taçlandırmıştır. İmanın odalarında bulunan esmaları tanımlaması ile,kâinattan Halıkını soran seyyahın elinden […]
Bediüzzaman’ın Mektubu Bediüzzaman Said Nursi’nin ulemalar, şeyhler, reisler ve kürt halkına yazdığı bir mektubudur: Ey verese-i Enbiya olan ulema ve meşayih-i Ekrad! Merkezde olduğum içün size tenbih ediyorum. Şöyle ki: Bu zaman-ı ahirde fikr-i istibdadın sehab-i muzlimi İslamiyyet’in ulviyyet ve husn-i hakikisini setr etmiş idi. Hatta adeta İslamiyet ecnebilerin nazarında mani’-i terakki ve adalet ve […]
BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ Vefatının 36. yıl dönümünde Bediüzzaman Said Nursi… İnsanlık tarihi başlangıç itibarıyla;ilk insan ve ilk peygamber,kendisine ilk suhuf indirilen Hz. Âdem ile başlar. Böylece insanlık ve insanoğlu;yaratıldığı ilk andan beri yalnız ve başı boş bırakılmamış,kendisine ilahi canibden bir peygamber ve rehber gönderilmiştir. Bu olay ta Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAM)’e […]
BEDİÜZZAMAN DEDE Sevgili çocuklar. Beni tanıdınız mı?Beni tanımadıysanız gelin sizinle tanışalım: Herkes annesinin karnında iken,Hadis-de de belirtildiği üzere:”Said,annesinin karnında iken said,şaki (eşkıya )de annesinin karnında iken şaki olarak yaratılmıştır.” Ben de öyle olayım ve kalayım diye bana SAİD adını vermişler. Gelişime çok sevinen anne ve babam beni kucaklarından indirmeyip,gözleri gibi bakmaya […]
BEDİÜZZAMAN YÜZ KAPISI DA AÇIK BİR KAPI Bediüzzaman yüz kapısı da açık olan bir şaheser ve şahsiyettir.Herkes o kapıya girdiği noktadan onda kendini ve kendisi için aradığını bulabilir. Tıpkı Kur’anı kendisine üstad edindiği,ondan iktibas ettiği hakikatlarda görüldüğü gibi… “Elfaz-ı Kur’aniye, öyle bir tarzda vaz’edilmiş ki, herbir kelâmın, hattâ herbir kelimenin, hattâ herbir harfin, […]
BEDİÜZZAMAN VE RİSÂLE-İ NUR Asırları özetleyen Bediüzzaman ve Risale-i Nur;aynı zaman da bir çok sırları da keşfetmiş,gözlerdeki perdeyi açmış,bakar körlükten kurtarmıştır. Şu gürültülü asırda sağlam ve istikametli düşünülemiyeceğinden ayyuka çık n tozun ve dumanın içerisinde yüzlerce ihtilaflı noktaları gündeme getirenlerin kavgaları bırakmalarını sağlamak üzere;-Durun- esası ve sedasıyla,gerek İslam alemi gerekse insanlık aleminin ittifak edecekleri […]
SİGARANIN KERAMETİ Üstadı gören muhterem bir zat olan,Kırşehir’de emekli İmam İhsan Barutçu hocamız hatıratında anlatıyor: Yıl 1952 idi. Karadeniz’den kalkmış, hafızlık yapmak üzere İstanbul’a gitmiştim. O yıl Bediüzzaman-ında İstanbul’da olduğunu duymuş ve yanına vararak ellerinden öpmüştüm. Maddi durum iyi olmadığından zorluklar içerisinde hafızlığımızı ve eğitimimizi sürdürüyorduk. Bir vesile ile nur talebeleri ile irtibat kurmuş ve […]
TEBLİĞ ETTİĞİMİZ DEĞERLERİMİZİ TEMSİL EDEBİLİYORMUYUZ MUSTAFA GÜNEŞ Dünya, büyük bir mânevî buhran geçiriyor. Mânevî temelleri sarsılan garp cemiyeti içinde doğan bir hastalık, bir veba, bir tâun felâketi,(Sekülerizm-Modernizim) gittikçe yeryüzüne dağılıyor. Bu müthiş sârî illete karşı İslâm cemiyeti ne gibi çarelerle karşı […]
Colin Turner Risale-i Nur ve iman hakikatleri konusunda ne gibi tesbitlerde bulunmuştur? Colin Turner, özellikle Bediüzzaman Said Nursî’nin “Risale-i Nur” eserleri ve iman hakikatleri konusunda birçok önemli tespitte bulunmuştur. Bir İslam bilgini ve çevirmen olan Turner, Risale-i Nur’u Batılı okuyuculara tanıtmayı ve İslam düşüncesi bağlamında yorumlamayı amaçlamıştır. Çalışmalarında şu ana başlıklarda dikkat çeken tespitler yapmıştır: […]
HALKIN İRADESİ Mİ DAĞIN İRADESİ Mİ? Halkın iradesi mi yoksa dağın iradesi mi? Halkın iradesine ipotek koyup kontrolünde tutan dağ, dağ kanunlarıyla da yönetimini ve yöntemini sürdürmektedir. Dağa kaçırılan çocuklar ve onlarla tehdit edilen aileler, parayla ve iş vaatleriyle kandırılan cahil halk. Neden çocukları dağa kaçırılan Diyarbakır annelerine kulak verilmiyor ve görülmüyor? O acı Türkiye’yi […]
CENNET VE CEHENNEMİN EBEDİ OLUŞU BAK: https://www.youtube.com/watch?v=aHxipAk5ss4 -Arapça Hulud kelimesinin geldiği manalar. Arapça ‘da “hulud” (خُلُود) kelimesi, “sonsuzluk, ebedilik, süreklilik” gibi anlamlara gelir ve kök anlamı “uzun süre kalma, sürekli olma”dır. Bu kelime, özellikle Kur’an’da ahiret hayatının ebediliğini ifade etmek için sıkça kullanılır. Hulud kelimesinin geldiği manalar, dil açısından çeşitli yönleriyle açıklanabilir: 1. Ebedî Kalıcılık […]
GERÇEK CUMHURİYET Bediüzzaman Said Nursi RİSALE-İ NURDA Cumhuriyet hakkında ne ifade etmektedir? Bediüzzaman Said Nursi, Risale-i Nur eserlerinde Cumhuriyet kavramını geniş bir perspektifle ele alır ve Cumhuriyetin temel ilkeleriyle İslam’ın değerlerini bağdaştırmaya çalışır. Nursi’ye göre, Cumhuriyet halkın iradesine dayanan bir yönetim şekli olduğu için İslam’ın ruhuna aykırı değildir, hatta İslam’ın adalet, eşitlik, ve insan hakları […]
KURANI KERİMDE ÜZERİNE YEMİN EDİLEN ŞEYLER[1] Kuranı kerimde üzerine yemin edilen şeyler, ayetler. Allahın 2 tarzda ayetleri vardır. Kuran Kitabı ve Tabiat Kitabı. Kur’an-ı Kerim’de Allah, bazı varlıklar veya olaylar üzerine yemin eder. Bu yeminler, dikkatimizi o varlıkların veya olayların önemine çekmek için yapılır. Yemin edilen varlıklar, olaylar ya da kavramlar, Allah’ın kudretini ve yarattığı […]
ZERREDEN KÜREYE[1] Kuran’da “zerre” kelimesi birçok ayette geçmektedir. Bu ayetlerde zerre genellikle çok küçük bir şeyin metaforu olarak kullanılır ve Allah’ın gücü, ilmi ve adaleti gibi kavramları vurgulamak için kullanılır. Zerre ile ilgili bazı ayetler şunlardır: * Nisâ Suresi 40: “Allah zerre kadar bile olsa kimseye zulmetmez. Ama zerre kadar bir iyilik yapılsa, onun sevabını […]
İSRAİLİN SONU Melun ve mağdub bir kavmin helaki çok yakındır.[1] -“Biz, Kitap’ta (Tevrat’ta) İsrailoğullarına, “Yeryüzünde muhakkak iki defa bozgunculuk yapacaksınız ve büyük bir kibre kapılarak böbürleneceksiniz” diye hükmettik.”[2] “Yukarıda Hz. Musa’ya kitabın gönderilmesi ve onun İsrâiloğulları’na rehber kılınması ilâhî bir lutuf olarak zikredilmişti. Hz. Musa, Mısır’da yüzlerce yıl aşağılayıcı bir muameleye mâruz kalan İsrâiloğulları’nı Firavun’un […]