MEŞRU TEVESSÜL Tevessül,vesile kökünden alınmadır.Sin ve sad ile olan tevessül mana bakımından birbirine yakındır.Zira sin ile sad devamlı münavebeli olarak gelirler.Onlardan biri diğerine benzer. Tıpkı Fatiha suresindeki –İhdinas-sırâtel müstakim.-gibi.Kıraat-ı seb’a üzerine her iki şekilde okumakta caizdir. Vesile;(sin ile)hedefe ulaştırma aracıdır. Vesile;(sad ile) hedefe ulaşmaktır.Her ikisi de hedefe ulaşmaya sebep ve araçtır. 1.Nev’:Bir ibadet olup,onunla Allah’ın […]
RİSALE-İ NURLARDA HZ.ALİ “Cenâb-ı Hakka, ilmelyakîn ve hattâ aynelyakîn derecesinde iktisâb-ı mârifet ederek ubûdiyetin (kemâhiye hakkıhâ) iktizâ ettiği acz ve fakr-i tâınını izhar ederek dergâh-ı İlâhiyeye ilticâ ve huzur-u Rahmâna takarrüb gibi mezâyâ-yı insâniyeyi bihakkın tâlim; ve dünya ve mâfihâya mâlik ve kenz-i mahfîye mutasarrıf olan Ekrem-i Enbiya (aleyhi ekmelittahiyyat) efendimizin münâcatından ve Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyânın […]
KIRK KERE MÂŞALLAH Aslında kırk bin kere mâşallah demek daha münasib olur. Risale-i Nur Külliyatında Kırk üzerinde çok durulmaktadır. Âdeta eskilerde kırk-lar-yediler gibi,bu zamanda da tezahür eden kırk esrarı üzerine cereyan eden olaylar bir tesadüf olmayıp,tam bir kasdın tezahürüdür.Bu âyetlerde ve hadislerde de böyledir. Fir’avunun kırk tane dünyaca meşhur sihirbazının Hz.Musa’ya karşı yenilerek müslüman olmaları… […]
M E H D İ L İ K Mehdi;hidayete eren veya hidayete vesile olan,sahibuz-zaman,ahirzamanda gelib bütün müslümanları hakaik-i imaniye ve Kur’aniyeye cami’ eserleriyle uyandıracak,dinlerini takviye ve imanlarını tecdid edecek olan,Peygamberimizin (SAM) Âl-inden bir zattır.[1] Bu konuda yapılan rivayetlerde:”Şu ümmetin mehdisi Hasan ve Hüseyin’dir.”[2] “Zamanın inkita’a uğradığı (sistemlerin değiştiği) bir dönemde,mehdi denen bir adam gelecek ve […]
GAYB Gayb;bilinmeyen,örtülü ve perdeli olan,bizden kaybolup,bize meçhul olan,ilmimizde ve müşahedemizde bulunmayan,ihata edemediğimiz şeylerdir. Gaybın anahtarı,bilgisi,kendisine bildirdiği kimseler hariç,Allah’ın nezdindedir.[1] Allah bildirmedikçe gaybı peygamberler de bilmez [2],cinlerde bilmez [3],İnsan da bilmez.[4] Gaybı yalnız Allah bilir.[5] Kur’an-da müminler vasıflandırılırlarken,gabya iman eden kimseler olarak bildirilirler.[6] Mugayyebat-ı Hamse yani beş gaybi,bilinmeyen şey olarak belirlenen âyette:”Kıyamet saatinin ne zaman geleceğini […]
EDEB VE EDEBİYAT *“İnsan fezailden neye erişirse edeble erişir.”[1] *-Edebden mahrum olan,Rabbin lutfundan da mahrum olur.” “Gezdim Haleb ile şam’ı Eyledim ilmi taleb Meğer ilim bir hiç imiş İlla edeb illa edeb…” Hayatını edebden uzak günah kirleriyle,zina içerisinde harama yönelerek geçiren bir insan,budanmamış bir odun ve kütük gibidir. Asr-ı saadette Peygamberimiz (A.S.) Ashabıyla beraber bulunuyordu. […]
EVRİM TEORİSİ Evrim; Varlıkların bir halden başka bir hale yani özellikle insanın başlangıçta maymun iken şimdiki hale dönüştüğünü iddia eden bir teori ve faraziyenin adıdır. Evet evrim; her şeyden önce bir teoridir. Yani ispatlanmamış kof bir fikir yığınıdır. Evrim, teoriden de öte bir ideolojidir. Her devirde belli bir şekil almış düşüncenin, şekil değiştirerek sahneye çıkışıdır. […]
ABDULAZİZ BAYINDIR’IN TUTARSIZLIĞI Her şey 2008-in yazında başladı.Malatyalı Mehmet isminde bir meslektaş gönderdiği a-mailde;Bayındırın 4 dvd-sinden oluşan 250 kişiye adreslerini göndermeleri halinde tefsirini göndereceğini söylemesi üzerine bende adresimi gönderdim ve bir müddet sonra bir zarfta 3 dvd,zarf biraz açık olduğundan dördüncüsü herhalde düşmüştü,bana ulaştı. Bir çok sesli,arapça ve türkçe tefsirlere hayran duyup incelediğimden dolayı kavuştuğuma […]
EHL-İ BEYT VE ALEVİLİK HZ.ALİ ” Hazret-i Ali’ye (R.A.) iki cihetle bakılmak gerektir. Bir ciheti; şahsî kemalât ve mertebesi noktasından. İkinci cihet: Âl-i Beytin şahs-ı manevîsini temsil ettiği noktasındandır. Âl-i Beytin şahs-ı manevîsi ise, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın bir nevi mahiyetini gösteriyor. İşte birinci nokta itibariyle Hazret-i Ali (R.A.) başta olarak bütün ehl-i hakikat, Hazret-i […]
-L- -LAFIZ PERESTLİK:” Evet lafızperestlik bir hastalıktır, fakat bilinmez ki hastalıktır…”(Mh.88) “Lafızperestlik nasıl bir hastalıktır.. öyle de; suretperestlik ve üslûbperestlik ve teşbihperestlik ve hayalperestlik ve kafiyeperestlik şimdi filcümle, ileride ifrat ile tam bir hastalık ve manayı kendine feda edecek derecede bir maraz olacaktır. Hattâ bir nükte-i zarafet için veya kafiyenin hatırı için, çok edib edebde […]
V E C İ Z S Ö Z L E R PDF İNDİR- TÜMÜ-V E C İ Z SÖZLER….. “Ahirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde,fâni dünyada bıraktığın eserlere de kıymet verme.” “İnsanın yaratılıp bu dünyaya gönderilmesindeki hikmet ve gaye;Halık-ı kâinatı tanımak ve O’na iman edip,ibadet etmektir.” “Hayatın lezzetini ve zevkini isterseniz,hayatınızı iman ile hayatlandırınız […]
RİSALE-İ NURLARDA – T -LER TAHARRİ Bazen en iyiyi taharri ve araştırmak,en kötüyü kazandırıp,mevcudu da kaybettirir.“Amelin en iyi suretini taharriden neş’et eden bir vesvesedir ki, takva zannıyla teşeddüd ettikçe hal ona şiddetlenir. Hattâ bir dereceye varır ki, o adam amelin daha evlâsını ararken, harama düşer. Bazan bir sünnetin araması, bir vâcibi terkettiriyor. “Acaba amelim sahih […]
İANE “Ve Zuhr zamanında ki, o zaman, gündüzün kemali ve zevale meyli ve yevmî işlerin âvân-ı tekemmülü ve meşâgılin tazyikından muvakkat bir istirahat zamanı ve fâni dünyanın bekasız ve ağır işlerin verdiği gaflet ve sersemlikten ruhun teneffüse ihtiyaç vakti ve in’amat-ı İlahiyenin tezahür ettiği bir andır. Ruh-u beşer, o tazyikten kurtulup, o […]
RİSÂLE-İ NUR- DA SIRLAR ÖNSÖZ Ebced ve Cifir hesabı İslâmiyetten önce de uygulanmakta olan;harflerin rakamsal değerleriyle belli meselelere ışık tutmak,belli meselelerden ışıklar almak,bir uygulama olduğu gibi,İslamiyet döneminde de ve ondan sonra da uygulana gelmektedir. Hele hele her yönüyle mu’cize olan Kur’an-ın ayetlerinden geleceğe aid manaların çıkarılması,doğrudan doğruya Kur’an-a aid olan bir […]