Kıyamet Öncesi Bir Gerilim: Zulmün Taşlara ve Ağaçlara Kadar Ulaşan Yankısı “Müslümanlarla Yahudiler harb etmedikçe kıyâmet kopmayacaktır. O harpte Müslümanlar (gâlip gelerek) Yahudileri öldürecekler. Öyle ki, Yahudi, taşın ve ağacın arkasına saklanacak da, taş veya ağaç; ‘Ey Müslüman, Ey Allah’ın kulu, şu arkamdaki Yahudidir, hemen gel de öldür onu!’ diye haber verecektir. Sadece Garkad ağacı […]
Fırtınalı Dönemlerde İman Kaleleri: Abbasî Döneminde Fırak-ı Dâlleye Karşı İlahi Müdahale “Abbasîlerin zamanında, o tarihte Mutezile, Râfızî, Cebrî ve perde altında zındıklar, mülhidler, İslâmiyet’i zedeleyen çok fırak-ı dâlle meydana gelmiştiler. Şeriat ve itikad noktasında ehemmiyetli sarsıntılar olması hengâmında Buharî, Müslim, İmam-ı A’zam, İmam-ı Şafiî, İmam-ı Mâlik, İmam-ı Ahmed İbn-i Hanbel ve İmam-ı Gazalî ve Gavs-ı […]
Zulümle Gelen Birlik: Tuzaklar Kurulur, Fakat Allah Bozar Al Trump’ı Vur Biden’a: Kuklalar Değişir, Perde Aynı Kalır ABD siyasetinde başkanlar değişir ama politikaların derin özü aynı kalır. Trump’ın kaba diliyle Biden’ın sahte diplomatik üslubu arasında sadece ton farkı vardır, hedef aynıdır: Enerji kaynaklarını kontrol etmek, İsrail’in güvenliğini sağlamak, İslam dünyasını böl-parçala-yönet stratejisiyle zayıf tutmak. Trump, […]
Haritalar Değişiyor, Hedef Aynı: İran Üzerindeki 32 Yıllık Kıyamet Senaryosu” Bir Haritanın Hatırası Değil, Senaryosudur: 1993 yılında dönemin Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş’in bir NATO toplantısında gördüğü ve kamuoyuna defalarca aktardığı o meşhur harita, aslında bir “gelecek tasarımı”nın ilk ifşasıydı. Haritada dünya sekiz parçaya ayrılmış, Ortadoğu’daki üç ülke—Irak, Suriye ve İran—ABD’nin kontrolüne bırakılmıştı. O gün “bu […]
Ortadoğu’nun Fitne Üssü: İsrail, Tetikçilik ve Emperyal Strateji Ortadoğu, tarih boyunca dinlerin doğduğu, peygamberlerin geçtiği, medeniyetlerin geliştiği mübarek bir coğrafya olagelmiştir. Ancak bu kutsal topraklar, son yüzyılda bitmeyen savaşların, işgallerin ve zulümlerin merkezi hâline gelmiştir. Bu kaosun merkezinde, bir çıbanbaşı gibi duran İsrail devleti vardır. İsrail sadece bir devlet değil; Batı emperyalizminin bölgeye yerleştirdiği sinsi […]
DİJİTAL DÜNYADA İSLÂMÎ HİZMETİN YENİ YÜZÜ: HIZ MI, HAKİKAT Mİ? Sür’at kemâlin değil, belki zevalin sebebidir. Giriş: Yeni Asrın Yeni Vasıtaları İslâmî hizmetler bugün artık kitaptan ekrana, kürsüden YouTube’a, dersten yapay zekâya, kağıttan dijital uygulamaya taşınmış durumda. Bu dönüşüm, zorluklarla beraber büyük imkânlar da sunuyor. İnsanlar bir tıkla Kur’an dinleyebiliyor, bir yapay zekâya fıkhî soru […]
TEBLİĞDE DİJİTAL SADELİK: SURET DEĞİL, HAKİKAT MERKEZLİ BİR YAKLAŞIM “Kalplere ulaşmak için kalıplara değil, hakikate ihtiyaç vardır.” Giriş: Yeni Bir Zemin, Yeni Bir Üslup Çağ değişti, mecralar değişti; ama hakikat değişmedi. Kur’ân’ın tebliği, her devirde farklı vasıtalarla yapıldı. Bugün bu vazife, sosyal medya, YouTube, podcast, dijital kitap, hatta yapay zekâ üzerinden yürütülüyor. Ancak burada asıl […]
Yüzler Ateşte Çevrildiği Gün: Keşke Dememek İçin Gafletin Çığlığı: “Yazıklar Olsun Bize!” Kur’an-ı Kerim’in en çarpıcı sahnelerinden biri, Ahzâb Suresi 66. ayette tasvir edilir. O gün, yüzlerin ateşte çevrildiği, pişmanlığın doruğa ulaştığı gündür. O günün en dehşetli sözü şudur: > “Yazıklar olsun bize! Keşke elçinin davetine icabet edip, Rabbimizin emirlerine itaat etseydik!” (Ahzâb, 66) Bu […]
YENİDEN KODLAR: İSLÂM MEDENİYETİ GEÇMİŞİN İHTİŞAMI DEĞİL, BUGÜNÜN İHTİYACIDIR “Medeniyet-i İslâmiye, bir tarih mirası değil, bir hayat reçetesidir.” Giriş: Geçmişin İzinde, Geleceğe Doğru İslâm medeniyeti denilince çoğu zihin, geçmişteki Endülüs’ü, Bağdat’ı, Semerkand’ı, İstanbul’u hayal eder. İlimde, sanatta, mimaride, edebiyatta yükselmiş o muazzam çağlara hayranlıkla bakarız. Ancak bu medeniyetin kıymeti, sadece geçmişteki ihtişamında değil, bugünün karanlığında […]
KODLARIN İHYASI, MEDENİYETİN İNŞASI: İSLÂM’IN RUH YAZILIMINA DÖNÜŞ “Kimlik, şuur kodlarının yazılımıdır. Kod bozulunca, benlik silinir.” Giriş: Medeniyet Bir Yazılımdır Her medeniyetin temeli bir inanç, bir hakikat ve ona bağlı bir şuur kodlamasıdır. Batı medeniyeti aklı kutsal kıldı, maddeyi yüceltti; ruhu dışladı. İslâm medeniyeti ise vahyi esas aldı, estetikle şekillendirdi, insanı eşref-i mahlûkat olarak merkezine […]
Bakmak ve Görmek Arasındaki Perde: Kalbin Gözüyle Düşünmek Giriş: Görmek Bir Haktır, Ama Herkes Hakkını Kullanmaz İnsan, gözleriyle bakar; fakat hakikati ancak kalbiyle görür. Gözle görmek, sadece sureti; kalple görmekse hakikati temaşa etmektir. Bu fark, sadece bir kavram ayrımı değil, bir hayat tarzı farkıdır. Birçok insan gökyüzüne bakar, yıldızları seyreder; ama bir kısmı orada sonsuz […]
DÜŞÜNCE ÇAĞI MI, DÜŞÜNCE KRİZİ Mİ? “Bilginin arttığı, ama hikmetin azaldığı bir çağda yaşıyoruz.” Giriş: Bilgi Arttı, Hikmet Azaldı İnsanlık bilgi çağında değil, bilgi selinin boğduğu bir çağda yaşıyor. Her an milyonlarca veri akıyor gözlerimize, ekranlarımıza. Ama bu veri yağmuru, ne toprağa nüfuz ediyor, ne fidan büyütüyor. Çünkü bilgi var, ama düşünce yok; düşünce var, […]
RİSALE-İ NUR’DA TEFEKKÜR: İMANIN DERİN YOLCULUĞU “Tefekkür, fikrin ibadete dönüşmesidir. Risale-i Nur ise bu ibadetin haritasıdır.” Giriş: Düşünmek Yetmez, Tefekkür Gerekir Bugün insanlar düşünüyor, ama çoğu zaman ne düşündüğünü bilmiyor. Bilgiye ulaşıyor, ama onu hikmete dönüştüremiyor. Oysa Kur’ân, insanı sadece bilgiye değil, tefekküre çağırır. Çünkü tefekkür, aklın ibadetidir; fikrin secdesidir. İşte bu noktada Risale-i Nur, […]
İnsanın Anahtarlığı: Gizli Hazinenin Kapısını Açan Varlık “كُنْتُ كَنْزًا مَخْفِيًّا فَخَلَقْتُ الْخَلْقَ لِيَعْرِفُونِى” “Ben gizli bir hazine idim, bilinmek istedim; mahlûkatı yarattım ki, Beni bilsinler.” (Hadîs-i Kudsi) Bu kudsî beyan, varlıkların yaratılış hikmetinin merkezine “marifetullah”ı koyar. Allah bilinmek istemiş, bu ilahi muradın neticesinde kâinat yaratılmıştır. Bu büyük manada insan, sıradan bir varlık değil; esma-i ilahiyyenin […]
Kalbin Kilidi: Hakikate Giden Yolun Önündeki Engel Kur’ân-ı Kerîm’in Muhammed Suresi 24. ayetinde Rabbimiz şöyle buyurur: > “Onlar Kur’ân’ı düşünmüyorlar mı? Yoksa kalpleri kilitli mi?” (Muhammed, 24) Bu ayet, hem bir ikaz hem de derin bir hikmete kapı aralar. Ayet, Kur’ân’ın anlaşılması ve idrak edilmesinin önündeki en büyük engelin kalbin kilitlenmesi olduğunu beyan eder. Zira […]