Her Nakışta Kudretin İmzası: Kalem-i Kudretin Sessiz İlânı ” Kalem-i kudrette ittihat, tevhidi ilan eder Eser-i itkan-ı sanat, fıtratın her köşesinde bilbedahe reddeder esbabının icadını. Nakş-ı kilkî ayn-ı kudret, hilkatin her noktasında bizzarure reddeder vesaitin vücudunu.” Sözler. Lemaat Kâinatın sessiz ama etkili dili, tevhidi haykırır. Her varlık, her atom, her canlı; bir sanat eseri gibi […]
Cismin Ötesindeki Gerçeklik: Vücuda Dair Derin Bir Hakikat “Vücud, âlem-i cismanîde münhasır değil Vücudun hasra gelmez muhtelif envaını, münhasır olmaz, sıkışmaz şu şehadet âleminde. Âlem-i cismanî bir tenteneli perde gibi şule-feşan gaybî avâlim üzerinde.” Sözler. Lemaat. İnsanoğlu varlığı çoğu zaman yalnız gördüklerinden, dokunduklarından, ölçüp biçebildiklerinden ibaret saymıştır. Oysa varlık, sadece maddede değil; maddenin […]
RİBA: BİR UYGARLIK YALANI VE FELAKETİN KÖKÜ “Riba, İslâm’a zarar-ı mutlaktır Riba atalet verir, şevk-i sa’yi söndürür. Ribanın kapıları hem de onun kapları olan bu bankaların her Dem nef’i ise beşerin en fena kısmınadır, onlar da gâvurlardır. Gâvurlardaki nef’i en fena kısmınadır, onlar da zalimler. Her Dem zalimlerdeki nef’i en fena kısmınadır, […]
TEZKİR Mİ, TALİM Mİ? “Talim-i nazariyattan ziyade, tezkir-i müsellemata ihtiyaç var Zaruriyat-ı dinî, müsellemat-ı şer’î; kulûblerde hasıldır, ihtar ile huzuru, tezkir ile şuuru. Matlub da hasıl olur. İbare-i Arabî (*) daha ulvi ediyor tezkiri hem ihtarı. Onun için cumada hutbe-i Arabiye; zaruriyatı ihtar, müsellematı tezkir, maalkifaye olur onun tarz-ı tezkiri. Nazariyatı […]
SAVAŞ RUHLU BATI, SULH RUHLU İSLÂM “Savaşmadan rahat edemeyen bir medeniyetin vicdanı değil, sadece silahı vardır.” Tarihin sayfalarını karıştırdığınızda, karşınıza sürekli tekrar eden bir gerçek çıkar: Batı medeniyeti, yayılmak için savaşmayı, hâkimiyet kurmak için kan dökmeyi, zenginleşmek için işgal etmeyi bir yöntem değil, bir yaşam biçimi hâline getirmiştir. Romalardan Haçlılara, sömürgecilikten iki dünya savaşına, Irak’tan […]
Cebindeki Pirinçler: Bir Babanın Sessiz Çığlığı ve İnsanlığın İmtihanı Giriş: Bir Cebin İçine Sığan Vicdan Savaşların sadece cephelerde değil, sofralarda da yaşandığı bir çağdayız. Gazze’de bir babanın cebinden çıkan birkaç pirinç tanesi, artık mermilerin ve bombaların değil; açlığın, yokluğun ve çaresizliğin öyküsünü anlatıyor bize. Toprağa düşen bedenin cebinden çıkanlar, yalnızca bir poşet pirinç değil; bir […]
Ribanın Felaketi ve Zekâtın Hikmeti: Beşeriyetin Yol Ayrımı “Beşer hayatını isterse enva-ı ribayı öldürmeli Tabaka-i havastan tabaka-i avama sıla-i rahim kopmuştur. Aşağıdan fırlıyor Sadâ-yı ihtilalî, vaveylâ-yı intikamî, kin ü hased enîni… Yukarıdan iniyor Zulüm ve tahkir ateşi, tekebbürün sıkleti, tahakküm sâıkası… Aşağıdan çıkmalı Tahabbüb ve itaat, hürmet ve hem imtisal. Fakat […]
Zıdd-ı Maksuda Giden Yol: Gayr-ı Meşru Araçların Âkıbeti “Gayr-ı meşru tarîk, zıdd-ı maksuda gider اَلْقَاتِلُ لَا يَرِثُ bir düstur-u azîmdir: “Gayr-ı meşru tarîk ile bir maksada giden zat, galiben maksudunun zıddıyla görür mücazat.” Avrupa muhabbeti, gayr-ı meşru muhabbet hem taklit ve hem ülfet. Âkıbeti mükâfat: Mahbubun gaddarane adâveti, cinayat… Fâsık-ı mahrum bulmaz, ne […]
Zulmün Gölgesinde İnsanlık: Asrın Cürmü ve Nuh’un Duası Gözlerin Gördüğü Ama Kalplerin Kör Olduğu Bir Zaman Dünya, iki milyona yakın masumun açlıkla, bombalarla, susuzlukla ve sessizlikle kıvrandığı bir imtihanın tam ortasında. Ve bu imtihan sadece Gazze’nin değil; insanlığın, vicdanın ve inancın imtihanıdır. Bir yanda çaresiz bebeklerin ağlayışları, bir yanda işgal uçaklarının alçak uçuşları… Gözler görüyor, […]
HAYDİ ÇOCUKLAR CAMİYE Kur’ân-ı Kerim’i Öğrenen En Hayırlı Kul Olma Temennisiyle… Zamanın hızla aktığı, çocukların ekranlara hapsolduğu, kalplerin dünyevî hazlarla tatminsizleştiği bir çağda yaşıyoruz. Bu çağda evlatlarımızın gönül dünyasını mamur edecek, onları hem dünya hem de ahiret saadetine taşıyacak bir davete ihtiyaç var: “Haydi çocuklar camiye!” Bu sadece bir çağrı değil, bir uyanışın, bir ruh […]
Ahmak Sadakat: Dost Görünümlü Zarar “Şeriatın herbir hükmünde ?âriin bir sikke-i itibarı vardır. O sikkeyi okumak lâzımdır. Sikkenin kıymetinden başka, o hüküm herşeyden müstağnîdir. Hem de lâfız-perdâzâne ve mübalâğa-cûyâne ve ifrat-perverânelerin tezyin ve tasarruflarından bin derece müstağnîdir. Dikkat olunsun ki, böyle mücazifler, nasihat ettikleri vakitte nazar-ı hakikatte ne derece çirkin oluyorlar! Ezcümle: Bunlardan birisi bir […]
Zincirden Kurtulmak: Galibiyetin Bedeli ve Fıtrata Aykırı Yollar “Devletler, milletler muharebesi, tabakat-ı beşer muharebesine terk-i mevkî ediyor. Zîra, beşer esir olmak istemediği gibi, ecir olmak da istemez. Galip olsa idik, hasmımız ve düşmanımız elindeki cereyan-ı müstebidaneye belki daha şedîdane kapılacak idik. Halbuki, o cereyan hem zalimane, hem tabiat-ı alem-i İslama münafi, hem ehl-i îmanın ekseriyet-i […]