20-VECİZ SÖZLER-Ç
EĞİTİMİN GELECEĞİ GELECEĞİN EĞİTİMİ
Öğretmenin, eğitimin ve okulların izzetinin korunması, densiz ve dengesiz bir öğrencinin çıkışına ve şikayetine feda edilip, harcanmaması gerekir.
Öğretmen öğrenciyi değil de, öğrenci öğretmeni sorguluyor ve köşeye sıkıştırıyorsa, öğrenci ve veliden çekinilir hale geliniyorsa, o eğitim bitmiş, çivisi çıkmış demektir.
Eğitimin çıkan çivilerinin tekraren yerine yerleştirilmesi gerektir.
Öğrenciler Google’a rakip olarak yetiştirilme yerine, Google yapabilecek hale getirilmelidir.
Eğitim geleceğe ümit ve umut vermiyor. Günü kurtarmaktan kurtarılmalıdır.
Öğrenciler kabiliyetlerine göre yönlendirilip, yetiştirilmelidir.
İçi bir türlü doldurulamayan rejime eleman yetiştirilmekten kurtarılmalı, düşünen ve idealist insanlar oluşturacak zeminler hazırlanmalıdır.
Eğitimin kaportasını sürekli değiştirip cilalama yerine, yüz yıllık motor indirilip, içi açılarak düzenlenmesi gerekir.
Yani motora müdahale edilmelidir.
Her gelen motoru indirmekten korkuyor ve çekiniyor.
Ya elinde kalmasından korkuyor veya tepkilere dayanamayacağını düşünüyor.
Böylece eğitim ve eğitim camiası netleşmeyen bir rejim heyulasına feda edilip, çarkları arasında ezilmeye terk ediliyor.
Öğrencilerin kalbi manevi değerlerle, aklıda maddi bilimlerle donatılıp aydınlatılmalıdır.
-Dijital gençlik, idealist gençlikle bir araya getirilmelidir.
Facebook neden rağbet görüyor?
Neden 3 milyara yakın insan bunu kullanıyor?
Çünkü insanlar orada kendilerini çok rahat ifade ediyor, ifadelerden fayda çıkarıyor, uygun olmayanları grubundan çıkarıyor.
Büyük bir havuz. İstediği gibi kulaç atıp, maharetini göstereceği bir ortam.
Osmanlıda bu, ru be ru yani yüz yüze idi. Facebook gibi.
Eğitim gönül işi, istekle yapılması gereken bir alan.
Herkesi zorlayıp birkaç ilgisize eğitim ve öğrenci feda edilmemelidir.
Eğitimin, öğretmenin, okulun bir izzeti var.
Birkaç haylaza feda edilmemelidir.
Üniversiteye gitmeyi değil, liseyi bitirmeyi cazip hale getirmeli.
Herkese her ders vermektense, hayatta kendisine lazım olacak şeyler verilmelidir.
Mesela herkese yabancı dili öğretmeye çalışıp, hiç kimseyi bilmez hale getirmektense, ilkokuldan alıp, öğrenci, veli, idare, rehber öğretmen ortak kararıyla dil sınıfları oluşturup, gerekirse belli zamanlarda yan geçişlerle şekillendirip, liseyi bitirdiğinde artık üniversiteye bile gitmeyecek seviyeye getirilmelidir.
Zira donanımlı olarak bitirdiğinde aranan ve alınan kişi olacaktır.
Kavga eden toplumdan kurtarılıp, araştırıp düşünen bir topluma dönüştürülmelidir.
En önemlisi de, eğitim ruha ruh, fıtrata uygun olmalı, fıtri olup, aykırı olmamalıdır.
“Dağın yerinden oynadığını duyarsanız inanın, fakat bir kişinin huyunun değiştiğini duyarsanız inanmayın. Çünkü o yine fıtratındaki şeye döner.”[1]
Dıştan daha çok içe, ruha, kalbe hitap etmeli, iç yapıyı düzeltmelidir.
”Onlara baktığında, dış görünüşleri itibariyle, seni hayran bırakırlar. Konuştuklarında, sözlerine itibar edersin. Aslında, elbise giydirilmiş kütükler gibidirler. Her koşuşturmayı kendi aleyhlerine sanırlar. Onlar, düşmandırlar, onlara karşı dikkatli ol. Allah, onların canlarını alsın! Nasıl da döndürülüyorlar!”[2]
-“Ve ipliğini sağlamca büküp yaptıktan sonra çözüp bozan kadın gibi olmayın. Bir ümmetin diğer bir ümmetten daha ziyâde (servet, kuvvet sahibi) olduğu için yeminlerinizi aranızda bir fesada âlet ittihaz edersiniz. Şüphesiz ki, Allah Teâlâ sizi bununla imtihan eder ve elbette kendisinden ihtilâf eder olduğunuz şeyi size Kıyamet gününde açıkça beyan edecektir.”[3]
MEHMET ÖZÇELİK
02-07-2021
[1] Bk. Mecmau’z-Zevaid, 7/196.
[2] Münafikun.4.
[3] Nahl.92.
BİZİM ARSLANLAR
-“İzmir’in Konak ilçesinde HDP İl Başkanlığı binasında Onur Gencer(27) tarafından düzenlenen silahlı saldırıda 38 yaşındaki Deniz Poyraz hayatını kaybetti. HDP’ye silahlı saldırı provokasyonunun ardından Mithat Sancar’ın yaptığı basın açıklamasında partililer ‘katil devlet’ sloganları attı. Tabuta PKK paçavrası sermeye çalıştılar.
Deniz Poyraz’ın babası: PKK’nın hakkını ödeyemeyiz.
“Biz ne kadar bedel ödesek dağda tankların tüfenklerin karşısında olan aslanların (PKK’lı teröristler) hakkını ödeyemeyiz” diyen Deniz Poyraz’ın babası Abdülilah Poyraz Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tüm Kürtleri öldürmek istediğini söyleyerek skandal açıklamalarda bulundu.
Deniz Poyraz için ‘Deniz benim Deniz’im değil, Kürdistan’ın Deniz’i…” ifadesini kullanan baba Poyraz şöyle konuştu:
“Onların (PKK’lı teröristler), partinin, HDP’nin, namuslu, şerefli, elini vicdanına koyan Kürt milletinin başı sağ olsun. Benim Deniz’im tek değil. Kızım kimyasalla öldürülenlerden farklı değil. Kızım Sêvêlerden, Pakizelerden farklı değil. Lokman Birlik panzer arkasında sürüklendi. Kızım onlardan farklı değil. Mehmet Tunç şehit oldu. Deniz ondan farklı değil. Birbirinizin elini tutun, birbirinizi sevin.
Hangi Kürdistan şehrinden olursanız olun biz birbirimiziniz. Tayyip(Cumhurbaşkanı Erdoğan) ve ekibinin yapmaya çalıştığı; Osmanlı dönemi gibi tüm Kürdistan’a, Suriye’den, Irak’a saldırmak. İnsan bunları göz önüne getirir. Allah dağdakilere (teröristlere), gerillaya güç kuvvet versin. Allah onların mertebesini yükseltsin. Onları gökyüzüne ulaştırsın. Onların başı sağ olsun…”[1]
Vay be ne asırdayız ama. Teröristlere bile dua edilmekte, yer ve gök, yer ve göktekiler beddua ederken…
Binler nefrin…
Aslında bu zihniyet bilinçsizce ve de az bir kısım ve kesim milliyetçi olduğunu söyleyenler tarafından da dillendirilmekte, meşruluk kazandırılmaktadır.
Oda, onların 6 milyon oy aldıklarını meşruluklarına delil göstermektedirler.
Oysa değil altı milyon mesela Öcalana 16 milyon oy verilse bu onun terörist başı olmasını kaldırır mı?
Onun elindeki kanı ve kiri temizler mi?
Ona bir meşruluk kazandırılır mı?
Azıcık vicdanı ve insafı olanlara soruyorum.
Peki, Allah sizi sevdiklerinizle beraber eylesin, desem ne dersiniz?
Hoşlanırsanız devam edin!!!
Yarım asırdır terörün bitmemesi, rahmetin önündeki bu engellerdir.
Maalesef dağdaki eşkiya ile ve bu milletin güvenliği için hayatını veren gerçek aslanlar çakallarla karıştırılmakta adeta aslanlarımız sırtlanlara yem edilmeye çalışılmaktadır.
Tüm mesele aslanların kükremesidir.
Şimdiye kadar aslanların sahaya inmesi ve kükremesi engellendi.
Çakallar ve sırtlanlar aslanların sahaya inmesi ile kaçışmaktadır.
Bu ordu bin yıldır hem Kur’an-ı Kerimin övgüsüne mazhar olmuş, hem kahramanlık ve asaletini Malazgirt’ten Çanakkale’ye, 15 Temmuz’dan günümüze taşımıştır.
Bazen eli kolu bağlanıp sekteye uğratılmaya ve de üstü küllenmeye çalışılsa da, külün altında o ruhu ve Peygamber ocağını bugün tüttürmeye devam ettirmektedir.
O ruh ve o Peygamber ocağı yanmakta ve sürmektedir.
Allah daim etsin.
-Dünyada, insanlık tarihi boyunca böylesi görülmüş mü?
Dünyada böyle bir asker var mı veya olması mümkün mü?
-“PKK liderlerinden Murat Karayılan’ın çevresine “Oğlum” dediği, kırmızı bülten ile aranan Özgür Gabar kod adlı Fırat Şişman, Şırnak’ta çıkan çatışmada yaralı halde ele geçirildi. Jandarma personelinin iki ünite kanıyla hayata dönen Şişman, güvenlik birimlerine önemli bilgiler verdi.
ASKERLERİN VERDİĞİ KANLA HAYATA TUTUNDU
7 kurşun yarası olduğu tespit edilen Şişman’a ilk müdahale güvenlik birimlerince olay yerinde yapıldı. Aşırı kan kaybeden Şişman’a jandarma personelinden alınan 2 ünite kan verildi. Helikopter ile Şırnak Şehit Tümgeneral Aydoğan Aydın hastanesinde kaldırılan Şişman, 1 buçuk ay süren tedavi sürecinde devletin göstermiş oldu şefkatten etkilendi.”[2]
Çanakkale’de de benzerini gördük, bu günde görmekteyiz.
Tıpkı Pkk’nın yerdeki Kur’an-ı Kerim-in altına bombayı koyarken, askerimiz Kur’an-ı Kerim-in hatırına bombayı bile önceliğine almıyor…
Bugün bizim aslanlar çakal ve sırtlanlara karşı mücadele etmektedir…
Allah yâr ve yardımcıları olsun…
**********
“Takvimler 16 Eylül 1998’i gösterdiğinde Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla Ateş Suriye’ye sınır Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde şöyle diyordu: “Türk devleti olarak komşularımızla iyi ilişkiler kurmaya çalışıyoruz. Bu iyi niyetimize rağmen bazı komşularımız, özellikle ismini açıkça söylüyorum, Suriye gibi komşular, iyi niyetimizi yanlış tefsir ediyorlar. Apo denen eşkıyayı destekleyerek Türkiye’yi terör belasına bulaştırdılar. Türkiye iyi ilişkiler konusunda gerekli çabayı gösterdi. Türkiye beklediği karşılığı alamazsa, her türlü tedbiri almaya hak kazanacaktır. Artık sabrımız kalmadı.” bu durum aponun yuvasını terketmesi ve Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, TBMM’nin yeni yasama yılının açılışında Meclis’teki konuşmasında, “Suriye, Türkiye’ye karşı açık bir husumet politikası izlemektedir. PKK terör örgütüne aktif destek sağlamayı sürdürmektedir. Tüm uyarılarımıza rağmen hasmane tutumundan vazgeçmeyen Suriye’ye karşı mukabelede bulunma hakkımızı saklı tuttuğumuzu, sabrımızın taşmak üzere olduğunu bir kez daha tüm dünyaya ilan ediyorum” diyordu. VE Aponun bundan itibaren, şam, atina, rusyada yüz bulamadı ve yakalanışını hızlandırdı.
-Marksist-Leninist ideolojiye dayanan bölücü terör örgütü PKK’de oruç tutmak yasaklandı!
Terör örgütü PKK`da, sözde başkanlık konseyi kararıyla, oruç tutulmasına izin verilmemesi sorun yarattı. Örgütün sözde Başkanlık Konseyi 3 Kasım 2001 tarihinde bir bildiri yayımladı. Örgütün yoğun bir mücadeleden geçtiği, bu mücadeleyi engelleyecek düşünsel ve eylemsel tüm çabaların yasaklandığı belirtilen bildiride, oruç tutulması amacıyla örgüt içinden yönetime çeşitli taleplerin gelebileceği, daha önce örnekleri görüldüğü şekilde bu tür faaliyetlerin disiplini bozduğu ifade edildi.Bildiride, “Oruç tutulması taleplerinin ikna yoluyla reddedilmesi, diretenlere ise gerekli yaptırımın uygulanması” istendiği kaydedildi. Oruç konusunda alınan kararın propaganda amaçlı olarak kullanılabileceği ifade edilen bildiride, karşı propaganda için de gerekli tedbirlerin sözde Başkanlık Konseyi tarafından alınacağı belirtildi.”[3]
Hz. Âdem’den beri süre gelen iman-küfür mücadelesi terörle, demokrasi bahane ve göstermeleriyle sürdürülmektedir.
“Ey iman edenler! Sizden olmayanları sırdaş edinmeyin, onlar size kötülük yapmaktan geri durmazlar, sıkıntıya düşmenizi isterler. Onların ağızlarından nefret taşmaktadır; kalplerinin gizlediği ise daha büyüktür. Gerçekten size delilleri açıklamışızdır, eğer düşünüyorsanız!
Size gelince, bakın siz onları seviyorsunuz, ama onlar sizi sevmiyorlar. Siz kitabın tamamına inanıyorsunuz; onlar sizinle karşılaştıkları zaman “inandık” diyorlar; yalnız kaldıklarında ise size karşı öfkelerinden parmaklarını ısırıyorlar. De ki: “Öfkenizden çatlayın!” Şüphesiz Allah kalplerde olanı bilmektedir.
Size bir iyilik gelirse bu onları üzer, ama başınıza bir kötülük gelse buna sevinirler. Eğer sabreder ve sakınırsanız, onların tuzağı size hiçbir zarar vermez. Allah onların yaptıklarını çepeçevre kuşatmıştır.”[4]
MEHMET ÖZÇELİK
30-06-2021
[1] https://www.google.com/amp/s/m.yeniakit.com.tr/amp/video/55817/hdp-binasinda-oldurulen-deniz-poyrazin-babasindan-teror-orgutu-pkk-propagandasi
[2] https://www.google.com/amp/s/www.sondakika.com/amp/haber-karayilan-in-cevresindekilere-oglum-diye-14211500/
[3] yeni mesaj.17-11-2001.
[4] Âl-i İmrân Suresi – 118-120.