YOKLUKTAKİ VARLIK – Sesli Dinle– Yokluktan geldim,var oldum. O’na ve Gerçek Varlığa gidiyorum. Karanlıktan aydınlığa çıktım. O’nsuz idim,yokta kaldım. O’nun ilminde ve O’nunla oldum,var oldum ve aydınlandım,aydınlığı buldum. O’nun dışındakileri yoklukta bıraktım,yokluğa attım. O var idi..O’nun varlığı benim yokluğumla zuhur etti. Bende zahir oldu. Ben de […]
MEĞER ALDANILMIŞ !! “17 Aralık ve 25 Aralık süreçlerinde yaşananların, ileri sürülen gerekçelerle ilgili olmadığını hepimiz biliyoruz. Rahmetli Menderes ve bakanlarını yolsuzlukla suçlayıp kamuoyunda yıpratan zihniyet yeniden dirilmiş, kritik süreçlerde devreye girmek suretiyle ülkemizin ayağına bağ olmuştur” Yıllardır damla damla görülen kirli akımın patlama ve dolup taşma tarihidir 17-25 aralık tarihi… İçin ve gerçek niyetin […]
ABDULKADİR EVREN “Tabîattan gelen fikr-i küfrîyi dirilmiyecek bir surette öldürüyor; küfrün temel taşlarını zîr ü zeber ediyor.” *Kendinizi tanıtır mısınız? Abdulkadir Evren..1958 Samsat doğumluyum.15 yıl gardiyanlık yaptım.Şimdi emekliyim.Allah-a şükür fırsat buldukça Risale-i Nurları okuyorum. *Risale-i Nuru nasıl,nerede ve kimin vesilesiyle tanıdınız? 1974 tarihinde Mustafa Demir hocamızın Samsat ilçemize gelmesi ve bizlerle ilgilenmesi, Kur’an’ın bu asırda […]
SÜLEYMAN ATEŞ’İN TUTARSIZLIKLARI Bu zamanda şeytanı taşlamaktan Rahmanı tesbih etmeye,bevledilen cami duvarını temizlemekten camide ibadete vakit kalmamaktadır. Ancak bununla beraber,şerrin def’i hayrın celbinden evlâdır. Hayatta en büyük değer istikamettir.İstikamet ilimden önce gelir. Bilgi konusunda büyük bir birikime sahip olan şeytan istikametini koruyamadığı gibi,küfrünü ve kibrini daha da arttırmıştır. Bundan dolayı,Peygamber Efendimiz;”Şeyyebetni suretü hud” yani Hud […]
MEŞRU TEVESSÜL Tevessül,vesile kökünden alınmadır.Sin ve sad ile olan tevessül mana bakımından birbirine yakındır.Zira sin ile sad devamlı münavebeli olarak gelirler.Onlardan biri diğerine benzer. Tıpkı Fatiha suresindeki –İhdinas-sırâtel müstakim.-gibi.Kıraat-ı seb’a üzerine her iki şekilde okumakta caizdir. Vesile;(sin ile)hedefe ulaştırma aracıdır. Vesile;(sad ile) hedefe ulaşmaktır.Her ikisi de hedefe ulaşmaya sebep ve araçtır. 1.Nev’:Bir ibadet olup,onunla Allah’ın […]
KUR’AN-I KERİM-DE KÂFİR VE MÜ’MİNLERİN SÖZLERİ Kur’an-ı Kerim-de muhtelif sözler bulunmaktadır.Karıncaların sözünden ,Hüdhüd kuşunun sözüne ,Peygamberlerin,zalimlerin,münafıkların,ilim sahibi olmayanların,kibirlilerin,vs. konuşmaları dile getirilir. Bu tarihi vaka dün onlar tarafından denildiği gibi,her zamanda söylenen,söylenilecek sözlerdir. Kafir olanlar hep olmayacak şeyleri istemişler,hep azabın kendilerine gelmesine sebeb olacak söz ve davranışlarda bulunmuşlardır. “Dediler ki: “Yerden bize bir pınar fışkırtmadıkça; yahut […]
KALEM VE KELÂM Hiçbir şey yoktu,O vardı. O mâsivadan önce de vardı. Kelâm O’nunla beraber var idi. Varlık kelâmla,kelâmıyla var oldu. O’nun yarattığı ilk şey kalem oldu. Kelâmın gücü kılıcın gücünden daha güçlüdür. Kalemin gücü kelâmın gücünden ileri gelir. Tevhid kelimesini yani içinde Allah kelimesi olan Kelime-i Tevhidi faziletçe hiçbir amel geçemez.Feyiz ve kudsiyeti yücedir.Can […]
RİSALE-İ NURLARDA HZ.ALİ “Cenâb-ı Hakka, ilmelyakîn ve hattâ aynelyakîn derecesinde iktisâb-ı mârifet ederek ubûdiyetin (kemâhiye hakkıhâ) iktizâ ettiği acz ve fakr-i tâınını izhar ederek dergâh-ı İlâhiyeye ilticâ ve huzur-u Rahmâna takarrüb gibi mezâyâ-yı insâniyeyi bihakkın tâlim; ve dünya ve mâfihâya mâlik ve kenz-i mahfîye mutasarrıf olan Ekrem-i Enbiya (aleyhi ekmelittahiyyat) efendimizin münâcatından ve Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyânın […]
DİNİNİ DÜNYAYA SATAN SİHİRBAZ VE SİHİRİ Bazı görünmez güçlerin yardım ve aracılığıyla yapılan gizli işlerdir. Kökü tarihin ilk dönemlerine kadar gider. İlk başlangıcı iki Melek olup insanlara yararlı olmak amacıyla yapan Harut ve Marut tarafından yapılmıştır. Hz.Musa döneminde revaçta olup,Hz.Musa-dan öncede Mısırda uygulanmaktaydı. Cinlerden yardım almak ve tabiat güçlerini kendi yararlarına kullanmak amacıyla gelişmiştir. Gücü […]
DİNE EKİLEN AYRIK OTLARI *Hayatımızdan ayrık otlarını çıkarmalı,atmalı ve sökmeliyiz.Başka türlü kurtuluşumuz mümkün değildir.Zira şerrin def’i,hayrın celbinden evlâdır. Menfiliklerin tahribatı ve açtıkları yaralar,hayırların tamirinden daha büyük yaralar açmaktadır. Bu yazı ve araştırma aynı zamanda Din kültürü öğretmenlerinin, ilâhiyatçıların, hocaların durumu hakkında bir öz eleştiridir. Önceleri olsun diyorduk,olsun da çamurdan olsun!oldular.Şimdi kaliteli olsun ama ne kadar […]
HAMD VE ŞÜKÜR Hamd ifadesi;şükür,senâ,tahiyyat ifadelerinden daha kapsamlıdır.Ezelden ebede kadar,olmuş,olmakta ve olacak olan her türlü nimetleri ve verilenleri kapsayarak yapılan bir övgüdür. Şükürle olan farkı konusunda;İmam-ı Rabbani hamd şükürden daha kıymetlidir, der. Hamd ederken,sevgilinin hüsnü cemali yani kendisi göz önündedir. Zat, sıfat, nimet ve elem gibi her şeyiyle göz önündedir. *Mevlana her nimet için elhamdulillah,nimetin […]
ADALET *Adalet;Hak sahibi olan Allah-ın dengeyi sağlamak amacıyla her varlığa hakkını ve layıkını vermesidir. Allah Âdil-i mutlaktır..asla zulmetmez..kimseye haksızlık etmez..adalet ismi zulme müsaade etmez. Adalete sadece veren cihetiyle değil,alan yönüyle de bakıp değerlendirmek gerektir. Zira verilen kişinin,kendisine verilene liyakatı da esastır. Bitkilere,hayvanlara ve insanlara verilenler,kendilerine münasib ve layık olanlardır. Zira hiç yaratan bilmez mi? Vermemek […]
ALLAHIM ! *Allahım, bizi saadet, selâmet, Kur’ân ve İmân ehlinden eyle. âmin. Allahım, Efendimiz Muhammed’e, onun âl ve ashâbına, indiği günden itibârentâkıyâmete kadar, onu okuyan her okuyucunun her kelimesini okuması esnâsında Allah’ın izniyle hava dalgalarının aynasına yansıyan bütün Kur’ân kelimelerinin bütün harfleri adedince salât ve selâm eyle. Bize, anne ve babamıza, erkek ve kadın bütün […]
İSLÂMIN GELECEĞİ “Sûre-i Tevbe’de: «“Allah’ın nurunu ağızlarıyla (üfleyip) söndürmek istiyorlar.Halbuki kâfirler hoşlanmasalar da Allah nurunu tamamlamaktan asla vaz geçmez.”[1] âyetindeki cümlesi, kuvvetli ve letafetli münasebet-i maneviyesiyle beraber şeddeli “lâmlar” birer “lâm” ve şeddeli “mim” asıl kelimeden olduğundan iki “mim” sayılmak cihetiyle bin üçyüz yirmidört (1324+584=1908-Osmanlının yıkılışı) ederek, Avrupa zalimleri devlet-i İslâmiyenin nurunu söndürmek niyetiyle müdhiş […]