Abdnin vietnamdaki yaptıkları işgali ve genel kayıplar nedir?

Abdnin vietnamdaki yaptıkları işgali ve genel kayıplar nedir?


Vietnam Savaşı, 1955 ile 1975 yılları arasında Güney Vietnam (destekçileri ABD ve diğer Batı ülkeleri) ile Kuzey Vietnam (komünistler) arasında gerçekleşen büyük bir çatışmaydı. Bu savaşın Amerika Birleşik Devletleri’nin Vietnam’daki faaliyetleri büyük tartışmalar yaratmış ve savaşın sonuçları üzerinde derin etkiler bırakmıştır. İşte Amerika Birleşik Devletleri’nin Vietnam Savaşı’ndaki faaliyetleri ve genel kayıplar hakkında bazı önemli bilgiler:

1. Amerika Birleşik Devletleri’nin Faaliyetleri: ABD, Güney Vietnam’a destek sağlamış ve ABD askeri birlikleri Vietnam’a gönderilmiştir. ABD, Güney Vietnam hükümetini destekleyerek Kuzey Vietnam’a karşı savaşın bir tarafı haline gelmiştir.

2. Askeri Kayıplar: Vietnam Savaşı sırasında Amerika Birleşik Devletleri, yaklaşık 58.000 askeri personeli kaybetmiştir. Bu askerler, savaşın çeşitli aşamalarında ölmüş veya yaralanmışlardır.

3. Sivil Kayıplar: Vietnam Savaşı’nın sivil kayıpları, özellikle Güney ve Kuzey Vietnam’da yaşayan sivilleri içerir. Savaşın uzun süresi boyunca birçok sivil yaşamını yitirdi veya yaralandı.

4. Toplumsal Etkiler: Vietnam Savaşı, ABD’de büyük toplumsal karışıklıklara ve protestolara neden oldu. Savaşın meşruiyeti, sivil haklar hareketi ve anti-savaş protestoları gibi birçok konuyu gündeme getirdi.

5. Sonuçlar: Vietnam Savaşı, Amerika Birleşik Devletleri için bir zaferle sonuçlanmadı ve 1975 yılında Kuzey Vietnam’ın Güney Vietnam’ı işgaliyle sona erdi. Bu, Amerika Birleşik Devletleri için büyük bir moral bozukluğu ve dönemsel olarak savaşın eleştirisiyle sonuçlandı.

Vietnam Savaşı’nın Amerika Birleşik Devletleri için yarattığı etkiler ve tartışmalar, hala günümüzde incelenen ve tartışılan bir konu olarak varlığını sürdürmektedir.

@@@@@

ABD Vietnam’a niçin saldırdı, Vietnamlıların kaybı ve savaşın sonucu ne oldu?

Vietnam Savaşı’nın başlangıcı ve nedenleri oldukça karmaşıktır. Temel nedenlerden bazıları şunlardır:

1. Soğuk Savaş: Vietnam Savaşı, Soğuk Savaş döneminin bir parçası olarak kabul edilir. ABD ve Sovyetler Birliği arasındaki ideolojik rekabetin bir sonucu olarak, Amerika Birleşik Devletleri komünist genişlemeyi engellemek ve Sovyetler Birliği’nin etkisini sınırlamak istedi. Vietnam, Soğuk Savaş’ın önemli bir sahnesiydi.

2. Fransız Sömürgecilik Sonrası: Vietnam, 19. yüzyılın sonlarından itibaren Fransız sömürgeciliğine karşı direniş gösterdi. Bu süreç, II. Dünya Savaşı’nın sonunda Japon işgali ve ardından Fransızların geri dönmesiyle karmaşık bir hale geldi. Vietnam, 1954 Cenevre Anlaşması ile Kuzey ve Güney Vietnam olarak ikiye bölündü. ABD, Güney Vietnam’ı desteklemeye başladı.

3. İdeolojik ve Siyasi Faktörler: Amerika Birleşik Devletleri, komünistlerin Güney Vietnam’ı ele geçirmesini engellemek ve komünist etkiyi sınırlamak istedi. Ayrıca, Soğuk Savaş’ın etkisi altında, ABD’nin komünist genişlemeye karşı birçok ülkede müdahalede bulunduğu bir dönemdeydi.

Vietnam Savaşı, 1955-1975 yılları arasında devam etti ve büyük insan kayıplarına yol açtı. Amerika Birleşik Devletleri, yaklaşık 58.000 askeri personelini kaybetti ve birçok kişi yaralandı. Vietnam Savaşı, sivil kayıplar açısından da büyük bir trajediye neden oldu; yaklaşık 2 ila 3 milyon Kuzey ve Güney Vietnam vatandaşı yaşamını yitirdi.

Savaşın sonucunda, 30 Nisan 1975’te Kuzey Vietnam, Güney Vietnam’ı işgal ederek savaşı sona erdirdi. Vietnam, ikiye bölünmüş durumda olan bir ülke olarak birleşti ve komünist bir tek parti yönetimi altında birleşik bir ülke oldu. Bu, Amerika Birleşik Devletleri için büyük bir moral bozukluğuna neden oldu ve savaşın sonuçları uzun yıllar boyunca tartışıldı. Vietnam Savaşı, hem Amerika Birleşik Devletleri hem de Vietnam için büyük insan kayıplarına ve travmalara yol açan bir dönemin parçasıdır.

@@@@@@@

ABD’nin tarihteki savaş sicili nedir?

Amerika Birleşik Devletleri tarihi boyunca birçok savaş ve askeri müdahaleye katılmıştır. İşte Amerika Birleşik Devletleri’nin tarihteki savaş sicili hakkında önemli olaylardan bazıları:

1. Amerikan Bağımsızlık Savaşı (1775-1783): Amerika Birleşik Devletleri’nin bağımsızlık kazandığı savaş. Amerika, Büyük Britanya’ya karşı bağımsızlık mücadelesi verdi.

2. 1812 Savaşı (1812-1815): Amerika Birleşik Devletleri ve Büyük Britanya arasındaki savaş, Amerika’nın ikinci bağımsızlık savaşı olarak kabul edilir.

3. Meksika-Amerika Savaşı (1846-1848): Amerika Birleşik Devletleri ve Meksika arasındaki savaş, Amerika’nın toprak kazanma amaçlı savaşlarından biriydi. Bu savaş sonucunda Amerika Birleşik Devletleri, bugünkü Amerika Birleşik Devletleri’nin batısında bulunan toprakları elde etti.

4. Amerikan İç Savaşı (1861-1865): Kuzey ve Güney Amerika Birleşik Devletleri arasındaki çatışma, kölelik, devlet hakları ve diğer konularda derin farklılıkların sonucuydu.

5. Birinci Dünya Savaşı (1917-1918): Amerika, I. Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru müttefiklerle savaşa katıldı.

6. İkinci Dünya Savaşı (1941-1945): Amerika, II. Dünya Savaşı’nın ortasında Pearl Harbor saldırısının ardından savaşa katıldı ve müttefiklerle birlikte savaştı.

7. Kore Savaşı (1950-1953): Amerika, Güney Kore’yi Kuzey Kore’nin saldırısına karşı savunmak amacıyla Kore Savaşı’na katıldı.

8. Vietnam Savaşı (1955-1975): Amerika, Güney Vietnam’ı komünist etkisinden korumak amacıyla Vietnam Savaşı’na müdahale etti.

9. Körfez Savaşı (1990-1991): Amerika, Irak’ın Kuveyt’i işgali sonrasında Birleşmiş Milletler kararı doğrultusunda Kuveyt’i özgürleştirmek için askeri müdahalede bulundu.

10. Afganistan Savaşı (2001-günümüz): Amerika Birleşik Devletleri, 11 Eylül saldırılarına yanıt olarak Afganistan’a askeri müdahalede bulundu.

11. Irak Savaşı (2003-2011): Amerika Birleşik Devletleri, Saddam Hüseyin yönetimini devirmek amacıyla Irak’a müdahale etti.

Bu, Amerika Birleşik Devletleri’nin tarihteki savaşlara katılımının sadece birkaç örneğidir. Amerika Birleşik Devletleri, tarihi boyunca birçok başka savaş ve askeri müdahalede bulunmuştur ve bu konu, geniş bir tarih ve politika literatürünün konusu olmuştur.

@@@@@@@

ABD’nin işgal edipte yakıp yıktığın devletler hangileridir?

Amerika Birleşik Devletleri’nin tarihinde çeşitli savaşlar ve askeri müdahaleler bulunsa da “işgal edip yakıp yıktığı” devletler ifadesi oldukça genel ve yaygın bir ifadedir. Amerika Birleşik Devletleri’nin askeri müdahalelerinin çok çeşitli nedenleri ve sonuçları vardır ve her bir olay ayrı bir tarihsel ve politik bağlama sahiptir.

Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri’nin Kore Savaşı ve İkinci Dünya Savaşı sırasındaki bombardımanları büyük tahribata yol açmıştır, ancak bu savaşların amacı düşmanı yenmek ve barışı sağlamaktı.

Irak Savaşı (2003-2011) ve Afganistan Savaşı (2001-günümüz) gibi savaşlar, Amerika Birleşik Devletleri’nin askeri müdahaleleri arasında tartışmalı ve eleştirilen örneklerdir. Bu savaşlar sırasında hem mülteci krizleri hem de altyapı tahribatı yaşandı. Ancak, bu tür askeri müdahaleler, ABD hükümeti tarafından ulusal güvenlik veya dış politika nedenleriyle yapıldı ve uluslararası toplumda tartışma yarattı.

Her bir askeri müdahale, tarihsel ve politik bağlama bağlı olarak farklı sonuçlar doğurduğu için, genel bir ifadeyle tüm durumları aynı kefeye koymak yanıltıcı olabilir. Bu nedenle, ABD’nin tarihindeki askeri müdahaleleri ayrıntılı bir şekilde incelemek ve her birinin nedenlerini ve sonuçlarını anlamak daha iyi bir yaklaşım olacaktır.

@@@@@@

ABD’nin işgal ettiği memleketlerin neden ve sonuçları nelerdir?

Amerika Birleşik Devletleri’nin tarihindeki askeri müdahaleler ve işgaller, çeşitli nedenlerle gerçekleştirildi ve farklı sonuçlar doğurdu. İşte bazı örnekler ve bu müdahalelerin nedenleri ve sonuçları:

1. Japonya (II. Dünya Savaşı):
– Neden: Pearl Harbor saldırısı sonrasında Amerika Birleşik Devletleri, 1941’de II. Dünya Savaşı’na katıldı ve Pasifik Cephesi’nde Japonya’ya karşı savaştı.
– Sonuçlar: Amerika Birleşik Devletleri, Hiroşima ve Nagazaki’ye atom bombası attıktan sonra, Japonya teslim oldu. Bu savaşın sonunda Japonya’da işgal ve yeniden yapılanma süreci başladı.

2. Kore (Kore Savaşı):
– Neden: Kore Savaşı (1950-1953), Amerika Birleşik Devletleri’nin Güney Kore’yi Kuzey Kore’nin saldırısına karşı savunma amacıyla askeri müdahalede bulunduğu bir savaştır.
– Sonuçlar: Savaş sonucunda Kore ikiye bölündü ve Güney Kore Amerika Birleşik Devletleri’nin desteğini almaya devam etti. Kore Savaşı, halen teknik olarak devam eden bir ateşkesle sona ermiştir.

3. Vietnam (Vietnam Savaşı):
– Neden: Amerika Birleşik Devletleri, Güney Vietnam’ı komünist etkisinden korumak amacıyla Vietnam Savaşı’na askeri müdahalede bulundu.
– Sonuçlar: Amerika Birleşik Devletleri, Vietnam Savaşı’nı kaybetti ve 1975’te Kuzey Vietnam, Güney Vietnam’ı işgal ederek savaşı sona erdirdi. Bu savaşın sonucunda Amerika Birleşik Devletleri için büyük bir moral bozukluğuna yol açtı.

4. Irak (Irak Savaşı):
– Neden: Amerika Birleşik Devletleri, Saddam Hüseyin yönetimini devirmek ve Irak’ın silah programlarını kontrol etmek amacıyla 2003 yılında Irak’a askeri müdahalede bulundu.
– Sonuçlar: Saddam Hüseyin yönetimi devrildi, ancak sonrasında Irak’ta güvenlik sorunları ve siyasi karmaşıklık arttı. Irak Savaşı, Amerika Birleşik Devletleri’nin askeri müdahaleleri arasında tartışmalı bir örnek olarak hatırlanır.

5. Afganistan (Afganistan Savaşı):
– Neden: Amerika Birleşik Devletleri, 11 Eylül saldırılarına yanıt olarak Afganistan’a askeri müdahalede bulundu ve El Kaide’yi ve Taliban’ı hedef aldı.
– Sonuçlar: ABD, Taliban yönetimini devirdi ve El Kaide’ye karşı operasyonlar düzenledi. Ancak Afganistan’da uzun süreli bir istikrarsızlık devam etmektedir.

Her bir askeri müdahale farklı nedenlere dayanır ve farklı sonuçlar doğurur. Bu nedenle, her bir olayın ayrıntılı bir şekilde incelenmesi ve tarihsel bağlamının anlaşılması önemlidir. Ayrıca, Amerika Birleşik Devletleri’nin askeri müdahaleleri çeşitli siyasi, diplomatik ve toplumsal sonuçlar doğurur ve bu sonuçlar genellikle karmaşıktır.

@@@@@@

Loading

No ResponsesEkim 16th, 2023

HEDEF KUDÜS / KUDÜS TEHDİT ALTINDA

HEDEF KUDÜS

KUDÜS TEHDİT ALTINDA

1970 yılından beri İsrail araştırma bahanesiyle Kudüs’ün altını kazıp, bir bahaneyle yıkımını sağlayarak Süleyman mabedini ortaya çıkarmaya çalışıyor.
-Bugün Avrupa zulme olan ortaklığıyla yüzsüzlüğünü yani gerçek vahşi yüzünü gösteriyor.-Bir nehirde iki balık birbiriyle kavga ediyorsa mutlaka oradan bir İngiliz geçmiştir, denilir.Tesbit vakıa mutabıktır.Filistin’i İsrail’e altın tepside sunan İngiltere geriye kalınacak bir yara bırakıyordu.75 yıldır da bu yarayı kaşıyor.Gariptir, İsrail Hamas kavgasıyla başlayıp İsrail’in Zulmü, işgali ve kuşatmasıyla devam ettiği ilk andan itibaren ABD üç uçak savaş gemisini ve de İngiltere yarayı daha açmak için uçak savaş gemisini göndermeye başladı.Dün bu mazlum, masum ve toprakları işgal edilmiş insanların babaları, dedeleri, çocukları ve akrabaları öldürülüp toprakları işgal edildi.Bu yaralı insanlar zaten bu zalim ve işgalciler tarafından kin ve nefretle dolduruldular.Bugün ise ektiklerini biçiyorlar.Veya utanmadan bu insanların sertlik ve saldırganlıklarından bahsediyorlar.

-Toplumun az bir kesiminde de olsa adeta İsrail’i temize çıkarır gibi Hamas suçlanıyor.

Belki başka bir zaman içerisinde tenkid edilebilirken, böyle bir hassas zamanda ve hele hele tamamen zulmü arşa çıkmış İsrail’in zulmünün üstünü örtecek derecede Hamas’a saldırmak ve de Filistinlilerin İsrail’e toprak sattığı iftirasında bulunmak tam bir ahmaklık ve basiretsizliktir.

Bu insanlar sefil ve sefihtir.

Bu kişiler Bediüzzaman’ın deyimiyle;” Ben tokadımı Antranik ile beraber Enver’e, Venizelos ile beraber Said Halim’e vurmam. Nazarımda vuran da sefildir.”[1]

Ayyuka çıkmış bir zulüm, lanetlenmiş ve ğazaba uğramış bir milletle karşı karşıyayız.

Bu zulümler münferit bir ifade değil, Yahudi inancıdır. [2]


@@@@@@@ 

 

İsrail ne zamandan beri Kudüs’ün altında kazı yapıyor?


İsrail, Kudüs’te arkeolojik kazılar ve yer altı çalışmaları uzun bir süredir yapmaktadır. Bu kazılar, tarihi ve dini öneme sahip alanları ortaya çıkarmak ve korumak amacıyla gerçekleştirilmektedir. Özellikle Kudüs’ün Eski Şehir bölgesinde ve Tapınak Dağı çevresinde birçok kazı ve araştırma çalışması yapılmıştır. İsrail’in bu çalışmaları farklı tarihlerde gerçekleşmiştir ve bu tarihler sürekli değişebilir.

@@@@@@@

İsrail Süleyman mabedini ortaya çıkarmak için ne gibi çalışmalar yapıyor?

İsrail’deki arkeologlar ve bilim insanları, Süleyman Mabedi’nin yerini ve kalıntılarını araştırmak amacıyla uzun yıllardır çalışmalar yürütmektedirler. Süleyman Mabedi, tarihi ve dini öneme sahip bir yapının kalıntıları arasında yer alması nedeniyle büyük bir arkeolojik ilgi görmektedir.

Çalışmalar genellikle Kudüs’ün Eski Şehir bölgesinde, özellikle Tapınak Dağı etrafında yoğunlaşmaktadır. Bu kazılar ve araştırmalar, tarihi metinler ve jeoarkeolojik yöntemler kullanılarak gerçekleştirilmektedir. Ancak, bu çalışmaların Süleyman Mabedi’nin tam olarak nerede olduğunu kesin olarak belirlemekte zorluklarla karşılaştığı ve bazı farklı görüşlerin olduğu unutulmamalıdır.

İsrail, bu çalışmaları yaparken aynı zamanda tarihi ve dini mirası koruma amacı gütmektedir. Süleyman Mabedi’nin kesin olarak ortaya çıkarılması, bilim dünyası ve dini topluluklar için büyük bir öneme sahiptir. Ancak bu tür çalışmalar, hassas bir siyasi ve dini bağlamda gerçekleştirildiği için dikkatle yönetilmekte ve uluslararası ilgiyi çekmektedir.

@@@@@@

İsrail’in kazı çalışmalarında mescidi aksanın ne gibi yıkılma tehlikesi söz konusudur?

İsrail’deki arkeolojik kazı çalışmaları ve inşaat projeleri, Kudüs’teki Mescid-i Aksa’nın güvenliği ve bütünlüğüne yönelik endişelere neden olmuştur. Mescid-i Aksa, İslam’ın üçüncü en kutsal mabedi olarak kabul edilir ve Kudüs’teki Eski Şehir bölgesinde yer alır. Bu nedenle, her türlü kazı veya inşaat çalışması, hassas bir konu olmaktadır.

Endişeler, özellikle kazıların veya inşaat projelerinin Mescid-i Aksa’nın altındaki yer altı yapılarına zarar verebileceği ve bu nedenle tarihi ve dini mirası tehlikeye atabileceği yönündedir. İsrail yönetimi, bu tür çalışmaların dini ve tarihi alanları tehlikeye atmayacağını ve uluslararası normlara uygun şekilde gerçekleştirildiğini belirtmektedir. Ancak bu konudaki endişeler, İsrail ve Filistin arasındaki hassas siyasi durumu yansıtan bir unsur olarak da karşımıza çıkmaktadır.

Mescid-i Aksa ve çevresindeki tarihi ve dini alanların korunması, uluslararası toplumun dikkatini çeken ve çözüm bekleyen bir sorundur. Bu nedenle bu tür çalışmalar ve ilişkili endişeler, uluslararası diplomasi ve müzakerelerin bir parçasıdır.

@@@@@@

Kudüs bir tehdit altında mıdır?

Kudüs, uzun yıllardır siyasi, dini ve kültürel birçok çatışmanın merkezinde bulunan bir şehir olmuştur. Bu nedenle, Kudüs ve içinde barındırdığı kutsal mekanlar çeşitli tehditlere maruz kalmıştır. Ancak bu tehditler çok karmaşık bir şekilde bir araya gelmektedir ve bu konuda genellemeler yapmak zordur.

Kudüs’ün tehdit altında olduğu faktörler şunlar olabilir:

1. Siyasi Çatışmalar: Kudüs, İsrail ve Filistin arasındaki uzun süreli siyasi çatışmanın merkezinde bulunuyor. İsrail’in Kudüs’ü başkent olarak ilan etmesi ve Filistinlilerin aynı bölgeyi gelecekteki bağımsız devletlerinin başkenti olarak görmesi, bu çatışmanın önemli bir unsuru olmuştur.

2. Dini Hassasiyet: Kudüs, üç büyük dini inanç için kutsal kabul edilen Mescid-i Aksa, Kubbetü’s Sahra ve Hristiyanlık için kutsal yerler içerir. Bu nedenle, dini çatışmalar ve hassasiyetler bu bölgeyi tehdit edebilir.

3. Yerleşim Politikaları: İsrail’in Kudüs’te Yahudi yerleşimleri inşa etme politikaları, yerel ve uluslararası çatışmalara neden olmuştur.

4. Uluslararası İlişkiler: Kudüs, uluslararası toplumun ilgisini çeken ve diplomatik çatışmaların konusu olan bir şehir olmuştur.

Kudüs, bu tehditlere rağmen sürdürülebilir bir şekilde barış ve istikrarın inşa edilebileceği bir şehir olabilir. Ancak bu, karmaşık siyasi ve dini faktörlerle ilgili karmaşık bir sorundur. Uluslararası toplum ve ilgili taraflar bu tür tehditleri ele almak ve Kudüs’ün geleceğini belirlemek için çaba göstermektedirler.

@@@@@@

Sabra Şatilla katliamı?

Sabra ve Şatilla katliamı, 16 Eylül 1982’den 18 Eylül 1982’ye kadar Lübnan’ın Beyrut kentinde gerçekleşen trajik bir olaydır. Bu katliam, Filistinli mültecileri hedef almıştır.

Katliam, Lübnan İç Savaşı sırasında, İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) tarafından kontrol edilen bir bölge olan Sabra ve Şatilla mülteci kamplarında gerçekleşti. IDF, Kamplara Lübnan’daki Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) milislerini hedef alan bir operasyon düzenledi. Ancak, bu operasyon sırasında Lübnanlı falanjist milisler, Filistinli sivilleri hedef aldı ve çok sayıda masum sivilin ölümüne neden oldu.

Katliam, uluslararası arenada büyük bir infial yarattı ve birçok ülke, İsrail’i ve Lübnan’daki falanjist milisleri kınamıştır. İsrail hükümeti, katliamın sorumluluğunu üstlenmemiş, ancak IDF’nin bu olaydaki rolünü kabul etmiştir. Birleşmiş Milletler, katliamın bir savaş suçu olduğunu ilan etmiştir.

Sabra ve Şatilla katliamı, Orta Doğu’daki karmaşık siyasi ve askeri çatışmaların bir parçası olarak büyük bir insan hakları trajedisi olarak hatırlanmaktadır.

@@@@@@

Arial Şaron için Beyrut kasabı ismi neden verildi?

“Beyrut Katliamı” terimi, Sabra ve Şatila mülteci kamplarındaki 1982 tarihli trajik olayları tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Bu olaylar, 16 Eylül 1982’den 18 Eylül 1982’ye kadar süren büyük bir trajedinin parçasıdır. İsrail Savunma Bakanı Ariel Şaron’un yönetimindeki İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) tarafından Sabra ve Şatila mülteci kamplarında gerçekleştirilen bir operasyon sırasında gerçekleşti.

Ariel Şaron, 1982 yılında İsrail Savunma Bakanı olarak, Lübnan’ın Beyrut kentindeki Lübnan İç Savaşı sırasında Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) milislerini hedef almak amacıyla İsrail tarafından düzenlenen bir askeri operasyonun sorumlusu olarak büyük bir dikkat çekti. Ancak bu operasyon sırasında, Lübnanlı falanjist milisler Sabra ve Şatila mülteci kamplarına girerek sivilleri hedef aldılar ve bu durum büyük bir trajediye yol açtı.

“Beyrut Katliamı” terimi, Ariel Şaron’un yönetimi altındaki IDF’nin bu operasyonundaki rolünü tanımlamak ve bu trajik olayları ifade etmek için kullanılır. Bu olaylar büyük uluslararası tepkilere yol açtı ve insan hakları ihlali olarak kabul edildi.

MEHMET ÖZÇELİK

16-10-2023

[1] https://www.google.com/amp/s/sorularlarisale.com/ben-tokadimi-antranik-ile-beraber-envere-venizelos-ile-beraber-said-halime-vurmam-nazarimda-vuran-da-sefildir-burayi%3famp

[2] https://video.haber7.com/video-galeri/252472-muslumanlari-katledin-cagrisi-peygamberlerin-vaatleri-gerceklesmek-uzere-arap-komsunuz-varsa

https://video.haber7.com/video-galeri/252632-israilli-askerlerden-kan-donduran-sozler-umarim-daha-cok-cocuk-oldururuz 

https://tesbitler.com/2023/10/15/kuranda-anlatilan-yahudiler-ve-ozellikleri/

https://tesbitler.com/2023/10/14/psikolojik-ve-sosyalojik-savas/

https://tesbitler.com/2023/10/13/melun-ve-magdub-bir-millet-yahudi-milleti/

https://tesbitler.com/2023/10/12/aydinliga-dogru-giden-karanlik-gunler/

https://tesbitler.com/2023/10/11/cilgin/

https://tesbitler.com/2023/10/10/komplo-teorileri/

https://tesbitler.com/2023/10/09/ruha-sinen-sapiklik/

https://tesbitler.com/2023/10/08/garkad-savasi/

https://tesbitler.com/2023/10/07/ciban-basi/

Loading

No ResponsesEkim 16th, 2023

Evanjelistlerin amaçları ve hedefleri nelerdir?

Evanjelistlerin amaçları ve hedefleri nelerdir?

Evanjelistler, Evanjelik Hristiyanlık olarak bilinen bir Protestan mezhebine mensup olan kişilerdir. Evanjelizm, Hristiyan inancının yayılması ve insanların İsa Mesih’e dönüşümü üzerine odaklanmış bir dini harekettir. Evanjelistlerin amaçları ve hedefleri şunları içerebilir:

1. İncil’e dayalı öğreti yaymak: Evanjelistler, İncil’in müjdesini yayma ve Hristiyanlık inancını başkalarına aktarma amacı güderler. Bu doğrultuda, İsa Mesih’in kurtuluş mesajını ve vaftizini dünyaya duyurmak için misyonerlik faaliyetlerinde bulunurlar.

2. İnançların yenilenmesi ve dönüşüm: Evanjelistler, insanların tanrısal bir dönüşüm yaşamasını ve İsa Mesih’e inanarak Hristiyanlığı benimsemesini amaçlarlar. İnançsız veya başka bir dine mensup olan kişileri Hristiyanlığa çekmeye çalışırlar.

3. Hristiyan değerlerinin yayılması: Evanjelistler, Hristiyan değerlerinin toplumda yayılmasını hedeflerler. Bu değerler arasında sevgi, merhamet, adalet, dürüstlük ve bağışlama gibi erdemler bulunur. Toplumda daha fazla Hristiyan etkisi ve ahlaki uyum isteyebilirler.

4. Toplumda değişim yaratma: Evanjelistler, inançlarını ve değerlerini sosyal ve siyasi alanlarda da etkileyici bir şekilde uygulamak isteyebilirler. Toplumsal reformlara liderlik ederek, ahlaki ve etik davranışlarla toplumdaki değişimi hedeflerler.

5. Hristiyan toplumlarının güçlendirilmesi: Evanjelistler, Hristiyan toplulukları güçlendirmeye ve onların inançlarını, ibadetlerini ve kilise yapısını korumaya çalışır. Bu bağlamda, kiliselere ve Hristiyan eğitim kurumlarına destek verirler.

Evanjelistlerin hedefleri ve yöntemleri farklılık gösterebilir, ancak genel olarak Hristiyan inancının yayılmasını ve insanların benimsemesini amaçlarlar.

@@@@@@@

Amerika Birleşik Devletleri’nde Evanjelizm ne kadar yaygın?

Amerika Birleşik Devletleri’nde Evanjelizm oldukça yaygın bir Hristiyan mezhebidir. 2020 yılı itibariyle, Evanjelistlerin nüfusunun yaklaşık %25’i olduğu tahmin edilmektedir 1. Bu, yaklaşık 83 milyon kişiye denk gelmektedir.

@@@@@@

Evanjelistlerin inançları nelerdir?

Evanjelistler, Hristiyanlık mezheplerinden biridir. Evanjelistlerin inançları, kiliseleri ve toplulukları arasında farklılıklar olabilir. Ancak, Evanjelistlerin inançlarının temelinde İncil’e olan bağlılık yer alır. Evanjelistler, İsa Mesih’in ölümü ve dirilişine olan inançlarını vurgularlar. Evanjelistler, insanların günahlarından kurtulmaları için İsa Mesih’e iman etmeleri gerektiğine inanırlar. Evanjelistler ayrıca, İsa Mesih’in ikinci gelişi ve dünya tarihinin sonu hakkında da inançlara sahiptirler

@@@@@@@

 

Loading

No ResponsesEkim 15th, 2023

KUR’ANDA ANLATILAN YAHUDİLER VE ÖZELLİKLERİ

KUR’ANDA ANLATILAN YAHUDİLER VE ÖZELLİKLERİ

– “Sen Yahudîleri, hayata karşı insanların en hırslısı olarak bulursun.”[1]

Onların çoğunun günaha, zulme ve haram yemeye koşuştuklarını görürsün. Ne kötü bir şeydir o yaptıkları!”[2]
-“Onlar yeryüzünde hep bozgunculuğa koşarlar. Allah ise bozguncuları sevmez.”[3]
-“İsrâiloğullarına Tevrat’ta şöyle bildirdik: “Siz yeryüzünde iki kere fesad çıkaracaksınız.”[4]
-“Bozgunculuk yaparak yeryüzünü fesada vermeyin.”
[5]
-“Onlara, “Şayet Allah katında, âhiret yurdu diğer insanlara değil de yalnız size ait ise ve bu iddianızda doğruysanız haydi ölümü isteyin bakalım!” de.

 Kendi elleriyle yapıp ettikleri işler sebebiyle hiçbir zaman ölümü temenni etmeyeceklerdir. Allah zalimleri iyi bilir.”[6]

Ayetlerde anlatılan Yahudilerin en belirgin olarak öne çıkan özellikleri şunlardır:

1-Hayata karşı insanların en hırslısı.

2-Çoğunun günaha, zulme ve haram yemeye koşuştukları

3- Hep bozgunculuğa koşarlar.

4- Yeryüzünde iki kere fesad çıkaracaksınız.

5- İddianızda doğruysanız haydi ölümü isteyin.

 


@@@@@@@

Kuranda anlatılan Yahudilerin öne çıkan özellikleri:

Kuran’da Yahudiler hakkında çeşitli özellikler ve davranışlar anlatılmaktadır. Ancak, burada sadece bazı temel özelliklerin yer aldığını ve bu açıklamanın tam bir liste olmadığını unutmayın. Aşağıda, Kuran’da Yahudilerle ilgili öne çıkan bazı özellikleri bulabilirsiniz:

1. İnandıkları dinin gerçek olduğuna inanmaları: Kuran’a göre, Yahudilerin inandıkları dini doğru bir şekilde takip ettiklerine, bu nedenle kendilerini Allah’ın seçilmiş halkı olarak gördüklerine inanılır.

2. Peygamberleri ve kitaplarına sadık kalmaları: Kuran, Yahudilerin, peygamberleri ve kendilerine gönderilen kutsal kitaplar olan Tevrat’a sadık kalmaları gerektiğini belirtir.

3. İtaatsizlik ve küfür: Kuran’da Yahudilerin tarih boyunca peygamberlere karşı gelip onları inkar ettikleri ve Allah’ın emirlerine karşı gelerek küfrettikleri konuları da vurgulanmıştır.

4. Çıkar gütmeleri ve ihanet: Kuran’da Yahudilerin kendi çıkarları doğrultusunda hareket ettikleri ve birçok kez anlaşmaları bozdukları ve ihanet ettikleri belirtilir. Bu davranışlara örnek olarak, Hz. Musa dönemindeki Altın Buzağı olayı ve Yahudi liderlerinin Hz. İsa’yı reddetmeleri gösterilebilir.

5. Hoşgörüsüzlük: Kuran, Yahudilerin diğer topluluklara karşı hoşgörüsüz ve aşırı milliyetçi bir tutum takındıklarını belirtir.

Yukarıda belirtilen özellikler, Kuran’ın Yahudiler hakkındaki anlatılarının özeti niteliğindedir. Ancak, Kur’an’da Yahudiler hakkında daha fazla ayrıntıya ve farklı konulara da değinilmektedir. Bu nedenle, Yahudi topluluğunun çeşitliliğini ve her bireyin kendine özgü karakteristik özelliklerine sahip olabileceğini unutmamak önemlidir.

@@@@@@@

Kuranda anlatılan Yahudilerin kınanmıştır öne çıkan özellikleri.

Kuranda anlatılan Yahudilerin öne çıkan özellikleri şunlardır:

İtaatkâr olmamaları: Kur’an, Yahudilerin peygamberlere karşı isyan ettiğini ve Allah’ın emirlerine uygun davranmadıklarını vurgular. Özellikle, Musa’nın zamanında defalarca isyan ettikleri ifade edilir.

Kibirli olmaları: Yahudiler Kur’an’ın gözünde kendilerini diğer milletlerden üstün gören bir tutum sergiler. Kendilerini Allah’ın seçilmiş kavmi olarak görürler ve diğer toplumlara karşı kibirli tavır sergilerler.

Yalan söylemeleri: Kur’an, Yahudilerin yalan söylemekte usta olduklarını ve toplumlarını aldatmaya çalıştıklarını belirtir. Özellikle, peygamberleri inkar ederek yalan söyledikleri ifade edilir.

Peygamberlere zarar vermeleri: Kur’an’da, Yahudilerin peygamberlere karşı düşmanca tavır sergilediği ve onlara zarar vermeye çalıştıkları anlatılır. Örneğin, Musa’ya karşı isyan etmeleri ve İsa’yı inkar etmeleri gibi örnekler verilir.

Ticari ahlaklarının zayıf olması: Kur’an’da, Yahudilerin hileli ticaret yapmaları ve insanları aldatmaya çalışmaları eleştirilir. İnsanlarla olan ticari ilişkilerinde dürüst olmadıkları ifade edilir.

Bu özellikler, Kur’an perspektifinden Yahudi toplumunun bazı olumsuz yanlarını vurgulamak amacıyla anlatılmaktadır. Ancak, bu özellikler tüm Yahudiler için genelleme yapılan özellikler değildir ve her Yahudi birey farklı karakteristiklere sahip olabilir.

@@@@@@@@

Kuranda anlatılan Yahudilerin yanlış yaptıkları ve yapmakta oldukları yanlışlardan öne çıkan en belirgin özellikleri

Kur’an’da, Yahudilere atıfla bazı olumsuz özellikler veya yanlışlar vurgulanmıştır. İşte Kur’an’da vurgulanan bazı olumsuz özellikler:

1. İnancın Değiştirilmesi: Kur’an’da Yahudilerin peygamberlerin gönderildiği gerçeğini bildikleri halde, peygamberlerin getirdiği mesajı değiştirdikleri veya reddettikleri vurgulanmıştır.

2. Kibirlilik: Kur’an, bazı Yahudi topluluklarının kibirlilikleri ve Tanrı’nın elçilerini küçümsemeleri konusunda eleştirilerde bulunur.

3. İsrailoğullarının Tarihi Yanılgıları: Kur’an’da İsrailoğullarının tarihi olayları çarpıttıkları veya unuttuklarına dair eleştiriler bulunur.

4. Allah’a Ortak Koşma: Kur’an, bazı Yahudilerin Allah’a ortaklar koşmalarını ve Tanrı’nın birliği ilkesini ihlal etmelerini eleştirir.

@@@@@@@@

MEHMET ÖZÇELİK

15-10-2023

[1] Bakara Sûresi: 96.

[2] Mâide Sûresi: 62.

[3] Mâide Sûresi: 64.

[4] İsrâ Sûresi: 4.

[5] Bakara Sûresi: 60; A’râf Sûresi: 7.

[6] Bakara Suresi – 94-95 .

Loading

No ResponsesEkim 15th, 2023

İSRAİL VE FİLİSTİN MESELESİ

İSRAİL VE FİLİSTİN MESELESİ

 

İsrail’in şimdiye kader Filistin ve Gazze’de öldürdüğü kadın, çocuk, yaşlı insan sayısı nedir


İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları 9. gününde devam ediyor. Filistin Sağlık Bakanlığı’nın son açıklamasına göre, İsrail’in Gazze saldırılarında 2,329 kişi hayatını kaybetti ve 9,042 kişi yaralandı 12. Bu sayıların içinde kadın, çocuk ve yaşlı insanların da olduğu tahmin ediliyor.

@@@@@@@

İsrail’in 75 yıldır Filistin ve Gazze’de öldürdüğü çocuk, kadın ve toplam insan sayısı nedir

İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları 9. gününde devam ediyor. Filistin Sağlık Bakanlığı’nın son açıklamasına göre, İsrail’in Gazze saldırılarında 2,329 kişi hayatını kaybetti ve 9,042 kişi yaralandı 12. Bu sayıların içinde kadın, çocuk ve yaşlı insanların da olduğu tahmin ediliyor.

75 yıllık bir zaman diliminde İsrail’in Filistin ve Gazze’de öldürdüğü insan sayısı hakkında bir veri bulunmamaktadır. Ancak, İsrail-Filistin çatışmalarının tarihi oldukça uzun bir geçmişe sahiptir ve bu süreçte birçok insan hayatını kaybetmiştir.

@@@@@@

Neden İsrail ve Filistin arasında sürekli çatışmalar yaşanıyor?

İsrail ve Filistin arasındaki çatışmaların kökenleri oldukça karmaşıktır. İsrail’in kuruluşu, 1948 Arap-İsrail Savaşı, 1967 Altı Gün Savaşı ve sonrasındaki olaylar, İsrail’in Batı Şeria ve Gazze Şeridi’ni işgali, İsrail’in yerleşim birimleri politikası, Filistinlilerin kendi devletlerini kurma çabaları, Hamas’ın İsrail’e yönelik roket saldırıları ve daha birçok faktör bu çatışmaların nedenleri arasında sayılabilir 1.

Tarihsel olarak, İsrail-Filistin çatışması, 20. yüzyılın başlarına kadar uzanmaktadır. İsrail’in kuruluşu, 1948 Arap-İsrail Savaşı ve 1967 Altı Gün Savaşı gibi olaylar, bu çatışmanın tarihsel kökleridir.

@@@@@@@@

Filistinliler ne istiyor?

İsrailin şimdiye kader Filistin ve Gazze’de öldürdüğü kadın, çocuk, yaşlı insan sayısı nedir

İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları 9. gününde devam ediyor. Filistin Sağlık Bakanlığı’nın son açıklamasına göre, İsrail’in Gazze saldırılarında 2,329 kişi hayatını kaybetti ve 9,042 kişi yaralandı 12. Bu sayıların içinde kadın, çocuk ve yaşlı insanların da olduğu tahmin ediliyor.

İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları, Hamas’ın İsrail’e roket saldırılarına yanıt olarak başladı 1. İsrail, Hamas’ın Gazze’deki askeri altyapısını hedef alıyor ve bu saldırıların amacı, İsrail’in güvenliğini sağlamak 2. İsrail, Hamas’ın Gazze’deki askeri altyapısını hedef alıyor ve bu saldırıların amacı, İsrail’in güvenliğini sağlamak.

İsrail ve Filistin arasındaki çatışmaların kökenleri oldukça karmaşıktır. İsrail’in kuruluşu, 1948 Arap-İsrail Savaşı, 1967 Altı Gün Savaşı ve sonrasındaki olaylar, İsrail’in Batı Şeria ve Gazze Şeridi’ni işgali, İsrail’in yerleşim birimleri politikası, Filistinlilerin kendi devletlerini kurma çabaları, Hamas’ın İsrail’e yönelik roket saldırıları ve daha birçok faktör bu çatışmaların nedenleri arasında sayılabilir.

Tarihsel olarak, İsrail-Filistin çatışması, 20. yüzyılın başlarına kadar uzanmaktadır. İsrail’in kuruluşu, 1948 Arap-İsrail Savaşı ve 1967 Altı Gün Savaşı gibi olaylar, bu çatışmanın tarihsel kökleridir.

Filistinlilerin istekleri oldukça çeşitlidir ve zamanla değişebilir. Ancak genel olarak, Filistinlilerin talepleri şunları içerebilir:

Kendi devletlerini kurmak: Filistinliler, kendi bağımsız devletlerini kurmak istiyorlar. Bu devlet, Batı Şeria ve Gazze Şeridi’ni içerebilir ve Doğu Kudüs’ü başkenti olarak kabul edebilir 1.

İsrail’in işgalini sonlandırmak: Filistinliler, İsrail’in Batı Şeria ve Gazze Şeridi’ni işgal etmesine son vermesini istiyorlar 1.

Mültecilerin geri dönüş hakkı: 1948 Arap-İsrail Savaşı sırasında veya sonrasında evlerinden kaçan Filistinli mültecilerin geri dönüş hakkını talep ediyorlar 2.

Yerleşim birimlerinin yıkılması: İsrail, Batı Şeria’da yerleşim birimleri inşa etti. Filistinliler, bu yerleşim birimlerinin yıkılmasını istiyorlar.

@@@@@@

İsrail’in Gazze’deki varlığı nedir?

İsrail, Gazze Şeridi’ni 1967’den beri işgal ediyor. İsrail, Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarına devam ediyor ve Hamas’ın Gazze’deki askeri altyapısını hedef alıyor 12. İsrail, Gazze Şeridi’ni abluka altında tutuyor ve bu nedenle Gazze Şeridi’ne giriş ve çıkışlar sınırlı 3. İsrail’in Gazze’deki varlığı, İsrail-Filistin çatışmasının bir parçasıdır.

@@@@@@@

Yıllara göre İsrail Filistin savaşı ve ölümlerin sayısı.

İsrail-Filistin savaşı, bölgedeki karmaşık ve uzun süredir devam eden bir çatışma olarak bilinmektedir. Bu sebeple, savaşın başladığı tarihten itibaren tam olarak kaç ölüm olduğunu belirlemek zordur. Bununla birlikte, savaşın ilk başladığı yıl olan 1948’den bu yana, çeşitli kaynaklara göre tahmini ölüm sayıları aşağıdaki gibi şekillenmektedir:

1948 Bağımsızlık Savaşı: Tahmini 20.000 – 30.000 ölüm (bazı kaynaklarda daha fazla)
1967 Altı Gün Savaşı: Tahmini 10.000 – 20.000 ölüm
1982 Lübnan Savaşı: Tahmini 20.000 – 30.000 ölüm
İkinci İntifada (İntifada II): Tahmini 5.000 – 6.000 ölüm
2008-2009 Gazze Savaşı: Tahmini 1.400 – 1.500 ölüm
2014 Gazze Savaşı: Tahmini 2.200 – 2.300 ölüm (çoğunlukla Filistinliler)
Bunlar sadece tahmini ölüm sayılarıdır ve farklı kaynaklar arasında farklılık gösterebilir. Ayrıca, savaşın tarih boyunca çeşitli dönemlerinde ve çeşitli olaylarda daha fazla ölüm olduğu bilinmektedir. Bu sayılar sadece genel bir fikir vermek amacıyla verilmiştir.

@@@@@@

Batı dünyasının ve abd İsrail Filistin savaşını ve ölümleri nasıl değerlendirmektedir?

Batı dünyası ve ABD genel olarak İsrail-Filistin savaşını ve ölümleri farklı perspektiflerden değerlendirmektedir. Bu değerlendirmeler çeşitli faktörlere, politik görüşlere ve haber kaynaklarına dayanmaktadır.

Bazı Batı ülkeleri ve ABD, İsrail’i kendilerine yakın bir müttefik olarak görmekte ve İsrail’in kendini savunma hakkını desteklemektedir. Bu görüşe göre, İsrail’in Hamas gibi terör örgütlerine karşı güvenlik önlemleri alması haklıdır ve İsrail’in toprak bütünlüğünü koruma çabalarına destek verilmelidir.

Diğer yandan, Batı toplumunda ve ABD’nin bazı kesimlerinde, İsrail’in Filistinlilere karşı uyguladığı askeri operasyonlar ve sınır güvenlik önlemleri eleştirilmektedir. Bu görüşe göre, İsrail’in tepkileri orantısızdır ve masum Filistin sivillerinin ölümüne yol açmaktadır. İsrail’in Filistin topraklarındaki yerleşim politikası da eleştiri almaktadır.

Medya, akademisyenler ve sivil toplum kuruluşları da bu konuda çeşitli görüşler sergilemektedir. Bazı medya organları ve akademisyenler, İsrail’i aşırı güç kullanımıyla suçlamaktadır ve Filistinlilerin haklarını savunmaktadır. Diğerleri ise İsrail’in güvenlik kaygılarını ve terör saldırılarına maruz kaldığını vurgulayarak Filistinlilere karşı sert önlemlerin zorunlu olduğunu savunmaktadır.

Sonuç olarak, Batı dünyası ve ABD’deki değerlendirmeler İsrail-Filistin savaşı ve ölümleri hakkında farklılık gösterir. Ancak, genel olarak adil bir barış süreci ve iki devletli çözüm konusunda hemfikir olunduğunu söyleyebiliriz.

@@@@@@

Dünyadaki yahudiler İsrail Filistin savaşını nasıl değerlendirmekte ve nasıl bir taraftarlıkta bulunmamaktadır?

Dünyadaki Yahudilerin İsrail-Filistin savaşını nasıl değerlendireceği ve hangi tarafta bulunacağı konusu oldukça karmaşıktır. Elbette, Yahudi toplumunun çoğunluğu İsrail devletini destekleme eğilimindedir, çünkü İsrail, Yahudi halkının kuruluşu ve güvenliği için önemli bir rol oynamaktadır.

Ancak, Yahudi toplumu içinde de İsrail’in politikaları ve Filistin halkının yaşadığı zorluklar hakkında farklı görüşler ve eleştiriler bulunmaktadır. Bazı Yahudiler, İsrail hükümetinin Filistinlilere karşı aşırı sert politikalar uyguladığına ve barış sürecine yeterli çabayı göstermediğine inanmaktadır. Bu Yahudiler, İsrail-Filistin sorununa çözüm bulunması ve her iki halkın da barış içinde yaşamasını desteklemektedir.

Ayrıca, bazı Yahudi gruplar ve aktivistler, İsrail-Filistin meselesinde tarafsız bir tutum benimsemekte ve barışçıl çözümlerin bulunması için adil bir diyalog ve müzakerelerin teşvik edilmesini savunmaktadır. Bu gruplar, ne İsrail ne de Filistin taraflarının şiddet ve adaletsizliği haklı çıkartmayacağına inanmakta ve tüm taraflar arasında acıyı ve yaşanan zorlukları anlamaya çalışmaktadır.

Sonuç olarak, Yahudi toplumu içindeki yaklaşım ve görüşler çeşitlilik göstermektedir. Her ne kadar İsrail devleti genellikle Yahudilerin birleştiği bir sembol olmuş olsa da, Yahudi toplumu içinde İsrail-Filistin meselesi hakkında farklı düşüncelere sahip olanlar da bulunmaktadır.

@@@@@@

İslam dünyasının İsrail Filistin savaşına bakışı ve değerlendirmesi nedir?

İslam dünyasının İsrail-Filistin savaşına bakışı ve değerlendirmesi oldukça çeşitlilik arz etmektedir. Genel olarak, İslam dünyasında İsrail-Filistin sorunu büyük bir hassasiyet ve duyarlılıkla takip edilen bir konudur. Bu konuda genellikle Filistinlilerin haklılığı ve İsrail’in haksızlığı vurgulanırken, İsrail’in Filistin halkına yönelik işgal ve zulümleri kınanmaktadır.

İslam dünyasının İsrail-Filistin savaşına bakışı, İsrail’in Filistin toprakları üzerinde yürüttüğü işgal politikalarının ve Filistinlilere yönelik insan hakları ihlallerinin eleştirilmesine dayanmaktadır. İslam dünyası, Müslümanların kutsal mekanlarından biri olan Kudüs’ün statüsüne ilişkin endişelerini dile getirmekte ve bu konuda Filistinlilerin yanında yer aldıklarını ifade etmektedir.

İslam dünyasında Filistin davası genellikle bir ulusal kurtuluş hareketi olarak görülmekte ve Filistin halkı İsrail’e karşı mücadelede desteklenmektedir. Bu destek, siyasi, diplomatik ve ekonomik yardımların yanı sıra, halkın duygusal ve psikolojik olarak da desteklenmesini içermektedir.

Bununla birlikte, İslam dünyasının İsrail-Filistin savaşına bakışı arasında da farklılıklar bulunmaktadır. Bazı ülkeler, özellikle Arap dünyası içerisinde, İsrail ile normalleşme politikaları izleyerek Filistin davasının önemini azaltmışlardır. Diğer taraftan, İsrail-Filistin savaşına karşı şiddet eylemleri de gözlemlenmektedir. Bu eylemler, bazen terörizm olarak nitelendirilebilecek saldırılar şeklinde gerçekleşebilmektedir.

Genel olarak, İslam dünyasının İsrail-Filistin savaşına bakışı, İsrail’in Filistin toprakları üzerindeki işgal politikalarını ve Filistin halkına yönelik zulümleri kınamaya dayanmaktadır. Ancak, İslam dünyası içerisinde bu konuda farklı görüşler, politikalar ve tutumlar da bulunmaktadır.

@@@@@@

İslam dünyası İsrail Filistin savaşını son bulması için ne gibi çözümler sunmakta ve ne gibi tekliflerde bulunmaktadır?

İslam dünyası içerisinde İsrail-Filistin sorununu sonlandırma yönünde çeşitli çözümler ve teklifler bulunmaktadır. Bunlar arasında şunlar sayılabilir:

İki devletli çözüm: İslam dünyası, İsrail ve Filistin devletinin yan yana var olmasını desteklemektedir. Bu çözümde, bağımsız bir Filistin devletinin kurulması ve İsrail ile Filistin arasında adil bir sınırların belirlenmesi önerilmektedir.

1967 sınırları çerçevesinde çözüm: Birçok İslam ülkesi, İsrail’in 1967 sınırlarına geri çekilmesini ve Batı Şeria, Gazze Şeridi ve Doğu Kudüs’ün Filistin’e bırakılmasını talep etmektedir.

Kudüs’ün statüsü: İslam dünyası, Kudüs’ün Filistin’in başkenti olarak tanınmasını ve uluslararası cami statüsünün korunmasını istemektedir.

Barış sürecinin yeniden başlatılması: İslam dünyası, İsrail-Filistin sorununa kalıcı bir çözüm bulunması için barış görüşmelerinin yeniden başlatılmasını önermektedir. Bu görüşmelerde BM Güvenlik Konseyi kararlarına uyulmasını, taraflar arasında adil ve dengeli bir müzakere sürecinin yürütülmesini ve barış anlaşması sağlanmasını talep etmektedir.

Filistin’in uluslararası tanınması: Bazı İslam ülkeleri, Filistin devletini uluslararası alanda daha geniş bir şekilde tanımak ve Filistin’in BM üyeliğini desteklemektedir.

Bu çözümler ve teklifler, İslam dünyasının İsrail-Filistin sorununa barışçıl bir çözüm bulunması ve Filistin halkının haklarının korunması yönündeki çabalarını yansıtmaktadır. Ancak, bu çözümlerin uygulanması ve sorunun çözülmesi için daha fazla uluslararası işbirliği ve anlaşma sağlanması gerekmektedir.

@@@@@@

İsrail Filistin savaşında Türkiye’nin duruşu ve batı ile İslam dünyasının Türkiye’nin bu durum ve tutumunu değerlendirmesi ve yorumları nedir?

İsrail-Filistin savaşında Türkiye’nin tutumu ve duruşu, genellikle Filistin yanlısı bir politika izlemiştir. Türkiye, İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarını kınayan açıklamalar yapmış ve Filistin halkına destek verdiğini belirtmiştir.

Batı dünyası ile Türkiye’nin bu durumu ve tutumu değerlendirildiğinde farklı yorumlar bulunmaktadır. Bazı Batı ülkeleri, Türkiye’nin duruşunu desteklerken, bazıları da eleştirmektedir. Destekleyenler, Türkiye’nin Filistin halkının haklarını savunmak için gerekli duruşu sergilediğini ve İsrail’in eylemlerini kınayan bir liderlik rolü oynadığını belirtmektedir.

Eleştirenler ise Türkiye’nin Filistin konusunda taraf olmasıyla İsrail-Filistin barış sürecine doğrudan etki ettiğini ve nesnel bir arabulucu rolünü yerine getiremediğini savunmaktadır. Ayrıca, bazı Batılı ülkeler Türkiye’nin İsrail’e yönelik eleştirilerinin anti-Semitik bir boyuta taşındığını ve İslam dünyasına yönelik bir tavır sergilediğini iddia etmektedir.

İslam dünyası genel olarak Türkiye’nin duruşunu desteklemektedir. Türkiye’nin Filistin’e olan desteği ve İsrail’in eylemlerini kınaması, İslam ülkeleri arasında genellikle olumlu karşılanmaktadır. Türkiye’nin İslam dünyasındaki popülaritesi, Filistin meselesini savunduğu ve Filistin halkının yanında yer aldığı için artmıştır.

Ancak, bazı Arap ülkeleri Türkiye’nin Filistin konusunu kullanarak bölgesel bir liderlik rolü oynamak istediğini ve kendi çıkarlarını gözettiğini düşünmektedir. Bu nedenle, İsrail-Filistin sorununa daha dikkatli yaklaşan ve tarafsız kalmaya çalışan Arap ülkeleri Türkiye’nin tutumunu eleştirmektedir.

Sonuç olarak, İsrail-Filistin savaşında Türkiye’nin duruşu ve tutumu farklı yorumlar almıştır. Batı dünyasında ve İslam dünyasında bu tutuma yönelik destek ve eleştiriler bulunmaktadır. Her ülke, kendi çıkarları ve politikaları doğrultusunda Türkiye’nin duruşunu değerlendirme eğilimindedir.

@@@@@@@@

İsrailin bu gidişatının sonucu nereye varır ve nasıl bir sonuca verilir?

İsrail’in bu gidişatının sonucu tam olarak kestirilemez, çünkü bölgedeki siyasi, askeri ve sosyal dinamikler oldukça karmaşıktır. Ancak bazı olası sonuçlar şunlar olabilir:

İsrail’in bu gidişatı, bölgedeki gerilimleri artırabilir ve yeni çatışmaları tetikleyebilir. Özellikle İsrail-Filistin çatışması daha da şiddetlenebilir.

Dış ilişkiler açısından, bu gidişat İsrail’in bazı ülkelerle daha da gerilim yaşamasına neden olabilir. Özellikle Filistin yanlısı Arap ülkeleriyle ilişkilerin daha da kötüleşmesi durumu söz konusu olabilir.

Uluslararası alanda İsrail’e yönelik daha fazla eleştiri ve yaptırımlar söz konusu olabilir. Özellikle insan hakları ihlallerine yönelik tepkiler artabilir.

İsrail toplumu içinde birlik ve beraberlik eksikliği artabilir. Farklı siyasi görüşlere sahip gruplar arasında gerilimler artabilir.

İsrail hükümetinin politikaları nedeniyle uluslararası toplumda izolasyonu artabilir. Bu durum, İsrail’in uzun vadede diplomatik ve ekonomik olarak zor durumlara düşmesine neden olabilir.

Bunlar sadece olası senaryolardır ve gerçekleşip gerçekleşmeyeceği ise belirsizdir. Ancak İsrail’in bu gidişatının bölge ve dünya üzerinde önemli sonuçlar doğurabileceği açıktır.

@@@@@@@

Ortadoğu’daki istikrarın ve güvenin sağlanması için neler yapılmalı ve İslam dünyasına düşen görevler neler olmalıdır, neleri üstlenmelidir?

Ortadoğu’daki istikrarın ve güvenin sağlanması için aşağıdaki adımlar atılabilir:

Diplomatik çözümler arayışı: Bölgedeki çatışmaların çözümü için diplomatik çabalar artırılmalıdır. Bölge ülkeleri arasında diyalog kurulmalı, çatışmaların arabuluculuk yoluyla çözülmesine destek verilmelidir.

İş birliği ve dayanışma: Bölgedeki ülkeler arasında işbirliği ve dayanışma artırılmalıdır. Ekonomik, siyasi ve güvenlik altyapıları üzerinden ortak projeler ve çözümler üretilmelidir.

Dış müdahalelerin önlenmesi: Dış müdahalelerin ve bölgedeki çıkar çatışmalarının önüne geçilmelidir. Bölgedeki ülkelerin egemenlik haklarına saygı duyulmalı ve içişlerine karışılmamalıdır.

Yerel aktörlerin güçlendirilmesi: Bölgede güvenlik ve istikrarın sağlanması için yerel aktörlerin güçlendirilmesi önemlidir. Yetkin, saygın ve güvenilir liderlerin desteklenmesi, yerel güvenlik güçlerinin eğitilmesi ve kapasitelerinin artırılması gerekmektedir.

Ekonomik kalkınma ve sosyal adalet: Bölgedeki istikrarın sağlanması için ekonomik kalkınmaya ve sosyal adaletin sağlanmasına önem verilmelidir. İnsan haklarına saygı, eğitim, sağlık gibi alanlara yapılan yatırımlar artırılmalı, işsizlik ve yoksulluk gibi sosyal sorunlara çözüm bulunmalıdır.

İslam dünyasına düşen görevler şunlar olabilir:

Hoşgörü ve diyalog: İslam dünyası, hoşgörü, anlayış ve diyalog kültürünü yaymalıdır. İslam’ın öğretileri, karşılıklı anlayış ve hoşgörü ruhuyla diğer inanç ve kültürlere karşı daha açık bir şekilde anlatılmalıdır.

Terörizmle mücadele: İslam dünyası, terörizmle aktif bir şekilde mücadele etmeli ve terörizmle ilişkisi olan gruplara destek vermemelidir. Terörizmin dini veya siyasi gerekçelerle meşrulaştırılmasına karşı çıkılmalı ve İslam’ın barış, adalet ve insan hakları prensiplerinin vurgulandığı bir mesaj yayılmalıdır.

Sosyal ve ekonomik kalkınma: İslam dünyası, kalkınma, eğitim, sağlık gibi sosyal ve ekonomik alanlarda daha fazla yatırım yapmalıdır. İslami değerlere uygun bir şekilde ekonomik kalkınmayı teşvik etmeli ve sosyal adaleti sağlamalıdır.

İslam’ın doğru anlaşılmasına yönelik eğitim ve iletişim faaliyetlerine ağırlık verilmelidir.

Kültürlerarası etkileşim: İslam dünyası, kültürlerarası etkileşimi teşvik etmeli ve diğer dünya kültürlerine açık bir şekilde yaklaşmalıdır. İslam’ın zenginliklerini diğer kültürlerle paylaşmalıdır.

@@@@@@

Ortadoğu’daki istikrarın ve güvenin sağlanması için, birkaç anahtar adım atılmalıdır:

1. Siyasi İstikrar: Bölgedeki siyasi istikrarsızlığın giderilmesi, barışçıl çözümler bulunması ve diyalog yoluyla çatışmaların sonlandırılması gerekir. Siyasi liderler arasındaki güven artırılmalı ve çözümlere yönelik iş birliği yapılmalıdır.

2. Ekonomik İstikrar: Ekonomik istikrarsızlık ve yoksulluk, bölgedeki siyasi ve sosyal istikrarsızlığın nedenlerinden biridir. Ekonomik refahın artırılması için yatırımlar yapılmalı ve iş imkanları yaratılmalıdır.

3. Sosyal İstikrar: Toplumsal barış ve sosyal eşitlik sağlanmalıdır. Farklı dini ve etnik gruplar arasındaki ayrılıkların azaltılması için çaba gösterilmeli ve hoşgörü ve diyalog desteklenmelidir.

4. Dış Destek: Dış güçlerin bölgedeki iç işlerine müdahalesi engellenmelidir. Bu tür müdahaleler, bölgedeki istikrar ve güveni olumsuz etkileyebilir.

İslam dünyasına düşen görevler arasında şunlar yer alabilir:

1. İç İşlerde Yeniden Yapılanma: İslam dünyası, öncelikle kendi iç işlerinde reformlar yaparak istikrar sağlamalıdır. Kendi ülkelerinde barış ve düzeni sağlamak, İslam dünyasının küresel ölçekte de saygınlığını artıracaktır.

2. Terörle Mücadele: İslam dünyası, terörizm ve şiddete karşı aktif bir şekilde mücadele etmelidir. Terörizm, İslam dininin temel prensiplerine aykırıdır ve İslam dünyası, bu sorunla mücadelede öncülük etmelidir.

3. Hoşgörü ve Diyalog: İslam dünyası, farklı din, dil ve kültürlerle hoşgörü ve diyalog içinde olmalıdır. Bu, bölgedeki istikrar ve güvenin artması için hayati bir adımdır.

4. Sosyal Refahın Artırılması: İslam dünyası, sosyal refahın artırılması için güçlerini birleştirmeli ve yoksulluğun azaltılması için iş birliği yapmalıdır. Bu, İslam toplumundaki sosyal adaletsizlik ve huzursuzluğun azaltılmasına yardımcı olabilir.

5. Eğitim ve Bilim: Eğitim ve bilim, İslam dünyasının kalkınması için kilit öneme sahiptir. İslam dünyası, bilim ve teknoloji alanında daha fazla yatırım yapmalı ve bölgedeki eğitim standartlarını yükseltmelidir. Bu, bölgede inovasyonu tetikleyecektir.

@@@@@@

Ortadoğu’daki istikrarın sağlanması ve güvenin tesis edilmesi oldukça karmaşık bir konudur. İslam dünyasının bu süreçte üstlenebileceği bazı görevler şunlar olabilir:

1. Diplomasi ve Diyaloğu Teşvik Etmek: İslam dünyası, taraflar arasındaki barışçıl diplomasi ve diyalog çabalarını destekleyebilir. Bölgedeki tüm taraflar arasında müzakereleri teşvik etmek önemlidir.

2. İnsani Yardım ve Kalkınma Projelerine Destek: İslam dünyası, insanlarına yardım etmek ve bölgedeki ekonomik kalkınmayı teşvik etmek için insani yardım ve kalkınma projelerini destekleyebilir.

3. Terörle Mücadele: İslam dünyası terörizme karşı sıkı bir şekilde karşı çıkabilir.

4. Mülteci Krizlerine Yardım: Bölgede meydana gelen mülteci krizlerine yardım etmek, İslam dünyasının insanlıkla dayanışma göstermesi açısından önemlidir.

5. Eğitim : İslam dünyası, eğitim projeleri ve uluslararası platformlarda aktif rol alabilir. Toleransı teşvik etmek önemlidir.

6. Ekonomik İşbirliği: Bölgedeki ülkeler arasında ekonomik işbirliği teşvik edebilir ve böylece bölgenin istikrarını artırabilir.

Ancak bu görevlerin başarılabilmesi için bölge ülkeleri arasındaki siyasi, dini ve kültürel farklılıkları dikkate alarak uzun vadeli bir çaba gerekmektedir. Ayrıca, uluslararası toplumun da bu süreçte destek sağlaması önemlidir.

 

Loading

No ResponsesEkim 15th, 2023

Joe Biden’ın Türkiye’ye karşı gerginlik ifade eden cümleleri.

Joe Biden’ın Türkiye’ye karşı gerginlik ifade eden cümleleri.

Biden’ın Türkiye’ye yönelik eleştirileri:“Türkiye’nin Suriye’deki askeri operasyonları ve Kürtlere yönelik tutumu konusunda önemli endişelerimiz var.”“Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi alması NATO ittifakına bir tehdit oluşturuyor.”“Türkiye’nin gaz rezervleri arama çalışmalarının Doğu Akdeniz’deki gerilimi yükseltmesi endişe verici.”“Türkiye’nin ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü konularındaki sınırlamaları kaygı verici.”Bunlar Biden’ın Türkiye’ye yönelik eleştirilerinin örneklerdir.@@@@@@Abd pkk’ya ne gibi desteklerde bulunmaktadır?PKK’ya destekler, maddi, lojistik ve askeri yardımlar şeklinde gerçekleşebilmektedir. Maddi destekler, silah, mühimmat ve finansman sağlanarak gerçekleşebilir. Lojistik destekler ise barınma alanları, gizli saklanma noktaları, iletişim ekipmanları gibi olanaklar sağlanarak gerçekleşebilir. Ayrıca PKK’ya üye kazandırma, propagandalarını yayma ve militanlarını eğitme gibi şekillerde de destek verilebilir. Bu destekler çoğunlukla PKK’yı destekleyen ülkeler veya kişiler tarafından sağlanmaktadır.@@@@@

Loading

No ResponsesEkim 14th, 2023

SAYIN ERDOĞAN’IN ABD İÇİN SÖYLEDİKLERİ

SAYIN ERDOĞAN’IN ABD İÇİN SÖYLEDİKLERİ

-Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD’nin Suriye’de düşürdüğü Türk SİHA’sına yönelik, “Biz seninle NATO’da nasıl beraberiz? Nasıl böyle bir şey yapabilirsin? Aramızda güvenlik sorunu var” dedi.

– Türkiye’ye ait SİHA’nın ABD tarafından düşürüldüğünü hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz NATO’da nasıl beraberiz ya? Nasıl böyle bir şey yapabilirsin? Aramızda güvenlik sorunu var. ABD’nin faaliyetleri Türkiye için olağanüstü bir tehdit” dedi.

 

– Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İkinci uçak gemisi de gelecek. Bay Amerika, yahu Amerika nere, Akdeniz, İsrail, Filistin nere? Ne işin var senin orada? Şimdi Amerika gibi bir ülkeye barışı tesis mi yakışır? Yoksa oraya benzinle, körükle gitmek mi yakışır?” dedi.

– Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD ile ilgili söylediği cümleler.


  1. “ABD’nin aldığı bazı kararlar Türkiye’ye olan dostluklarını sorgulamamıza sebep olmaktadır.”

    2. “ABD, terör örgütlerine destek verdiği gibi, Türkiye’nin güvenlik kaygılarını da göz ardı etmektedir.”
    3. “ABD’nin çift taraflı anlaşmalara uymaması, Türkiye’nin itibarını sarsmaktadır.”
    4. “ABD’nin Türkiye’yi tehdit etmesi veya yaptırımlar uygulaması, iki ülke arasındaki ilişkileri daha da germektedir.”
    5. “ABD’nin Türkiye’nin iç işlerine müdahale etmesine asla izin vermeyeceğiz.”
    6. “ABD, terörle mücadelede açık bir şekilde yanımızda durmamakta ve dostluğunu sınırlamaktadır.”
    7. “ABD, Türkiye’ye yönelik olarak çifte standart uygulamakta ve adalet anlayışından uzak davranmaktadır.”
    8. “ABD’nin, FETÖ lideri Gülen’in iade talebimize olumsuz yanıt vermesi, üzüntü vericidir ve iki ülke arasındaki ilişkileri zedeler.”
    9. “ABD’nin Suriye’deki terör örgütlerine olan destekleri, bölgedeki istikrarı tehlikeye atmakta ve Türkiye’nin güvenliğini tehdit etmektedir.”
    10. “ABD ile ilişkilerimizi düzeltmek için çaba gösteriyoruz, ancak bu çabalarımızın karşılıklı olarak adil şekilde gerçekleşmesi gerekmektedir.”

    @@@@@###

    “ABD ile ilişkilerimizde karşılıklı saygı ve çıkarlarımızın korunmasına özen göstermek istiyoruz.”

    “ABD’nin bize yönelik adımları ve tutumları, ilişkilerimizde derin bir güven krizine yol açmaktadır.”

    “Türkiye olarak, ABD’nin terör örgütleriyle işbirliği yapmasını kabul edemeyiz. Bu durum ilişkilerimizi olumsuz etkilemektedir.”

    “ABD’nin Türkiye’ye yönelik yaptırım tehditlerini kabul edilemez buluyoruz. Bu tarz adımlar, iki ülke arasındaki ilişkileri zedeler.”

    “ABD’nin S-400 meselesi üzerinden Türkiye’ye yönelik baskı yapmasını anlamakta zorlanıyoruz. Bağımsız bir devlet olarak kendi savunma ihtiyaçlarımızı karşılamak hakkımızdır.”

    “ABD ile ikili ilişkilerimizi güçlendirmek ve işbirliğini arttırmak istiyoruz, ancak bu ancak karşılıklı olarak adil ve eşit bir temelde mümkün olabilir.”

    @@@@@@@@@

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-Afrika 4. İş ve Ekonomi Forumu Kapanış Töreni’nde yaptığı konuşmada, ABD’nin bölgeye uçak gemilerini göndermesinin tarafların arasındaki tansiyonu düşürmesine hiçbir katkı sağlamadığını belirtti 1. Ayrıca, ABD Dışişleri Bakanı’nın Türkiye Dışişleri Bakanı ile görüştüğünü ve Suudi Arabistan’a bir Yahudi olarak yaklaştığını söyledi.

    @@@@@@@

 

Loading

No ResponsesEkim 14th, 2023

PSİKOLOJİK VE SOSYALOJİK SAVAŞ

PSİKOLOJİK VE SOSYALOJİK SAVAŞ

Asıl savaş psikolojik savaştır ve uzun sürelidir.

Şu anda iki milyar Müslüman, milyarlarca insanların İsrail ve Yahudilere ve de onlara destek olup taraftarlığını gösterenlere karşı atom bombasından daha etkili ve güçlü öfke birikimi ve patlaması oluşmaktadır.
Birde kavgayı yani savaşı yıllara yayacak olan binlerce ölenlerin yakınlarında oluşan kin ve nefret duygusu fitili çıkarılmış ve çekilmiş binlerce hazır bombayı hatırlatmaktadır.
Batı savaşa pimi çekilmiş bomba ile gidip, benzin döküyor.
Durum göstermektedir ki, dünya imtihanının açılışı şeytanın üflemesiyle olduğu gibi, kapanışı da Yahudi’nin ve onu temsil eden İsrail’in ateşi harlamasıyla olacaktır.
“Mehdî al-i Resûlün temsil ettiği kudsî cemaatinin şahs-ı manevîsinin üç vazifesi var. Eğer çabuk kıyamet kopmazsa ve beşer bütün bütün yoldan çıkmazsa, o vazifeleri onun cemiyeti ve seyyidler cemaati yapacağını rahmet-i İlahiyeden bekliyoruz.”[1]

@@@@@

Hamas’ın saldırısını MOSSAD’ın bildiği, kasıtlı olarak saldırmak ve 11 Eylül senaryosuna benzer bir pozisyona girmeyi düşündüğü söylendi.[2]
Bende yazdım.[3] Ancak unutulmamalıdır ki, buda oyunun bir parçası olabilir. Şöyle ki, İnsanların ve dünyanın hafızasında çokça büyütülen MOSSAD’ın elli yıllık karizması derinden çizildi.
Kapanmayacak şekilde.
Bunu örtmek ve karizmayı çizdirmemek için böyle bir yola başvurulmuş olabilir.
ABD ve İngiltere’nin İsrail’e destek için uçak ve savaş gemisi göndermesi çizilen karizmayı düzeltmeye yönelik bir çabayı da ifade ediyor.
” Onlar müstahkem şehirlerde veya siperler arkasında bulunmaksızın sizinle toplu halde savaşamazlar. Kendi aralarındaki savaşları ise çetindir. Sen onları derli toplu sanırsın, halbuki kalpleri darmadağınıktır. Böyledir, çünkü onlar aklını kullanmayan bir topluluktur. “[4]

-Yangın var ve büyüyor.
Bazen bir kıvılcım bir ormanı yakıp kül ediyor.
Oysa birçok farklı yerden kıvılcımlar çakılıyor.
Rabbim söndürsün.
Allah tuzak kuranların tuzaklarını bozmada en hayırlısıdır.
-“Hatırla ki, kâfirler seni tutup bağlamaları veya öldürmeleri yahut seni (yurdundan) çıkarmaları için sana tuzak kuruyorlardı. Onlar (sana) tuzak kurarlarken Allah da (onlara) tuzak kuruyordu. Çünkü Allah tuzak kuranların en iyisidir.”[5]
-“Onlar tuzak kurdular. Allah da tuzak kurdu. Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır.”[6]

Önceki bir yazımda;
İlk Ukrayna-Rus savaşı çıktığında bunun bir plan olduğunu yazmıştım. Yahudi asıllı olan Ukrayna Başkanı Zelensky, acaba İsrail’in kuruluşundaki gibi dünyanın farklı yerlerinde bulunan Yahudiler kasıtlı olarak Filistin’i işgale mi, oraya yerleşime mi sevk ediliyor?

– “Ukraynalı 25 bin Yahudi, Filistinlilerin gasp edilen evlerine yerleştirildi!

Ukrayna savaşı en çok Siyonist işgalin işine yaradı. İşgal rejimi, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başlamasından bu yana 25 bin Ukrayna Yahudi’sinin işgal altındaki Filistin topraklarına getirildiğini duyurdu.[7]

Hep oyun oynanmadan önce planlar yapılır.
Bakıp bekleyelim daha ne gibi oyunlar çıkacak!!![8]
Zira kıyametin kopması ve dünyanın yanması için bir deli yeter.[9]
Tıpkı 75 yıl önce İngiliz Ortadoğu’nun ortasında terör devleti İsrail’i kurarken, 75 sene sonrada ABD PKK devletini kurmak için Deaşı- Işidi kurması gibi.
Ve arada bunu gerçekleştirmek için kukla devlet başkanlarını ve piyon dini görünümde kriptolarını devletlere yerleştirdi.

-Bunlar Zulmün leş. Ker. Leri-dir.[10]

-Bunlar İnsan kasaplarıdır.[11]

-Buna ek olarak burada pervasızlık, ahlaksızlık ve pislik var.[12]

Bugün bu mazlum insanlar başta İslam dünyasından ve eğer bitmemiş ise insanlıktan yardım bekliyorlar.

Dün onlarda bize yardım etmek için canla ve başla koşturmuşlar ve ihanet etmemişlerdi.[13]

İşte belgesi:

“Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanı Prof. Dr. Uğur Ünal, arşivde yer alan belgeyi yayımladı.

Ünal’ın “Kardeşliğin kalp atışını duyacağımız tarihî bir telgraf…” notuyla yayımladığı belgede, Filistinli Arapların Birinci Dünya Savaşı’na giren Türk Devleti Osmanlı’nın yanında olduğu, canları ve mallarıyla vatan müdaafasında bulunacaklarına dair ifadeleri yer aldı.”[14]

MEHMET ÖZÇELİK

14-10-2023

 

[1] https://kulliyat.risaleinurenstitusu.org/beyanat-ve-tenvirler/beyanat-ve-tenvirler/304

[2] https://www.hurriyet.com.tr/amp/yazarlar/abdulkadir-selvi/hamas-mossad-ve-cia-tuzagina-mi-dustu-42345057

[3] https://tesbitler.com/2023/09/12/11-eylul-ikiz-kuleler-saldirisi/

https://tesbitler.com/2023/10/12/aydinliga-dogru-giden-karanlik-gunler/

[4] Haşir. 14.

[5] Enfal. 30.

[6] Al-i İmran. 54.

[7] https://m.yeniakit.com.tr/haber/ukraynali-25-bin-yahudi-filsitinlilerin-gasp-edilen-evlerine-yerlestirildi-1665047.html
https://www.aa.com.tr/tr/dunya/ukrayna-yahudilerinin-israile-goc-taleplerinde-buyuk-artis-goruldu/2513387

[8] https://tesbitler.com/2022/06/17/asirlik-kriptolar/

[9] https://tesbitler.com/2022/03/09/bir-deli-yeter/

[10] https://www.instagram.com/reel/CyVqpmRhI1u/?igshid=ODk2MDJkZDc2Zg==

[11] https://www.instagram.com/reel/CyVIlOsIaLp/?igshid=ODk2MDJkZDc2Zg==

https://www.haber7.com/dunya/haber/3359135-israil-filistin-savasinda-son-dakika-israil-bmye-24-saat-sure-verdi

https://www.haber7.com/dunya/haber/3359343-son-dakika-israil-gazzeden-kacan-sivillerin-konvoyunu-vurdu-70-olu-200-yarali

https://www.haber7.com/dunya/haber/3359344-israil-cocuk-hastanesini-fosfor-bombalariyla-vurdu

[12] https://video.haber7.com/video-galeri/252393-fulya-ozturkun-zor-anlari

[13] https://www.haber7.com/guncel/haber/3359220-gazze-destek-bekliyor-bircok-kurum-yardim-kampanyasi-baslatti

https://video.haber7.com/video-galeri/252354-bombalar-altinda-soyledikleriyle-yurekleri-dagladi-iste-filistinli-muslumanin-ummete-seslendigi-o-anlar

[14] https://www.haber7.com/guncel/haber/3359278-tarihi-belge-ortaya-cikti-filistinli-araplar-turk-devleti-icin-bakin-ne-yapti

 

Loading

No ResponsesEkim 14th, 2023

MELUN VE MAĞDUB BİR MİLLET YAHUDİ MİLLETİ

MELUN VE MAĞDUB BİR MİLLET YAHUDİ MİLLETİ

Yahudi milleti her gün namazda en az 40 defa okuduğumuz Fatiha suresinde geçen Mağdub yani gazab edilmiş, gazaba uğramış olanların bütün müfessirlerin ittifakıyla yahudiler olduğu ifade ve ittifak edilmiştir.[1]

Ayetlerde: De ki: “Allah Katında, ‘kesinleşmiş bir ceza olarak’ bundan daha kötüsünü haber vereyim mi? Allah’ın kendisine lanet ettiği, ona karşı gazablandığı ve onlardan maymunlar ve domuzlar kıldığı ile tağuta tapanlar; işte bunlar, yerleri daha kötü ve dümdüz yoldan daha çok sapmışlardır.”[2]
Fatihâ Suresi, 7. ayet: Gazaba uğrayanların ve sapmışlarınkine değil.– “Siz (ise şöyle) demiştiniz: “Ey Musa, biz bir çeşit yemeğe katlanmayacağız, Rabbine yalvar da bize yerin bitirdiklerinden bakla, acur, sarmısak, mercimek ve soğan çıkarsın.” (O zaman Musa:) “Hayırlı olanı, şu değersiz şeyle mi değiştirmek istiyorsunuz? (Öyleyse) Mısır’a inin, çünkü (orada) kendiniz için istediğiniz vardır” demişti. Onların üzerine horluk ve yoksulluk (damgası) vuruldu ve Allah’tan bir gazaba uğradılar. Bu, kuşkusuz, Allah’ın ayetlerini tanımazlıkları ve peygamberleri haksız yere öldürmelerindendi. (Yine) bu, isyan etmelerinden ve sınırı çiğnemelerindendi.”[3]
– “Allah’ın kullarından, dilediğine Kendi fazlından (peygamberliği) indirmesini ‘kıskanarak ve hakka baş kaldırarak’ Allah’ın indirdiklerini tanımamakla, nefislerini ne kötü şeye karşılık sattılar. Böylelikle gazab üstüne gazaba uğradılar. Kafirler için alçaltıcı bir azap vardır.”[4]
– “Onlardan çoğunun inkara sapanlarla dostluklar kurduklarını görürsün. Kendileri için nefislerinin takdim ettiği şey ne kötüdür. Allah onlara gazablandı ve onlar azapta ebedi kalacaklardır.”[5]
– “Ey iman edenler, Allah’ın kendilerine karşı gazablandığı bir kavmi veli (dost ve müttefik) edinmeyin; ki onlar, kafirlerin mezar halkından umut kesmeleri gibi ahiretten umut kesmişlerdir.”[6]

– “Yahudilere bütün tırnaklı hayvanları haram kıldık. Sırtlarında yahut bağırsaklarında taşıdıkları ya da kemiğe karışan yağlar hariç olmak üzere sığır ve koyunun iç yağlarını da onlara haram kıldık. Bu, zulümleri yüzünden onlara verdiğimiz cezâdır. Biz elbette doğru söyleyeniz.”[7]
-Hadiste:“Allah, Yahudileri kahretsin! Şüphesiz Allah, onlara, leşlerin iç yağlarını yasakladığı zaman, onlar, onu erittiler, sonra da satıp parasını yediler.”[8]
-Ömer ibn-i Hamza (ra) bildirmiştir: “Resulullah Aleyhissalâtu Vesselâm buyurdular ki:“Sizler Yahûdîlerle muhakkak savaşacaksınız! Harp o kadar şiddetli olacaktır ki, hattâ taş: ‘Ey Müslüman! Şu arkamdaki bir Yahûdî’dir! Gel de onu öldür!’ diyecektir.”[9]
-Abdullah bin Ömer (ra) bildirdi: “Resûl-i Ekrem Efendimiz Aleyhissalâtu Vesselâm şöyle buyurdu:“Yahûdîler sizinle savaşacaktır! Fakat netîcede siz onlara musallat kılınacaksınız! Öldürme o kadar şiddetli olacak ki, bir kaya parçası: ‘Ey Müslüman! Şu arkamda duran kişi bir Yahûdî’dir. Onu öldür!’ diye haber verecektir.”[10]
“Onlar toplu olarak sizinle savaşmazlar, ancak müstahkem şehirlerde yahut surların ardında sizinle savaşmak isterler. Kendi aralarındaki çekişmeleri oldukça çetindir. Sen onları toplu sanırsın, oysa onların kalpleri dağınıktır. Öyledir, çünkü onlar aklını kullanmayan bir topluluktur.”[11]
Bundan yıllar önce gazetecilerin, İsrail Devleti’nin o günkü başbakanı Şimon Perez’e “Kur’an-ı Kerim, sizin devletinizin yıkılacağından haber veriyor.” diye hatırlattıklarında, Perez şu cevabı vermişti: “Kur’an’ın bahsettiği Müslümanlar gelsin, düşünürüz.”[12]

-Bütün bu lanete uğramalarının temelinde olan dünyada yapmış oldukları zulümlerdir.

Nitekim sadece Filistin’de yaptıkları kadın, çocuk, yaşlı, hasta demeden yaptıkları bir kısım zulümler;

15 yılda 150 bin Filistinli hayatını kaybetti ve bunun 33 bini çocuktur.

Ancak 57 İslam ülkesi içerisinde çok az yer ve sayı itibarıyla azınlık olmasına rağmen yenilmeyip başarılı olmasını Bediüzzaman şuna bağlar;[13]

“Böylece onların üzerine bir zillet ve yoksulluk damgası vuruldu.”[14]

Yahudi milleti hubb-u hayat ve dünyaperestlikte ifrat ettikleri için, her asırda zillet ve meskenet tokadını yemeye müstehak olmuşlar. Fakat bu Filistin meselesinde; hubb-u hayat ve dünyaperestlik hissi değil, belki enbiya-yı Benî İsrailiyenin mezaristanı olan Filistin, o eski peygamberlerin kendi milliyetlerinden bulunması cihetiyle, bir cihette bir ehemmiyetli hiss-i millî ve dinî olmasından, çabuk tokat yemiyorlar. Yoksa, koca Arabistan’da az bir zümre hiç dayanamayacaktı, çabuk meskenete girecekti.”[15]

-Kitaplarında yazıp kendilerinden başkalarını hayvan yerine koyma iddiaları muharrem Tevrat’ta dayanır. Orada diyor ki;

  • “Mısır ırmağından (Nil) büyük ırmağa (Fırat) kadar, bu diyarı senin hizmetine verdim.”

    • “Sen benim cenk topuzum ve harp silahımsın… Seninle milletleri kıracağım ve seninle ülkeleri helâk edeceğim.”

    •”Sizden büyük ve kuvvetli milletlerin mülkünü alacaksınız… Ayak tabanınızın bastığı yer, sizin olacak… Önünüzde kimse duramayacak.”

    •”Ele geçen her adamın gövdesi delik-deşik edilecek ve tutulan her adam, kılıçla düşecek… Yavruları da gözleri önünde yere çalınacak!.. Evleri çapul edilecek ve karıları kirletilecek.”

    *Belediye Başkanlarından General Shlomo Lahat, “Burada köle olarak yaşamayı kabul edinceye kadar, bütün Filistinlileri öldürmemiz gerekir!”

    -Soykırımı kendi kitapları ve inançları emrediyor.
    Haham İzak Şapiro, 2009 yılında yazdığı “Kralın Tevrat’ı” isimli kitabında, İsrail’e tehdit oluşturan bebek ve çocukların bile öldürülebileceğini ifade etmişti. Şapiro, “Eğer biz emredilen 7 şarta uymayanları, bize karşı günah işleyenleri öldürürsek, bunda bir yanlış yok. Çünkü biz kurallara uyuyoruz” ifadelerini kullanmıştı.[16]

    Yahudilerin lanetlendiğini şu ayette anlatır: “‘Kalplerimiz perdelidir’ dediler. Hayır; küfür ve isyanları nedeniyle Allah onlara lanet etmiştir. O yüzden çok az inanırlar.”[17]
    , “Ey Ehl-i kitap! Biz birtakım yüzleri silip dümdüz ederek arkalarına çevirmeden yahut cumartesi yasaklarını çiğneyen kimseleri lânetlediğimiz gibi onları da lânetlemeden önce, sizdekini doğrulamak üzere indirdiğimiz kitaba iman edin. Allah’ın emri mutlaka yerine gelecektir.”[18]
    “Sözlerini bozmaları sebebiyle onları lanetledik ve kalplerini katılaştırdık. Onlar kelimelerin yerlerini değiştirirler (kitaplarını tahrif ederler). Kendilerine öğretilen ahkâmın (Tevrat’ın) önemli bir bölümünü de unuttular…”[19]
    “Yahudiler, Allah’ın eli bağlıdır (sıkıdır), dediler. Hay dedikleri yüzünden elleri bağlanası ve lanet olasılar! Bilakis, Allah’ın elleri açıktır, dilediği gibi verir…”[20]

MEHMET ÖZÇELİK

13-10-2023

 

[1] http://kuranfihristi.net/ayetleri/Lanet

[2] Maide Suresi, 60.

[3] Bakara Suresi, 61.

[4] Bakara Suresi, 90.

[5] Maide Suresi, 80.

[6] Mümtehine Suresi, 13.

[7] En’âm 146.
https://kuranfihristi.net/fihrist/gazap

[8] Buhârî, Müslim, Müsâkât 71 (1581); Ebu Dâvud, İcâre 64 (3486); Tirmizî, Büyü1 61 (1297).

[9] Müslim, Fiten, 80.

[10] Müslim, Fiten, 81.

[11] Haşr, 59/14.

[12] Tercüman Gazetesi, Ergun Göze, 1986.
https://www.google.com/amp/s/sorularlaislamiyet.com/peygamber-efendimiz-asvin-yahudileri-oldurunuz-seklinde-bir-hadisi-var-mi%3famp

[13] https://kulliyat.risaleinurenstitusu.org/arama/yahudi

[14] Bakara Sûresi; 2:61.

[15] https://kulliyat.risaleinurenstitusu.org/sualar/eddai/435

[16] https://m.haber7.com/yazarlar/zekeriya-say/3359167-insansi-hayvan-ariyorsan-aynaya-bak-gallant
https://tesbitler.com/index.php?s=Yahudi

https://tesbitler.com/2023/10/08/garkad-savasi/

https://tesbitler.com/2023/10/09/ruha-sinen-sapiklik/

https://tesbitler.com/2023/10/10/komplo-teorileri/

https://tesbitler.com/2023/10/11/cilgin/

https://tesbitler.com/2023/10/07/ciban-basi/

[17] Bakara-88.

[18] Nisa – 47.

[19] Maide – 13.

[20] Maide – 64, bak. Al-i İmran – 112,113.
https://kuranfihristi.net/ayetleri/Yahudi
https://www.yenisafak.com/hayat/allah-yahudileri-neden-lanetledi-4567242

 

Loading

No ResponsesEkim 13th, 2023

DARBELER BİTMEDİ

DARBELER BİTMEDİ

Devletler çapında özellikle yüz yıldır yapılan darbeler ve yerine seçilen temsilciler devri bitmiş değil.

Devam etmektedir.

İnsan hakimiyeti sürdükçe, dünya hakimiyeti de devam edecektir.

İman ve küfür mücadelesi devam ettikçe, iman ve küfür mücadelesi ve hakimiyeti de devam edecektir.

İşte Merhum II. Sultan Abdülhamid Hanın İttihat ve terakkinin ve onun içerisinde bulunan masonların ve de Türkiye’ye göçen Siyonist / Sabetaist / Yahudilerin önemli noktalardaki hakimiyeti ile başlayıp, 1960 darbesi ile devam eden darbelerde uzun süre varlıklarını devam ettirecek ortamları hazırlamışlardır.

En az on yıllık süreyle.

On yılda bir yapılan darbede adeta kurala bağlanmış ve her seferinde bu millet en az elli yıl geriye gitmiştir.

Aynı tehdit bugün de söz konusudur.

Özellikle İsveç’in NATO’ya kabul edilmemesi halinde yapılacak bir darbe, özellikle Suriye’de kurulacak Kürt devletine engel olunacak bir girişim, özellikle İsrail’in genişlemesine mani olunacak bir hareket bu darbeyi tetikleyecek en önemli sebeplerdir.

Bunun oralarda ve özellikle bizde yerleştirilmiş olan kripto gizli komiteler buna hazır hale getirilmiş ve imkanları tanınmıştır.

İşte bugün ABD başkanının 1980 darbesindeki rolünden, olabilecek yeni darbelerin plan ve düşünceleri;

-Joe Biden Sayın Erdoğan’ın seçilmemesi için muhalefeti destekleme sözü vermesi.

-Joe Biden Türk askerinin Suriye’de PKK’ya yaptığı mücadeleden rahatsız olup, bunun Işid tehdidini engellediği uydurmasını söyleyerek, engel olmaya çalışmıştır.

Ve de Sihamızı düşürmüştür.

-Şimdide İsveç’in NATO’ya girmemesi için verilecek red durumundaki tehditler.

Joe Bıden bu hesaba göre 1980 darbesinde o dönemde Amerika Birleşik Devletleri’nin Delaware Senatörü olarak görev yapıyordu.
Yunanistan NATO’ya girmesine onay vermeyen Türkiye’ye, Kenan evrenle görüşerek darbe yaptı ve bizim çocuklar başardı, dedi.
Şimdi ise İsveç’in NATO’ya girmesine onay vermeyecek olan Türkiye’ye şimdi ise Başkan olan Joe Biden darbe mi yapacak?
İsrail’e destek amaçlı gönderilen üç uçak gemisi özellikle bize de bir mesaj mı?
Joe Biden’in şimdiye kadar aldığı görevler ve yaptıkları;
Joe Biden, ABD tarihinin en uzun süre görev yapan ABD başkanı olan George W. Bush döneminde Başkan Yardımcısı olarak görev aldı. 20 Ocak 2009’dan 20 Ocak 2017 tarihine kadar 8 yıl boyunca Barack Obama’nın Başkan Yardımcısı olarak görev yaptı. Joe Biden’ın bu dönemdeki önemli başarıları ve yaptıkları Chatgpt cevapları şunlardır:
Ekonomik Kurtarma Programı: 2009’da ABD ekonomisini canlandırmak için Ekonomik Kurtarma ve Yeniden Yatırım Yasası’nın (Recovery Act) geçmesine yardımcı oldu. Bu yasa, ekonomik kriz döneminde işsizliği azaltmak ve ekonomik büyümeyi teşvik etmek için bir dizi önlemi içermekteydi.

Obamacare: Obama’nın sağlık reformunu gerçekleştirmek için çalıştı ve Obamacare olarak da bilinen Amerikan Sağlık Koruma ve Erişilebilirlik Yasası’nın (Affordable Care Act) geçmesinde önemli bir rol oynadı. Bu yasa, daha fazla Amerikalının sağlık sigortasına erişimini sağlamak amacıyla tasarlanmıştır.

Özellikle eski Abd başkanı Trump-ın ifadesiyle; Işidi Obama kurdu, demişti.

LGBT Hakları: Biden, LGBT haklarının destekçisi olarak bilinmektedir. Obama yönetiminde, 2012 yılında ABD tarihinin ilk açık LGBT bakanı olan Sally Jewell’i içeren bir dizi önemli atamaya imza attı.

Silah Kontrolü: Sandy Hook İlkokulu saldırısının ardından 2013 yılında ABD’de silah kontrolü konularında önemli adımlar atma girişiminde bulundu. Ancak, bu girişimler Kongre tarafından engellendi ve Biden’in hedefleri gerçekleştirilemedi.

Dış Politika: Joe Biden, Obama yönetimi boyunca ABD’nin dış politikasında etkili bir rol oynadı. Özellikle Ukrayna krizi, Suriye iç savaşı ve İran nükleer anlaşması gibi konularda yönetimin görüşlerini temsil etti ve diplomasi çabalarına liderlik etti.

Bu, Joe Biden’ın başkan yardımcısı olarak yaptıklarının sadece bir özeti olup, daha birçok konuda çalışmaları ve görevleri bulunmaktadır. 2020 Amerika Birleşik Devletleri başkanlık seçimlerini kazanmasının ardından Joe Biden, ABD’nin 46. başkanı olarak göreve başlamıştır.

MEHMET ÖZÇELİK

13-10-2023

Loading

No ResponsesEkim 13th, 2023

RUHLAR ALEMİNDE EKİLEN TOHUMLAR

RUHLAR ALEMİNDE EKİLEN TOHUMLAR

Ruhlar aleminde ekilen tohumlar bu dünyada çıkarken; kimisi düzgün olarak çıkmakta, kimisi yamuk yumuk hale dönmektedir.

Sebebi ise ruhlar alemi, o Elest Bezmin-de olan sözleşmedeki doğruluk veya yamukluk ile (ahirete gidince İnşallah ilk öğreneceğim şeylerden ilk 5. ve 10. Sırada olacaktır.) o ruhlar alemindeki yapmış olduğumuz sözleşme, altına imza atmış olduğumuz bu anlaşma neticesinde; oradaki samimi olanlarla olmayanların, bu dünyada beden toprağında gerçek çehreleri, yüzleri ve yaşayışları ile bir ömür yaşamaları ile ortaya çıkmış oluyor.

İşte dünya hayatı Ruhların monitörüdür. Yansımış halidir.-Evet bu dünya böylece manevi olan metafizik özelliklerin duygusal olarak ekilen ruhlar alemindeki ekilen duygu tohumları, beden hareketinde ve fiiliyatında, düşüncesinde, yaşayışındaki gelişmiş halidir

Böylece duygular Ruhlar aleminden gelerek bu dünyada gelişiyor. Ebedi alemde cennet ve cehennem olarak tezahür edecektir.

Bir yandan cennette olumlu yönden gelişmesini sürdürürken, diğer yandan da cehennemde de artık tekrar çürümüş ve işe yaramaz olarak ortaya çıkacaktır.-Duygular tohum, çekirdek ve yumurta mesabesinde açılmamış olarak bu dünyaya gelmektedir. Fiiliyata dökülüşü ve açılımı burada olacaktır. Dünyanın önemi de burada ortaya çıkmaktadır.

Eğer dünya İmtihanı olmasaydı duygular açılmamış, fiiliyata geçmemiş, aktif bir hale dönmemiş olacaktı. Yani sadece bir tohum olarak, bir çekirdek olarak, bir yumurta olarak kalarak içindeki hakikat veya hakikatsizlikler ortaya çıkmayacaktı. İşte Ruhlar alemindeki hakikatler bu dünyada gerçek mahiyetini, hüviyetini, kimliğini, şahsiyetini, hususiyetini ve özelliğini bütün şifreleri ile ortaya koymaktadır.

Ebedi alemdeki her şeyin oluşumu ve devamı buradaki şekillenmeleri ile tecelli edip tezahür ederek ortaya çıkıp devam edecektir.-İnsanlık ağacının tohumu Ruhlar aleminde ekildi. O Tohumunda ana maddesi ve ruhu Nuru, Muhammed’i aleyhisselatu vesselam oldu. O nur üzerine bina edildi. Maddi yönünü ise Hz. Âdem, manevi yönünü O nur temsil etmiş oldu.

O maddi vücutları Hz Adem temsil etmiş oldu. Çocuklar ve nesiller meydana geldi. İnsanın maddesini ve dünya hayatındaki farklı olan durumları, kabiliyet ve kapasitelerini ve de şahsiyetlerini ruhun gelişimi nispetinde farklılıklar gösterdi. Ancak o kökten Nuru Muhammedîden istifade eden gruplar, bedenlerde nurlanarak, nurlu olan nesillerin ve Peygamberler silsilesinin olmasını sağlamış oldu.-Sonra ana rahminde ayrı bir seçim yapılıyor. Ayrıştırma ile orada tabiri caizse final ulaşmış olanlar alınıyor. Ve dünyaya gelişine karar veriliyor.

Dünyada ikinci bir elekten geçirilmek üzere dünyaya gönderiliyor. Ana rahmindeki bu önemli birinci elemeden sonra, asıl eleme yani o azınlığın da azınlığı durumundaki asıl eleme işlemi dünya hayatında olmuş oluyor.

Bunun üçüncü aşaması ise kabir ile başlayıp, mahşer ile mahşerdeki hesap ve sorgu, sual ile gerçek manadaki eleme ve elenme, ayrılma ve ayrıştırma gerçekleşecektir.

Böylece oradaki son olan ayrıştırma ile cennet ve cehennem suretinde tezahür etmiş olacaktır. Cennet ve cehennem her ikisi de sahiplerini bulmuş olarak.
-Ve bu proje ebede uzanan, ebedi boyutları da içerisine almış olacaktır. Yani iş ne burada bitiyor ve ne de mahşerde hatta ne de cennette bitmiyor. Ebede uzanan bir dal olup onun bütün kolları bir yandan yücelerek, yükselerek, Alayı illîyyine terakki ederek, insaniyet mertebesi ile sınırsız bir sonsuza kanat açacaktır.

Ebede namzet olarak bir yandan devam ederken, artı puan olarak yükselirken, diğer taraftan cehennemde eksi puan olarak alçalacaktır.

Cehennemde alçalışı, cennette de bir yükselişi devam ettirmiş olacaktır. Sonsuza Allah ile beraber Allah’ın varlığının tecellisi ve tezahürü ile devam etmiş olacaktır.

Kimisi ‘Hammaletel Hatab(Odun hamalı-Tebbet.4), kimisi Huşubun Müsennedeh (duvara dayanmış kütükler.Münafikun.4), kimisi, ulaike kel en’ami belhüm edall (bunlar hayvanlar gibi, hatta daha da aşağıdadırlar. A’raf.179.), olarak bu dünyadan vasfını ve kimliğini alarak gitmektedir. 

MEHMET ÖZÇELİK

12-10-2023

 

Loading

No ResponsesEkim 12th, 2023

AYDINLIĞA DOĞRU GİDEN KARANLIK GÜNLER

AYDINLIĞA DOĞRU GİDEN KARANLIK GÜNLER

Dünya zemini ve özellikle Ortadoğu çok kaygan, kaypak ve kırılgan bir yapıya sahip.

Çok çabuk her türlü oyuna sahne oluşturabiliyor.[1]
Rusya Ukrayna savaşı sürerken, Suriye den PKK’ya, Sırptan Bosna’ya, Azerbaycan’dan Ermenistan’a ve İran derken, İsrail Hamas savaşıyla başlayıp, başta ABD’nin dahil olduğu; Mısır, Ürdün, Suriye ve İran’ın savaşın içine çekildiği büyük yıkım, Melhame-i Kübra yani büyük yangının fitilleri ateşleniyor.
Hepsi bu ateşlemeler Abd/Pontegon/ Evanjelist düşüncenin bir ürünüdür.
Abd Başkanı Biden daha iktidara gelmeden bu mesajı vermiş, önünde engel olup 15 Temmuz 2016 işgal faaliyeti ile başaramadığını, muhalefeti destekleyip Sayın Erdoğan’ı devirme vaadinde bulunmuştu.
Bunda da başarılı olamayınca İsrail’in yani MOSSAD’ın Hamas saldırısında haberi olup, Mısırda saldırıyı haber vermesine rağmen[2] ikinci bir 11 Eylül başlatılmış, Ortadoğu’yu bir yüz seneliğine daha şekillendirme faaliyetine girişilmiştir.
Allah fırsat vermesin, burunları sürünsün.
Büyük bir oyunun içine dünya çekiliyor.
Ukrayna’yı Rusya’yı yıpratma uğruna öne sürüp arkasında duran batı ve ABD, bu seferde Hamasın saldırılarından habersiz görünüp, kendi İsrail’de ki halkını feda ederek oyunun içine ABD ve İsrail’in bir taraf olduğu, diğer yandan Rusya, İran, Mısır, Suriye, Lübnan’ı da içine alarak ve dolaylı olarak Türkiye’yi sıkıntıya sokacak bir harbin içine çekilmekte ve girilmektedir.
Ancak Allah’ında bir hesabı vardır.
O da, bir yandan ittihadı İslam’ı tetiklerken, diğer yandan da zulmün temsilciliği yapan ABD ve İsrail’in bitişine zemin hazırlamaktadır.
Zira küfür devam eder ancak zulüm devam etmez.
Şu anda bir yanda binlerce ifade edilen ölümler sürerken, belki de yüz binlerce göçüde tetikleyecektir.
Halkın sürekli bombalanması, ilaç, elektrik, su, yiyecek verilmemesiyle adeta 2,5 milyon masum insan ölüme terkediliyor.
İnsanlığın, vicdanın, şahsiyetin, aklın bittiği noktadayız.
Sözün ve her şeyin bitti yerdeyiz.

Ortada kudurmuş bir İsrail ve etrafında ona destek olan ABD ve batı var.

MEHMET ÖZÇELİK

12-10-2023

[1] https://tesbitler.com/2023/04/20/kaygan-ve-kaypak-zemine-dogru/

[2] https://www.youtube.com/watch?v=YeziQRQPy_Y

Loading

No ResponsesEkim 12th, 2023

İSRAİL VAHŞET VE SOYKIRIMI

İSRAİL VAHŞET VE SOYKIRIMI

Tarihte mısır İsrail savaşları nasıl olmuştur?Tarihte Mısır-İsrail savaşları birkaç kez gerçekleşmiştir. İşte bu savaşların bazıları:1948 Arap-İsrail Savaşı: İsrail Devleti’nin bağımsızlığını ilan etmesiyle birlikte, Mısır başta olmak üzere Arap ülkeleri İsrail’e karşı savaş ilan etti. Bu savaşta Mısır, İsrail’e karşı daha fazla askeri güçle saldırı düzenledi. Ancak, İsrail, bu savaşı kazanarak bağımsızlığını güvence altına aldı.1956 Sina Savaşı: Mısır Devlet Başkanı Gamal Abdülnasır’ın Süveyş Kanalı’nı millileştirmesi ve Filistin gerillalarına destek vermesi üzerine, İsrail, Fransa ve Birleşik Krallık, Mısır’a saldırarak Süveyş Kanalı’nı ele geçirmek istedi. Ancak, uluslararası baskılar sonucunda Mısır geri çekilmeye zorlandı.1967 Altı Gün Savaşı: Mısır ve İsrail arasındaki gerginlik giderek tırmandı ve bu durum 1967 yılında İsrail’in Mısır’ın hava üslerini yok etmek amacıyla saldırı düzenlemesiyle doruğa çıktı. İsrail, bu savaşı kazanarak Sina bölgesini, Gazze Şeridi, Doğu Kudüs ve Batı Şeria’yı ele geçirdi.1973 Yom Kippur Savaşı: İsrail’in Mısır ve Suriye’ye saldırı hazırlığındayken Mısır ve Suriye, Yom Kippur bayramı sırasında ani bir saldırı düzenledi. Bu savaşta başlangıçta Mısır ve Suriye ilerleme kaydetti, ancak İsrail, güçlü konumlarından yararlanarak saldırıları geri püskürttü ve üstünlük sağladı.Bu savaşlar dahilinde Mısır ve İsrail arasındaki çatışmalar, politik ve toprak anlaşmazlıklarını bir arada göstermektedir. Ancak sonraki yıllarda Mısır ve İsrail arasında Camp David Anlaşması gibi barış antlaşmaları imzalandı ve bu iki ülke arasındaki ilişkiler iyileşti.@@@@@@@8 Haziran 1967’de Mavi Marmara adlı geminin Filistin’e insani yardım götürmek amacıyla Gazze’ye gitmek üzere İsrail tarafından durdurulması sonucu gerçekleşmiştir. Mavi Marmara gemisi, Gazze’ye ulaşmayı hedefleyen üç gemiden biriydi ve içerisinde çeşitli ülkelerden gönüllüler bulunuyordu.İsrail, gemiye müdahale etmek için askeri operasyon düzenlemiş ve gemiye saldırmıştır. Bu operasyon sırasında gemide bulunan aktivistlerle İsrail askerleri arasında silahlı çatışma yaşanmış ve 10 aktivist hayatını kaybetmiştir.Bu olay uluslararası arenada büyük tartışmalara yol açmış ve İsrail’in saldırısı sert şekilde eleştirilmiştir. Birçok ülke, İsrail’in müdahalesini kınamış ve olayın uluslararası hukuka aykırı olduğunu ifade etmiştir. Bu durum, İsrail ile Mısır arasındaki ilişkileri de ciddi şekilde etkilemiştir.@@@@@@@@Mısır ve İsrail arasında ne gibi savaşlar, esir değişimi ve infazlar olmuştur?Mısır-İsrail: Savaşlar ve AnlaşmalarMısır ve İsrail arasında tarihsel olarak önemli savaşlar, esir değişimleri ve infazlar yaşanmıştır. İşte bazı önemli olaylar:1948 Arap-İsrail Savaşı: İsrail’in bağımsızlığını ilan etmesinin ardından Mısır, İsrail’e saldıran Arap koalisyonunun bir parçası oldu. Bu savaş sırasında İsrail ve Mısır arasında çatışmalar yaşandı.1956 Süveyş Krizi: Mısır’ın Süveyş Kanalı’nı millileştirmesi ve ardından İsrail, Birleşik Krallık ve Fransa’nın müdahalesiyle patlak veren bir krizdi. Bu krizde Mısır’ın işgal edilmesi ve ardından geri çekilmesi gibi olaylar yaşandı.Altı Gün Savaşı (1967): İsrail, Mısır’la da çatışmalara yol açan bu savaş sırasında Gazze Şeridi ve Sina Yarımadası’nı ele geçirdi.Yom Kippur Savaşı (1973): Mısır ve Suriye, İsrail’i sürpriz bir saldırıyla vurarak Yom Kippur günü başlayan bu savaşı başlattılar.Camp David Anlaşmaları (1978-1979): ABD’nin arabuluculuğunda Mısır ve İsrail, barış anlaşmalarını imzalayarak diplomatik ilişkileri kurdu. Bu anlaşmalar sonucunda Mısır, İsrail ile barış yaparken, Gazze Şeridi’ni terk etti.Esir değişimleri: Mısır ve İsrail, tarih boyunca birçok kez esir değişimi gerçekleştirdi. Özellikle 1970’ler ve 1980’ler boyunca esir değişimleri önemli bir rol oynadı.İnfazlar: Tarihsel olarak, Mısır ve İsrail arasındaki çatışmalarda infazlar da yaşandı. Ancak bu olaylar çeşitli dönemlere ve çatışmalara dayandığı için detayları değişiklik gösterir.Bu olaylar, Mısır ve İsrail arasındaki tarihsel ilişkilerin karmaşıklığını yansıtan bazı örneklerdir. İki ülke, zaman içinde farklı dönemlerde barış ve çatışma dönemleri yaşamışlardır.@@@@@@@@Mısır ve İsrail arasında birçok savaş, çatışma ve anlaşmazlık yaşandı. Arap-İsrail savaşları, İsrail’in 1948’de bağımsızlığını ilan etmesiyle başladı ve günümüze kadar devam etti. Bu savaşlar, Arap Birliği ülkeleri (başlıca Mısır, Suriye, Ürdün ve Filistin) ve İsrail Devleti arasındaki politik gerilim ve askeri savaşlar dizisidir ¹. İsrail, 1967’de Altı Gün Savaşı’nda Mısır’ın Sina Yarımadası’nı işgal etti ¹. 2006 yılında İsrail ve Lübnan arasında bir savaş yaşandı ². Ayrıca, İsrail ve Hizbullah arasında esir değişimi gerçekleştirildi ².Kaynak: Bing ile konuşma, 11.10.2023(1) Arap-İsrail savaşları – Vikipedi. https://tr.wikipedia.org/wiki/Arap-%C4%B0srail_sava%C5%9Flar%C4%B1.(2) İsrail ve Hizbullah’tan esir değişimi – dw.com. https://www.dw.com/tr/i%CC%87srail-ve-hizbullahtan-esir-de%C4%9Fi%C5%9Fimi/a-3486886.(3) 2023 Filistin-İsrail Savaşı – Vikipedi. https://tr.wikipedia.org/wiki/2023_%C4%B0srail-Gazze_%C3%A7at%C4%B1%C5%9Fmalar%C4%B1.(4) Esir değişimi – Vikipedi. https://tr.wikipedia.org/wiki/Esir_de%C4%9Fi%C5%9Fimi.@@@@@@@İsrail tarafından yakılan 20 Mısırlı asker olayı.
Bu olay, 14 Ağustos 2013 tarihinde Mısır’da meydana gelen bir olaydır. İsrail sınırında bulunan Sina Yarımadası’nda, Mısır ordusuna ait bir kontrol noktasına yaptığı saldırı sonucu 20 Mısırlı asker hayatını kaybetmiştir. Mısırlı yetkililer, saldırının ardından İsrail’i suçlayarak olayın provokatif olduğunu belirtmişlerdir.İsrail ise olayla ilgisi olmadığını ve Mısır’ın iç meselesi olduğunu savunmuştur. Mısır hükümeti, saldırının arkasında İsrail yanlısı aşırılık yanlıları olduğunu iddia etmiştir.Bu olay, İsrail-Mısır ilişkilerinin gerilmesine ve Mısır’da iç çatışmaların artmasına neden olmuştur. Olayın ardından Mısır hükümeti, Sina Yarımadası’nda terörle mücadele operasyonlarına başlamıştır. İsrail ile Mısır arasındaki ilişkiler ise bir süreliğine gerilmiş olsa da daha sonra normale dönmüştür.@@@@@@İsrailin tarihte yaptığı Vahşet örnekleri.
İsrail’in tarihinde yapılan bazı vahşet örnekleri şunlardır:1948 Filistin Savaşı: Bu savaşta İsrail ordusu, Filistin topraklarında büyük ölçüde etnik temizlik uyguladı ve birçok Filistinli sivili katletti. Özellikle Deir Yasin Katliamı, yüzlerce Filistinlinin öldürülmesine neden oldu.1967 Altı Gün Savaşı: İsrail, Batı Şeria, Gazze Şeridi ve Doğu Kudüs’ü işgal etti. İşgal sürecinde, İsrail askerleri birçok Filistinli sivili öldürdü, evlerini yıktı ve topraklarına el koydu.1982 Lübnan İşgali: İsrail, Lübnan’a düzenlediği operasyonlar sırasında Sabra ve Şatila mülteci kamplarında büyük bir katliam gerçekleştirdi. Binlerce sivil, Lübnanlı Şii ve Filistinli mülteci öldürüldü.Gazze saldırıları: İsrail, 2008-2009, 2012 ve 2014 yıllarında Gazze’ye saldırdı. Bu saldırılarda binlerce Gazze sivilinin öldüğü bildirildi. İsrail, büyük ölçüde sivil yerleşim alanlarına ve insani yardım tesislerine saldırarak uluslararası savaş suçları işlediği iddialarıyla suçlandı.Büyük Geri Dönüş Yürüyüşü: 2018 yılında Gazze’de düzenlenen protestolar sırasında İsrail askerleri, barışçıl göstericilere gerçek mermilerle ateş açtı ve çok sayıda sivil öldürüldü.Bu örnekler, İsrail’in tarihinde gerçekleştirdiği vahşetlerden sadece birkaçıdır.@@@@@İsrailin kadın ve çocuklara yaptıkları Vahşet örnekleri.
İsrail ve Filistin arasındaki çatışmaların uzun yıllardır devam etmesi ve çatışma bölgelerinde yaşanan şiddet olayları kadın ve çocukları da etkileyen ciddi boyutlara ulaşmıştır. İsrail’in Filistin topraklarına yönelik uygulamaları ve Vahşet örnekleri şunlardır:İsrail güvenlik güçlerinin Filistinli kadınları hedef alması: İsrail askerleri, Filistinli kadınlara karşı keyfi tutuklama, gözaltı ve işkence gibi insan hakları ihlallerinde bulunmuştur. Ayrıca İsrail askerleri, ev baskınları düzenlemekte ve kadınları fiziksel, cinsel ve psikolojik şiddete maruz bırakmaktadır.Filistinli çocukların tutuklanması ve gözaltına alınması: İsrail, Filistinli çocukları sürekli olarak tutuklamakta ve gözaltına almaktadır. Bu çocuklar genellikle keyfi olarak tutuklanmakta, tutuklama sürecinde hak ihlalleri yaşamakta ve adil yargılanma hakkından mahrum bırakılmaktadır.Sivil yerleşim birimlerinin saldırıları: İsrail’in Filistin topraklarına inşa ettiği ve hukuka aykırı olan yerleşim birimlerinden kaynaklanan şiddet olayları, özellikle kadın ve çocukları etkilemektedir. Kadın ve çocukların evlerine saldırılması, kamusal alanlarda taşlanması ve cinsel saldırılara maruz kalması gibi olaylar yaşanabilmektedir.Gazze saldırıları: İsrail, Gazze’ye yönelik defalarca saldırılar düzenlemiş ve bu saldırılarda binlerce sivil, kadın ve çocuk hayatını kaybetmiştir. Savaş uçakları, insansız hava araçları ve topçu birlikleri ile gerçekleştirilen saldırılarda yerleşim bölgeleri, okullar, hastaneler ve barınma merkezleri hedef alınmış ve çok sayıda masum insan hayatını kaybetmiştir.Bu örnekler, İsrail’in kadın ve çocuklara yönelik uygulamalarının bir kısmını göstermektedir. Ancak çatışma bölgelerinde yaşanan şiddet olayları ve insan hakları ihlalleri çok daha fazladır ve bu durum ciddi bir endişe kaynağıdır. Uluslararası toplum ve insan hakları örgütlerinin bu konuda adil ve etkili bir şekilde hareket etmesi gerekmektedir.@@@@@@@@İsrailin yaptığı soykırımlarİsrail ve Filistin arasındaki çatışma ve anlaşmazlık, birçok insan tarafından İsrail’in Filistin halkına yönelik zulmü ve insan hakları ihlalleri olarak algılanmıştır. İsrail’in Gazze Şeridi’nde gerçekleştirdiği saldırılar ve Batı Şeria’da yaptığı yerleşim inşaatları gibi eylemler, eleştiri ve tartışmaların odağında yer almaktadır.Bazı insan hakları örgütleri, İsrail’in Filistinlilere yönelik ayrımcı politikalar yürüttüğünü, insan hakları ihlallerine ve soykırıma maruz kaldığını iddia etmektedir. Örneğin, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’nin 2009 tarihli Goldstone Raporu, İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nde sivillere yönelik suçlar işlediğini iddia etmiştir.@@@@@@@

 

Loading

No ResponsesEkim 11th, 2023

ÇILGIN

ÇILGIN

 

Aklını kaçırmış, aklını kullanamayan, aklıyla hareket edemeyen kişiler için kullanılan bir kelime olarak kullanılmaktadır. Deli ve çılgın eş anlamlı kelimeler olarak kullanılmaktadır.

Çılgın ile ilgili Cümleler:

*Çılgın insanlar akıllarına gelen her şeyi yaparlar.

*Bazı çılgınlıklar yapmak için deli olmaya gerek yok.

@@@@

 

İsrail şu anda güç zehirlenmesi yaşıyor.[1]

Çılgınca kör olup çoluk çocuk, kadın yaşlı görmeden saldırması güç zehrinin vücudu sarıp sarmalamasıdır.

Günümüzde çılgınlık kavramı, genellikle dışarıdan bakıldığında mantıksız, kontrolsüz ya da neden-sonuç ilişkisi içermeyen davranışlar olarak tanımlanır. Çılgınlık, insan tarafından gerçekleştirilen çeşitli hareketler, düşünceler ya da duygusal tepkiler vasıtasıyla ortaya çıkar.

Çılgınlık kavramının neden ve nasıl ortaya çıktığı birçok faktöre bağlıdır. İnsanların bireysel olarak yaşadıkları stres, psikolojik sorunlar ya da travmalar, çılgın davranışların temel etmenleridir. Bunun yanı sıra, bazı kişiler doğuştan içsel bir çılgınlıkla, yani doğal olarak farklı davranışlara yatkın bir şekilde dünyaya gelebilirler. Ancak, çılgınlık toplumun kabul ettiği normlara uymayan ve potansiyel olarak tehlikeli sonuçlara yol açabilecek davranışlar olduğunda, problemler ortaya çıkar.

Çılgınlığın doğru dengeyi bulması çok önemlidir. Kontrolsüz ve herhangi bir amaca hizmet etmeyen çılgın davranışlar, toplum içinde hoş karşılanmaz ve zararlı sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle, çılgın düşünceleri ve eylemleri gerçekleştirmeden önce, mantık ve diğer insanların düşünceleri ile dengeyi sağlamak önemlidir.

İsrail şu anda akıl ve mantığını tamamen kaybetmiş durumdadır.

Sonuç olarak, çılgınlık çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir ve birçok farklı şekilde kendini gösterebilir. İnsanlar arasında çılgınlık algısı da farklılık gösterebilir. Ancak, çılgınlık her zaman dikkatlice ele alınmalı, sınırları aşan ve toplumun kabul ettiği değerlerin ötesine geçen davranışlarla ilgili olarak uygun bir denge ve kontrole sahip olunmalıdır.

İsrail o dengey, kaybetmiş ve dengesizleşmiştir.


@@@@

Çılgınlık kavramı, insan davranışlarının normlardan sapması, beklenmeyen ya da akılcı olmayan eylemler sergileme durumu olarak tanımlanabilir.

İşte çılgınlık ve onunla ilgili bazı önemli noktalar:

**Çılgınlığın Tanımı:**
Çılgınlık, birçok farklı şekilde tanımlanabilir. Psikiyatrik bir rahatsızlık olan şizofreni gibi belirgin durumlarla ilişkilendirilebileceği gibi, aşırı risk alma, sosyal normlara uymama ve radikal fikirler öne sürme gibi genel davranışları da içerebilir.

**Çılgınlığın Tarihsel Perspektifi:**
Çılgınlık, tarih boyunca farklı toplumlarda ve dönemlerde farklı şekillerde değerlendirilmiştir. Antik çağlarda çılgınlık, Tanrılarla iletişim aracı olarak görülebilirdi. Ortaçağ’da ise çılgınlık, şeytani etkilerin bir sonucu olarak algılanabilirdi.

**Çılgınlığın Tedavisi ve Toplumsal Bakış:**
Çılgınlık, tıbbi tedavi gerektiren bir sorun olabilir, ancak toplumsal düzeyde de önemli bir sorundur. Toplumun bu tür davranışları nasıl ele aldığı, bireylerin yaşamlarını nasıl etkileyebilir.

@@@@@

İsraillilerin Filistinlileri öldürmelerinin ana sebebi belki de ilk ve en önemli sebep o kutsal toprakların kendilerine tanrı tarafından vadedilmiş topraklar olması sebebiyledir. 

-Şu anda İsrailin zulmünü örtmek demek olan Hamas’ta kusur aramak, İsrail’in ekmeğine yağ sürmektir.

Bediüzzamanın deyimiyle; “Ben tokadımı Antranik ile beraber Enver’e, Venizelos ile beraber Said Halim’e vurmam. Nazarımda vuran da sefildir.”[2]

İşte sefil ve çılgınlığın ikinci ve en büyük aşaması.

“AMERİKA’NIN UÇAK GEMİSİNİN NE İŞİ VAR!
Başkan Erdoğan, ABD’nin İsrail’e uçak gemisi göndermesi ve ABD F-16’larının Türk SİHA’nı vurmasına tepki gösterdi.

Erdoğan,” ABD uçak gemisini İsrail’e gönderiyor. Burada ne işi var? Ne yapmaya geliyor? Gelen uçak gemisiyle Gazze’yi vurarak indirerek ciddi katliamlara adım atacak. Bir şeyi açıklamak zorundayım. Suriye’de ABD’nin 20’den fazla üssü var. Suriye’de ABD üssünün ne işi var. 23 üs… Bütün bunları da bir değerlendirmek gerekmiyor mu? Ama Türkiye’nin bir insansız hava aracını ABD düşürüyor. İnsansız hava aracını ABD düşürürken bu Türkiye şu anda NATO’nun ortağı değil mi? Beraber değil mi? Bunu neyle izah edeceğiz? İşinize geldiği zaman ortak. ABD tüm terör örgütlülerini yetiştiriyor eğitiyor. Suriye’de bu bölgede olsun Ortadoğu’da olsun ortalığı kan gölüne çeviriyor. Bunları da görelim.” diye tepkisini dile getirdi.”[3]

MEHMET ÖZÇELİK

11-10-2023

[1] https://tesbitler.com/2019/07/16/guc-zehirlenmesi/

[2] https://sorularlarisale.com/ben-tokadimi-antranik-ile-beraber-envere-venizelos-ile-beraber-said-halime-vurmam-nazarimda-vuran-da-sefildir-burayi?amp

[3] .https://m.haber7.com/guncel/haber/3358518-baskan-erdogandan-cok-sert-tepki-abd-ucak-gemisinin-ne-isi-var

 

Loading

No ResponsesEkim 11th, 2023

KOMPLO TEORİLERİ

KOMPLO TEORİLERİ


Batı, ABD ve Haçlı senaryoyu yazıp uyguluyor, bize de kitabını yazmak düşüyor.
Her şey olup bittikten sonra ileride ah vah etmektense, şimdiden tedbir alıp biraz uykuların kaçması da olsa iyidir.
Uyanıklığa ve teyakkuza sebeptir.
ABD 11 Eylül ikiz kulelere saldırıdan sonra, daha da saldırganlaştı.
Belli ki planlı bir iş yürütülüyordu.[1]
Ve ondan sonra 20 yıl sürecek Afganistan işgali, Irak işgali, Ortadoğu’yu ortakları ve senaryolarıyla ele geçirme hesaplarını uygulamaya koydu.[2]
Özellikle 15 Temmuz 2016 işgal girişimiyle, Suriye’yi onlarca defa aratacak iç isyan ve kargaşanın fitilini ateşledi.
Allah hesabını bozdu.
Bir Ömer Halisdemir’le ateşini söndürdü. Bu millet yangından ve yanmadan kurtulmuş oldu.
Ancak bu tam tutmayınca bizzat Ortadoğu’yu işgal edip yerleşme amacı olan plan ve hesapları devreye koydu.
Piyonların yetersizliği, vekalet ve vesayet savaşlarıyla[3] yeterli sonucu alamayınca bizzat devreye girme hesapları yaptı.
Nasıl olacak?
11 Eylül’e benzer yeni bir 11 Eylül çıkarması gerekti.[4]
11 Eylül’de ikiz kulelerde bulunan 3 bin Yahudi o gün işe gitmemişti.
Bazı şeyler feda edildi.
Eski ABD başkanı Trump’ın ifadesiyle Işid’i Obama kurdu.
Bugün Işid üzerinden PKK’ya 50 bin TIR silah gönderildi.
Kürt devletini kurmak için.
Yunanistan adaları silahlandı.
Savaş gemileri denizlerde seyir halinde ve İsrail’e gönderildi, öldürmesi için epey silahlarla beraber.
Hamasın İsrail’e saldırmasıyla ilk tepki ve hedef İran’a gösterildi.
Yoksa Irak ve Suriye’den sonra hedefte İran mı var?
Nitekim 1993 yılında Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş NATO’ya gittiğinde masa üstünde dünya haritasının olduğunu, dünyanın 8 parçaya bölünüp ABD’ye: Irak, Suriye ve İran’ın verildiğini söylemişti.
O halde sırada İran mı var?
Gazze bahane olup, hedef İran ve çevresi mi?
Irak kimyasal yalanıyla yıkıldı, şimdide İran kimyasalı ve İran’a yapılacak bir saldırı ile savaşı harlamak mıdır?
Her saldırıda topraklarını büyütüp genişleten İsrail, bu sefer nereye kadar genişlemeyi düşünmektedir?
Suriye ve Lübnan ve Gazze’nin tümü mü?
“Biz kitapta İsrâiloğulları’na şöyle bildirmiştik: “Yeryüzünde mutlaka iki defa fesat çıkaracak, çok böbürleneceksiniz.”[5]
Bir manası, Âyetteki “fesad”dan maksat, İsrâiloğulları’nın genel olarak Allah’ın Tevrat’ta koyduğu hükümleri çiğnemeleridir. Tefsirlerde iki fesaddan biri peygamber Eş’iya’yı (İşaya) öldürmeleri veya Ermiya’yı (Yeremya) hapsetmeleri; ikincisi ise Hz. Yahyâ’yı öldürmeleri, Roma yöneticileriyle iş birliği yaparak Hz. Îsâ’yı öldürmeye kalkışmaları şeklinde açıklanmaktadır.[6]
Diğer manası Babil’de yaptıkları fesattır.
İkincisi mi?
“Bu iki fesattan ilkinin zamanı gelince üzerinize güçlü kuvvetli kullarımızı gönderdik. Bunlar, evlerin arasında dolaşıp köşe bucak her tarafı aradılar. Bu, yerine getirilmiş bir vaad idi.
Bir zaman sonra onlara karşı size tekrar üstünlük verdik, servet ve oğullarla gücünüzü arttırdık; adamlarınızın sayısını daha da çoğalttık.
Eğer iyilik ederseniz kendiniz için iyilik etmiş olursunuz; kötülük ederseniz yine kendinize edersiniz. Nihayet ikinci cezalandırma vakti gelince, düşmanlarınız onurunuzu çiğnesinler, daha önce girdikleri gibi yine mescide girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi yakıp yıksınlar istedik.”[7]
Belli ki iyilik yapmadılar.
Onurlarının çiğneneceği, mescide ayakkabılarla girerek her şeyi yakıp yıkmaları ile onların akıbetleri belirlenmiş olmaktadır.
Hamas -İsrail savaşını tetikleyen olay, İsrail askerlerinin Mescidi Aksaya ayakkabılarıyla girmeleri ve her şeyleri yakıp yıkmaları sebep olmuştur.
Ve gerçekten de elli yıldır büyütülen İsrail ve şişirilen MOSSAD’ın fos ve içinin boş olduğu ortaya çıktı.
Çizik atılıp olmayan onuru yıkıldı.
Askerleri mi?
” Onlar müstahkem şehirlerde veya siperler arkasında bulunmaksızın sizinle toplu halde savaşamazlar. Kendi aralarındaki savaşları ise çetindir. Sen onları derli toplu sanırsın, halbuki kalpleri darmadağınıktır. Böyledir, çünkü onlar aklını kullanmayan bir topluluktur. “[8]
İsrail’in Demir Kubbe savunma sistemli muhkem ve müstahkem kale şehirleri yıkılmış, korkuyla etrafa kaçmışlardır.
Kalplerindeki dağınıklık, aylardır iç çatışma ve dağınıklık onları bu savaşla darmadağın etmiştir.[9]
-Melhame-i Kübra, hadiste belirtilen ve çıkacak olan büyük bir ateşin yani Savaşın insanları önüne katıp sürüklemesi, büyük bir yangının habercisi mi?[10]
Arzı Mev’ud, Allah tarafından Yahudilere vadedilmiş ve Diyarbakır, Adıyaman ve Kayseri sınırına kadar uzanan topraklara sahip olmak mı?
Yoksa kendi ipini çekmek olan ĞARKAD hadisinin tecellisi mi?[11]
Veya bunu yapacak ümmetin gelmiş olması ve Bediüzzaman’a İsrail’in devlet olmaları haberi verilince; bırakın toplansınlar, imhaları kolay olur, zulümlerinin akıbetlerinin haberi mi?

Belli ki Armegedon ile yani Tanrıyı kıyamete zorlamakta[12] niyetli olan Yahudiler kıyameti koparmaya çalışacaklar.[13]
Veya İttihadı İslamın[14] habercisi ve yeni oluşumun habercisi mi?
Belli ki sancılı olan bu haberler yeni bir doğumun müjdesini vermektedir.

Ancak şu an maalesef Terörist devleti İsrail’in insanlık dışı tam bir vahşeti yaşanmaktadır.[15] 

 “Kuşku yok ki iman edenlerin, insanlar içinde en amansız düşmanlarının yahudiler ve şirk koşanlar olduğunu göreceksin. Yine, onlar arasında iman edenlere sevgi bakımından en yakın olanların da, “Biz hıristiyanız” diyenler olduğunu göreceksin. Çünkü bunların içinde (insaflı) keşişler ve rahipler vardır ve onlar büyüklük taslamazlar.”[16]

MEHMET ÖZÇELİK

10-10-2023

[1] https://tesbitler.com/2023/09/12/11-eylul-ikiz-kuleler-saldirisi/

[2] https://tesbitler.com/2023/10/07/ciban-basi/

[3] https://tesbitler.com/2023/10/01/vesayet-savaslari/

[4] https://www.haber7.com/yazarlar/mehmet-acet/3358336-misir-istihbaratinin-korkunc-bir-saldiri-olacak-uyarisini-netanyahu-neden-umursamadi

[5] İsra. 4.

[6] Şevkânî, III, 327.

[7] İsra.5-7, https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/%C4%B0sr%C3%A2-suresi/2034/5-7-ayet-tefsiri

[8] Haşr. 14.

[9] https://tesbitler.com/2023/07/14/yahudilerin-iki-kere-fesad-cikaracagi/

[10] https://tesbitler.com/index.php?s=Melhame

[11] https://tesbitler.com/2023/10/08/garkad-savasi/

[12] https://tesbitler.com/2015/01/02/armegedon/

[13] https://tesbitler.com/index.php?s=Yahudi

[14] https://tesbitler.com/index.php?s=ittihad

[15] https://www.haber7.com/dunya/haber/3358346-israil-hamas-savasinda-son-dakika-israilden-misira-filistin-tehdidi

https://www.haber7.com/dunya/haber/3358331-yunan-eski-bakandan-surpriz-cikis-yillardir-filistinliler-olurken

https://www.haber7.com/foto-galeri/81531-10-ekim-sali-gazete-mansetleri-israil-askeri-istihbarati-3-ay-once-itiraf-etmisti-dip-noktasindayiz

https://www.aa.com.tr/tr/pg/foto-galeri/2023109171029_israilin-gazzeye-yonelik-saldirilari/0

[16] Maide. 82.

Loading

No ResponsesEkim 10th, 2023