Duyuların Ötesinde: Gönlün Gayba Açılan Pencereleri “Beşerin havass-ül hams-ı zahire ve bâtınadan başka, âlem-i gayba karşı açılan pek çok pencereleri var. Gayr-ı meş’ur pek çok hisleri var. Hiss-i sâmia, bâsıra, zaika olduğu gibi, bir hiss-i sâdise-i sadıka-i sâika var. Hem bir hiss-i sâbia-i bârika-i şaika var. O şevk ve sevk yalan söyleyemez, yanlış gidemez. ” […]
Vicdan: Gayb ile Şehadet Arasında Bir Köprü “Âlem-i gayb ve şehâdetin nokta-i iltisakı ve berzahı ve iki âlemden birbirine gelen seyyârâtın mültekası, vicdan denilen fıtrat-ı zîşuurdur. Evet, fıtrat ve vicdan akla bir penceredir; tevhidin şuâ’ını neşrederler.” Âsâr-ı Bediiye İnsanın iç dünyası, çoğu zaman dış dünyanın sırlarına açılan bir kapı gibidir. Görünen âlemle görünmeyen âlem arasında […]
Uyku ile Rüya, Ölüm ile Hayal: Gerçek ile Gayb Arasındaki İnce Hat İnsan hayatı, iki dünya arasında kurulmuş hassas bir köprü gibidir. Bu köprünün üzerinde yürürken kimi zaman uyanığız, kimi zaman ise uykudayız. Zaman olur ölümün eşiğinde dururuz, zaman olur bir hayalin içinde kayboluruz. Peki, uyku ile rüya, ölüm ile hayal arasında nasıl bir ilişki […]
Yaprakların Düşüşünü Gören Kudret: Gaybın Sahibi ve Bilginin Mutlak Merkezi “Gaybın anahtarları Allah’ın yanındadır; başkası onları bilemez. Karada ve denizde ne varsa hepsini O bilir. O’nun bilgisi dışında dalından bir yaprak bile düşmez. O, yerin karanlıkları içindeki bir tek dâneyi, yaş ve kuru ne varsa her şeyi bilir. Bütün bunlar, gerçeği tüm netliği ile gösteren […]
Kuranın verdiği gaybi haberler Kur’an, Allah’ın insanlara verdiği bir kitaptır ve birçok gaybi haber içermektedir. Bunlardan bazıları şunlardır: Kıyamet: Kur’an, dünyanın sonunun geleceğini ve kıyamet gününü haber verir. Bu gaybi haber, insanların sorumluluğunu hatırlatarak, uyarmak ve takva sahibi olmalarını sağlamak amacıyla verilmiştir. Ahiret: Kur’an, insanların ölümden sonra ahirette hesap vereceklerini ve ebedi hayatlarının olacağını bildirir. […]
GAYB Gayb;bilinmeyen,örtülü ve perdeli olan,bizden kaybolup,bize meçhul olan,ilmimizde ve müşahedemizde bulunmayan,ihata edemediğimiz şeylerdir. Gaybın anahtarı,bilgisi,kendisine bildirdiği kimseler hariç,Allah’ın nezdindedir.[1] Allah bildirmedikçe gaybı peygamberler de bilmez [2],cinlerde bilmez [3],İnsan da bilmez.[4] Gaybı yalnız Allah bilir.[5] Kur’an-da müminler vasıflandırılırlarken,gabya iman eden kimseler olarak bildirilirler.[6] Mugayyebat-ı Hamse yani beş gaybi,bilinmeyen şey olarak belirlenen âyette:”Kıyamet saatinin ne zaman geleceğini […]
Bin Bir İsm-i İlâhî: Kâinatı Tenvir Eden Kudret Güneşleri “Bin bir ism-i İlahînin, kâinata müteveccih olan o esmadan her biri bir âlemi ve o âlem içindeki âlemleri tenvir eder bir güneş hükmünde ve sırr-ı ehadiyet cihetiyle, her bir ismin cilvesi içinde sair isimlerin cilveleri dahi bir derece görünüyordu. ” Sikke-i Tasdiki Gaybî Her sanatkâr, sanatında […]
Gonca Gibi Âlemler ve Gönle Açılan Nur Kapısı “Üveys-i Karanî’nin اِلٰهٖى اَنْتَ رَبّٖى وَ اَنَا الْعَبْدُ وَ اَنْتَ الْخَالِقُ وَ اَنَا الْمَخْلُوقُ وَ اَنْتَ الرَّزَّاقُ وَ اَنَا الْمَرْزُوقُ … الخ münâcat-ı meşhuresi nevinden, bütün mevcudat-ı zevi’l-hayat, Cenab-ı Hakk’a karşı aynı münâcatı ettiklerini ve on sekiz bin âlemin her birinin ışığı, birer ism-i […]
Kâinat Kitabı ve Sessiz Ayetlerin Dili “Kâinat kitabıdır. Evet şu kitabın bütün hurufu ve bütün noktaları, ifrâden ve terekküben Zât-ı Zülcelal’in vücûd ve vahdetini, elsine-i mahsusaları kıraat ile; وَ اِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِهٖ yi tilavet ediyorlar. Cemi-i zerrat-ı kâinat birer birer zât ve sıfat vesair vücuh ile, hadsiz imkânat mabeyninde mütereddid iken; birdenbire […]
Siyasetin Zehri, Kalbin Huzuru ve Ruhun Sığınağı “Evet bu zamandaki siyaset, kalpleri ifsad edip asabî ruhları azap içinde bırakır. Selâmet-i kalp ve istirahat-i ruh isteyen adam, siyaseti bırakmalı. Evet, şimdi küre-i arzda herkes ya kalben ya ruhen ya aklen ya bedenen gelen musibetten hissedarlıktan azap çekiyor, perişandır.” Sikke-i Tasdiki Gaybî Zamanın siyaseti ile kalplerin ve […]
İmanın Mertebeleri: Çekirdekten Ağaca, Gölgeden Güneşe “İman, yalnız icmalî ve taklidî bir tasdike münhasır değil. Bir çekirdekten tâ büyük hurma ağacına kadar ve eldeki âyinede görünen misalî güneşten tâ deniz yüzündeki aksine tâ güneşe kadar mertebeleri ve inkişafları olduğu gibi; imanın o derece kesretli hakikatleri var ki bin bir esma-i İlahiye ve sair erkân-ı imaniyenin […]
Şahıslar Değil, Şahsiyetler “Bu zaman, şahs-ı manevî zamanı olduğu için böyle büyük ve bâki hakikatler, fâni ve âciz ve sukut edebilir şahsiyetlere bina edilmez! ” Sikke-i Tasdiki Gaybî Zamanın Ruhunu Okumak ve Hakikati Korumak Zaman değiştikçe tebliğ usulleri de değişir. Eskiden bir âlim, bir sultan, bir mürşid tek başına bir toplumu etkileyebilirken; günümüzde meseleler karmaşıklaşmış, […]
Asırların Yenileyicileri: Müceddidlerin Gölgesinde Dirilen Ümmet “Ashab-ı Kütüb-ü Sitte’den İmam-ı Hâkim Müstedrek’inde ve Ebu Davud Kitab-ı Sünen’inde, Beyhakî Şuab-ı İman’da tahric buyurdukları: اِنَّ اللّٰهَ يَبْعَثُ لِهٰذِهِ الْاُمَّةِ عَلٰى رَاْسِ كُلِّ مِاَةِ سَنَةٍ مَنْ يُجَدِّدُ لَهَا دٖينَهَا yani “Her yüz senede Cenab-ı Hak bir müceddid-i din gönderiyor.” hadîs-i şerifine mazhar ve mâsadak ve muzhir-i tam olan […]