BEN SİZİN BİLMEDİĞİNİZİ BİLİRİM”: HALİFELİKTEN FESADA “Hani, Rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti. Onlar, “Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamdederek daima seni tesbih ve takdis ediyoruz.” demişler. Allah da, “Ben sizin bilmediğinizi bilirim” demişti.” (Bakara. 30) Meleklerin korktukları başlarına geldi. İşte fesad çıkarıp kan döken İsrail, abd,Rusya, […]
AHMAK DOSTUN ZARARI: DÜŞMANDAN DAHA YIKICI BİR TEHLİKE İnsanoğlunun dostluğu bir nimettir, lakin dostun akılsızlığı, gafleti ve ölçüsüzlüğü bazen düşmanın kin ve nefreti kadar zarar verir. Bediüzzaman Said Nursî’nin Muhâkemât eserinde geçen şu sarsıcı ifade bu gerçeğe işaret eder: “Sadık-ı ahmak, adüvvü’d-dînden daha muzırdır.” Yani dindar olduğunu zanneden ama hikmetsiz davranan, dost görünen ama akılsızca […]
AKLIN, KALBİN VE RUHUN SIRLARI: İNSAN HAKİKATİNE YOLCULUK “Biz insanı en güzel şekilde yarattık.” (Tîn, 4) İnsan, sadece et ve kemikten ibaret bir varlık değildir. O, akıl, kalp ve ruh gibi üç temel cevherle yoğrulmuş, görünenden öteye uzanan bir sırlar kitabıdır. Kur’ân ve hikmet geleneği, insanı sadece biyolojik değil, ontolojik bir muhatap olarak görür. Her […]
Zincirler Kırılıyor: İslam’ın Şahlanışı ve Maddî Terakkinin Manevî Dirilişe Kapı Aralayışı. “Ve bu zamanda ila-yı kelimetullah maddeten terakkiye mütevakkıftır. Medeniyet-i hakikiyeye girmekle ilâ-yı kelimetullah edebiliriz.” Hutbe-i Şâmiye, s.32. Maneviyatın önündeki maddi bağ kalkmakta ve Türkiye’nin dolayısıyla İslam’ın şahlanışı başlamaktadır. Üç yüz yıllık ve özellikle yüz yıllık bağlar ve prangalar çözülmektedir. Maniler defolmakta, İslam güneşinin önündeki […]
Zamanları Aşan Bir Çağrı: Hz. Musa’nın Kıssalarında Saklı Hikmetler Kur’ân-ı Kerim, insanlık tarihinin en çetin mücadelelerine sahne olmuş kıssalarla, hem geçmişi hatırlatır hem geleceği inşa eder. Bu kıssaların başında gelen Hz. Musa (as) ve kavmiyle olan mücadelesi, yalnızca tarihi bir hadise değil, aynı zamanda her asrın kalbine dokunan bir ders, bir ibret, bir uyarıdır. Firavun’un […]
MÛSÂ: KUR’ÂN’DA BİR PEYGAMBERİN BÜTÜNLÜĞÜ “Ve seni kendi katımdan bir sevgiyle sevdim, tâ ki gözetim altında yetiştirilesin.” (Tâhâ Sûresi, 39) Kur’ân-ı Kerîm’in en çok adı geçen peygamberi olan Hz. Mûsâ, sadece bir kavmin kurtarıcısı değil, aynı zamanda bir önder, muallim, sabır timsali ve insan psikolojisinin en derin örneklerinden biridir. Onun kıssası, Kur’ân’ın hemen her bölümüne […]
Kur’ân-ı Kerîm’de Medih ve Zem İfadeleri: Hakikati Gösteren İki Ayna Kur’ân-ı Kerîm, sadece bir ibadet rehberi değil; aynı zamanda insanın iç dünyasını şekillendiren bir eğitim ve terbiye kitabıdır. Bu ilahî kitap, insanı kemale erdirmek için hem medih (övme) hem de zem (yerme) ifadeleri kullanır. Medih ile insanın hangi davranış ve vasıflarla yüceleceğini, zem ile ise […]
Nankörlük: Unutulmuş Bir Günahın Sessiz Çığlığı İnsanoğlu, kendisine verilen nimetlerin sarhoşluğunda çoğu zaman kaynağı unutur. Hâlbuki Kur’ân-ı Kerîm, tekrar tekrar nankörlüğü (küfrân-ı nimet) büyük bir ahlâkî bozukluk olarak tanımlar ve bu davranışın dünyevî ve uhrevî sonuçlarına dikkat çeker. Nankörlük, sadece bir kalp hastalığı değil, aynı zamanda bir varoluş sapmasıdır. Kur’ân’da Nankörlük ve Muradifleri Kur’an’da nankörlük, […]
HAKİKATİN TANIKLARINDAN BİRİ: VARAKA BİN NEVFEL Tarihin dönüm noktaları sadece ordularla, krallarla değil; hakikati tanıyan, onu tasdik eden ve uğruna söz söyleyen sessiz şahitlerle yazılır. Varaka bin Nevfel işte o şahitlerden biridir. Varaka Kimdir? Varaka bin Nevfel, Hz. Hatice’nin amcasının oğludur. Mekke’de yaşayan, okuma yazma bilen ve Tevrat ile İncil’i incelemiş nadir insanlardandır. O, cahiliye […]
BİR HAKİKATİN TANIĞI: BUHEYRA-İ RAHİB VE SON NEBİ’NİN GELİŞİ Tarih bazen bir insanın kalbinde saklanır. Bir hakikatin yankısı ise, uzak dağlardan değil, sessiz bir manastırdan yükselir. Buheyra, işte o yankının ilk tanığıdır. Buheyra Kimdir? Buheyra, Şam civarında Busra kasabasında yaşayan bir Hristiyan rahibidir. Gerçek isminin “Sergius” veya “Georges” olduğu bazı kaynaklarda geçer. “Buheyra” ismi, Arapçadaki […]
KENDİNİ UNUTAN İNSAN: UNUTUŞUN EN DERİN HÂLİ “Ey iman edenler! Allah’a itaatsizlikten sakının. Herkes yarın için ne hazırladığına baksın! (Evet) Allah’a itaatsizlikten sakının; şüphesiz Allah yapıp ettiklerinizden tamamen haberdardır. Allah’ı unutan, bu yüzden Allah’ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. İşte onlar gerçekten yoldan çıkmışlardır. Cehennemliklerle cennetlikler bir değildir. Muratlarına erecek olanlar ancak cennetliklerdir.” […]
YÜKSELEN SÖZLER VE AMELLER: KALPTEN ARŞA GİDEN YOLCULUK “Kim izzet ve şeref istiyorsa bilsin ki, izzetin tamamı Allah’a aittir. Güzel sözler (kelime-i tayyibe) O’na yükselir, salih amel ise onu yükseltir. Kötü işler çevirenlere ise çetin bir azap vardır; onların tuzağı boşa çıkar.” (Fatır, 35/10) İnsan izzet arar, şeref ister, yücelik peşindedir. Fakat çoğu zaman bu […]
İZZETİN KAYNAĞI: KUR’ÂN’DA İZZET KAVRAMI VE HİKMETİ “İzzet yalnızca Allah’a, Peygamberine ve mü’minlere aittir; fakat münafıklar bunu bilmezler.” (Münâfikûn, 8) İnsanlık tarihi boyunca izzet, yani onur, şeref, yücelik ve saygınlık, aranan en kıymetli değerlerden biri olmuştur. Kimileri bu değeri tahtta, servette, makamda aramış; kimileri hakikatte, kullukta, sadakatta bulmuştur. Kur’ân-ı Kerîm, izzetin mahiyetini, gerçek kaynağını ve […]
SÖMÜRÜNÜN İNCE ZİNCİRİ: FAİZİN HARAM KILINIŞINDAKİ HİKMET “Allah alışverişi helal, faizi ise haram kıldı.” (Bakara, 275) İnsanlık, tarih boyunca alışveriş ve kazanç yollarıyla geçimini sağlamış; karşılıklı rızaya dayalı ticaret medeniyetleri ayağa kaldırmıştır. Ancak bu medenî sistemin içine sinsi bir ur gibi giren bir uygulama, bireyi ve toplumu zehirlemiştir: faiz… Kur’ân, faizi yasaklarken sadece ekonomik bir […]
KAYBETMEDEN ANLAYAMADIĞIMIZ NİMETLER: YA OLMASAYDI? Sahip olduğumuz değerlerin kıymetini kaybettigimizde veya kaybedenleri gördüğümüzde anlıyoruz. Birde pek bir ücret ödemeyip kolay gibi sahip olduğumuzdan pek kıymetlerini anlıyamamaktayız. Peki ya bunlar olmasaydı? Mesela, Gözlerimizin olmadığı bir dünya, Kulaklarımızın olmadığı bir alem, Konuşma ve tat alma duygusunun olmadığı bir insan ve insanlık nasıl olurdu? Böyle bir dünya ve […]