Asrın Gaflet Perdesi ve İmanın Kurtuluş Yolu İnsanoğlu, içinde bulunduğu asrın çetin şartlarında, varoluş gayesinden uzaklaşma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Modern medeniyetin getirdiği sefahat ve gaflet perdesi, dünyayı bir köy şekline soksa da, aynı zamanda beşeriyet ruhundan dünyaya nazır pek çok menfez açmış, insanı asıl hakikatlerden uzaklaştırmıştır. Mesnevî-i Nuriye’de bu durum şöyle ifade edilir: “Küre-i arzı […]
Ebediyete Uzanan Yolculukta İmanın Rehberliği ve Hakiki Dostluk İnsanoğlu, varoluşundan itibaren bir arayış içindedir. Bu arayış, çoğu zaman dünyevi meşgalelerin labirentlerinde kaybolsa da, vicdanının derinliklerinde yankılanan “Ebed! Ebed!” sesi, onu sonsuzluğa, gerçek olana yöneltir. Kâinatın bütün ziynetleri ve lezzetleri dahi, ebediyete karşı duyulan bu ihtiyacı dolduramaz. Nitekim Bediüzzaman Said Nursi’nin Sözler adlı eserinde belirttiği […]
Hayatın Kısa Soluğu, Dünyanın Hakikati ve Adaletin Tecellisi Ömür dediğin nedir ki? Bir ezân, bir selâ! Bu derin ve düşündürücü ifade, insan hayatının ne denli kısa ve fani olduğunu en çarpıcı şekilde özetlemektedir. Doğduğumuzda kulağımıza okunan ezan ile ruhumuza işlenen ilahi davet ve nihayetinde ebedi yolculuğa uğurlanırken okunan selâ arasında geçen zaman dilimi, tüm […]
Ateşle Oynayanlar: İsrail, ABD ve İstikrarsızlık Üzerinden Kurulan Küresel Tuzak Tarih, bir milletin aklının vicdanla imtihanıdır. Günümüzde bu imtihan, Ortadoğu’nun yüreğinde bir yangına dönüşmüştür. Bu yangını harlayanlar bellidir: İsrail’in saldırgan hırsı, ABD’nin kaos stratejisi ve küresel barışa dair her umudu boğmak isteyen bir zihniyet. İsrail’in Kuduz Hırsı ve Kıyamet Tuzağı İsrail devleti, kuruluşundan bu yana […]
Tohumdan Ormana: İmanın ve Direnişin Hikayesi Elhamdülillah, ekilen tohumlar bir bir yeşeriyor. Sünbül veriyor. Fidanlar ağaca durdu, meyve veriyor. Ağaçlar orman oldu, cennet bahçesi oluyor. Hayat, tohumların toprağa düşüşüyle başlar; umutların filizlenişi, inancın kök salışı ve nihayetinde sabrın meyveye duruşuyla devam eder. Tıpkı baharda toprağa düşen minicik bir tohumun, ilahi kudretin bir tecellisi olarak filizlenip […]
HAŞHAŞÎLERDEN HAÇLIYA: 15 TEMMUZ VE GİZLİ DARBENİN GÖRÜNMEYEN HARİTASI “İhanet bir inanç değil, bir tercihtir. Tercihin bedeli bazen vatan olur.” 15 Temmuz 2016 gecesi, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en alçak saldırılarından biri yaşandı. Tanklar sokaklara indi, jetler TBMM’yi bombaladı, özel kuvvetlere saldırılar düzenlendi. Bu bir isyan değil, işgal teşebbüsüydü. Bir devletin kalbine doğrultulmuş, kendi askerî üniformasına […]
15 Temmuz Ruhu ve Dirilişin Hikmetli Yankıları Tarih, sadece yaşanmışlıkların kronolojik bir dökümü değil, aynı zamanda milletlerin ruhunda derin izler bırakan, derslerle dolu bir ibret defteridir. Bazı günler vardır ki, sıradan bir takvim yaprağı olmaktan çıkıp, bir milletin kaderini belirleyen dönüm noktaları haline gelir. 15 Temmuz da, Türk milleti için işte öyle bir gündür. Bu […]
Türkiye: İslam Âleminin Kilidi ve Kalbi Büyük davaların omuzlarına yüklendiği milletler vardır. Coğrafyalar vardır ki, yalnızca toprak değildir; birer kaderdir, birer mânâdır. Türkiye böyle bir ülkedir. Tarihin en keskin kavşaklarında ümmetin ruhunu taşımış; ümmetin dertlerini sırtlanmış; sancak taşımaktan, mihver olmaktan geri durmamıştır. Bediüzzaman Said Nursî’nin ifadesiyle: “Âlem-i İslâm kapısının kilidi Türkiye’dir.” Bu yalnız bir mecaz […]
15 Temmuz: Bir İhanet Gecesi ve Milli Direniş Destanı Türkiye, 15 Temmuz 2016 gecesi, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından düzenlenen alçakça bir darbe ve işgal girişimiyle karşı karşıya kaldı. Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde yuvalanan bu terörist yapılanma, milletin iradesine ve demokratik düzenine kastetti. Ancak, tankların ve silahların karşısına çıkan vatan evlatları, canları pahasına verdikleri mücadeleyle […]
15 Temmuz: Kapanmayan Hesap, Açılan Kilit 15 Temmuz NATO ve İsrail ortak darbe ve işgal girisimi faaliyetidir. Türkiye’de 1960 yılından beri yapılan darbeler, NATO Gladio faaliyetiydi. 15 Temmuz ise; NATO İsrail ortak işgal faaliyetidir. Amaç;Irak ve Suriye’den daha korkunç ve dehşetli bir iç savaş ve de sürgün. Akabinde; doğuda kurulacak İsrail güdümlü ve kontrollü sosyalist […]
**Toprak mı, Ateş mi? Aslına Rücu Eden İnsan** “Küllü şey’in yerci‘u ilâ aslihi.” Her şey aslına döner. İnsan… Hem toprak hem ateş taşır içinde. Hem rahmetin mayası hem gazabın kıvılcımı. Dört unsurdan yaratıldı: toprak, su, hava ve ateş. Fakat biri ona “ana”, biri “yol”, biri “nitelik”, biri de “imtihan” oldu. Âdem topraktan yaratıldı. Şeytan ise […]
EN ÖNEMLİ PROBLEM HUKUK PROBLEMİDİR Adalet Giderse, Devlet Ne Üzerine Kurulur? “Zulüm ile payidar olunmaz…” İnsanlık tarihi; medeniyetlerin, adaletle yükselip zulümle yıkıldığına defalarca şahitlik etmiştir. Hangi toplumda adalet terazisi bozulduysa, orada önce bireyin vicdanı, sonra toplumun huzuru, nihayetinde devletin temelleri çökmüştür. Zira adalet sadece mahkeme salonlarında değil, sokak aralarında, evlerin içinde, insanların kalplerinde yaşar. Adalet […]
Yıkılışın Sessiz Çığlığı: İçten Çöküşün Sebepleri ve İbretleri Tarihin tozlu sayfalarında yükselen her medeniyetin bir gün içten içe çürüyerek çöktüğüne dair ibretli kayıtlar vardır. Bu çöküşler bazen ihtişamlı sarayların yıkılışıyla, bazen de bir ailenin sessiz dağılmasıyla başlar. Tıpkı bir ağacın köklerinden çürüyerek devrilmesi gibi… Bugün gerek Batı dünyası gerekse Siyonist-emperyalist yapılar; aynı köklü çürümüşlüğün, […]
Vicdanın Kuşatması: Gazze’de Sessizliğe Mahkûm Edilen İnsanlık GİRİŞ: ZULMÜN FOTOĞRAFI DEĞİL, SESİ GEREKİR Gazze’de bombalar sadece binaları değil, insanlığın hafızasını da yıkıyor. İsrail’in başlattığı ve uzattığı bu kıyım artık sıradan bir savaş değil; tarihe “ahlakın çöküşü” olarak yazılacak bir insanlık trajedisidir. Dünya, ateşin ortasında açlıktan ölen çocukları seyrederken; suskun kalan vicdanlar, en az bombalar kadar […]
İttikanın Sırrı: Sanatta Kemâl, Tesirde Tevhid ve Vasıtasız Kudret “Eğer îcaddaki vasıta hakikî olsaydı ve hakikî tesir verilseydi; hem bir şuur-u küllî verilmek lâzım idi, hem bizzarûre eser-i ittikan, kemâl-i san’at muhtelif olacaktı. Halbuki en âdiden en âlîye, en küçükten en büyüğe ittikan; derece-i kemâlde, mahiyetin kameti nisbetindedir. Demek Müessir-i Hakikî’den bazı karîb, bazı baîd, […]