Kur’an Seddi Yıkılırsa: Zülkarneyn’den Günümüze Bir Uyarı “Sedd-i Zülkarneyn’in tahribiyle, Ye’cüc ve Me’cüclerin dünyayı fesada vermesi gibi; şeriat-ı Muhammediye (asm) olan sedd-i Kur’an’ın tezelzülüyle Ye’cüc ve Me’cüc’den daha müthiş olan ahlâkta ve hayatta zulmetli bir anarşilik ve zulümlü bir dinsizlik fesada ve ifsada başlıyor.” Tarihçe-i Hayat.293. Tarihin derinliklerinden gelen bir hakikat feryat eder: Zulüm, sadece […]
Takva Kalelerine Yardım: İhlas ve Uhuvvetle Direniş “Böyle bir zamanda, bu dehşetli hâdisata karşı, ihlas kuvvetinden sonra bizim en büyük kuvvetimiz; iştirak-i a’mal-i uhreviye düsturuyla kalemlerle, her biri diğerinin a’mal-i saliha defterine hasenat yazdırdıkları gibi lisanlarıyla her birinin takva kalesine ve siperine kuvvet ve imdat göndermektir.” Tarihçe-i Hayat.293. Zaman, fitneyle karışık, dehşetli bir zamandır. Kalplerin […]
Cam Parçasına Elmas Feda Edilir mi? “ يَسْتَحِبُّونَ الْحَيٰوةَ الدُّنْيَا bahsinde denilmiş ki: Bu asrın bir hâssası şudur ki hayat-ı dünyeviyeyi, hayat-ı bâkiyeye bilerek tercih ettiriyor. Yani kırılacak bir cam parçasını, bâki elmaslara bildiği halde tercih etmek bir düstur hükmüne geçmiş.” Tarihçe-i Hayat.281 Zamanın Cehâleti ve Dünya Sevdası Üzerine Bir Tebliğ Bile Bile Aldanmak İnsanlık […]
En Büyük Mesele: İman “Hem üç mesele var: Biri hayat, biri şeriat, biri iman. Hakikat noktasında ve en mühimmi ve en a’zamı, iman meselesidir. Fakat şimdiki umumun nazarında ve hal-i âlem ilcaatında en mühim mesele, hayat ve şeriat göründüğünden o zat şimdi olsa da üç meselenin birden umum rûy-i zeminde vaziyetlerini değiştirmek nev-i beşerdeki cari […]
İmanın Anahtarı: Ebedî Hayatın Kapısı > “Hayat-ı ebediyeyi kazanmakta en birinci vasıta ve saadet-i ebediyenin anahtarı imandır, ona çalışmak lâzım geliyor.” (Tarihçe-i Hayat, s. 254) Ebedî Hayat: Gerçek Gayemiz İnsan bu dünyaya gelişini sadece geçici işlerle sınırlı zannettiğinde, ebedî bir hayatı kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalır. Oysa Kur’an’ın en temel daveti, insanı fani dünyadan bâki […]
Bir İmanın Kurtuluşu: Ebedi Bir Saltanata Açılan Kapı “Bir adamın imanını kurtarmak ise on mü’mini velayet derecesine çıkarmaktan daha mühim ve daha sevaplıdır. Çünkü iman, saadet-i ebediyeyi kazandırdığı için bir mü’mine, küre-i arz kadar bir saltanat-ı bâkiyeyi temin eder. Velayet ise mü’minin cennetini genişletir, parlattırır. Bir adamı sultan yapmak, on adamı vali yapmaktan daha sevaplı […]
İslâm Coğrafyasının Sessizliği: Basiretsizlik Mi, Korkaklık Mı? Dünya tarihinin tanıklık ettiği en büyük zulümlerden biri, çağımızda gözlerimizin önünde cereyan etmektedir: İsrail’in, Filistin halkına yönelik sistematik saldırıları ve işgal siyaseti. Bu zulüm her geçen gün artarken, tepkiler ise ya sessiz kalmakta ya da “akıllıca değil” denilerek geçiştirilmektedir. Son olarak İspanya’nın İsrail ile ticari ilişkilerini askıya alması, […]
Adıyaman’dan Bir Ders Daha: Gazze Yardımının Faiziyle Geri İstenmesi Üzerine “Adıyaman ders verdi, şimdi ders alma zamanı” demiştik.[1] Sandıkta tepki göstermek isteyen halkın fevrî bir hareketle yönünü değiştirerek CHP’yi seçmesi bir tercihti. Lakin her tercih, peşinden sonuçlarını da getirir. Ve şimdi, bu tercihin ikinci ve çok daha acı bir dersi yaşanıyor: Gazze’ye gönderilen 10 milyon […]
Gerçek Merhamet Nedir? Şefkatin Zulme Dönüştüğü An “Kâfir ve münafıkların cehennemde yanmalarını ve azap ve cihad gibi hâdiseleri kendi şefkatine sığıştırmamak ve tevile sapmak; Kur’an’ın ve edyan-ı semaviyenin bir kısm-ı azîmini inkâr ve tekzip olduğu gibi bir zulm-ü azîm ve gayet derecede bir merhametsizliktir. Çünkü masum hayvanları parçalayan canavarlara himayetkârane şefkat etmek, o bîçare hayvanlara […]
Misafirhane-i Dünya: Sonsuz Hayatın Eşiğinde Yaşamak “Dünya madem fânidir. Hem madem ömür kısadır. Hem madem gayet lüzumlu vazifeler çoktur. Hem madem hayat-ı ebediye burada kazanılacaktır. Hem madem dünya sahipsiz değil. Hem madem şu misafirhane-i dünyanın gayet Hakîm ve Kerîm bir Müdebbir’i var. Hem madem ne iyilik ve ne fenalık, […]
Ene: Kâinatın Tılsımını ve Esma-i İlahiyenin Hazinesini Açan Anahtar “Ene, künuz-u mahfiye olan esma-i İlahiyenin anahtarı olduğu gibi kâinatın tılsım-ı muğlakının dahi anahtarı olarak bir muamma-yı müşkül-küşadır, bir tılsım-ı hayret-fezadır. O ene, mahiyetinin bilinmesiyle o garib muamma, o acib tılsım olan ene açılır ve kâinat tılsımını ve âlem-i vücubun künuzunu dahi açar.” Sözler. 30. Söz […]
Ene: İlâhî Sıfatların Aynası ve İnsandaki Sonsuz Derinlik “Bütün sıfât ve şuunat-ı İlahiyeyi bir derece bildirecek, gösterecek binler esrarlı ahval ve sıfât ve hissiyat, enede mündericdir.” — Sözler, 30. Söz İnsan, dıştan bakıldığında et ve kemikten ibaret zayıf bir mahlûk gibi görünse de; iç âlemine, ruhuna, kalbine ve vicdanına bakıldığında, öyle sırlar taşır ki kâinat […]
Ene: Kâinatın Anahtarı ve İnsanın İmtihanı “Âlemin miftahı insanın elindedir ve nefsine takılmıştır. Kâinat kapıları zâhiren açık görünürken hakikaten kapalıdır. Cenab-ı Hak, emanet cihetiyle insana ene namında öyle bir miftah vermiş ki âlemin bütün kapılarını açar ve öyle tılsımlı bir enaniyet vermiş ki Hallak-ı kâinat’ın künuz-u mahfiyesini onun ile keşfeder. Fakat ene, kendisi de gayet […]
Zerrelerin Yolculuğunda İlâhî Kanunların Tecellisi “Kanun-u rububiyet, kanun-u kerem, kanun-u cemal, kanun-u rahmet, kanun-u hikmet, kanun-u adl, kanun-u ihata-i ilmî gibi pek çok muazzam kanunların görünen uçları arkalarında birer ism-i a’zam ve o ism-i a’zamın tecelli-i a’zamını gösteriyor. Ve o tecelliden anlaşılıyor ki sair mevcudat gibi şu dünyadaki tahavvülat-ı zerrat dahi gayet âlî hikmetler […]
Zerrelerin Talimi: Geçici Bedenlerde Ebedîlik Yolculuğu “Tahavvülat-ı zerratın ve zîhayat cisimlerde zerrat harekâtının binler hikmetlerinden bir hikmeti dahi zerreleri nurlandırmaktır ve âlem-i uhreviye binasına lâyık zerreler olmak için hayattar ve manidar olmaktır. Güya cism-i hayvanî ve insanî hattâ nebatî; terbiye dersini almak için gelenlere bir misafirhane, bir kışla, bir mektep hükmündedir ki camid zerreler ona […]