Esma-i Hüsnâ’nın Sonsuz Tecellisi: Kâinatın Yeniden Yazılan Mektubu “Cenab-ı Hakk’ın esma-i hüsnasının hadd ü hesaba gelmez enva-ı tecelliyatı var. Mahlukatın tenevvüleri, o tecelliyatın tenevvüünden geliyor. O esma ise daimî bir surette tezahür isterler. Yani nakışlarını göstermek isterler. Yani nakışlarının âyinelerinde cilve-i cemallerini görmek ve göstermek isterler. Yani kâinat kitabını ve mevcudat mektubatını ânen fe-ânen tazelendirmek […]
Göklerdeki Sütunsuz İstikrar: Kudretin Dili ve Rabbe Kavuşma Hakikati (Ra’d Suresi, 2. Ayet Ekseninde Tefekkür ve Tefsir) Kur’ân’ın Kozmik İfadesi: Sütunsuz Gökler ve İlahi Kudret Kur’ân-ı Kerîm’in Ra’d Suresi 2. ayeti, insanın dikkatini göğe çevirerek onu derin bir tefekküre davet eder. Ayette buyrulur: > “Allah, gökleri -görmekte olduğunuz gibi- bir direk olmaksızın yükseltti. Sonra Arş’a […]
Allah’ın Terazisi: Görünenin Ardındaki Hakikat “Kıyamet günü için bir mizan (terazi) kuracağız. Artık kimseye hiçbir şekilde zulmedilmeyecektir. Yapılanlar, hardal tanesi kadar dahi olsa, onu getiririz. Hesap görücü olarak Biz yeteriz.” (Enbiyâ, 47) İnsanlık, adaleti tartan bir terazinin özlemini hep çekmiştir. Lakin dünyadaki teraziler eksiktir, zahiri ölçer. Gördüğüne hükmeder. Kalbe, niyete, iç yüzeye nüfuz edemez. İşte […]
Cennet ve cehennem, şecere-i hilkatten ebed tarafına uzanıp eğilerek giden bir dalın iki meyvesidir. Meyvenin yeri ise dalın müntehasındadır.” Mektubat Cennet ve Cehennem: Hilkat Ağacının Ebedî Meyveleri İnsan, dünyaya geldikten sonra sadece birkaç yıl değil, ebedî bir yolculuğa başlamıştır. Bu yolculuk, sıradan bir seyahat değil, hikmetle örülmüş bir hayat ağacının meyve verme sürecidir. Bediüzzaman Said […]
Cennet ve cehennem, şecere-i hilkatten ebed tarafına uzanıp eğilerek giden bir dalın iki meyvesidir. Meyvenin yeri ise dalın müntehasındadır.” Mektubat Cennet ve Cehennem: Hilkat Ağacının Ebedî Meyveleri İnsan, dünyaya geldikten sonra sadece birkaç yıl değil, ebedî bir yolculuğa başlamıştır. Bu yolculuk, sıradan bir seyahat değil, hikmetle örülmüş bir hayat ağacının meyve verme sürecidir. Bediüzzaman Said […]
Allah namına vermek, Allah namına almak lâzımdır. Halbuki ekseriya ya veren gafildir; kendi namına verir, zımnî bir minnet eder. Ya alan gafildir; Mün’im-i Hakiki’ye ait şükrü, senayı zâhirî esbaba verir, hata eder.” Mektubat Allah Namına Vermek ve Almak: İhlâsın, Tevazuun ve Tevhidin Sırrı İnsanoğlu, hayatının her alanında muhtaçtır; hem vermeye hem almaya. Ancak bu karşılıklı […]
Tevekkül, kanaat ve iktisat öyle bir hazine ve bir servettir ki hiçbir şey ile değişilmez.” Mektubat Tevekkül, Kanaat ve İktisat: Gerçek Servetin Üç Anahtarı İnsan, yaratılışı gereği daima bir güvene, bir huzura ve bir zenginliğe muhtaçtır. Fakat bu ihtiyaçlar ne parayla ne makamla ne de dünya servetiyle tam anlamıyla karşılanabilir. Çünkü dünya, fani; insan ise […]
Sulh İyidir, Ama Zulümle Yapılamaz: Gazze, İran, ABD ve İsrail Üzerine Bir Vicdan Muhasebesi Sulh esastır. Zira barış, hayatı yaşanılır kılar; huzurun zemini, adaletin iklimidir. Kur’ân’da da buyrulur: “Ve in cenahû lis-selmi fecneh lehâ…” (Enfâl, 61) “Eğer onlar barışa yanaşırlarsa sen de ona yönel.” Ancak bu ayetin satır aralarında bir şart gizlidir: Bu barış, adalet […]
Kılıçla Değil Akılla Kurulan: Yavuz’un Set Çektiği Selin Adı Şah İsmail Tarihin Kavşağında Anadolu’nun Kader Tahlili Tarihi dönüm noktaları vardır ki, bir milim sapma, bir milenyumluk netice farkı doğurur. 1500’lü yılların başında Anadolu’nun, Mezopotamya’nın ve İslam dünyasının karşılaştığı en büyük tehditlerden biri, Şah İsmail’in ortaya koyduğu mezhep merkezli ideolojik yayılma projesiydi. Eğer karşısına Yavuz Sultan […]
Karga Besleyen Göz Kaybeder: İran, İsrail ve İttihad-ı İslam’ın Kaçırılan Hikmeti “Zulüm ile abat olanın sonu berbat olur. Vefa ile yükselen ise, ümmetin duasında yaşar.” Tarihin ibretli sahnelerinde sıkça görülen bir hakikat vardır: Dostu düşman belleyip, düşmanı dost zannetmenin faturası ağır olur. Bugün İran, bu kadim yanılgının eşiğinde ya da tam ortasındadır. Kendi elleriyle beslediği, […]
Tarihin Mezarlığına Yazılan İsim: Simsonlar Kehaneti, İsrail ve İlahi Adaletin Sessiz Yürüyüşü” Tarihte nice kudretli devletler, güçlü ordular, zengin hazineler ve korku salan hükümdarlar geldi geçti. Ancak hepsi birer isim olarak tarihin mezarlığında yerini aldı. Bugün sosyal medyada çokça konuşulan bir “Simpsonlar kehaneti”, 1948’de kurulan İsrail’in 2025’te sona ereceğine dair bir görsel üzerinden geniş yankı […]
Kardeş Kavgası, Pusudaki Düşmanın Bayramıdır. – İran, PJAK, Çin ve Küresel Savaş Stratejileri Üzerine Hikmetli Bir Tahlil Tarih, içten çökertilen milletlerin yıkılış hikâyeleriyle doludur. Bugün İran, geçmişte başkalarının başına gelenleri kendi üzerinde yaşamaya başlamıştır. İçeriden kemirilen bir beden gibi, kendi bünyesindeki unsurlar tarafından tehdit altında olan bir ülke haline gelen İran, hem iç savaş ihtimaliyle […]
Rızkın Sessiz Mucizesi: Hücreden Kâinata İlahi İkram “Görüyoruz ki: Bu kâinatta her daire, her nevi, her tabaka, hattâ her fert, her aza, hattâ her bedendeki her bir hüceyrenin ihtiyat rızkını taşıyan bir mahzeni, bir deposu ve levazımatını yetiştiren, muhafaza eden bir tarlası ve hazinesi var ki gayet intizam ve mizan ile ve nihayetsiz hikmet ve […]
Rızık Koşusu Değil, Rızkı Vereni Tanıma Yolculuğu İnsan, yaratılış itibariyle ihtiyaçlara müpteladır. Bu ihtiyaçlar onu harekete geçirir; çalışmaya, aramaya, bulmaya ve elde etmeye sevk eder. Fakat bu hareketliliğin gayesi çoğu zaman sadece rızık olur. İnsan, günlerini helâl kazanç peşinde geçirirken farkında olmadan bir şeyleri unutabilir: Rızkı değil, rızkı vereni aramakla mükellef olduğunu. Kur’ân-ı Kerîm’de Rabbimiz […]