Ey Türk kardeş! “Ey Türk kardeş! Bilhassa sen dikkat et! Senin milliyetin İslâmiyet’le imtizaç etmiş. Ondan kabil-i tefrik değil. Tefrik etsen mahvsın! Bütün senin mazideki mefahirin, İslâmiyet defterine geçmiş. Bu mefahir, zemin yüzünde hiçbir kuvvetle silinmediği halde, sen şeytanların vesveseleriyle, desiseleriyle o mefahiri kalbinden silme!” Mektubat Bu makale, iktibasın ana temasını oluşturan Türk milletinin kimliği […]
TECERRÜD Tecerrüd: Varlığın Özüne Yolculuk Hayatın karmaşık labirentinde, modern insanın en büyük arayışlarından biri belki de tecerrüd’dür. Bu kelime, sadece bir sözlük tanımının çok ötesinde, derin bir felsefeyi ve yaşam biçimini barındırır. Tecerrüd, kelime aslı itibarıyla “soyutlanmak, tecrit olmak, bir şeyden sıyrılıp çıkmak” anlamına gelir. Fakat bu soyutlanma, dünyadan el etek çekmek değil, tam tersine […]
Tevhidin Safiyeti ve Vesaitin Perdesi “İslâmiyet’in esası, mahz-ı tevhiddir; vesait ve esbaba tesir-i hakiki vermiyor, icad ve makam cihetiyle kıymet vermiyor. Hristiyanlık ise “velediyet” fikrini kabul ettiği için vesait ve esbaba bir kıymet verir, enaniyeti kırmaz. Âdeta rububiyet-i İlahiyenin bir cilvesini azizlerine, büyüklerine verir. اِتَّخَذُٓوا اَحْبَارَهُمْ وَرُهْبَانَهُمْ اَرْبَابًا مِنْ دُونِ اللّٰهِ âyetine mâsadak olmuşlar.” […]
Rahmetin Gölgesinde Ümit ve Diriliş “Rahmet-i İlahiyeden ümit kesilmez. Çünkü Cenab-ı Hak, bin seneden beri Kur’an’ın hizmetinde istihdam ettiği ve ona bayraktar tayin ettiği bu vatandaşların muhteşem ordusunu ve muazzam cemaatini, muvakkat arızalarla inşâallah perişan etmez. Yine o nuru ışıklandırır ve vazifesini idame ettirir… ” Mektubat Milletin Yazgısı ve Kur’ân’ın Hizmeti Tarihin dalgaları bazen milletleri […]
Siyasetin Gölgesinde Kaybolan Hakikat – Aklın Yerini Alan Taraftarlık “Bir sâlih âlim, kendi fikr-i siyasîsine muvafık bir münafığı harâretle sena etti; ve siyasetine muhâlif bir sâlih hocayı tenkid ve tefsik etti. Eski Said ona dedi: “Bir şeytan senin fikrine yardım etse, rahmet okutacaksın. Senin fikr-i siyasiyene muhâlif bir melek olsa, lânet edeceksin.” Bunun için […]
Fiilî Tebliğ ve Ahlâkın Fethi – İslâmiyet’in En Kuvvetli Davet Yolu “Eğer biz ahlâk-ı İslâmiye’nin ve hakâik-i îmâniyenin kemâlatını ef’âlimizle izhar etsek, sâir dinlerin tâbileri elbette cemaatlerle İslâmiyet’e girecekler; belki Küre-i Arz’ın bâzı kıt’aları ve devletleri de İslâmiyet’e dehâlet edecekler.” Hutbe-i Şamiye Tarih boyunca nice dinler ve medeniyetler geldi geçti. Kimisi kılıçla yayılmaya çalıştı, kimisi […]
Bir Milletin Dirilişi İçin Şifâ Arayışı – Hutbe-i Şamiye’nin Teşhisi ve Tedavisi “Ben bu zaman ve zeminde, beşerin hayât-ı içtimâiye medresesinde ders aldım ve bildim ki: Ecnebiler, Avrupalılar terakkide istikbale uçmalarıyla beraber bizi maddî cihette kurûn-u vustâda durduran ve tevkif eden altı tane hastalıktır. O hastalıklar da bunlardır: Birincisi: Ye’sin, ümitsizliğin içimizde hayat bulup […]
Zamanın Dairesinde Dolaşan İnsanlık ve İslâm’ın Şafağı “Evet bakınız, zaman hatt-ı müstakîm üzerine hareket etmiyor ki, mebde ve müntehası birbirinden uzaklaşsın. Belki Küre-i Arz’ın hareketi gibi bir dâire içinde dönüyor. Bâzen terakki içinde yaz ve bahar mevsimi gösterir; bâzen tedenni içinde kış ve fırtına mevsimini gösterir. Her kıştan sonra bir bahar, her geceden sonra bir […]
RUHUN MAHİYETİ: EMİRDEN GELEN ŞUURLU BİR KANUN Bediüzzaman’ın Ruh Telakkisi Üzerine Derin Bir Tefekkür “Ruh, bir kanun-u zîvücûd-u hâricîdir, bir namus-u zîşuurdur. Sâbit ve dâim fıtrî kanunlar gibi, ruh dahi âlem-i emirden, sıfat-ı irâdeden gelmiş; kudret ona vücûd-u hissî giydirmiştir. Bir seyyale-i latîfeyi o cevhere sadef etmiştir. Mevcud ruh, mâkul kanunun kardeşidir. İkisi, hem dâimî, […]
Muhabbetin Kal’ası ve Adavetin Aldatıcı Taşları “Evet muhabbetin sebepleri; îman, İslâmiyet, cinsiyet ve insaniyet gibi nurânî, kuvvetli zincirler ve mânevî kal’alardır. Adâvetin sebepleri, ehl-i îmana karşı küçük taşlar gibi bir kısım hususî sebeplerdir. Öyle ise bir müslümâna hakikî adâvet eden, o dağ gibi muhabbet esbablarını istihfaf etmek hükmünde büyük bir hatadır.” Hutbe-i Şamiye Toplumları bir […]
Muhabbet Medeniyeti ve Adavet Felaketi “Muhabbete en lâyık şey muhabbettir ve husûmete en lâyık sıfat husûmettir. Yâni hayat-ı içtimâiye-i beşeriyeyi temin eden ve saadete sevk eden muhabbet ve sevmek sıfatı, en ziyâde sevilmeğe ve muhabbete lâyıktır. Ve hayat-ı içtimâiye-i beşeriyeyi zîr ü zeber eden düşmanlık ve adâvet, her şeyden ziyâde nefrete ve adâvete ve ondan […]
Beşerin Kaderi ve Hakikatin Galebesi “âhirette Cennet ve Cehennem’in zarurî vücudları gibi, hayır ve hak din istikbalde mutlak galebe edecektir. Tâ ki, nev’-i beşerde dahi sâir neviler gibi hayır ve fazilet galib-i mutlak olacak. Tâ beşer de sâir kâinattaki kardeşlerine müsâvi olabilsin ve sırr-ı hikmet-i ezeliye nev’-i beşerde dahi takarrur etti denilebilsin.” Hutbe-i Şamiye İnsanlık […]
Çirkinlikteki Güzellik: Şerlerin Ardındaki İlahi Hikmet “Hem istikra-i tâmme ve tecrübe-i umumî gösteriyor, netice veriyor ki: Şer, kubh, çirkinlik, bâtıl, fenalık hilkat-ı kâinatta cüz’îdir. Maksud değil, tebeîdir ve dolayısıyladır. Yâni meselâ, çirkinlik, çirkinlik için kâinata girmemiş; belki güzelliğin bir hakikatı çok hakikatlara inkılab etmek için çirkinlik bir vâhid-i kıyasî olarak hilkata girmiş. Şer, hattâ […]
Ezmânın Gölgesinde Parlayan Nurlar: Ezvâc-ı Tâhirâtın Dinî Vahye Hizmetteki Hikmetli Vazifesil “Zat-ı Risalet’in akvali gibi ef’al ve ahvali ve etvar ve harekâtı dahi menabi-i din ve şeriattır ve ahkâmın me’hazleridir. Şıkk-ı zâhirîsine sahabeler hamele oldukları gibi hususi dairesindeki mahfî ahvalâtından tezahür eden esrar-ı din ve ahkâm-ı şeriatın hameleleri ve râvileri de Ezvac-ı Tahirat’tır ve bilfiil […]