Nûh’un Feryadı: Hakkın Sabırla İmtihanı ve Son Çığlığı > “Nûh ‘Rabbim’ dedi, ‘Yeryüzünde inkârcılardan hiç kimseyi sağ bırakma! Sen onları bırakırsan kullarını saptırırlar ve sadece günahkâr, nankör nesiller yetiştirirler.’” (Nûh Suresi, 26-27) Bu ayet, sadece bir peygamberin duası değil; hakkın sabırla imtihanının ve sonunda ilahi bir hüküm talebinin çığlığıdır. Nûh Aleyhisselâm’ın bu sözü, yüzlerce yıllık […]
Kudüs’ten Ümmete, Ümmetten İnsanlığa: Kurtuluşun Anahtarı İttihad-ı İslam’dır Kudüs’ün kurtuluşu, ümmetin kurtuluşu hatta insanlığın kurtuluşu Farz-ı Ayn olan İttihad-ı İslam iledir. Kudüs; sadece bir şehir değil, ümmetin kalbidir. O kalp kan ağlarken, ümmetin huzur bulması, insanlığın selamete ermesi mümkün değildir. Kudüs, tarihte defalarca kurtarılmıştır ama her seferinde birlik ruhu ile, iman heyecanı ile, ittihad sırrı […]
Ümitsizlik Yok: Üç Asırlık Kilitler Açılıyor > “Gevşeklik göstermeyin, üzüntüye kapılmayın. Eğer inanmışsanız, üstün gelecek olan sizsiniz.” (Âl-i İmrân, 139) Bu ayet, sadece geçmişin karanlık sayfalarına değil, bugünün yorgun yüreklerine ve geleceğin umut arayan nesillerine bir ilahi hitaptır. Ümitsizlik, Kur’an’a göre en büyük engellerdendir. Çünkü iman, umutla yeşerir; mücadele, inançla yürür. Ayet bize diyor ki: […]
Bin Bir Birler: Vahdetin Kudreti ve Ümmetin Dirilişi > “Evet, bu kâinat bin birlikler perdeleri içinde sarılı bir gül goncası gibidir.” (Bediüzzaman Said Nursî, Şuâlar) Birlik, tevhid, ittihad… Bunlar sadece toplumsal kavramlar değil, varlığın mayasıdır. Kâinatın özünde bile dağılma değil, derlenme; ayrılık değil, birleşme vardır. Atomdan galaksiye, zerreden kürreye kadar her şey “bir” olan Allah’ın […]
Tesadüfün Perdesi: Kudretin Nakşını Görmezden Gelen Aklın İflası. “Pek çok mucizatlı bir usta, bir tırnak kadar bir odun parçasından yüz okka muhtelif taamları, yüz arşın muhtelif kumaşları yapsa; bir adam o odun parçasını gösterip dese: “Bu işler tabii ve tesadüfî olarak bundan olmuş.” O ustanın harika sanatlarını, hünerlerini hiçe indirse; ne derece bir hamakat (ahmaklık) […]
İki Yolun Hikâyesi: Peygamberlerin Yolu ve Muhaliflerinin Akıbeti Tarih, yalnızca olayların değil, hakikatin ve batılın da kaydını tutar. Her çağ, iki zıt yolun çatışmasına şahitlik eder: Biri, peygamberlerin aydınlık yolu; diğeri, onlara muhalefet edenlerin karanlık rotası… Bu iki yolun seyri sadece geçmişi değil, bugünü ve yarını da belirler. Zira bu iki yol, insanlığın varoluşundan beri […]
Asırların Aynasında İnsanlık: 20. ve 21. Yüzyılın Hikmeti ve Hüsranı. Tarih bir nehir gibi akar; asırlar ise bu nehrin dönemeçleri gibidir. Her asır, insanlığa ayrı bir imtihan, ayrı bir nimet ve ayrı bir ibret vesilesidir. Özellikle 20. ve 21. yüzyıllar, hem maddi terakkileriyle hem de manevi gerilemeleriyle tarihin en dikkat çekici dönemlerindendir. Bu iki asrı […]
Başımıza Ne Geldiyse İçimizden Geldi Bir milletin yıkılması dışarıdan değil, içeriden başlar. Dıştaki düşmanın saldırısı ancak içteki boşlukla başarıya ulaşır. Bugün ümmetin yaşadığı zulümlerin en derin nedeni, içimizdeki çözülmüşlük ve körleşmiş vicdanlardır. İsrail’in yıllardır sürdürdüğü işgal, katliam ve zorbalık, sadece onun gücüyle açıklanamaz. Bir İsrailli için ayağa kalkan, ekranlarda gözyaşı döken, dünyayı ayağa kaldıran çevrelerin, […]
Zulmetin Ardındaki Nur: Bediüzzaman’ın Tiflis’te Verdiği Mesaj “Bundan sonra İstanbul’da fazla kalmaz, Van’a gitmek üzere İstanbul’dan ayrılır, Batum yoluyla Van’a giderken Tiflis’e uğrar. Tiflis’te, Şeyh San’an Tepesine çıkar. Dikkale etrafı temaşa ederken yanına bir Rus polisi gelir ve sorar: “Niye böyle dikkat ediyorsun?” Bediüzzaman der: “Medresemin plânını yapıyorum.” O der: “Nerelisin?” Bediüzzaman: “Bitlisliyim.” Rus polisi: […]
Yüz Yıllık Kısır Döngü: Zihniyet Değişmeden Türkiye Değişmez Türkiye, bir asrı aşkın süredir sancılı bir arayışın içinde. Batılılaşma kisvesiyle başlayıp milli-manevi değerlerden kopuşla derinleşen bu arayış, hâlâ daha tamamlanamamış bir kimlik buhranına işaret ediyor. Bu toprakların derin irfanından uzak, köklerinden habersiz ve inançtan kopuk bir zihniyet, yüzyıldır siyaseti de, toplumu da, düşünceyi de esir almış […]
Mazlumun Ahı: Katliamcı Zalimlerin Akıbeti Tarihin karanlık sayfaları, zalimlerin saltanatlarıyla değil, o saltanatların nasıl yerle bir olduğu sahnelerle doludur. Nice despotlar, nice tiranlar; halkların ahını alarak, mazlumun bedduasını üzerlerine çekerek ihtişamlı saraylarda hüküm sürerken, gün gelip en çaresiz anlarında kendi canlarıyla yüzleştiler. Bugün ise çağımızın yeni bir tiranı, zulmün bir başka yüzü olan “Katliamcı Joe” […]
Kur’an’ın Hakikati, Çelişkisizliği, Derinliği, Düşündürme Vazifesi) Nisâ Suresi 82. Ayet (Meali): > “Onlar hâlâ Kur’an’ı gereği gibi düşünmüyorlar mı? Eğer o Allah’tan başkası tarafından olsaydı, onda birçok çelişkiler bulurlardı.” (Nisâ, 4/82) Muhammed Suresi 24. Ayet: > “Onlar Kur’an’ı düşünmüyorlar mı? Yoksa kalplerinin üzerinde kilitler mi var?” Sad Suresi 29. Ayet: > “(Bu Kur’an,) ayetlerini düşünsünler […]
İDRAKİN MERTEBELERİ: GÖREN GÖZ, DUYAN KALP, ANLAYAN VARLIK Kur’ân-ı Kerîm, sadece aklı değil; kalbi, ruhu, vicdanı ve hissiyatı da muhatap alır. Bu yönüyle “idrak” yani kavrama, anlama, sezme; sadece zihinsel bir faaliyet değil, aynı zamanda ruhî bir kabiliyettir. Kur’ân’da akl, fehm, basîra, fıkh, tezekkür, tefekkür, tedebbür, taakkul, idrâk gibi birçok kelime bu anlam kümesinde yer […]
RUHUN HİKMETİ: GÖRÜNMEYEN CEVHERİN GÖRÜNEN TECELLİSİ İnsan bir sırlar yumağıdır. Gözle görünen maddesiyle değil, görünmeyen cevheriyle anlam kazanır. Bediüzzaman Said Nursî’nin ifadesiyle: “Hayatın zâtî ve cevheri olan ruh”; sadece insanın değil, bütün kâinatın merkezî hakikatlerinden biridir. Görünmeyen, dokunulmayan fakat varlığı inkâr edilemeyen bu latîf cevher, hayatın özü, aklın ve şuurun menbaıdır. Ruh: Hayatın Cevheri, Şuurun […]
BAĞIRSAK TEMİZLİĞİNDEN HÜCRE YENİLENMESİNE: BİR MİLLETİN TAZELENME YOLCULUĞU Bazen bir beden hastalanır. Sancılar başlar; mide bulanır, bağırsaklar arızaya uğrar. Vücut, içindeki zehri atmak ister. İstifrağ eder. Kimi zaman bu süreç acı vericidir; ama kurtuluşun da ilk işaretidir. Temizlenmeden, arınmadan, iyileşme olmaz. Türkiye de üç yüz yıldır benzer bir süreci yaşıyor. Bu bir milletin iç muhasebesidir. […]