Ahiretin Kayıt Defteri O gün, âlem-i bakışın perdeleri aralanınca, herkesin önünde bir sandık—bir mahkeme değil, bir kayıt defteri duruyordu. Bu defter ne bir normal kâğıd ne de insanın kendi uydurduğu bir belgeydi; her satırı, zahiri ve derûnî hâllerin hatt-ı hakikîsiyle yazılmıştı.
EMANET-İ KÜBRA VE SIRR-I İLAHİ: “HEME EZOST” HAKİKATİ Kâinat, Nakkaş-ı Ezelî’nin kudret kalemiyle yazdığı muazzam bir kitaptır. Her bir satırı, her bir harfi, manalarla yüklüdür. Lakin bu kitabın içinde öyle bir “elif” vardır ki, bütün kitabın özeti, fihristesi ve çekirdeği onda saklıdır.
ŞEFKAT MADENİNİ SİYASETİN GİRDABINDA HARCAMAK: YIKILAN YUVALAR VE KAYBOLAN İZZET Kadın, kâinatın en nâzenin çiçeği, yaratılış ağacının en şefkatli meyvesi ve nesl-i beşerin (insan neslinin) en emin sığınağıdır. Cenab-ı Hak, o “şefkat madenlerini”, siyasetin gürültülü, kavgalı ve çoğu zaman menfaat üzerine dönen çarkları arasında ezilsinler diye değil; nesilleri terbiye etsinler, haneleri birer Cennet bahçesine çevirsinler […]
MAHŞER MEYDANINDA EBEDÎ BİR TEMAŞA: HAYAT KASETİNİN SEYRİ İnsan, şu kâinat kitabının en cami bir nüshası ve esma-i İlahiye’nin en parlak bir aynasıdır. Şu kısacık hayat-ı dünyeviyede, irade-i cüziyesiyle yazdığı, kader kalemiyle kayda geçen muazzam bir “hayat hikayesi” vardır. Lakin bu hikaye, mürekkebi kuruyup rafa kaldırılan cansız bir kitap gibi değildir. Bilakis, tohumun içinde ağacın […]