Dağın Gölgesi, Şehrin Aynası Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu daha çok dağdaki eşkıya ile mücadele etti. Dağdaki kanalizasyonu patlattı. Kokusu çok farklı yerlerden çıkmaya başladı. Şimdiki İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ise; daha çok içerideki eşkıya ve eşkıya kılıklı sahtekarlarla mücadele etti. İçerideki kanalizasyonlari patlattı. Kokusu ise içeri ve dışarı her yerden çıkmaya başladı. Ancak meğer […]
İlahi Hikmet ve Semavî Musibetler: Kıssalardan Günümüze Dersler Allah kâinatı hikmetle çeviriyor. Meşieti İlahiye asıldır. İnsanların iradelerini ellerinden almıyor. Kötüleri hemen cezalandırmıyor. Eğer her kötülük yapanı anında cezalandırsaydı imtihanın sırrı ortadan kalkardı. Umumi beka ve fitnelerde mazlumlarda musibete düşüyor. Ancak bununla beraber Fil olayı gibi ve siyah bulutların gök yüzünde helak sebebi olması gibi veya […]
İnsanın Dört Temel Meselesi: Aşk, Terbiye, Ahlak ve Hayatın Amacı Dünya ve Dinin Kesişimi > “Biz dini severiz. Dünyayı da yine din için severiz. ‘Dinsiz dünyada hayır yoktur.’” > Bu söz, dinin hayatın her alanından ayrı tutulması gerektiğini savunan modern görüşün aksine, dinin hayatın tam merkezinde olması gerektiğini savunur. Din, sadece ibadetten ibaret bir olgu […]
Hakikatin Peşinde: Aşk, Ölüm, İlim ve Dindarlık Muhabbetin Kaynağı ve Kâinatın Anlamı > “Bir insan en evvel muhabbetini Allah’a verirse, onun muhabbeti dolayısıyla Allah’ın sevdiği her şeyi sever.” > İnsan fıtratı, sevgi üzerine kurulmuştur. Doğduğumuz andan itibaren ailemizi, arkadaşlarımızı, sahip olduğumuz eşyaları ve tabiatı severiz. Ancak bu sevgiler, çoğu zaman bir heves gibi gelip geçer […]
translator Afrikaans Albanian – shqipe Arabic – العربية Armenian – Հայերէն Azerbaijani – azərbaycanca Basque – euskara Belarusian – беларуская Bengali – বাংলা Bulgarian – български Catalan – català Chinese – 中文(简体中文) Chinese – 中文 (繁體中文) Croatian – hrvatski Czech – čeština Danish – dansk Dutch – Nederlands English Esperanto – esperanto Estonian – eesti […]
İnsanın Sonsuzluk Arayışı ve Manevi Yükselişi Devamlılık Arayışı ve Zikr-i Dâim > “Ey devamı isteyen nefis! Daimî olan bir Zât’ın zikrine devam eyle ki, devam bulasın. Ondan nur al ki sönmeyesin. Onun cevherine sadef ve zarf ol ki kıymetli olasın. Onun nesîm-i zikrine beden ol ki, hayatdar olasın. Esma-i İlâhiyeden birisinin hayt-ı şuâyla temessük et […]
Yâsîn Sûresi 21. Âyet ve Habib-i Neccâr’ın Sözü > “İttabi‘û men lâ yes’elukum ecran ve hum muhtedûn.” “Sizden hiçbir ücret istemeyen ve doğru yolda bulunanlara uyun.” (Yâsîn, 36/21) Habib-i Neccâr’ın ilk cümlesi dikkat çekicidir. Peygamberlerin hakikî davetlerini ayıran en açık işaretlerden biri, dünyevî karşılık talep etmemeleridir. Habib-i Neccâr, elçilerin samimiyetini ilk olarak buradan tanımıştır: Onlar […]
Hayatın Sırrı ve Ebediyetin Kapısı Dünya Bir Han, İnsan Bir Yolcu > “Aklı başında olan insan, ne dünya umurundan kazandığına mesrur ve ne de kaybettiği şeye mahzun olmaz. Zira dünya durmuyor, gidiyor. İnsan da beraber gidiyor. Sen de yolcusun.” > Bu sözler, modern insanın en büyük yanılgısını gözler önüne seriyor: dünyayı sabit bir mekân, kendisini […]
Hayatın Anlamı ve Kâinatın Kalbi Hayatın Anlamı ve Sonsuzluk Arayışı > “Cenab-ı Hakk’ı bulan, neyi kaybeder? Ve Onu kaybeden, neyi kazanır?” > İnsanlık tarihi, bu iki temel soru etrafında dönüp durmuştur. Cenab-ı Hakk’ı bulan, O’nun varlığını, kudretini ve merhametini kalbinde hisseden bir insan, gerçekten de neyi kaybeder? Aslında hiçbir şeyi. Çünkü O’nu bulmak, kaybetme korkusundan, […]
KÂİNAT BİR MUSİKA- İ İLAHİDİR – 2 – ### Kainatın İlahi Bir Musika Olarak İzahı Kainat (evren) bir “musika-i ilahi” (ilahi müzik) olarak tasvir ediliyor. Temel fikir, kainattaki her varlığın –gökten yere, hayvanlardan bitkilere, büyük cisimlerden küçüklere– Allah’ın güzel isimlerini (Esmâ-i Hüsnâ) zikrederek, bir senfoni gibi harmoni içinde O’nu tesbih ettiğidir. Bu, tevhid (Allah’ın birliği) […]
Hayatın Anlamı ve Kâinatın Kalbi > “De ki: cenab-ı hak bana kafidir. madem o var, her şey var.” > Bu derin ve hikmetli söz, varoluşun en temel meselesine bir ışık tutar: İnsanın yeryüzündeki serüveni, bir yokluk duygusuyla değil, sonsuz bir varlığa yaslanmanın huzuruyla anlam kazanır. Tarih boyunca nice medeniyetler kurulmuş, nice imparatorluklar yükselmiş ve yıkılmıştır. […]
İsrail ve Ortaklarının Yalnızlaşması: Zulmün Akıbeti ve Tarihî İbretler “Zulmedenler yakında nasıl bir inkılapla devrileceklerini göreceklerdir.” (Şuarâ, 227) Dünya tarihine bakıldığında zulüm, işgal ve haksızlık üzerine yükselen hiçbir gücün payidar olmadığı görülür. Firavun’un denizde boğuluşu, Nemrud’un küçücük bir sinek ile helâk olması, Ebrehe’nin ordusunun ebabil kuşlarıyla taşlanması… Bütün bu örnekler, zulmün karşılıksız kalmayacağını, fakat ilahî […]
Gazze’de Zulmün Çöküşü: Esfeli Sâfilîn’den İnsanlığın İmtihanına 📌 İsrail’in Gazze’de aylardır sürdürdüğü saldırılar, artık sadece bir savaş değil, tarihe kara bir leke olarak geçen bir soykırım hâline geldi. Açlıktan ölen çocuklar, ablukayla dayatılan kıtlık, zulmün oyun ve eğlenceye dönüştürülmesi, Kur’ân’ın “esfeli sâfilîn” diye tarif ettiği hâlin açık tezahürüdür. Zulmü Oyunlaştırdılar Bir İsrailli geliştiricinin, Gazze’deki yıkımı […]
İlim ve Teknolojinin Ahir Zamandaki Yükselişi: Risale-i Nur’un İşaretleri ve Günümüz Gerçekleri “Hem öyle bir surette ifade ediyor ki, o ifade ile şöyle işaret eder ki: ‘Elbette nev-i beşer, ahir vakitte ulûm ve fünûna dökülecektir. Bütün kuvvetini ilimden alacaktır. Hüküm ve kuvvet ise, ilmin eline geçecektir.’ “ “Hem o Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan, cezâlet ve belâgat-ı Kur’âniyeyi […]