Zamanın Cihadı: Kalemle, Sabırla ve Sadakatle “Asıl mesele bu zamanın cihad-ı manevîsidir. Manevî tahribatına karşı set çekmektir. Bununla dâhilî asayişe bütün kuvvetimizle yardım etmektir. Ve cihad-ı maneviyenin en büyük şartı da vazife-i İlahiyeye karışmamaktır ki “Bizim vazifemiz hizmettir, netice Cenab-ı Hakk’a aittir; biz vazifemizi yapmakla mecbur ve mükellefiz.” Emirdağ Lâhikası 2 Her çağın bir cihadı […]
Zamanın Cihadı: Kalemle, Sabırla ve Sadakatle “Asıl mesele bu zamanın cihad-ı manevîsidir. Manevî tahribatına karşı set çekmektir. Bununla dâhilî asayişe bütün kuvvetimizle yardım etmektir. Ve cihad-ı maneviyenin en büyük şartı da vazife-i İlahiyeye karışmamaktır ki “Bizim vazifemiz hizmettir, netice Cenab-ı Hakk’a aittir; biz vazifemizi yapmakla mecbur ve mükellefiz.” Emirdağ Lâhikası 2 Her çağın bir cihadı […]
Irk Üzerinden Değil, İman Üzerinden Birlik: Siyasete Kur’ânî Bir Bakış “Milletçilere gelince: Eğer bu partide sırf İslâmiyet esas olsa Demokrat Partiye yardım ettiği gibi muhalif ve muarız olmayarak iktidara gelmesine çalışmaz. Eğer bu partide ırkçılık ve Türkçülük fikri esas ise birden hakiki Türk olmayan bu vatandaki ekseriyetin ancak onda üçü Türk’tür, kalan kısmı da […]
Siyasetin Kıblesi: Irkçılık mı, İslâmiyet mi? “Bu vatanda şimdilik dört parti var: Biri Halk Partisi, biri Demokrat, biri Millet, diğeri İttihad-ı İslâm’dır. Zararları ve tehlikeleriyle beraber, bu zevk hatırı için her millet cüz’î küllî bu fikre iştiyak gösteriyorlar. Şimdiki terbiye-i İslâmiyenin zafiyetiyle ve terbiye-i medeniyenin galebesiyle ekseriyet kazanarak başa geçerse, ekseriyet teşkil etmeyen ve […]
SOKAK ÇOCUKLARI VE SOKAĞIN ÇOCUKLARI Dün dağa çıkıp da dağdan inenler, bugün dağdan inip bağdakilerini kovmaktan bahsediyorlar. Sokak çocukları, sokağın çocukları, evin ve memleketin gerçek sahiplerini sokakla tehdit ediyorlar. Terbiye bu ya. Hayatı sokakta kazanıp sokakta sürdüren sokak kültürlü sokak çocukları; devlete ve devlet kademelerine sokaktan yükseleceklerini sanıyorlar. Sokak terbiyesiyle yetişen de ancak bu kadar […]
MASKELERİN DÜŞTÜĞÜ ASIR: BİR MİLLETİN İMTİHANI Tarih, milletlerin hem şahsiyet kazandığı hem de şahsiyetini kaybettiği dönemeçlerle doludur. Türkiye, özellikle son yüz yılda bu iki sınavı da aynı bünyede yaşadı. Hilafet gibi küresel bir idarenin merkezinden, Batı’nın yön verdiği bir taşraya dönüşen bu millet, uzun yıllar kimliksizlik girdabında debelendi. Erdoğan’ın varlığı, sadece bir siyasi figür değil, […]
Zerreden Yıldıza: Tevhidin Açık Penceresi “Zerrelerden yıldızlara kadar her şeyde bir pencere-i tevhid var ve doğrudan doğruya Zat-ı Vâhid-i Ehad’i sıfâtıyla bildiren âyetleri yani delâletleri ve işaretleri var. ” Emirdağ Lâhikası 2 Bediüzzaman Said Nursî’nin Tefekkür Dünyasında Bir Yolculuk Giriş: Görmek İçin Bakmak Yeter mi? Göklerde yıldızlar, yerde çiçekler, içimizde zerreler… Hepsi gözümüzün önünde duruyor. […]
Zerreden Yıldıza: Tevhidin Açık Penceresi “Zerrelerden yıldızlara kadar her şeyde bir pencere-i tevhid var ve doğrudan doğruya Zat-ı Vâhid-i Ehad’i sıfâtıyla bildiren âyetleri yani delâletleri ve işaretleri var. ” Emirdağ Lâhikası 2 Bediüzzaman Said Nursî’nin Tefekkür Dünyasında Bir Yolculuk Giriş: Görmek İçin Bakmak Yeter mi? Göklerde yıldızlar, yerde çiçekler, içimizde zerreler… Hepsi gözümüzün önünde duruyor. […]
Mes’uliyetin Mahiyeti: Kimse Başkasının Günahını Taşımaz “Birisinin hatasıyla başkası mes’ul olamaz. Kardeşi de olsa aşireti ve taifesi de olsa partisi de olsa o cinayete şerik sayılmaz. Olsa olsa o cinayete bir nevi tarafgirlikle yalnız manevî günahkâr olup âhirette mes’ul olur, dünyada değil.” Emirdağ Lâhikası 2 Kur’ân ve Risale-i Nur Perspektifinden Adalet ve Ferdî Sorumluluk Giriş: […]
Kur’an’da Bin Kur’an: Her Ayette Sonsuz Hitap ve Derinlik “Kur’an’a mahsus bu nükte yani cüz, küll gibi aynı maksadı göstermesi maksadıyla Kur’an müşahhas bir fert olduğu halde, çok efradı bulunan bir küllî gibi ilm-i mantıkça tarif edilir. Demek Kur’an’da, bin Kur’anlar var ki şahs-ı küllî olmuş. Hem öyle de lâzım gelir. Çünkü hadsiz ve gayet […]
Bir Zerrede Cilve-i Tevhid: Havadaki Toz Parçasında Sonsuz Varlığın Delili “Bu radyo makineciğinde ve manevî kelimat çiçeklerine saksılık eden bu kapçıktaki bir avuç havanın gösterdikleri mu’cizat-ı kudretten bu hakikat anlaşılıyor ki: Her bir zerre, Cenab-ı Hakk’ı zatıyla ve sıfâtıyla tarif eder ve ispat eder. Bütün kâinatı teftiş eden hükemalar ve ulemalar büyük ve geniş […]
Bir Avuç Hava”da Tecelli Eden Kudret: Radyodan İman Dersleri “Kelimelerin envaının kabı ve mahfazası olan yanımdaki bu radyo makineciğindeki bir avuç hava, kat’iyen gösteriyor ki şimdi elimizde baktığımız radyo istasyon cetveli namındaki listede yazılı iki yüze yakın merkezden bir saatten bir seneye kadar uzak ve muhtelif mesafelerden aynı dakikada bir tek kelime-i Kur’aniye, mesela […]
Kadınlığın Fıtratına Aykırı Dayatmalar: Modern Terbiye ile Zedelenen Şefkat Hakikati “Kadınlığın fıtratında çocuk okşamak ve sevmek meyelanı var. Ve bir evladının dünyada ona hizmeti ve âhirette de şefaati ve validesi öldükten sonra ona hasenatı ile yardımı, o meyl-i fıtrîyi kuvvetlendirip evlendirmeye sevk etmiş. Halbuki şimdi terbiye-i İslâmiye yerine terbiye-i medeniye ile on taneden bir iki […]
İstiklalin Bedeli mi, Tuzaklı Bir Pazarlık mı? Hayim Naum Planı ve Din Üzerine Kurgulanan Gizli Anlaşma Bediüzzaman Said Nursî’nin Emirdağ Lâhikası’ndan ilhamla “Gizli Anlaşmanın Entrikası Türklere dinlerini ve din temsilciliğini feda ettirmek şartıyla, sun’î istiklal işinde gizli anlaşmanın müessiri, tek kelime ile Yahudiliktir. Buna memur-u müşahhas kimse de şimdi Mısır Hahambaşısı bulunan Hayim Naum’dur. […]