Duanın Aslı: İbadet mi Menfaat mi? “Dua, bir nevi ibâdet olduğu için, hâlis olmak gerektir. Tâ ki kabul olunsun. İbâdetin semerâtı ise uhrevîdir. Dünyevî işler, o ibâdâtın evkât-ı mahsusalarıdır. Meselâ yağmursuzluk, yağmur namazının vaktidir. Namaz, yağmur yağması için vaz’ edilmemiştir. Umûr-u dünyeviye niyet edilse, o ibâdet olan dua hâlis olmadığı için kabule lâyık olmaz. ” […]
Duanın Aslı: İbadet mi Menfaat mi? “Dua, bir nevi ibâdet olduğu için, hâlis olmak gerektir. Tâ ki kabul olunsun. İbâdetin semerâtı ise uhrevîdir. Dünyevî işler, o ibâdâtın evkât-ı mahsusalarıdır. Meselâ yağmursuzluk, yağmur namazının vaktidir. Namaz, yağmur yağması için vaz’ edilmemiştir. Umûr-u dünyeviye niyet edilse, o ibâdet olan dua hâlis olmadığı için kabule lâyık olmaz. ” […]
Frenkleşme Özentisi: Kimliğin Çöküşü ve Ruhun Boşluğu “Ey fasık ve sefih! Demek ki, “Ben de firenk gibi olacağım.” Dikkat et, sen firenk gibi olamazsın. Zira bir firenk, Peygamberimizi (A.S.M.) kabul etmezse de İsa (A.S.) ve Musa (A.S.) ve sâir enbiyaları bir derece kabul edebilir. Ruhunda, maâliyata medâr kendince bir esas kalabilir. Fakat sen, Peygamber-i Âhirzaman’ın […]
Frenkleşme Özentisi: Kimliğin Çöküşü ve Ruhun Boşluğu “Ey fasık ve sefih! Demek ki, “Ben de firenk gibi olacağım.” Dikkat et, sen firenk gibi olamazsın. Zira bir firenk, Peygamberimizi (A.S.M.) kabul etmezse de İsa (A.S.) ve Musa (A.S.) ve sâir enbiyaları bir derece kabul edebilir. Ruhunda, maâliyata medâr kendince bir esas kalabilir. Fakat sen, Peygamber-i Âhirzaman’ın […]
Zalim Kimdir? Zulüm Nerede Başlar? Zalim zalimdir, katil de katildir. Hiç bir şey onların cürümlerini düşürmez. İranlı mı İsrail mi gibi bir tercih olacak olsa, elbette İranlıyı tercih ederim. Ancak şu soruyu sorup cevap da ararım. Suçlunun kim olduğunu sorgular, hepsini aynı kefeye koymam. Soru şu; İsrail mi daha çok Müslümanı öldürmüş yoksa İran mı? […]
Fâniliğin İçindeki Cehennem ve Bâkîliğe Açılan Cennet “Hayat-ı fâniyeyi esas maksat yapan, zâhiren cennet içinde olsa da, mânen cehennemdedir. Hayat-ı bâkiyeye müteveccih olan zât ise, saâdet-i dâreyne mazhardır.” Nur’un İlk Kapısı İnsanın iki hayatı vardır: Birincisi geçici olan dünya hayatı, İkincisi sonsuz olan ahiret hayatı. Bu iki hayat arasındaki ilişki, sadece zaman farkından ibaret değildir. […]
İki Ses Arasında: Hakikatin Sadâsı mı, Felsefenin Vesvesesi mi? “Cenâb-ı Hak, sana verdiği kendi mülkünü, senden gâlî bir kıymetle satın alıyor. Yine senin için muhafaza ediyor. Ey beşer, bak! İki sadâ senin kulağına geliyor. Biri Kur’ân-ı Hakîm’in sadâ-yı semâvîsidir. Der ki: “Sat kârlısın.” اِنَّ الدَّارَ اْلاٰخِرَةَ لَهِىَ الْحَيَوَانُ diyor. Diğeri, küffarın felsefe-i […]
Allah’ın Mükâfatlandıran Alımı: Beş Kâr ve Beş Zarar Üzerine Düşünce ” اِنَّ اللّٰهَ اشْتَرٰى مِنَ الْمُؤْمِنٖينَ اَنْفُسَهُمْ وَاَمْوَالَهُمْ بِاَنَّ لَهُمُ الْجَنَّةَ Ey insan! Nedendir ki şu azîm ticarete girmiyorsun? Rabb-ı Kerîm, senin yanında emâneten koyduğu mülkünü senden satın almak istiyor. Tâ ki zâyi olmaktan muhafaza etsin. Hem bin derece kıymeti yükselsin. Hem bedeline büyük […]
Gözün İki Yolu: Şehvetin Hizmetkârı mı, Şehâdetin Nuru mu? “Meselâ, göz, Allah hesabına isti’mâl edilse; şu kitâb-ı kebir-i kâinatın bir mütâlâacısı ve şu müzeyyen mevcûdâtın bir seyircisi ve şu masnuâtın çiçeklerinin bir arısı olarak ibret ve mârifet ve muhabbet şehdinden yâni balından nur-u şehâdeti kalbe akıtıyor. Eğer nefis hesabına isti’mâl edilse; zâil, fâni bâzı mehasini […]
Ertelemenin Gölgesindeki Hayatlar: Yarın Diye Diye Tükenen Umutlar Hayat, nefes alıp verdiğimiz her an, bize sunulan eşsiz bir armağan. Ancak bu armağanın kıymetini ne kadar biliyor, onu ne kadar verimli kullanıyoruz? Bir yanda “Yarın Yaparım Diyenler Helak Oldu!” başlığı altında sergilenen mezar taşları ve her birinin üzerinde biriken “yarın” bahaneleri, diğer yanda ise merhametsizliğin getireceği […]
“İnsani Yardım” Maskesi Altında Cani Planlar: Zalimler İçin Yaşasın Cehennem! Tarih boyunca zalimler daima mazlumların kanı üzerinden medeniyet kurma iddiasında bulundu. Ancak her yalanın bir ömrü, her zulmün bir vakti vardır. Bugün Gazze’de yaşananlar, tarihin gördüğü en alçakça planlardan biri olarak hafızalara kazınıyor. “İnsani yardım” adı altında kurulan sözde vakıflar, danışmanlık şirketlerinin hazırladığı “sürgün planları” […]
Eğer Ölümü Öldürebilirsen, Konuş! “Ey gafil! Eğer ölümü öldürebilirsen; zevâli dahi dünyadan izâle edebilirsen; ve acz ve fakrı beşerden kaldırabilirsen; ve katıü’t-tarîklik yapmak için zîhayatın hususan insanın ebede giden yolunu seddedecek bir çare bulmuşsan; dinden istiğna ve dinin şeairini terketmeğe insanları dâvet edebilirsin. Yoksa ey sersem! Sus!.. Kur’ân-ı Azîmüşşân’ın dediğini dinle.” Nur’un İlk Kapısı Her […]
İman Sarayı ve Kapalı Kapılar: Hakikatin Değerini Anlamak “Bir saray var. O sarayın yüzer kapalı kapıları var. Bir tek kapının açılmasıyla, o saraya girilebilir. Öteki kapılar da açılır. Eğer bütün kapılar açık olsa, bir-iki tanesi kapalı olsa, o saraya girilemez diye söylenemez. İşte hakâik-i îmâniye o saraydır. Herbir delil, bir anahtardır, isbat ediyor, kapıyı […]
Hakiki Rehber: Kur’an ve Sünnet Mizanında Hayat “İşte ey şeytanın desiselerine müptela olan bîçare insan! Hayat-ı diniyenin ve hayat-ı şahsiyenin ve hayat-ı içtimâiyenin selâmetini dilersen; ve sıhhat-i fikir ve istikamet-i nazar ve selâmet-i kalb istersen; muhkemât-ı Kur’âniye’nin mîzanlarıyla ve Sünnet-i Seniyye’nin terazileriyle a’mâl ve hâtıratını tart ve Kur’ân’ı ve Sünnet-i Seniyye’yi rehber yap ve اَعُوذُ […]