Yeryüzü Bir Mescid, Efendimiz (s.a.v.) Bir İmamdır “Evet, bak! Sath-ı Arz bir mescid, Mekke bir mihrab, Medine bir minber, Peygamberimiz (A.S.M.) bütün ehl-i îmâna imam, bütün insana hatip, bütün enbiyaya reis, bütün evliyaya seyyid, bütün enbiya ve evliyadan mürekkeb bir halka-i zikrin serzâkiri. Bütün enbiya hayattar kökleri, bütün evliya taravetdar semereleri bir şecere-i nuraniyedir ki; […]
Küfür Bir Boşluktur: Hakikat, İsbat Üzerine Kurulur “Küffarın tarifi ise: Küffar, hayvanât-ı İlâhîden bir nevi habistirler ki; imaret-i dünyaya ve hem mü’minlere derecât-ı niam-ı İlâhiye’yi anlamağa bir vâhid-i kıyasî olmak için halkedilmişler ve imhal edilmişlerdir. Şu küffar denilen bu nevi hayvânâtın, hakkı inkâr edip nefyetmekte ittifakları kuvvetsizdir. Evet küfür, çendan isbat suretinde de olsa; […]
CHP BELEDİYELERİNDEKİ YOLSUZLUK İDDİA VE GEREKÇELERİ Aşağıda, CHP’ye mensup eski ve mevcut belediye başkanları ile ilin yöneticilerinin “yolsuzluk, zimmet, rüşvet, ihale usulsüzlüğü, suç örgütü” gibi suçlamalarla tutuklanma veya görevden uzaklaştırılma süreçlerini, iddia olunan suçları ve mevcut hukuki durumu tarihsel ve belgeli bir bakış: Ekrem İmamoğlu (İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı) Mart 2025’te “suç örgütü yönetme, yolsuzluk, […]
Çoğunluk Her Zaman Haklı Değildir: Sayı ile Değil, Kıymet ile Ölç! “Ey birâder! Küffar ve ehl-i dalâletin kesret-i adediyle beraber bâzı hakâik-i îmâniyenin inkârlarında ittifakları seni sarsmasın. Çünkü kıymet, kesrette değildir. Zira insan, insan olmadığı vakit, şeytan bir hayvan olur. Ecnebîler gibi ihtirasât-ı hayvaniyede terakki ettikçe, hayvaniyeti şiddetlenir; daha ziyâde hayvan olur. Hayvânâtın kemmiyetçe kesreti […]
Cazibe Altında Çöküş: Avrupa’nın Kör Dehası “Ey Avrupa! Senin, bir gözü kör dehan ile ruh-u beşere hediye ettiğin şu cehennemî hâleti sen de anladın. Sen, şu müthiş derde bir derman aradın. Bu derde şifa ve ilâç olan Hüda-i Kur’ân’dan gözünü yumdun. Muvakkaten elemi hissetmemek için câzibedar lehviyatı, parlak ve okşayıcı hevesatı ilâç olarak buldun. Ve […]
Ferdî İlginin Sırrı: Her Varlığa Mahsus Bir Tecelli Toplu değil, ferdî bir ilgi vardır. Allah tabiri caizse fabrikasyon şeklinde varlıklarla olan; yaratmadan şekillendirmeye, suretten biçimlendirmeye kadar ferden ferda ayrı ayrı ilgilenmektedir. Bir ressamın her bir resimle ayrı bir şekil,boya ve özellik vermesi gibi. Ondandır ki Allah, her bir varlıktan ona özel haberdar olup,ilgilenmekte, isteklerini duyup […]
Hayatın Sureti, Hakikati ve Kemâli: Aynadaki Sır “Hayatın sureti ise şudur: Hayatın bir kelime-i mektube ve hem mesmuadır. Esmâü’lHüsnâ’ya delâlet eder. Hakikat-ı hayatın da budur: Tecelli-i ehadiyete âyinelik etmektir. Hayatın saâdet ve kemâli ise; hayatın âyinesine temessül edene karşı, şuur ile muhabbet ve şevk ile ibâdet etmektir. ” Nur’un İlk Kapısı Hayat… Dıştan […]
Ahirette Her Şey Faş Olacak: Hakikatin Gün Yüzüne Çıkışı İnsanoğlu dünya hayatında zaman zaman tercihler yapar. Bazı şeyleri ısrarla ister, bazılarından şiddetle kaçar. Ancak bu tercihler her zaman isabetli olmaz. Bazen ısrarla istediği bir şey, başına bela olur; bazen de kaçtığı bir durum, kendisi için büyük bir rahmete dönüşürdü. Dünya perdesi bu hakikatleri gizler. Lakin […]
Zamanın Kıymeti ve Mâlâyânînin Aldatıcı Tuzakları Zaman, insana verilmiş en kıymetli sermayedir. Hayat dediğimiz şey, aslında bu zamanın toplamıdır. Her saniyesi geri alınamayan, her dakikası bir daha gelmeyen bu ilahi emanet, ya cenneti kazandırır ya da boşuna heba edilirse hüsrana sürükler. Ne var ki çoğu insan, sanki binlerce yıl yaşayacakmış gibi, en lüzumsuz malumatlarla ömrünü […]
En Ziyade Hayret Edilecek Şey: İnkârın Maskaralığı İnsanoğlu, gördüğü en küçük sanat eserine hayranlık duyar. Bir çocuğun yaptığı taşlardan kelebek bile “Kim yaptı?” sorusunu akla getirirken, canlı bir kelebeğin göz alıcı kanatlarına bakıp da “Bu tesadüfen olmuş” diyebilen bir akıl, ne kadar sağlıklı bir akıldır? Evet, bu dünyada en ziyade hayret edilecek bir şey varsa, […]
Topraktan Dirilmek ve Ebed Yolculuğu: Unutulan Gerçek İnsan, zaman zaman kendini unutuyor. Geldiği yeri, yaratıldığı aslı, gideceği menzili görmezden geliyor. Kalabalıklar içinde kaybolmuş, teknolojinin cazibesine tutulmuş, dünyaya kök salmış bir haldeyken bir ayet gelir ve içindeki sesi dürter: “İnsan, ‘Öldüğümde gerçekten diri olarak topraktan çıkarılacak mıyım?’ der.” “İnsan, daha önce hiçbir şey değilken kendisini yarattığımızı […]
Hayatın Mahiyeti: Bir Fihriste, Bir Fezleke ve Bir Anahtar “Hem senin gaye-i hayatın bunlar olduğu gibi, mâhiyet-i hayatın da şunlardır: 1- Âsâr-ı esmâ-i İlâhiye’nin garâibinin fihristesi, 2- Şuûn ve sıfât-ı İlâhiye’nin fehmine bir mikyas, 3A- ̂fâkî âlemlere bir mîzan, 4- Âlem-i kebirin bir enmûzeci, Nur’un İlk Kapısı 5- Kâinatın bir haritası, […]
Zayıf Bir Gölge, Sonsuz Bir Aynaya Nasıl Dönüşür? “İnsanda iki vecih var. İnsan, şu hayata nâzır birinci veçhiyle öyle bir mahluktur ki; ona ihtiyardan bir şa’re (yâni, saç gibi cüz’î), iktidardan bir zerre, hayattan bir şu’le, ömürden bir dakika, mevcudiyetten bir cüz’-ü cüz’î verilmiş ki; tabakât-ı kâinatta serilmiş hadsiz enva’dan, adetsiz efrattan küçük, nâzik, zaîf […]
Belânın Zamanı, Duanın Vaktidir “Zâlimlerin tasallutu ve beliyyelerin nüzulü zamanları, bâzı ed’iye-i mahsusanın evkâtıdır. Belki de o beliyyeler, o duaları söylettirmek içindir. Yoksa o dualar, sırf o beliyyelerin def’i için değildir. Belki bir nevi ubûdiyet olan o dualar, o beliyyelerin devamı müddetince devam ederler. Eğer duaların berekâtıyla beliyyeler def’ ve ref’ olunsalar “nurun alâ nur…” […]