Srebrenitsa’dan Gazze’ye: İnsanlığın Vicdanında Çürüyen Hafıza Tarihin Tekerrürü Müdür, Yoksa İnsanlığın İnatla Unutması mı? “Bir daha asla” sloganıyla anılan Srebrenitsa Soykırımı’nın üzerinden geçen yıllar, insanoğlunun zulmü hatırlamakta ne denli zayıf olduğunu, ders almakta ne kadar gevşek ve çıkarcı davrandığını açıkça ortaya koymaktadır. Bosna’nın yeşil tepelerinde şehit düşen 8 binden fazla Boşnak’ın ardından, şimdi Gazze’nin kumları […]
🔹 “Her Ebu Cehil bir nesil için bitmiş olabilir, ama her İkrime, yeni bir neslin dirilişi olabilir.” Ebu Cehil, İslam’a düşmanlığın, küfrün ve inatla hakikate karşı gelmenin sembolüdür. Öldüğü gün İslam bir nefes almış, zulüm cephesinde bir çatlak oluşmuştur. İkrime bin Ebu Cehil ise, babası gibi bir önder inkârcının oğlu olmasına rağmen kalbini hakikate açmış, […]
NAZ VE NİYAZ MAKAMI: İNSANIN İHTİYAÇTAN İZZETE YÜKSELİŞİ “Diğer ilaç ise şükür ve kanaat ile talep ve dua ve Rezzak-ı Rahîm’in rahmetine itimattır. Öyle mi? Evet, bütün yeryüzünü bir sofra-i nimet eden ve bahar mevsimini bir çiçek destesi yapan ve o sofranın yanına koyan ve üstüne serpen bir Cevvad-ı Kerîm’in misafirine fakr u ihtiyaç, nasıl […]
Medeniyetin Parlak Yüzü mü, Maneviyatın Sessiz Çöküşü mü? “Şu zamanın medenî engizisyonu müdhiş bir vesile ile, bazı ezhanı telkîh ile, bir kısım nâmeşru’ evlâdını vücûda getirip, İslâmiyet’e karşı kinini ve hiss-i intikamını icra eder. Diyanetsizliğe veya lâübaliliğe veya Hristiyanlığa temayüle veya İslâmiyet’ten şübhe ile soğutmaya bir kapı açmak ister. İşte o desise şudur: “Ey […]
İbret Nazarıyla Silahların Susuşu ve Hakikatin Yükselişi: Bir Dönüşüm Çağının Şafağında İnsanlık tarihi, sürekli bir değişim ve dönüşüm halindedir. Çağlar boyunca, toplumlar nice buhranlardan geçmiş, nice zorluklarla sınanmış, lakin her seferinde bu imtihanlardan yeni bir bilgi, yeni bir idrak ve yeni bir medeniyet ufkuyla çıkmayı başarmıştır. Bugün tanıklık ettiğimiz hadiseler de, bu dönüşümün, özellikle kadim […]
Asırlar Ötesinden Bugüne Yansımalar: Geçmişten Dersler, Geleceğe Umutlar Tarih, sadece geçmişte yaşanmış olayların kuru bir dökümü değil, aynı zamanda gelecek nesiller için bir ibret levhasıdır. Hem bazı tesbit ve beyanlar tarihimizin kritik dönemeçlerine ışık tutmakta, hem de bireyin varoluş arayışlarına ve inanç dünyasına dair kadim hakikatleri yeniden gözler önüne sermektedir. Oktay Sinanoğlu’nun milli eğitim sisteminin […]
Kalbin İlâhi Yolda Yürüyüşü: İman, Ümit ve Sebat İnsanoğlunun varoluş serüveninde, ruhunu besleyen, kalbini doyuran ve varoluşuna anlam katan en temel unsurlardan biri hiç şüphesiz imandır. “Allah sana yar ise, kim sana bar ve dar olabilir?” Bu mübarek söz, imanın karanlıkları aydınlatan, zorlukları kolaylaştıran ve insana sarsılmaz bir dayanak sağlayan kudretini ne güzel ifade etmektedir. […]
Zamanlar Üstü Bir Zeka, Zamanlar Ötesi Bir Şeriat: Ümmî Bir Peygamberin Teceddüt Eden Mucizesi “İki asır evvel harika sayılan keşif, bu zamana kadar mestur kalsaydı; tekemmül-ü mebadî cihetiyle bir çocuk da keşfedebildiğini nazara al!.. Sonra onüç asır geri git!.. O zamanların te’siratından kendini tecrid et!.. Dehşet-engiz olan Cezîret-ül Arab’da otur; dikkatle temaşa et! Görürsün ki; […]
Kur’ân’ın Sonsuz Ufku: Medeniyetin Üstünde Bir Medeniyet “Fenn-i tehzib-i ruh ve riyazat-ül kalb ve terbiyet-ül vicdan ve tedbir-ül cesed ve tedvir-ül menzil ve siyaset-ül medine ve nizamat-ül âlem ve fenn-ül hukuk vesaire.. Lüzûm görülen yerlerde tafsil… Ve lüzûm olmayan veya ezhânın veya zamanın müstaid veya müsaid olmadığı yerlerde birer fezleke ile kavaid-i esasiyeyi va’z ederek, […]
Kur’ân’ın Yedi Kaynaktan Parlayan Mucizesi: Kelâmda Sonsuzluk Nakşı “İ’caz-ı Kur’ân yedi menabi’-i külliyeden tecellî ve yedi anasırdan terekküb eder. Birinci Menba: Lâfzın fesahatından, nazmın cezaletinden, mânânın belâğatından, mefhumların beda’atından, mazmunların bera’atından, üslûbların garabetinden tevellüd eden nakş-ı acîbdir.” Âsâr-ı Bediiye Kur’ân; sadece bir kitap değil, kelâm-ı ezelîdir. O, insanın değil, Âlemlerin Rabbi’nin sözüdür. Beşerî […]
Dürbünle Hakikati Arayanlar: Akıl Yolculuğunun Hududu ve Hikmeti Giriş: Akıl, Arayış ve Sınırlar Tarih boyunca insanlık, varoluşun sırrını, hayatın gayesini ve hakikatin mahiyetini anlamak için akıl dürbününü semaya çevirmiştir. Bu dürbün bazen Yunan felsefesinin merceğinden, bazen Hind ve Çin’in mistik yollarından, bazen de İslam coğrafyasının parlak mütefekkirlerinden geçerek hakikate ulaşmaya çalışmıştır. Ancak şu da bir […]
İnançla Siyaset Arasında Ezilen Hakikat: Tarafgirliğin İhaneti “-Kim fâsık siyasetdaşını, mütedeyyin muhalifine, sû’-i zan bahaneleriyle tercih etse, muharriki siyasetçiliktir. Hem umumun mal-ı mukaddesi olan dini, inhisar zihniyetiyle kendi meslekdaşlarına daha ziyade has göstermekle, kavî bir ekseriyette dine aleyhdarlık meyli uyandırmakla nazardan düşürmek ise, muharriki tarafgirliktir.” Âsâr-ı Bediiye > “Kim fâsık siyasetdaşını, mütedeyyin muhalifine, sû’-i zan […]
Şeytan ve Siyaset: Üfleyen Avrupa, Oynayan Doğu “Dedim: اَعُوذُ بِاللّٰهِ مِنَ الشَّيْطَانِ وَ السِّيَاسَةِ Evet İstanbul siyaseti İspanyol gibi …. bir hastalıktır. Fikri hezeyanlaştırır. Biz müteharrik-i bizzât değiliz. Bilvasıta müteharrikiz. Avrupa üflüyor, biz burada oynuyoruz. O tenvim ile telkin eder. Biz kendimizden hayal edip, esammane tahribimizde eser-i telkini icra ederiz. Mademki menba’ Avrupa’dadır. Gelen […]
İns Suretindeki Şeytanlar ve Siyasetin Sinsi Hatları ” اَعُوذُ بِاللّٰهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجٖيمِ وَلَا تَتَّبِعُوا خُطُوَاتِ الشَّيْطَانِ Herbir zamanın insî bir şeytanı vardır. Şimdi beşerde insan suretinde şeytanın vekili olan ruh-u gaddar, fitnekârane siyasetiyle cihanın her tarafına kundak sokan el-hannas, altı hutuvatıyla âlem-i İslâmı ifsad için: İnsanlarda ve insan cemaatlerindeki habis menba’ları ve tabiatlarındaki […]
Ateşe Sokan Ameller: Unutulan Hakikatler Kur’an’ın nazil olduğu ilk yıllarda indirilen sûrelerden biri olan Müddessir Suresi, insanoğlunun en temel zaaflarını ve ahiret hesabına dair gafletini çarpıcı ifadelerle gözler önüne serer. 42 ila 47. ayetler, cehenneme girecek olan kimselerin kendi dilleriyle verdikleri itirafları taşır. Bu ayetlerde sadece cehennem tehdidi değil, aynı zamanda bu akıbetin dünya hayatındaki […]