Bin Bir İsm-i İlâhî: Kâinatı Tenvir Eden Kudret Güneşleri “Bin bir ism-i İlahînin, kâinata müteveccih olan o esmadan her biri bir âlemi ve o âlem içindeki âlemleri tenvir eder bir güneş hükmünde ve sırr-ı ehadiyet cihetiyle, her bir ismin cilvesi içinde sair isimlerin cilveleri dahi bir derece görünüyordu. ” Sikke-i Tasdiki Gaybî Her sanatkâr, sanatında […]
Kâinatın Satırlarında Yazılı İlâhî Mektuplar ” تَاَمَّلْ سُطُورَ الْكَٓائِنَاتِ فَاِنَّهَا ٭ مِنَ اْلَمََلاِ الْاَعْلٰى اِلَيْكَ رَسَٓائِلُ Yani: “Sahife-i âlemin eb’ad-ı vâsiasında Nakkaş-ı Ezelî’nin yazdığı silsile-i hâdisatın satırlarına hikmet nazarıyla bak ve fikr-i hakikatle sarıl. Tâ ki mele-i a’lâdan uzanan şu selasil-i resail, seni a’lâyı illiyyîn-i tevhide çıkarsın.” Âsâr-ı Bediiye İnsan, çoğu zaman kendini dar […]
Gonca Gibi Âlemler ve Gönle Açılan Nur Kapısı “Üveys-i Karanî’nin اِلٰهٖى اَنْتَ رَبّٖى وَ اَنَا الْعَبْدُ وَ اَنْتَ الْخَالِقُ وَ اَنَا الْمَخْلُوقُ وَ اَنْتَ الرَّزَّاقُ وَ اَنَا الْمَرْزُوقُ … الخ münâcat-ı meşhuresi nevinden, bütün mevcudat-ı zevi’l-hayat, Cenab-ı Hakk’a karşı aynı münâcatı ettiklerini ve on sekiz bin âlemin her birinin ışığı, birer ism-i […]
Tevhid Merdiveni: Vahdetü’l-Vücud’un Zevkî Derinliği “SUAL: VAHDETÜ’L-VÜCUDU NASIL GÖRÜYORSUN? Elcevap: Tevhidde istiğraktır. Ve nazara sığışmayan bir tevhid-i zevkîdir. Esasen tevhid-i rububiyet ve tevhid-i ulûhiyetten sonra tevhidde zevken şiddet-i istiğrak, vahdet-i kudret, yani; لَا مُؤَثِّرَ فِى الْكَوْنِ اِلَّا اللّٰهُ sonra vahdet-i idare, sonra vahdetü’ş-şühud, sonra vahdetü’l-vücud, sonra yalnız bir vücûdu, sonra yalnız bir mevcudu görünceye […]
Zamanın Kalbinde Bir Hakikat: İman, Hayat ve Şeriatın Tecdid Dönemleri “Âlem-i insaniyette ve İslâmiyette üç muazzam mesele olan, îmân ve şerîat ve hayattır. İçlerinde en muazzamı îmân hakîkatleri olduğundan…” “Evet, bu zamanda hem imân ve din, hem hayat-ı içtimâî ve şerîat, hem hukuk-u âmme ve siyâset-i İslâmiye için gayet ehemmiyetli bir müceddid ister. Fakat en […]
İRAN’DA SÜNNİLERİN DURUMU: TARİHÎ, SİYASÎ VE İLMÎ BİR TAHLİL “Hakkı üstün tutan bir millet, adaletle yükselir; mezhebi üstün tutan bir devlet, ayrılıkla çürür.” Giriş: Mezhepler Arasında Bir Coğrafya İran, coğrafî olarak İslam medeniyetinin kalbinde yer alırken, mezhebi yapısıyla da İslam dünyasının dikkat çeken merkezlerinden biridir. Şiîliğin devlet mezhebi olarak kabul edildiği bu ülkede, milyonlarca Sünni […]
GAZZE: ZULMÜN AYNASINDA İNSANLIK “Bir milletin yaşama hakkı, bombalara değil, vicdanlara emanet edilmelidir.” Giriş: Gözümüzün Önünde Bir Soykırım yüzyılın en kanlı dosyalarından biri, Gazze adını taşıyor. Sözde uygarlığın zirvesine ulaşmış bir çağda, insanların canlı canlı yakıldığı, yardım beklerken vurulduğu, çocukların un ve ekmek için sıraya girerken öldürüldüğü bir çağda yaşıyoruz. Sözde insan hakları savunucularının sustuğu, […]
İnsanın En Büyük Meselesi: İman ve Kudret Aynası Olarak Varlık Hayatımızın her anında karşılaştığımız sayısız hadise ve içinde bulunduğumuz dünya, bize daimi bir ibret ve düşünce kaynağı sunar. dahili ve harici gözlemlerimiz, her bir zerrenin ve her bir olayın ardında yatan muazzam bir kudretin, ilmin ve iradenin varlığını fısıldar. İnsanın cüz’i ilmi, iradesi, görmesi (basar) […]
Kıyamet Aynasında İnsan: Her Canlıda Bir Son, İnsanda Sonsuzluk Arayışı “Bir şahsın müddet-i ömründe başına geçen bir çok kıyamet çeşitleri geçmiştir. Beş altı senede bilittifak bütün zerratını değiştirmiş, belki bir senede iki defa tedricî bir kıyamet görmüş… Hem bazı envâ’-ı hayvanatta bazı vakitte bir kıyamet-i nev’iyye müşâhede ediyoruz. İnsanın bir şahsı, başkasının nev’i hükmündedir. […]
İnsanın Yolculuğu: Nutfeden Kudrete, Cesetten Hikmete “Bak, vücûd-u insan tavırdan tavıra geçtikçe acib, muntazam inkılabatı geçiriyor. Nutfeden alakaya, alakadan mudgaya, mudgadan azm ve lahme, azm ve lahmeden halk-ı cedide intikal, gâyet dakîk desâtîre tâbidir. Her bir tavrın öyle kavânin-i mahsusa, ve öyle nizâmât-ı muayyene ve öyle harekât-ı muttaridesi vardır ki; cam gibi altında kasd, irade, […]
Kudretin Gölgesinde Haşr: Zor Değil, Zorunludur “Fâil muktedirdir. Kudrette noksan yoktur. A’zam ve asgar ona nisbeten birdirler. Evet bir Kadîr ki; âlem bütün güneşleri, yıldızları, avâlimi, zerratı, cevahiri, gayr-ı mütenahî lisanlar ile azametine, kudretine şehâdet eder. Hiçbir vehim ve vesvesenin hakkı var mıdır ki, haşr-i cismanîyi O kudretten istib’âd etsin? ” Âsâr-ı Bediiye İnsanoğlunun en […]
Sınırsız Kudretin Sade Tecellisi: Ne Cüz’ü Zorlar Ne Küll’ü Zorlanır “Evet Kudret, hem basit, hem nâmütenahî, hem zâtî… Mahall-i taalluk-u kudret, hem vasıtasız, hem lekesiz, hem isyansızdır. Büyük küçüğe tekebbürü yok, cemaat ferde rüchânı yok. Küll cüz’e nisbeten kudrete karşı fazla nazlanması olamaz. ” Âsâr-ı Bediiye İnsan kudreti sınırlıdır. Elini uzatabildiği yere kadar ulaşır, aklı […]
“KÜN” Emrine İtaat: Kemâlin Çağrısı ve Kâinatın Secdesi “Her şeyin bir nokta-i kemâli var. Ve o noktaya bir meyli var. Muzaaf meyil ihtiyaçtır. Muzaaf ihtiyaç iştiyaktır. Muzaaf iştiyak incizabdır. Bunlar emr-i tekvinînin mahiyyât tarafından birer habb ve nüve-i imtisalidir. Mahiyat-ı mümkinatın mutlak kemâli, mutlak vücûddur. Hususî kemâli, isti’dadatını bilfiile çıkaran ona mahsus vücûddur. Bütün kâinatın […]