Zevkten Elem, Sabrın İçinden Rahmet Doğar: Nefisle Hesaplaşma ve Kader Terbiyesi “Bu sıkıntılı zamanda nefsim sabırsızlıkla beni taciz ederken bu fıkra onu tam susturdu, şükrettirdi. Size de faydası olur diye leffen takdim edilen bu fıkra, başımın yanında asılı duruyor. 1- Ey nefsim! Yetmiş üç sene, yüzde doksan adamdan ziyade, zevklerden hisseni almışsın. Daha hakkın kalmadı. […]
Zevkten Elem, Sabrın İçinden Rahmet Doğar: Nefisle Hesaplaşma ve Kader Terbiyesi “Bu sıkıntılı zamanda nefsim sabırsızlıkla beni taciz ederken bu fıkra onu tam susturdu, şükrettirdi. Size de faydası olur diye leffen takdim edilen bu fıkra, başımın yanında asılı duruyor. 1- Ey nefsim! Yetmiş üç sene, yüzde doksan adamdan ziyade, zevklerden hisseni almışsın. Daha hakkın kalmadı. […]
Allah’ı Bilmek: İnkâr Etmemek Değil, Kalben Tasdik Etmektir “Allah’ı bilmek, bütün kâinata ihata eden rububiyetine ve zerrelerden yıldızlara kadar cüz’î ve küllî her şey onun kabza-i tasarrufunda ve kudret ve iradesiyle olduğuna kat’î iman etmek ve mülkünde hiçbir şeriki olmadığına ve لَٓا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ kelime-i kudsiyesine, hakikatlerine iman etmek, kalben tasdik etmekle olur. …..Evet, […]
Lanet Etmekten Öte: Zalimlere Karşı Tavırda İlmî Ölçü ve Ahlâkî Denge “Haccac-ı Zalim, Yezid ve Velid gibi heriflere ilm-i kelâmın büyük allâmesi olan Sa’deddin-i Taftazanî “Yezid’e lanet caizdir.” demiş fakat “Lanet vâcibdir.” dememiş. “Hayırdır ve sevabı vardır.” dememiş. Çünkü hem Kur’an’ı hem peygamberi hem bütün sahabelerin kudsî sohbetlerini inkâr eden hadsizdir. Şimdi onlardan meydanda gezenler […]
Tekfirin ve Zemmin İnceliği: Hakkı Müdafaa Ederken Haddi Aşmamak “Madem zemmetmemek ve tekfir etmemekte bir emr-i şer’î yok fakat zemde ve tekfirde hükm-ü şer’î var. Zem ve tekfir, eğer haksız olsa büyük zararı var; eğer haklı ise hiç hayır ve sevap yok. Çünkü tekfire ve zemme müstahak hadsizdir. Fakat zemmetmemek, tekfir etmemekte hiçbir hükm-ü şer’î […]
Hüsn-ü Zan ve Âdem-i İtimad Arasında: Şahsî Ahlâk ile Sosyal Tedbirin Dengesi Giriş Mü’minin şiarı, kardeşi hakkında hüsn-ü zan etmektir. Ancak, hüsn-ü zanla safdillik, ihtiyatla suizan arasında çok hassas bir denge vardır. Bediüzzaman Said Nursî’nin ifadesiyle bu denge: “Hüsn-ü zan, fakat adem-i itimad” şeklinde formüle edilmiştir. Yani; Müslüman, muhatabı hakkında iyi niyetli düşünür ama tedbiri […]
Mühim ve mahrem bir mesele ve bir sırr-ı velâyet Âlem-i İslâmda Ehl-i Sünnet ve Cemaat denilen ehl-i hak ve istikamet fırka-i azîmesi, hakaik-i Kur’âniyeyi ve imaniyeyi, istikamet dairesinde, hüve hüvesine Sünnet-i Seniyyeye ittibâ ederek muhafaza etmişler. Ehl-i velâyetin ekseriyet-i mutlakası o daireden neş’et etmişler. Diğer bir kısım ehl-i velâyet, Ehl-i Sünnet ve Cemaatin bazı desâtirleri […]
Vazife Bizden, Netice Allah’tandır: İbadetin Ruhunu Anlamak “İbadet ve duanın sebebi ve neticesi, emir ve rıza-i İlahîdir; faydası, uhrevîdir. Eğer namazdan, ibadetten dünyevî maksatlar niyet edilse yalnız onlar için yapılsa o namaz battal olur. Mesela, akşam namazı güneşin batmaması için ve husuf namazı ayın açılması için kılınmaz. Öyle de bu nevi ibadet, yağmuru getirmek için […]
İlimle Gelen Dalalet: Bilgi Çağının En Büyük Sınavı “Efendiler! Dalalet ve fenalıklar cehaletten gelse def’etmesi kolaydır. Fakat fenden, ilimden gelen dalaletin izalesi çok müşküldür. Bu zamanda dalalet fenden, ilimden geldiği için ancak onları izale etmeye ve nesl-i âtiden o belaya düşen kısmını kurtarmaya, karşılarında dayanmaya Risale-i Nur gibi her cihetle mükemmel bir eser lâzımdır. ” […]
Kabirde Unutulan Kavgalar: Vaktin Değeri ve Vazifenin Azameti “Ben ve Risale-i Nur, sizinle değil mübareze, belki sizi düşünmek dahi vazifemizin haricindedir. Çünkü Risale-i Nur ve hakiki şakirdleri, elli sene sonra gelen nesl-i âtiye gayet büyük bir hizmet ve onları büyük bir vartadan ve millet ve vatanı büyük bir tehlikeden kurtarmaya çalışıyorlar. Şimdi bizimle uğraşanlar, o […]
Musibet-i Âmme: Genel Musibetin Hikmeti ve İmtihanı “Âyette vardır: “Öyle musibetten kaçınız ki geldiği vakit zalimlere mahsus kalmaz, masumlar ve mazlumlar da içinde yanar.” Çünkü musibet-i âmmeden masumlar hârika bir tarzda yangın içinde selâmette kalsalar hikmet-i diniye bozulur. Çünkü din bir imtihan, bir tecrübedir. O vakit Ebucehil gibi fenalar, aynen Ebubekir-i Sıddık (radıyallahu anh) gibi […]
Musibet Yağarsa Yağmursuzluk Olur: Kuraklık, İkazdır; Çare, Dönüştedir “Yağmursuzluk bir musibettir ve ceza-yı amel bir azaptır. Buna karşı ağlamakla ve hüzün ve kederle, niyaz ve hazînane yalvarmakla ve pek ciddi nedamet ve tövbe ve istiğfar ile karşılamak ve sünnet-i seniye dairesinde, bid’alar karışmadan, şeraitin tayin ettiği tarzda dergâh-ı İlahiyeye iltica etmek ve dua ve o […]
İman Eğitimi: Çocukta Başlar, Nesilleri Kurtarır “Risale-i Nur’un fıtraten ve zamanın vaziyetine göre talebesi olacak, başta masum çocuklardır. Çünkü bir çocuk, küçüklüğünde kuvvetli bir ders-i imanî alamazsa sonra pek zor ve müşkül bir tarzda İslâmiyet ve imanın erkânlarını ruhuna alabilir. Âdeta gayr-ı müslim birisinin İslâmiyet’i kabul etmek derecesinde zor oluyor, yabani düşer. Bilhassa peder ve […]
Sakal, Sünnet ve Sıra Dışı Fedakârlık: Bir Tercihin Derin Hikmeti “Sakal meselesi ise: Bu bir sünnettir, hocalara mahsus değil. Bu millette yüzde doksan sakalsız olanların içinde küçükten beri sakalsız bulundum. Bu yirmi senedir bana resmî hücumlarda bazı arkadaşlarımın sakallarını kestirmeleriyle, benim sakal bırakmadığım bir hikmet, bir inayet-i İlahiye olduğunu ispat etti. Eğer sakal olsaydı, tıraş […]
Sakal, Sünnet ve Sıra Dışı Fedakârlık: Bir Tercihin Derin Hikmeti “Sakal meselesi ise: Bu bir sünnettir, hocalara mahsus değil. Bu millette yüzde doksan sakalsız olanların içinde küçükten beri sakalsız bulundum. Bu yirmi senedir bana resmî hücumlarda bazı arkadaşlarımın sakallarını kestirmeleriyle, benim sakal bırakmadığım bir hikmet, bir inayet-i İlahiye olduğunu ispat etti. Eğer sakal olsaydı, tıraş […]