Hakikatin Işığında: İman, Cemaat ve Mezhep Ahlâkı “Îmânî mes’elelerde şüphe, bir delili, hattâ yüz delili atsa da; medlûle îras-ı zarar edemez. Çünkü binler delil var. “ “Sevad-ı âzama ittiba edilmeli. Ekseriyete ve sevad-ı âzama dayandığı zaman, lâkayd Emevîlik, en nihâyet Ehl-i Sünnet cemaatine girdi. Adetçe ekalliyette kalan salâbetli Alevîlik, en nihâyet az bir kısmı […]
Bir Masumun Kanı, Bir Cihanın Bedelidir: Musibet, Şehadet ve Adaletin Mizanı “Musibet-i âmme, ekseriyetin hatasından terettüb eder. Musibet; cinayetin neticesi, mükâfatın mukaddimesidir.” “Şehid kendini hayy bilir. Feda ettiği hayatı, sekeratı tatmadığından, gayr-ı münkatı’ ve bâki görüyor. Yalnız daha nezih olarak buluyor.” “Adalet-i mahzâ-i Kur’âniye bir mâsumun hayatını ve kanını, hattâ umum beşer için […]
Parlayan Camlar, Paslı Elmaslar ve Kör Gözlerin Hakikati: Zihinlerdeki Perdeler ve Kalplerdeki Nurlar “Paslanmış bîhemta bir elmas, dâima mücellâ cama müreccahtır.” “Her şeyi maddede arayanların akılları gözlerindedir; göz ise mâneviyatta kördür.” “Mecaz, ilmin elinden cehlin eline düşse, hakikata inkılab eder; hurâfata kapı açar. “ “İhsân-ı İlâhî’den fazla ihsan, ihsan değildir. Her şeyi, […]
İHTİLAFIN KÖKÜ: ŞİA’NIN EHL-İ SÜNNET’E BAKIŞI ve TENKİTLERİN ARDINDAKİ ZİHNİYET İslam dünyası içinde asırlardır süren mezhebî ihtilafların başında, Ehl-i Sünnet ile Şiîlik arasındaki ayrılıklar gelir. Bu ihtilaf, basit bir mezhep farklılığından öte, tarih, siyaset, imamet anlayışı ve sahâbe tasavvurunda derin ayrışmalara dayanır. Bu ayrışmalar, zamanla karşılıklı ithamlara, hatta tekfir seviyesine kadar varan çatışmalara dönüşmüştür. Şia’nın […]
Bir Gün “Haydi Dışarı” Denilecek: Dünya Misafirhanesinden Ebedî Yola İnsan bu dünyada kalıcı değildir. Ne kadar uzun yaşarsa yaşasın, ne kadar çok şeye sahip olursa olsun, gün gelecek; bu misafirhaneden ayrılması istenecek. Lem’alar’da geçen “Dünya bize bir gün ‘Haydi dışarı!’ diyecek, feryadımızdan kulağını kapayacak” ifadesi, bu gerçeği çarpıcı ve sarsıcı bir şekilde hatırlatıyor. Tıpkı bir […]
Zerre ile Yıldız Arasında Rahmetin Eli: Kudretin Sonsuzluğu ve Birliğin Delili İnsanoğlu, kainatı gözlemledikçe büyüklük karşısında hayrete düşer. Yıldızlar, gezegenler, galaksiler; milyarlarca ışık yılı genişliğindeki boşlukta muazzam bir düzen içinde hareket eder. Ve yine aynı insan, bir atomun, bir hücrenin, bir damla suyun içindeki hikmeti düşündüğünde; küçüklükteki büyüklüğü fark eder. Bediüzzaman Said Nursî bu derin […]
Bir Elmaya Bakarak Allah’ı Tanımak: Şükürden Tevhide Açılan Yol “Hem ŞÜKÜR içinde, safi bir İMAN var, hâlis bir TEVHİD bulunur. Çünkü; Bir elmayı yiyen ve “ELHAMDÜLİLLAH” diyen adam, o şükür ile ilân eder ki: “O elma doğrudan doğruya dest-i kudretin yadigârı ve doğrudan doğruya hazine-i rahmetin hediyesidir” Kur’an Tefsiri Risale-i Nur’dan Kâinat, baştan sona bir […]