Kâinatın Tacı: Ferd-i Ferîd Olarak Hazret-i Muhammed (asm) “Madem şu kâinatın Hâlık’ı, her nevide bir ferd-i mümtaz ve mükemmel ve câmi’ halk edip o nev’in medar-ı fahri ve kemali yapar. Elbette esmasındaki ism-i a’zam tecellisiyle, bütün kâinata nisbeten mümtaz ve mükemmel bir ferdi halk edecek. Esmasında bir ism-i a’zam olduğu gibi masnuatında da bir ferd-i […]
Dua, ubudiyetin ruhudur ve hâlis bir imanın neticesidir. “Dua, ubudiyetin ruhudur ve hâlis bir imanın neticesidir. Çünkü dua eden adam, duası ile gösteriyor ki: Bütün kâinata hükmeden birisi var ki en küçük işlerime ıttılaı var ve bilir, en uzak maksatlarımı yapabilir, benim her halimi görür, sesimi işitir. Öyle ise bütün mevcudatın bütün seslerini işitiyor ki […]
Kur’an’dan Doğan Velayet-i Kübra: Hakiki Mürşid ve Sonsuz Feyiz Kaynağı “Sahabelerden ve tabiîn ve tebe-i tabiînden en yüksek mertebeli velayet-i kübra sahibi olan zatlar, nefs-i Kur’an’dan bütün letaiflerinin hisselerini aldıklarından ve Kur’an onlar için hakiki ve kâfi bir mürşid olduğundan gösteriyor ki: Her vakit Kur’an-ı Hakîm, hakikatleri ifade ettiği gibi velayet-i kübra feyizlerini dahi ehil […]
Zâhirden Hakikate: Tarîkat Berzahı ve Doğrudan Lütuf Yolu “Evet, zâhirden hakikate geçmek iki suretledir: Biri: Tarîkat berzahına girip seyr ü sülûk ile kat’-ı meratib ederek hakikate geçmektir. İkinci Suret: Doğrudan doğruya, tarîkat berzahına uğramadan, lütf-u İlahî ile hakikate geçmektir ki sahabeye ve tabiîne has ve yüksek ve kısa tarîk şudur.” Mektubat İnsanın en […]
Sanatta Kemal, Sebeplerde Şuur Olmaz: Tesir Gerçekten Kimindir? “Eğer icaddaki vasıta hakikî olsaydı ve hakikî te’sir verilseydi; hem bir şuur-u küllî verilmek lâzım idi, hem de bizzarure eserde ittikan-ı kemâl-i san’at muhtelif olacaktı. Halbuki en âdiden en âlîye, en küçükten en büyüğe ittikan; derece-i kemâlde, mâhiyetin kameti nisbetindedir. Demek Müessir-i Hakikî’den bâzı karîb, bâzı baîd, […]
Ribânın Kapıları, Hutbenin Kapısı: Modern Çöküş ve İlahi Hitap “Ribânın kab ve kapıları olan bankaların nef’i; beşerin fenası olan gavurlara ve onların en zâlimlerine ve bunların en sefihlerinedir. Âlem-i İslâm’a zarar-ı mutlaktır; mutlak beşerin refahı nazara alınmaz. Zira; gavur harbî ve mütecâviz ise, hürmetsiz ve ismetsizdir. “ “Cumâ’da hutbe, zaruriyat ve müsellematı tezkirdir; nazariyatı […]
Kıymetsiz Ellerde Kıymetsiz Olan Hakikatler ve Hayatın Büyük Manzarası “Bîçare hakikatlar, kıymetsiz ellerde kıymetsiz olur.” “Küremiz hayvana benziyor, âsâr-ı hayat gösteriyor. Acaba yumurta kadar küçülse, bir nevi hayvan olmayacak mıdır? Veya bir mikrop küremiz kadar büyüse, ona benzemeyecek midir? Hayatı varsa, ruhu da vardır. Âlem, insan kadar küçülse, yıldızları zerrât ve cevahir-i ferdiye hükmüne […]
Suretlerin Gölgesinde: Bozulan Ruhlar, Putlaşan Hevesler ve Sarsılan İstikamet “Beşerin şimdiki seyyiat-âlûd hırçın ruhunda, mütebessim küçük cenazeler olan suretlerin rolü ehemmiyetlidir. “ “Memnu’ heykel; ya bir zulm-ü mütehaccir, ya bir heves-i mütecessim veya bir riyâ-yı mütecessiddir. “ “İslâmiyet’in müsellematını tamamen imtisal ettiği cihetle bihakkın dâire-i dâhiline girmiş zâtta; meylü’t-tevsi’ meylü’t-tekemmüldür. Lâkaydlık ile hâricde […]