Kalû Belâ’dan Günümüze Uzanan İttihadın Ruhu “Biz Kalû Belâ’dan Cem’iyet-i Muhammedî’de (Aleyhissalâtü Vesselâm) dâhiliz. Cihetü’l-vahdet-i ittihadımız tevhiddir. Peyman ve yeminimiz îmandır. Mâdem ki muvahhidiz, müttehidiz. Herbir mü’min i’lâ-yı Kelimetullah ile mükelleftir. Bu zamanda en büyük sebebi, maddeten terakki etmektir. Zira ecnebiler fünun ve sanayi silâhıyla bizi istibdâd-ı mânevîleri altında eziyorlar. Biz de, fen ve san’at […]
Biz muhabbet fedaileriyiz, husûmete vaktimiz yoktur.” Hutbe-i Şamiye Muhabbet Fedailiği ve Elmas Kılınçlar: Şiddetsiz Cihadın Hakikat Nizamı Bediüzzaman’ın Medeniyetler Arasında Kurduğu Vicdan Köprüsüne Dair Bir Tahlil Giriş: Galibiyetin Yeni Yolu – Zorla Değil, Delille Bediüzzaman Said Nursî’nin Hutbe-i Şamiye’de dile getirdiği şu söz, sadece bir taktik değil, bir medeniyet duruşudur: > “Şeriat-ı garrânın berâhin-i kâtıasının […]
Hürriyetin Gerçek Manası: Hevâya Değil Hüdâya Kul Olmak Hutbe-i Şamiye’de Hürriyet, Sorumluluk ve Umut Üzerine Derinlikli Bir Makale “İttifak hüdâdadır, heva ve heveste değil. İnsanlar hür oldular amma yine abdullahtırlar. Herşey hür oldu, şeriat da hürdür, meşrûtiyet de. Mesâil-i şeriatı rüşvet vermeyeceğiz. Başkasının kusuru, insanın kusuruna sened ve özür olamaz. Ye’s, mâni’-i herkemâldir. […]
İttihad-ı İslâm: Zamanın En Büyük Farzı ve Ümmetin Diriliş Anahtarı Hutbe-i Şamiye’de İttihad, Muhabbet ve Uyanış Üzerine Derinlikli Bir Tahlil “Bu zamanın en büyük farz vazifesi, ittihâd-ı İslâm’dır. İttihadın hedef ve maksadı, o kadar uzun, münşaib ve muhît ve merâkiz ve meâbid-i İslâmiye’yi birbirine rabtettiren bir silsile-i nurânîyi ihtizaza getirmekle, onunla merbut olanları ikaz ve […]
KALEMİN İZZETİ: EDEB-İ İSLÂMİYE İLE MÜTEEDDİB OLMAK Hutbe-i Şamiye’nin Vicdanlara Hitabı Üzerine Bir Makale “Edibler edebli olmalıdırlar. Hem de edeb-i İslâmiye ile müteeddib olmalıdırlar. Matbuat nizamnamesini vicdanlarındaki hiss-i diyanet tanzim etsin. Zira bu inkılâb-ı şer’iye gösterdi ki, vicdanlarda hükümfermâ, nure’n-nur olan hamiyet-i İslâmiye’dir. Hem de anlaşıldı ki, ittihâd-ı İslâm umum askere ve umum ehl-i îmana […]
MAKSADDA İTTİHAD, MEŞREBDE HÜRRİYET: DİNÎ CEMAATLERİN BİRLİK İMTİHANI Hutbe-i Şamiye Üzerine Bir Tefekkür “Ey dinî cerideler! Maksadımız: Dinî cemaatler maksadda ittihad etmelidirler. Mesalikte ve meşreblerde ittihad mümkün olmadığı gibi, câiz de değildir. Zira taklid yolunu açar ve “Neme lâzım, başkası düşünsün.” sözünü de söylettirir. ” Hutbe-i Şamiye Giriş: İslam ümmeti tarih boyunca birçok meşrep, cemaat […]
BAŞIBOŞ HÜRRİYETİN MASKESİ: HAKİKİ ÖZGÜRLÜĞÜN ŞERİAT DAİRESİNDEKİ ŞEREFİ “Şeriat dâiresinden hâriç olan hürriyet, ya istibdat veya esâret-i nefis veya canavarcasına hayvanlık veya vahşettir. Böyle lâübaliler ve zındıklar iyi bilsinler ki, dinsizlik ve sefâhetle sahib-i vicdan hiçbir ecnebiye kendilerini sevdiremezler ve benzetemezler. Zira mesleksiz ve sefih sevilmez. Ve bir kadına yakışır –istihsan ettiği– libası erkek giyse […]
Hak Arayışı ve Bâtıla Sarılmak: Fıtratın İmtihanı “İnsan fıtraten mükerrem olduğundan, hakkı arıyor. Bâzen bâtıl eline gelir; hak zannederek koynunda saklar. Hakikatı kazarken, ihtiyarsız dalâlet başına düşer; hakikat zannederek kafasına giydiriyor.” — Bediüzzaman Said Nursî, Hutbe-i Şamiye İnsan, yaratılışı gereği hakikati arayan bir varlıktır. Bu arayış, onun en asil yönlerinden biridir. Ancak aynı zamanda bu […]
İçtihat ve Teşri’ Arasındaki İnce Sınır: Hududu Aşmamak Hikmettir “Her müstaid; nefsi için içtihad edebilir, teşri’ edemez.” — Bediüzzaman Said Nursî, Hutbe-i Şamiye Bu cümle; hem ilmî hem ahlâkî, hem de sosyal bir mihenk taşıdır. Çünkü ilim, niyetle birleşmezse tehlikeye dönüşür. Bu çağrıda, hem istidat sahibine bir alan açılır, hem de onu sorumluluğun çerçevesiyle sınırlar. […]
Sessiz Çığlık: Gazze’de Bir Bebek Ağlaması Bebekler uyurken susulur, çünkü onlar masumiyetin, huzurun ve sükûnetin remzidir. Ancak ölürken değil… Zira ölüm, hele ki bir çocuğun ölümü; sessizlikle geçiştirilemez bir feryattır. Bir çağrıdır semaya, bir isyandır insanlığa… İşte Gazze, sessizliğin haykırdığı yer. Orada bir kuş gibi cennete uçan çocuklar, ekmek bulmak için çıktıkları yolda şehadetle buluşuyor. […]
İSLÂMİYET KARŞISINDA NASRANİYETİN GELECEĞİ: YAKLAŞAN TESLİMİYET VE TEVHİDE İNKILÂP Bediüzzaman’ın Hutbe-i Şamiye’deki Tevhid İstikametinde Medeniyetler Arası İlerleyiş Vizyonu Üzerine Bir Makale “Nasraniyet ya intifa veya ıstıfa edip İslâmiyet’e karşı terk-i silâh edecektir. Nasraniyet birkaç defa yırtıldı, protestanlığa geldi. Protestanlık da yırtıldı, tevhide yaklaştı. Tekrar yırtılmağa hazırlanıyor. Ya intifa bulup sönecek veya hakikî Nasraniyetin esasını câmi’ […]
Fıtratın Dili Yalan Söylemez: Meyelanların İlâhî Kudretle Konuşması Bediüzzaman’ın Tekvînî Emirler Üzerine Derin Bir Tefekkürü “Fıtrat yalan söylemez. Bir çekirdekteki meyelan-ı nümuvv der: “Ben sünbülleneceğim, meyve vereceğim.” Doğru söyler. Yumurtada bir meyelan-ı hayat var: Der: “Piliç olacağım.” Biiznillah olur. Doğru söyler. Bir avuç su, meyelan-ı incimad ile der: “Fazla yer tutacağım.” Metin demir onu yalan […]
TABİATIN PERDESİ: ESERDEN MÜESSİRE GİDEN HAKİKAT YOLCULUĞU Bediüzzaman’ın Tabiat Telakkisine Hikmetli Bir Yaklaşım Giriş: Modern akıl, varlığı açıklama gayretinde sıklıkla “tabiat”ı merkeze alır. Yaratılanı Yaratan’a bağlamak yerine, tabiatı bir “fail” olarak tanıtır. Bu düşünce, kadim felsefî sapmaların ve materyalist anlayışların günümüze taşınmış halidir. Bediüzzaman Said Nursî ise Hutbe-i Şamiye’de bu yanlış anlayışı kökünden sarsan bir […]
İTTİHÂD-I İSLÂM: KADERİ TERSİNE ÇEVİREN İLAHÎ BİRLİK Bediüzzaman’ın Umumî Reçetesi Üzerine Hikmetli Bir Makale Giriş: Her toplumun tarihinde şanlı sayfalar, her coğrafyanın kaderinde yüksek potansiyeller ve her milletin yüreğinde büyük umutlar gizlidir. Ancak bu değerlerin boşa gitmemesi için bir ruh, bir hedef, bir birlik lazımdır. Bediüzzaman Said Nursî, Hutbe-i Şamiye’de bu hakikati çarpıcı bir cümleyle […]
KUR’ÂN’IN ŞİFASI: MARİZ ASRA, HASTA İNSANA İLAÇ Bediüzzaman’ın Kur’ân’a İttibâ Vurgusu Üzerine Hikmetli Bir Makale Giriş: Her çağın kendine özel hastalıkları vardır. Kimi zaman bu hastalık savaşlarla, kimi zaman inanç krizleriyle, kimi zaman da ahlâkî çöküşlerle tezahür eder. Bediüzzaman Said Nursî, Hutbe-i Şamiye’de, yaşadığı çağın da bir “mariz asır” yani hasta bir dönem olduğunu ilan […]