Ateşe Atılmak Uğruna: Fedakârlığın İmanla Yoğrulmuş Zirvesi “Sıddık-ı Ekber radıyallahu anh demiştir ki: “Cehennemde vücudum o kadar büyüsün ki ehl-i imana yer kalmasın.” Bediüzzaman, bu gayet ulvi seciyenin bir lem’acığına mazhar olmak için “Birkaç adamın imanını kurtarmak için cehenneme girmeye hazırım.” diye fedakârlığın şâhikasına yükselmiş ve böyle olduğu, Kur’an ve İslâmiyet’in fedai ve muhlis bir […]
İmanın Derinliği: Kalpten Sıra, Nefisten Ruha Yolculuk “Hem iman yalnız ilim ile değil, imanda çok letaifin hisseleri var. Nasıl ki bir yemek mideye girse o yemek muhtelif âsaba, muhtelif bir surette inkısam edip tevzi olunuyor. İlim ile gelen mesail-i imaniye dahi akıl midesine girdikten sonra, derecata göre ruh, kalp, sır, nefis ve hâkeza… Letaif, kendine […]
Teslim Olacak Hakikat: Nasraniyetin İslâm’a Yakınlaşması ve Tarihî İnkılâb “Nasraniyet İslâmiyet’e teslim olacak Nasraniyet, ya intıfa ya ıstıfa bulacak. İslâm’a karşı teslim olup terk-i silah edecek. Mükerreren yırtıldı, purutluğa tâ geldi, purutlukta görmedi ona salah verecek. Perde yine yırtıldı, mutlak dalale düştü. Bir kısmı lâkin bazı yakınlaştı tevhide, onda felâh görecek. […]
Sessiz Çığlıklar: Gazze’de Kayıp 400 Bin Can ve Kapanmayan Vicdan Hesabı Tarih bir kez daha tekerrür ediyor. Zalimler değişmiyor; sadece zamanın ve mekânın perdesi farklılaşıyor. Bu defa sahne, yeryüzünün en kadim topraklarından biri olan Gazze. Kanla, gözyaşıyla, enkazla örtülmüş bir şehir. Ve şimdi, Birleşmiş Milletler Özel Raportörü Balakrishnan Rajagopal’ın sözleriyle yankılanıyor: Gazze’de 400 binden fazla […]
Karınca Küreden Büyük: Hayatın Terazisinde Gerçek Ağırlık “Hayat sebebiyle karınca küreden büyük olur Ger mizanü’l-vücudla karıncayı tartarsan, onda çıkan kâinat küremize sıkışmaz. Bence küre hayevandır, başkaların zannınca meyyit olan küreyi ger getirip koyarsan Karıncanın karşısına, o zîşuur başının nısfı bile olamaz.” Sözler.lemaat Giriş: Ölçü Değişirse Değer Değişir İnsan, çoğu zaman büyüklüğü maddede […]
Hayatsız Varlık, Yokluk Gibi: Vücudun Hakikati Hayattadır “Hayatsız vücud, adem gibidir Ziya ile hayatın her biri, mevcudatın birer keşşafıdır. Bak nur-u hayat olmazsa Vücud, adem-âlûddur; belki adem gibidir. Evet garib, yetimdir; hayatsız ger kamerse.” Sözler.lemaat Giriş: Görünene Değil, Canlı Olanadır Bakar Hakikat İnsan bakar ve görür, ama her gördüğü gerçekten “var” mıdır? İşte […]
Zulmün Karanlığı, Vicdanın Aydınlığı: Gazze’de Yankılanan İnsanlık Muhasebesi İnsanlık öldü, vicdanlar ölmedi, söndü. Vicdanlar Gazzeye yürüyor. Zulmün karanlığı, vicdanların aydınlığını bastırıyor. Zulüm ayakta, insanlık oturuyor, sızlayan vicdanlarda derinden gelen bir kıpırdama var. Can çıkmayan insanlıktan gene de bir ümit ve umut var. Zulme analık yapan ABD’de iç yangın başladı. Sıra İsrail’de . Hiç şüphesiz onların […]
Ruh: Vücud Giyen Bir Kanun, Şuur Takan Bir Nur “Ruh, vücud-u haricî giydirilmiş bir kanundur Ruh bir nurani kanundur, vücud-u haricî giymiş bir namustur; şuuru başına takmış. Bu mevcud ruh, şu makul kanuna olmuş iki kardeş, iki yoldaş. Sabit ve hem daim fıtrî kanunlar gibi ruh dahi hem âlem-i emir hem irade […]
Hayatın Sırrı: Vahdetin Tecelligâhı Olarak Kesret “Hayat bir çeşit tecelli-i vahdettir Hayat bir nur-u vahdettir. Şu kesrette eder tevhid tecelli. Evet, bir cilve-i vahdet eder kesretleri tevhid ve yekta. Hayat bir şeyi her şeye eder mâlik. Hayatsız şey, ona nisbet ademdir cümle eşya.” Sözler.lemaat İnsan gözünü kâinata çevirdiğinde, sayısız varlıkla karşılaşır: yıldızlar, dağlar, […]
Nübüvvet: Beşeriyetin Işığı ve Nizam-ı Âlemin Teminatı “Nübüvvet beşerde zaruriyedir Karıncayı emîrsiz, arıları ya’subsuz bırakmayan kudret-i ezeliye elbette Beşeri de bırakmaz şeriatsız, nebisiz. Sırr-ı nizam-ı âlem, böyle ister elbette.” Sözler.lemaat İnsanlık tarihinin en temel rehberliği, semavî mesajlarla ve onları taşıyan peygamberlerle şekillenmiştir. İnsan aklı, zekâsı ve kabiliyeti ne kadar gelişirse gelişsin, doğruyu mutlak […]
Kudret ve Hikmet Aynasında Kâinat: Sebepler Perdesindeki İlahi Senaryo İnsan, baktığı şeyi sadece gözle değil; kalple, akılla ve idrakle görür. Gördüğü şeyin arkasında bir el, bir nizam, bir maksat sezerse; o zaman sadece bakmakla kalmaz, görmeye başlar. İşte kâinata bu gözle bakan insan, her şeyin üzerinde iki büyük ilahi sıfatın nakış nakış işlendiğini görür: Kudret […]
Bir Bahar Mucizesi: Ferdin ve Nev’in İhyası Üzerine Hikmetli Bir Bakış “İhya-yı nev, ihya-yı fert gibidir Mevt-âlûd bir nevm ile kışta uyuşmuş bir sinek, nasıl onun ihyası kudrete ağır gelmez. Şu dünyanın mevti de ihyası da öyledir. Bütün zîruh ihyası onda fazla nazlanmaz.” Sözler. Lemaat İnsan, hayatın akışı içinde büyük hadiseler karşısında bazen […]
Kalbin ve Aklın Rehberi: Risale-i Nur’un Eşsiz Mektebi “Risale-i Nur, imanî meseleleri lüzumu derecesinde izah etmiş. Risale-i Nur’un hocası, Risale-i Nur’dur. Risale-i Nur, başkalarından ders almaya ihtiyaç bırakmıyor. Herkes istidadı nisbetinde kendi kendine istifade eder. Aklınız her bir meseleyi tam anlamasa da ruh, kalp ve vicdanınız hissesini alır. Ne kadar istifade etseniz büyük bir kazançtır.” […]
Keser Döndü, Sap Döndü: Gücün Zirvesinden Çöküşün Eşiğine ABD Tarihin tozlu sayfaları; nice imparatorlukların, medeniyetlerin ve devletlerin yükselişine ve ardından kaçınılmaz çöküşlerine tanıklık etmiştir. Güç, adaletle yoğrulmadığında; zulüm, kibir ve çıkarcılıkla beslendiğinde ne kadar uzun ömürlü olabilir ki? Bu sorunun cevabını tarihte Roma’da, Bizans’ta, Osmanlı’da gördüğümüz gibi; bugün Amerika Birleşik Devletleri’nde de görmeye başlıyoruz. ABD, […]
Yeryüzünde Tecrit Edilen Kavim: Aliya’nın Gölgesindeki Hikmet Tarih, yalnızca olayların kronolojisi değildir; içinde ilahî yasaların ve sosyal kaderlerin işlediği bir hikmet aynasıdır. Bu aynaya dikkatle bakıldığında, bazı milletlerin akıbeti bize ibret olur. Bu milletlerden biri de, Kur’ân’da defalarca zikredilen, Hazret-i Musa’nın ümmeti olan Benî İsrail, yani Yahudilerdir. Tarihin En Uzun Sürgünü: İlâhî Bir Tecrit Yahudiler, […]