Allah kâfidir. Allah’a tevekkül edene Allah kâfidir. Allah, kâmil-i mutlak olduğundan lizâtihî mahbubdur. Allah mûcid, vâcib-ül vücud olduğundan kurbiyetinde vücud nurları, bu’diyetinde adem zulmetleri vardır. Allah melce ve mencedir. Kâinattan küsmüş, dünya zînetinden iğrenmiş, vücudundan bıkmış ruhlara melce ve mence odur. Allah bâkidir, âlemin bekası ancak onun bekasıyladır. Allah mâliktir, sendeki mülkünü senin için saklamak […]
BEŞERİN HAYATININ TEMİNATI “Beşerin hayat-ı içtimaîsinde bütün ahlâksızlığın ve bütün ihtilalatın menşei iki kelimedir: Birisi: “Ben tok olduktan sonra, başkası açlıktan ölse bana ne?” İkincisi: “Sen çalış, ben yiyeyim.” Bu iki kelimeyi de idame eden, cereyan-ı riba ve terk-i zekâttır. Bu iki müthiş maraz-ı içtimaîyi tedavi edecek tek çare, zekâtın bir […]
Allah yeter “Dost istersen Allah yeter. Evet, o dost ise her şey dosttur. Yârân istersen Kur’an yeter. Evet, ondaki enbiya ve melâike ile hayalen görüşür ve vukuatlarını seyredip ünsiyet eder. Mal istersen kanaat yeter. Evet kanaat eden, iktisat eder; iktisat eden, bereket bulur. Düşman istersen nefis yeter. Evet kendini beğenen, belayı bulur, […]
Ey nankör! “Ey insan-ı müşteki! Sen ma’dum kalmadın, vücud nimetini giydin, hayatı tattın, camid kalmadın, hayvan olmadın, İslâmiyet nimetini buldun, dalalette kalmadın, sıhhat ve selâmet nimetini gördün ve hâkeza… Ey nankör! Daha sen nerede hak kazanıyorsun ki Cenab-ı Hakk’ın sana verdiği mahz-ı nimet olan vücud mertebelerine mukabil şükretmeyerek, imkânat ve ademiyat nevinde ve senin […]
Fikr-i milliyet – Menfi Milliyet “Fikr-i milliyet, şu asırda çok ileri gitmiş. Hususan dessas Avrupa zalimleri, bunu İslâmlar içinde menfî bir surette uyandırıyorlar; tâ ki parçalayıp onları yutsunlar.” Mektubat Menfi Milliyet Bir Zehir Olarak Milliyetçilik: Parçalamak ve Yutmak İçin Bir Hile Mektubat’ta yer alan bu cümle, yirminci yüzyılın başlarında, yani dünya savaşlarının ve imparatorlukların yıkılışının […]
EMEVİ MİLLİYETÇİLİĞİ “Emevîler bir parça fikr-i milliyeti siyasetlerine karıştırdıkları için hem âlem-i İslâm’ı küstürdüler hem kendileri de çok felaketler çektiler.” Mektubat Siyasetin Zehri: Emevî İktidarında Fikr-i Milliyetin Yıkıcı Etkisi Mektubat’ta geçen bu kısa ama çok manidar cümle, İslam tarihinin en tartışmalı dönemlerinden biri olan Emevîler dönemindeki temel bir siyasi hatayı ve bunun sonuçlarını özetlemektedir. Emevîler’in […]
EY VATAN EVLATLARI “Ey ehl-i Kur’an olan şu vatanın evlatları! Altı yüz sene değil belki Abbasîler zamanından beri bin senedir Kur’an-ı Hakîm’in bayraktarı olarak, bütün cihana karşı meydan okuyup Kur’an’ı ilan etmişsiniz. Milliyetinizi, Kur’an’a ve İslâmiyet’e kale yaptınız. Bütün dünyayı susturdunuz, müthiş tehacümatı def’ettiniz, tâ يَاْتِى اللّٰهُ بِقَوْمٍ يُحِبُّهُمْ وَيُحِبُّونَهُٓ اَذِلَّةٍ عَلَى الْمُؤْمِنٖينَ اَعِزَّةٍ عَلَى […]
Ey Türk kardeş! “Ey Türk kardeş! Bilhassa sen dikkat et! Senin milliyetin İslâmiyet’le imtizaç etmiş. Ondan kabil-i tefrik değil. Tefrik etsen mahvsın! Bütün senin mazideki mefahirin, İslâmiyet defterine geçmiş. Bu mefahir, zemin yüzünde hiçbir kuvvetle silinmediği halde, sen şeytanların vesveseleriyle, desiseleriyle o mefahiri kalbinden silme!” Mektubat Bu makale, iktibasın ana temasını oluşturan Türk milletinin kimliği […]
TECERRÜD Tecerrüd: Varlığın Özüne Yolculuk Hayatın karmaşık labirentinde, modern insanın en büyük arayışlarından biri belki de tecerrüd’dür. Bu kelime, sadece bir sözlük tanımının çok ötesinde, derin bir felsefeyi ve yaşam biçimini barındırır. Tecerrüd, kelime aslı itibarıyla “soyutlanmak, tecrit olmak, bir şeyden sıyrılıp çıkmak” anlamına gelir. Fakat bu soyutlanma, dünyadan el etek çekmek değil, tam tersine […]
Tevhidin Safiyeti ve Vesaitin Perdesi “İslâmiyet’in esası, mahz-ı tevhiddir; vesait ve esbaba tesir-i hakiki vermiyor, icad ve makam cihetiyle kıymet vermiyor. Hristiyanlık ise “velediyet” fikrini kabul ettiği için vesait ve esbaba bir kıymet verir, enaniyeti kırmaz. Âdeta rububiyet-i İlahiyenin bir cilvesini azizlerine, büyüklerine verir. اِتَّخَذُٓوا اَحْبَارَهُمْ وَرُهْبَانَهُمْ اَرْبَابًا مِنْ دُونِ اللّٰهِ âyetine mâsadak olmuşlar.” […]
Rahmetin Gölgesinde Ümit ve Diriliş “Rahmet-i İlahiyeden ümit kesilmez. Çünkü Cenab-ı Hak, bin seneden beri Kur’an’ın hizmetinde istihdam ettiği ve ona bayraktar tayin ettiği bu vatandaşların muhteşem ordusunu ve muazzam cemaatini, muvakkat arızalarla inşâallah perişan etmez. Yine o nuru ışıklandırır ve vazifesini idame ettirir… ” Mektubat Milletin Yazgısı ve Kur’ân’ın Hizmeti Tarihin dalgaları bazen milletleri […]
Siyasetin Gölgesinde Kaybolan Hakikat – Aklın Yerini Alan Taraftarlık “Bir sâlih âlim, kendi fikr-i siyasîsine muvafık bir münafığı harâretle sena etti; ve siyasetine muhâlif bir sâlih hocayı tenkid ve tefsik etti. Eski Said ona dedi: “Bir şeytan senin fikrine yardım etse, rahmet okutacaksın. Senin fikr-i siyasiyene muhâlif bir melek olsa, lânet edeceksin.” Bunun için […]
Fiilî Tebliğ ve Ahlâkın Fethi – İslâmiyet’in En Kuvvetli Davet Yolu “Eğer biz ahlâk-ı İslâmiye’nin ve hakâik-i îmâniyenin kemâlatını ef’âlimizle izhar etsek, sâir dinlerin tâbileri elbette cemaatlerle İslâmiyet’e girecekler; belki Küre-i Arz’ın bâzı kıt’aları ve devletleri de İslâmiyet’e dehâlet edecekler.” Hutbe-i Şamiye Tarih boyunca nice dinler ve medeniyetler geldi geçti. Kimisi kılıçla yayılmaya çalıştı, kimisi […]
Bir Milletin Dirilişi İçin Şifâ Arayışı – Hutbe-i Şamiye’nin Teşhisi ve Tedavisi “Ben bu zaman ve zeminde, beşerin hayât-ı içtimâiye medresesinde ders aldım ve bildim ki: Ecnebiler, Avrupalılar terakkide istikbale uçmalarıyla beraber bizi maddî cihette kurûn-u vustâda durduran ve tevkif eden altı tane hastalıktır. O hastalıklar da bunlardır: Birincisi: Ye’sin, ümitsizliğin içimizde hayat bulup […]