İnsanın Sırrı: Talim-i Esma ve Emanet-i Kübra “Hazret-i Âdem’in melâikelere karşı kabiliyet-i hilafet için bir mu’cizesi olan talim-i esmadır ki bir hâdise-i cüz’iyedir. Şöyle bir düstur-u küllînin ucudur ki: Nev-i beşere, câmiiyet-i istidat cihetiyle talim olunan hadsiz ulûm ve kâinatın envaına muhit pek çok fünun ve Hâlık’ın şuunat ve evsafına şâmil kesretli maarifin talimidir […]
Mu’cize Eliyle Başlayan Medeniyet: Nebevî Rehberlik ve Maddî Terakki “Kur’an-ı Hakîm; enbiyaları, insanın cemaatlerine terakkiyat-ı maneviye cihetinde birer pişdar ve imam gönderdiği gibi yine insanların terakkiyat-ı maddiye suretinde dahi o enbiyanın her birisinin eline bazı hârikalar verip yine o insanlara birer ustabaşı ve üstad etmiştir. Onlara mutlak olarak ittibaa emrediyor. İşte enbiyaların manevî kemalâtını […]
Adaletin Ufku: Süleymanvari Bir Basiret ve Teknolojinin İlâhî Menşei “Hazret-i Süleyman aleyhisselâm taht-ı Belkıs’ı yanına celbetmek için vezirlerinden bir âlim-i ilm-i celb dedi: “Gözünüzü açıp kapayıncaya kadar sizin yanınızda o tahtı hazır ederim.” olan hâdise-i hârikaya delâlet eden şu âyet “ قَالَ الَّذٖى عِنْدَهُ عِلْمٌ مِنَ الْكِتَابِ اَنَا اٰتٖيكَ بِهٖ قَبْلَ اَنْ يَرْتَدَّ اِلَيْكَ طَرْفُكَ […]
Görünmeyenin Hâkimiyeti: Süleyman Aleyhisselâm ve Zihnî Cihatta Bir Ufuk “Hazret-i Süleyman aleyhisselâm, cin ve şeytanları ve ervah-ı habîseyi teshir edip şerlerini men’ ve umûr-u nâfiada istihdam etmeyi ifade eden şu âyetler: مُقَرَّنٖينَ فِى الْاَصْفَادِ …اِلٰى اٰخِرِ وَمِنَ الشَّيَاطٖينِ مَنْ يَغُوصُونَ لَهُ وَيَعْمَلُونَ عَمَلًا دُونَ ذٰلِكَ …اِلٰى اٰخِرِ âyetiyle diyor ki: Yerin, insandan sonra zîşuur olarak […]
Ateşle Gelen Selamet: Hazret-i İbrahim ve İmanın Zırhı “Cehennem ateşinin tesirini men’edecek ve eman verecek iman gibi bir madde-i maneviye, İslâmiyet gibi bir zırh olduğu misillü dünyevî ateşinin dahi tesirini men’edecek bir madde-i maddiye vardır. Çünkü Cenab-ı Hak, ism-i Hakîm iktizasıyla bu dünya dârü’l-hikmet olmak hasebiyle, esbab perdesi altında icraat yapıyor. Öyle ise Hazret-i […]
İlmin Kalbindeki İsim: Her Fen Bir İlahî Tecellidir “Her bir kemalin her bir ilmin her bir terakkiyatın her bir fennin bir hakikat-i âliyesi var ki o hakikat, bir ism-i İlahîye dayanıyor. Pek çok perdeleri ve mütenevvi tecelliyatı ve muhtelif daireleri bulunan o isme dayanmakla o fen, o kemalât, o sanat kemalini bulur, hakikat olur. Yoksa […]
Zamanları Kuşatan Kelâm: Kur’ân’ın Sonsuz Bakışı “Kur’an, öyle bir zatın kelâmıdır ki bütün zamanları ve içindeki bütün eşyayı bir anda görüyor.” Sözler. 20. Söz. 2. Makam. ********* Kur’ân-ı Kerîm sadece geçmişe ait bir hitap değil, sadece bugünü anlatan bir kitap da değildir. O, zamanlar üstü bir kelâmdır; çünkü sahibi ezel ve ebedin Rabbi olan Allah’tır. […]
Vesvesenin Karanlığına Karşı Marifet Işığı “şu vesvese öyle bir şeydir ki cehil onu davet eder, ilim onu tard eder. Tanımazsan gelir, tanısan gider.” Sözler. YİRMİ BİRİNCİ SÖZ’ÜN İKİNCİ MAKAMI ********* İnsanoğlunun kalbine sızan, zihnini bulanıklaştıran, gönlünü daraltan gizli bir düşman vardır: vesvese. Sessizce yaklaşır, düşünce kılığına bürünür, şüphe suretine girer. Çoğu zaman hakikatle karıştırılır. Ancak […]
İnsanın Kıymetini Belirleyen Şey: İman mı, Madde mi? “İnsan, nur-u iman ile a’lâ-yı illiyyîne çıkar, cennete lâyık bir kıymet alır. Ve zulmet-i küfür ile esfel-i safilîne düşer, cehenneme ehil (olacak) bir vaziyete girer. Çünkü iman, insanı Sâni’-i Zülcelal’ine nisbet ediyor; iman, bir intisaptır. Öyle ise insan, iman ile insanda tezahür eden sanat-ı İlahiye ve nukuş-u […]
Temizliğin Son Durağı: Cehennem ve Sorgunun Hikmeti Hayat, akıp giden bir nehir gibi; kimi zaman berrak, kimi zaman bulanık… Ancak nehir sonunda ya denize ulaşır ya da bataklıkta kaybolur. İnsan hayatı da böyle. Kimi hayırla, iyilikle, adaletle yaşar; kimi zulümle, haksızlıkla, isyanla… Lakin her iki yolun da bir varış noktası vardır: Ya cennet ya cehennem. […]
İNANCIN BİRLİĞİ Mİ, MENFAATİN BİRLİĞİ Mİ? Dostlukların Aslı ve Ayrıştığı Noktalar Üzerine Bir Tefekkür Hayat, dostlarla anlam kazanır. İnsan, yalnız yaşamak üzere yaratılmamıştır. Fakat dostlukların da çeşitleri vardır; tıpkı kökleri toprağa sıkıca tutunmuş çınar ağaçlarıyla, rüzgârla savrulan kuru yapraklar gibi. Bazı dostluklar vardır ki; kökü ebediyete dayanır, kalpleri maneviyatla bağlar. Bazıları ise saman alevi gibidir; […]
YAPAY ZEKA HZ. MUSA’NIN ASASI MI? Yapay zeka Hz. Musa’nın Asası mı? Asası olma yolunda mı ilerliyor? Yani tek bir sihirli değnek ve baston ve tıklamayla, bir çok yapma sihirleri yutup, devre dışı bırakıyor. Bir mause, bir tıklama, bir nokta ve hatta bir düşünüş ile her şeyi ve her işi yapma devri başlamış durumda. ******* […]
Kaderin Hikmeti, Kısmetin Huzuru “Her şey kaderle takdir edilmiştir. Kısmetine râzı ol ki, rahat edesin.” Bu veciz söz, bir ömürlük iç huzurun anahtarıdır. Çünkü insanın kalbini kemiren, zihnini yoran, ruhunu ezen çoğu sıkıntı, kaderi anlamamaktan ve kısmete razı olmamaktan doğar. Kader: İlahi İlmin Tecelligâhı Kader, Allah’ın her şeyi ezelde bilmesi ve her şeyin ölçüsünü tayin […]
İnsibağ ve İn’ikâs: Sohbetin İrfanla Yoğrulan Sırrı “Sohbet-i nebeviye öyle bir iksirdir ki, bir dakikada ona mazhar bir zât, senelerle seyr ü sülûka mukabil hakikatin envarına mazhar olur. Çünkü, sohbette insibağ ve inikâs vardır. Mâlûmdur ki, in’ikâs ve tebâiyetle, o nur-u âzam-ı nübüvvetle beraber en azîm bir mertebeye çıkabilir. Nasıl ki, bir sultanın hizmetkârı ve […]
Kaybetmemek Kazanmaktan Önce Gelir Manevî Hayatın Sessiz Muhafızı: Takva Hayatın zorlu sınavlarında çoğu zaman başarıyı kazanmakla eşdeğer tutarız. Oysa gerçek başarı, çoğu zaman sadece kazanmaktan ibaret değildir. Bilakis, kaybetmemeyi bilmek, yıkılmamak, yanlış yapmamak ve sabırla doğruyu muhafaza etmek çok daha derin bir hikmet taşır. Dünyevî alanda olduğu gibi, maneviyat yolculuğunda da bu ilke geçerlidir. Zira […]