Tartıda Hile, Mizan’da Hesap: Osmanlı’da Ticaret, Aldatma ve Adalet” > “Tartıyı tam yapın. Eksik ölçmeyin. Doğru teraziyle tartın.” (Şuara Suresi, 181-183) Ticaret, bir milletin midesi kadar ahlâkının da aynasıdır. Osmanlı’da çarşı-pazar sadece malın satıldığı değil, ahlâkın da tartıldığı yerlerdi. Çünkü Osmanlı, ticareti ibadet, aldatmayı ise ahlâk cinayeti sayardı. Osmanlı’da Ticaretin Temeli: Ahlâk, Şeriat ve Şeffaflık […]
Yanı Başındaki Cennet: Osmanlı’da Komşuluk Ahlâkı ve Adaleti” > “Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” (Hadis-i Şerif, Müslim, İman, 74) Osmanlı şehirlerinde taş duvarlarla ayrılan evlerin ardında, kalpleri birbirine bağlı bir cemiyet yaşardı. Komşu, sadece yan odadaki değil; yangında ilk su getiren, düğünde ilk sevinen, cenazede ilk omuz verendi. Komşuluk, kan bağı kadar sağlam, din […]
İki Cihanın Temeli: Osmanlı’da Aile ve Akrabalık Hukuku” > “Aile, küçük bir cihan; cihan, büyük bir ailedir.” – Osmanlı atasözü Bir devletin ruhu vardır. Bu ruhun beslendiği en büyük damar ailedir. Osmanlı, aileyi bir cemiyetin çekirdeği, ümmetin temeli, ahlâkın kalbi olarak gördü. Bu yüzden aile ve akrabalık ilişkileri sadece sosyal bir bağ değil; hukuki, ahlaki […]
Kalem Tutan Kızlar: Osmanlı’da Kız Çocuklarının Eğitimi” > “Bir toplumu eğitmek istiyorsan, önce anneleri eğit.” – Osmanlı maarif nazırı Bir milletin geleceği, o milletin çocuklarına verdiği kıymetle şekillenir. Osmanlı, kız çocuklarını sadece bir ev hanımı değil; bir medeniyetin taşıyıcısı olarak görmüş, bu yüzden onların eğitimine dair özel bir hassasiyet geliştirmiştir. 1. Kız Çocuklarının Eğitimi Neye […]
Adaletin Günlüğü: Osmanlı’da Günlük Hayat, Kadı Defterleri ve Hikmetli Uygulamalar Giriş Tarih sahnesine adaletin temsilcisi olarak çıkmış bir devlet vardı: Osmanlı. Onun en önemli sütunlarından biri, hayatın hemen her alanına dokunan şer‘î adalet idi. Bu adaletin kayıt altına alınmış en nadide izleri ise kadı defterlerinde saklıdır. Bu defterler, sadece davaların değil; bir medeniyetin, bir anlayışın, […]
Temizlikte Hikmet: Osmanlı’da Hamam Kültürü ve Adaletin Buharlı Yüzü Giriş Osmanlı’da bir medeniyet hamamlarla yıkanırdı. Bu sadece bedenin değil, zihnin, kalbin ve toplumun temizliğiydi. Hamam, sıradan bir yıkanma yeri değil; sağlık, temizlik, mahremiyet, görgü, ahlak ve hatta hukukla örülmüş kamusal bir kurumdu. İşte bu yönüyle Osmanlı hamamları, sadece sabun ve su değil; adaletin, nezaketin ve […]
Zalimleri Bekleyen Gün: Gözlerin Fırlayacağı O An “Rasûlüm! Sakın, Allah’ı zâlimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah onları cezalandırmayı, dehşetten gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne ertelemektedir.” — İbrahim Suresi, 42. Ayet Zulmün hüküm sürdüğü, hakkın ve adaletin ayaklar altına alındığı zamanlarda, birçok insan “Neden susuyor gökler?”, “Niçin müdahale etmiyor Kudret Sahibi?” diye sorar. Oysa Kur’an bize bildirir […]
ZİNA EDEN ERKEK KIMLE EVLENİR? Nur suresi 3. Ayetin tefsir,yorum ve hükmü nedir? Konuyla ilgili diğer ayetlerle bağlantılı olarak izahı… Nur Suresi 3. Ayet: “Zina eden erkek, ancak zina eden ya da müşrik olan bir kadınla evlenir. Zina eden kadın da ancak zina eden ya da müşrik olan bir erkekle evlenir. Bu, müminlere haram kılınmıştır.” […]
İKİ KABİR ARASINDA BİR HAYAT: ANNE KARNI VE KABRİSTAN İnsan… İki karanlık arasında bir misafir. Başlangıcı bir kabirde, sonu yine bir kabirde. İlki annenin rahminde, karanlık, dar, bilinmeyen… Diğeri toprağın koynunda, sessiz, derin ve ebediyete açılan bir başka kapı… İşte bu iki kabir arasında geçen şu ömür, aslında sadece bir imtihan koridorudur. Anne karnı bizim […]
İfrat ve Tefrit Arasında Sıkışmış Bir Asır Zamanın çarkı döndükçe insanlık yeni eşyalar, yeni keşifler, yeni fikirler edindi. Fakat bununla birlikte dengeyi de kaybetti. Bugün yaşadığımız asır, bir bakıma muvazenenin yitimi çağıdır. Ne istikamet var ne vasat; her şey ya ifratta yanıyor ya da tefritte donuyor. Aşırılıklar ve eksiklikler arasında salınan bir medeniyetin tam ortasındayız. […]
HASTA ASRIN HASTALIKLI İNSANLARI Zaman bir aynadır; her devrin insanı, o aynada kendi suretini görür. Bizler öyle bir asırda yaşıyoruz ki, bu asır sadece bedenleri değil, ruhları da hasta etmiş bir çağdır. Tıbbî ilerlemelere rağmen huzur azalmış, teknolojik refaha rağmen kalpler kurumuş, ilim artmış ama hikmet kaybolmuştur. Bu çağ, maddî konfor içinde manevî bir kıtlığın […]
ATEŞLE OYNAYANLAR: ZULMÜN AKIBETİ VE İLAHÎ ADALET Tarih boyunca zulümle abat olmuş hiçbir millet görülmemiştir. Gücü ve hileyi kendisine dayanak edinen nice topluluklar, adaletin terazisinde er geç tartılmış, hak ettikleri karşılığı bulmuşlardır. Günümüzde ise benzer bir kibir ve zorbalıkla sahnede olanlardan biri de İsrail’dir. Ateşle oynayan bir millet gibi, kin ve nefretin hararetinde büyüyen bir […]
Her Hâlimizi Bilen Bir Rabbin Huzurunda O Allah ki; bizi yaratmadan evvel bilendi, yaratırken gören, yaşarken işitendir. O’nun ilmi, görmesi ve işitmesi; mekânla sınırlı, zamanla kayıtlı, zahire mahkûm değildir. O, görünmeyeni görür, söylenmeyeni işitir, saklanılanı bilir. Zira O, her şeyin hem zahirine hem de batınına muttalidir. İlmi Sonsuz Olanın Huzurunda Yaşamak İnsan, mahiyet itibarıyla hem […]
AHLAKIN BESLENDİĞİ KAYNAK DİNDİR DİN OLMADAN AHLAK OLMAZ. DİN AHLAK İKEN, DİNİ OLMAYAN AHLAK, AHLAK DA DEĞİLDİR DİN AHLAKIN DA,HAYATINDA HAYATI VE ESASIDIR Ahlakın Beslendiği Kaynak Dindir Ahlak… İnsan hayatının özü, toplumların temel direği, medeniyetlerin ruhudur. Fakat bu yüksek yapının dayandığı temel nedir? Hangi kaynak onu besler, büyütür ve yaşatır? İşte bu sualin cevabı nettir: […]
İŞTE GELDİK GİDİYORUZ Dünyanın altındakiler üstündekilerden daha çok. Her gün bir dünya geliyor, bir dünya gidiyor. İnsanoğlu yeryüzüne her geldiğinde “kalıcı” gibi davranır ama aslında her gelen, gidenler kervanına katılmak için gelir. Doğum, yaşamın kapısıdır; ölüm ise gerçek yurdun eşiği. Ve işte böyle başlar “gelip geçmek” dediğimiz o büyük yolculuk. Sessiz, derin, kaçınılmaz… Bugün toprağın […]