KIYAMETİN GÖLGESİNDE: KUR’ÂN’DA ANLATILAN SON SAHNELER “Ey insanlar! Rabbinizin azabından sakının. Çünkü kıyamet sarsıntısı çok büyük bir şeydir.” (Hac, 1) İnsanın en büyük gafleti, kalıcılığa dair kurduğu hayallerdir. Oysa Kur’ân, ısrarla ve defaatle hatırlatır: Bu dünya, bir sınav salonu; hayat, geçici bir misafirliktir. Ve bir gün gelecek, bütün perdeler kalkacak, hakikatin kendisi apaçık ortaya çıkacaktır. […]
GÖZLE GÖRÜLMEYEN TEHDİT: KUR’ÂN-I KERÎM’DE CİNLER VE ŞEYTANLARIN YAPTIKLARI “Cin”i de yalın bir ateşten yarattı.” (Rahmân, 15) İnsan, görünen âlemi anlamaya eğilimlidir. Ancak Kur’ân, görünmeyen bir boyutu da ısrarla hatırlatır: Cinler ve şeytanlar. Onlar, gözle görülmezler ama hayatın içinde etkilidirler. Kur’ân bu varlıkları sadece bilgi vermek için değil, insanın muhasebe etmesi ve korunması için zikreder. […]
Ruhun Yolculuğu: Emir Dairesinden Ruhlar Âlemine İnsan nedir? Nereden geldi ve nereye gidiyor? Bu soruların cevabı, insanın hakikatini anlamak isteyen her kalp için bir pusuladır. Ruh, Allah’tan gelen ilâhî bir emanet; ama bu ruh, öyle sıradan bir yerden gelmiş değildir. Kur’ân’ın ifadesiyle: > “Ve yes’elûneke ani’r-rûh. Kul-ir-rûhu min emri Rabbî.” “Sana ruh hakkında soruyorlar. De […]
Gülenlerin Sessizliği: Mezarlıkta Hayatın Gölgeleri “Sinemada, eski zamanda mezaristanda yatanların vaziyet-i hayatiyeleri göründüğü gibi yakın bir istikbalde mezaristan ehli olanların, müteharrik cenazelerini görmüş gibi oldum. O gülenlere ağladım. Birden bir tevahhuş, bir acımak hissi geldi. Aklıma döndüm, hakikatten sordum: “Bu hayal nedir?” Hakikat dedi ki: Elli sene sonra, bu kemal-i neşe ile gülen ve […]
GÖZ, KULAK, KALP VE AKIL: İNSANIN İÇ YOLCULUĞU Sözlerin yolu gözlerden geçer. Kalbin yolu kulaktan geçer. Aklın yolu kalpten geçer. İnsanın özü ve sözü, göz ve kulaktan geçer. Ruh ise bunlarla kanat bulup, pervaz eder. Göz ve kulaktan nefse yol bulursa, kalb ve akıl yolunu şaşırır. Ne kol kalır ne de kanat. Uçmak değil, sürüngen […]
SARPA TIRMANMAK: İNSANIN RUH YÜKSELİŞİ “Biz ona iki göz, bir dil ve iki dudak vermedik mi? Ona iki yolu (doğru ve eğriyi) göstermedik mi? Fakat o, sarp yokuşu aşamadı. O sarp yokuş nedir bilir misin? Köle azat etmek veya açlık gününde yakını olan bir yetimi, yahut aç-açık bir yoksulu doyurmaktır.” ( Beled.8-16) ********* Kur’an-ı Kerim’in […]
İÇ OPERASYON: MİLLETİN KENDİNE DÖNÜŞÜ Asıl operasyon içte yapılacak operasyondur. Asıl temizlik sağlamlaşan veya sağlamlaştırılıp sağlığına kavuşan vücudun kendini savunmasıdır. İstifrağ edip, içindeki pisliklerini dışarıya atarak, bünye temizliğine gitmesi gerekir. Millet olarak büyük bir manevi temizliğe ihtiyacımız var. İmanî ve ahlâkî bir değişime ve dönüşüme ihtiyacımız var. Peygamberimizin Mekke dönemi gibi bir iman inkılabına, cehaletin […]
KİRLİ TARLADA KOKUŞMUŞ HASAT: ÜÇ ASIRLIK HESAPLAŞMA Üç yüz yıldır özellikle yüz yıldır ne kadar pislik birikmiş! Yerinde duramıyor. Her yerden patlak veriyor. Bu pislikler ne kadar da pislik üretmiş. Her gün yapılan operasyonlar ve pislik yuvaları. Bunlar havadan gelmedi. Görünürde buranın çocukları. Ana babaları belli (mi?). O halde nereden üredi ve türedi? Nedir bu […]
GİZLİNİN AÇIĞA ÇIKTIĞI VAKİT: KANALİZASYONUN PATLADIĞI ZAMAN Türkiye’de yer altında ve yer üstünde ne kadar da çok kanalizasyon varmış. Orada üreyen ve oranın ürettiği kanalizasyon fareleri. Patladıkça patlıyor, kokusu ve pisliği etrafa yapılıyor. Ne kadar da irinli ur varmış! İçinden çıkan irinler dünyayı kokutacak seviyede. Gün olmuyor ki her alanda belediyelere, kurumlara, dolandırıcılara yönelik operasyon […]
İNKÂRIN AKIL TUTULMASI: SANATI GÖRÜP SANATKÂRI REDDETMEK Dünyada en şaşılacak bir şey varsa oda Allah’ı inkardır. Hele birde Allah’ın sanatını onun inkarı yolunda delil gösterip, yokluğunu isbat etmeye çalışmak inkarcılığın en aşağı durumudur. Oysa her sanat sanatkârı gösterip varlığına bir değil, bir çok yönle delil olurken, sanat adına sanatkârı reddetmek cehaletin en karanlık halidir. Zira;”Küfür […]
DİNİ SEVDİRMEK Mİ, NEFRET ETTİRMEMEK Mİ? “Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz; kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız.” (Buharî, İlim 11; Müslim, Cihad 6) Her mümin, inandığı hakikati paylaşma arzusunu taşır. Lakin bu paylaşımda yöntem, niyet kadar mühimdir. İnsanlara dini anlatırken asıl hedef ne olmalıdır? Onlara dini sevdirmek mi, yoksa en azından nefret ettirmemek mi? Bu soru, sadece bir usûl tercihi değil; […]
GÜNAHLAR: RUHUN GİZLİ YARALARI “Günahlar, hayat-ı ebediyede daimî hastalıklardır; bu hayat-ı dünyeviyede dahi kalb, vicdan, ruh için mânevî hastalıklardır.” (Lem’alar, 25. Lem’a, 8. Deva) İnsan, iki âlem arasında yol alan bir misafirdir. Bedenle bu dünyada yürürken, ruhuyla ebediyet semalarına bakar. Ne var ki, bu yolculukta insanın karşısına türlü imtihanlar, zorluklar ve baştan çıkarıcı cazibeler çıkar. […]
DİL VE DİN: MİLLETİN KÖKÜ, HAFIZASI VE RUHU Bir ağacı ayakta tutan nedir? Dışarıdan bakıldığında yaprakları, dalları, meyvesi görülür. Ama esas onu ayakta tutan, gözle görülmeyen kökleridir. Toprak altındaki bu kökler zarar görse, en güçlü gövde bile yıkılır. İşte milletler de böyledir. Onların kökü dilidir ve dinidir. Kim ki bir milleti çökertmek ister, önce bu […]
ZAMAN TERBİYESİ: EDEBİ ZAMAN ÖĞRETİRSE Her çocuk, dünyaya tertemiz bir sayfa olarak gelir. Kalbi bembeyazdır, ruhu pürüzsüzdür. Ona yazılacak ilk kelimeler, anne babanın elinden çıkar. Edebi, ahlakı, vicdanı, hayayı, hakkı ve sabrı; önce ailede öğrenir insan. Fakat zaman olur ki, anne-baba ihmalkâr davranır, çocuğun gönül tarlasını boş bırakır. İşte o zaman devreye hayatın sert ama […]
İMAN VARSA HER ŞEY HOŞTUR “Madem iman gibi hadsiz derecede kıymettar bir nimet bizde vardır; ihtiyarlık da hoştur, hastalık da hoştur, vefat da hoştur. Nâhoş bir şey varsa o da günahtır, sefahettir, bid’atlardır, dalalettir.” (26. Lema) ***** İnsan, acizdir. Zayıftır. Her an musibetlerle, hastalıklarla, ayrılıklarla, ihtiyarlıkla yüzleşir. Dünya hayatı; gözyaşıyla, endişeyle, ölümle sürekli burun burunadır. […]