Cehennem Gibi Cennet, Cennet Gibi Cehennem: Kalbin Hali Âlemi Nasıl Yansıtır? “Hatta Cehennem-i cismanî, ârif olan mü’min için asiye kâfirin Cehennem-i manevîsine nisbeten Cennet gibidir.” (Mesnevî-i Nuriye, s. 228) Dünya ve âhiret, zıt kutuplarla örülmüş bir imtihan sahnesidir. Ateşle suyun, zulmetle nurun, Cennetle Cehennem’in hakikati yalnızca maddî boyutla sınırlı değildir. Bazen görünürdeki bir ateş, içinde […]
İman ve Küfür: Ebediyetin Çekirdekleri “iman, manevî bir cennetin çekirdeğini taşıyor. Küfür dahi manevî bir cehennemin tohumunu saklıyor. Nasıl ki küfür, cehennemin bir çekirdeğidir. Öyle de cehennem, onun bir meyvesidir. Nasıl küfür, cehenneme duhûlüne sebeptir; öyle de cehennemin vücuduna ve icadına dahi sebeptir.” Sözler. 28. Söz. ******** Çekirdekte Saklı Hakikat: İman Bir Cennet […]
Cismaniyetin Sırrı: Maddede Tecelli Eden Mana “Cismaniyet, en câmi’, en muhit, en zengin bir âyine-i tecelliyat-ı esmâ-i İlâhiyedir. Bütün hazâin-i rahmetin müddeharâtını tartacak ve mizâna çekecek âletler, cismaniyettedir.” — Sözler, 27. Söz Madde Ruhsuz Değil, Mana Yüklüdür İnsan bedeni çoğu zaman sadece fiziksel varlığımız olarak değerlendirilir. Etten, kemikten, kandan ibaret bir yapıya endekslenir. Ancak Kur’anî […]
Zaman Üstü Bir Yolculuk: Şeriatın Evrensel Hakikati ve Mezheplerin Hikmeti “Asırlara göre şeriatlar değişir. Belki bir asırda, kavimlere göre ayrı ayrı şeriatlar, peygamberler gelebilir ve gelmiştir. Hâtemü’l-Enbiya’dan sonra şeriat-ı kübrası, her asırda, her kavme kâfi geldiğinden muhtelif şeriatlara ihtiyaç kalmamıştır. Fakat teferruatta, bir derece ayrı ayrı mezheplere ihtiyaç kalmıştır.” – Sözler, 27. Söz Şeriat: İnsanlığın […]
Emirle Var Olmak, Kanunla Sürmek: Tabiatın Sessiz Şahitliği İnsan aklı, dış dünyaya baktığında şaşırtıcı bir düzenle karşılaşır: Güneş doğar, yıldızlar sükût içinde döner, çiçekler mevsiminde açar, bebekler doğar, yapraklar düşer. Her şey bir ölçü, bir kanun, bir intizam içinde işler. Ve bu düzen, hakikatte bize seslenir: “Ben kendiliğimden var değilim; bir irade, bir kudret, bir […]
Dört Kanatlı Yükseliş: Acz, Fakr, Şefkat ve Tefekkür Tarîkı “Cenab-ı Hakk’a vâsıl olacak tarîkler pek çoktur… O tarîkler içinde, kāsır fehmimle Kur’an’dan istifade ettiğim; acz ve fakr ve şefkat ve tefekkür tarîkıdır.” – Sözler, 26. Söz Hakikate Ulaşan Yolların Özü İnsan, yaratılışı itibariyle hem meçhulata açık hem de mutlak bir hakikati arayan bir yolcudur. Her […]
Dua ve Tevekkül, Tövbe ve İstiğfar: Kalbin Kaderle Buluştuğu İki Yol “Demek dua ve tevekkül, meyelan-ı hayra büyük bir kuvvet verdiği gibi; istiğfar ve tövbe dahi meyelan-ı şerri keser, tecavüzatını kırar.” – Sözler, 26. Söz İrade Denilen Kıvılcım İnsanoğlu, kaderin geniş denizinde küçücük bir sandala benzer. Ne tam anlamıyla hâkimdir hayata, ne de tamamen teslim […]
Tesadüfe Yer Yok: Kudret Delilleriyle Yaratılışın Şahitliği İnsan gözüyle bakıldığında “sıradan” gibi görünen birçok hadise, derinlemesine incelendiğinde muazzam bir ilahi nizamı fısıldar. Modern bilimin en ileri ölçüm teknikleriyle ortaya koyduğu gerçekler, rastlantının kör karanlığını değil; kudretin, iradenin ve sonsuz ilmin tecellilerini haykırır. Balinanın Devasa Bedeni ve Birkaç Damla Sperm Yüz elli beş tonluk bir balina… […]
İnsan Kalmak: Sözleşmeden Hesaba Giden Yol Allah insanlara fırsat veriyor. O da bir ömür boyunca. Adeta, her şeyi bilen Rabbimiz; bak seni insan olarak diğer varlıklardan farklı olarak yaratıyorum. İnsan olarak kalacağına dair bana söz veriyor musun? Zahiren bütün ruhlar; Bela yani evet demişti. Dünyaya geldi, insanlığın, insan olmanın, her şey emrine verilmiş olmanın nimetlerinden […]
Aynaya Bakmak Zor Olsa da Gereklidir: Türkiye Solunun Dine Bakışı Üzerine Bir Muhasebe “Bizdeki aydınlar din düşmanı değil, İslam düşmanıdır.” – Cemil Meriç Bir İdeolojinin Yaralı Vicdanı Türkiye’de “sol” olarak tanımlanan kesim, tarihi boyunca kendi içindeki çelişkilerle ve toplumsal hafızayla yeterince yüzleşememiştir. Sol ideolojinin evrensel anlamda emek, adalet ve eşitlik gibi yüce değerleri savunması gerekirken; […]
Suskun Taşların Fısıltısı: 1993’ün Kanlı Yüzü ve Faili Meçhuller Türkiye yakın tarihinde derin izler bırakan faili meçhul cinayetler, şüpheli ölümler ve devlet içi karanlık yapıların faaliyetlerine dair birçok soru işaretini içinde barındırıyor. Tarih, bazen kanla, bazen gözyaşıyla yazılır. Ama en çok da suskunlukla örtülür. Türkiye, 1993 yılında böylesi bir suskunluk girdabına çekildi. Birer birer giden […]
Ezelî Nazarın Gölgesinde: Kaderin Aynasında Zamanın Sırrı “Kader, ilm-i ezelîden olduğu için ilm-i ezelî, hadîsin tabiriyle ‘Manzar-ı a’lâdan, ezelden ebede kadar her şey, olmuş ve olacak, birden tutar, ihata eder bir makam-ı a’lâdadır.’ Biz ve muhakematımız, onun haricinde olamaz ki mazi mesafesinde bir âyine tarzında olsun.” – Bediüzzaman Said Nursî, Sözler, 26. Söz Bir İnsan […]
Kaderin Aynasında İrade ve İlim: Alın Yazısı mı, Seçim Yazısı mı? “Kader, ilim nev’indendir. İlim, malûma tâbidir. Yani nasıl olacak, öyle taalluk ediyor. Yoksa malûm, ilme tâbi değil.” – Sözler, 26. Söz, Bediüzzaman Said Nursî İnsanlık tarihi boyunca kader meselesi, akılları meşgul eden en derin sorulardan biri olmuştur. “Benim başıma gelecekler önceden yazılmışsa, ben neden […]
İstikbalin Aynası: Kur’ân ve Gelecek Haberleri Zaman, bizim için geçmiş, an ve gelecekten ibarettir. Biz geleceği sadece tahmin eder, geçmişi ise ancak yaşadıktan sonra anlarız. Fakat Kur’ân, zamanı bir bütün olarak kavrayan Allah’ın kelamıdır. O, yalnızca geçmişin hikâyelerini değil, aynı zamanda geleceğin hakikatlerini de dile getirir. Zira Kur’ân, bir tarih kitabı olmadığı gibi, sıradan bir […]
Tarih Boyunca Zillet Tokadı: Hubb-u Hayatın Akıbeti ve Filistin Meselesi “Yahudi milleti hubb-u hayat ve dünyaperestlikte ifrat ettikleri için, her asırda zillet ve meskenet tokadını yemeye müstehak olmuşlar. Fakat bu Filistin meselesinde; hubb-u hayat ve dünyaperestlik hissi değil, belki enbiya-yı Benî İsrailiyenin mezaristanı olan Filistin, o eski peygamberlerin kendi milliyetlerinden bulunması cihetiyle, bir cihette bir […]