Dermanı Olmayan Dükkân: Kâinatın Çarşısında Bir Yolculuk > “Turfe dükkân-ı hikemdir bu kühen tak-ı felek / Ne ararsan bulunur derde devadan gayrı” (Bu eski felek kubbesi, garip hikmetler dükkânıdır / Ne ararsan bulunur, dertlere deva hariç.) Giriş: Koca Bir Dükkân, Sonsuz Bir Hazine Bu beytin ilk bakışta bir sitem taşıdığı sanılır. Lakin dikkatle okunduğunda içinde […]
Bû da Geçer Yâ Hû: Fânilikte Teslimiyetin Sırrı Giriş: Bir Cümlelik Hikmet İnsan hayatı bazen bir kelimeye, bazen bir cümleye sığar. İşte bu cümlelerden biri de gönüllerde yankılanan şu sözdür: > “Bû da geçer yâ Hû.” (Bu da geçer, ey O [Allah]!) İlk bakışta sade, kısa ve mecalsiz bir teselli gibi duran bu söz; aslında […]
Tarihi Kirletenler ve İhaneti Meşrulaştıranlar: 27 Mayıs’ın Kara Gecesi “27 Mayıs’ın tüm aktörleri ve mağdurları, darbeyi azmettirenlerin CHP ve İnönü olduğu konusunda hemfikir. ‘Milli Şef’in mason kimliğiyle tanınan arkadaşı Selim Sarper de darbeden 6 ay önce yaptıkları gizli bir toplantıda İnönü’nün darbe olacağını ve Menderes ile arkadaşlarının da idam edileceğini söylediğini aktarıyor. Sarper’in notlarında şu […]
BAKILAN AMA GÖRÜLMEYEN: VARLIĞI HER ŞEYDEN ZAHİR OLANIN UNUTULUŞU İnsanın Gözünden Allah’ın Aşikâr Varlığına Dair Bir Tefekkür Makalesi İnsan garip bir mahlûk… Göz önündekini göremez, kulağı duyması gerekeni işitemez hâle gelir bazen. Öyle ki, varlığı her şeyden daha açık olan, hatta varlıkların varlık sebebi olan bir Yaratıcının mevcudiyetinden şüphe eder. Güneşe gözünü kapatıp sonra da […]
Çoğalınız ki İftihar Edeyim”: Neslin ve Nesebin Hikmeti Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm ferman etmiş: تَنَاكَحُوا تَكَاثَرُوا فَاِنّٖى اُبَاهٖى بِكُمُ الْاُمَمَ –اَوْ كَمَا قَالَ– “Teneâkehû tekâserû fe innî ubâhî bikumul umem – ev kemâ kâl.” Yani “İzdivaç ediniz, çoğalınız. Ben kıyamette sizin kesretinizle iftihar edeceğim.” Bu nebevî beyan sadece evlenmeye ve çoğalmaya bir teşvik değildir. […]
Emniyet, Hürmet ve Muhabbet Üçgeni: Ailenin Sırr-ı Saadeti “Bir ailenin saadet-i hayatiyesi, koca ve karı mabeyninde bir emniyet-i mütekabile ve samimi bir hürmet ve muhabbetle devam eder. Tesettürsüzlük ve açık saçıklık; o emniyeti bozar, o mütekabil hürmet ve muhabbeti de kırar.” (Lem’alar, 24. Lem’a, Bediüzzaman Said Nursî) Aile, toplumun çekirdeği; fertlerin huzur bulduğu, sevgiyi, güveni […]
Denge Üzerine Kurulan Bir Hayat: Ailede Küfüv Meselesi “Şer’an koca, karıya küfüv olmalı, yani birbirine münasip olmalı. Bu küfüv ve denk olmak, en mühimmi diyanet noktasındadır.” (Lem’alar, 24. Lem’a, Bediüzzaman Said Nursî) Evlilik, sadece iki bedenin değil, iki ruhun, iki hayatın ve iki dünyanın birleşmesidir. Bu birliktelik, sadece dış görünüş veya ekonomik seviye üzerine bina […]
Ebediyete Uzanan Bir Yolculuk: Kadın ve Erkeğin Hakiki Refikliği “Kadın ve erkek ortasında gayet esaslı ve şiddetli münasebet, muhabbet ve alâka; yalnız dünyevî hayatın ihtiyacından ileri gelmiyor. Evet, bir kadın, kocasına yalnız hayat-ı dünyeviyeye mahsus bir refika-i hayat değildir. Belki hayat-ı ebediyede dahi bir refika-i hayattır.” (Lem’alar, 24. Lem’a, Bediüzzaman Said Nursî) Modern dünyanın evliliğe […]
Helâl Dairesinde Yaşamak: Kullukta Lezzeti Aramak “Helâl dairesi geniştir, keyfe kâfi gelir. Harama girmeye hiç lüzum yoktur. Ferâiz-i İlâhiye ise hafiftir, azdır. Allah’a abd ve asker olmak öyle lezzetli bir şereftir ki, tarif edilmez.” (Bediüzzaman Said Nursî, Sözler) İnsan hayatı iki dairede geçer: Helâl ve haram. Helâl, Allah’ın rızasına uygun, insanın fıtratına uygun, huzura götüren […]
Gençlik Bir Sermayedir: Akıbeti Görmeyen Hissin İmtihanı Gençlik, insana verilen en kıymetli ve geçici bir sermayedir. Bu dönem, hayatın hem en enerjik hem de en tehlikeli devresidir. Çünkü gençlik, çoğu zaman akıldan çok hissiyata kulak verir. Hissiyat ise geçici bir lezzet için ebedî zararları göze alabilir. İşte bu yüzden gençlik, ya ebedî saadetin başlangıcı ya […]
En Şerefli Mahkûmiyet: Kaderin Mahkûmiyeti Sevki İlahi… Şevki İlahi… Hayat ve Hatıralar Eşliğinde Bazı mahkûmiyetler vardır ki zincir değildir, özgürlüktür. Bazı hapsoluşlar vardır ki hapishane değil, dergâhtır. Ve bazı teslimiyetler vardır ki boyunduruk değil, şereftir. İşte kaderin mahkûmiyeti de böyledir. Dışarıdan bakanlar onu bir boyun eğiş, bir vazgeçiş gibi görebilir. Ama hakikate nüfuz edenler için […]
Kiminle Yürürse Ona Benzer: Mizacın Kaderi ve Yönelişi “De ki: Herkes kendi mizaç ve karakterine göre iş yapar. Rabbiniz kimin doğru bir yol tuttuğunu çok iyi bilmektedir.” (İsrâ, 84) İnsan, sadece etten kemikten ibaret bir varlık değildir. O aynı zamanda ruhuyla, aklıyla, duygularıyla ve mizacıyla yoğrulmuş eşsiz bir varlıktır. Rabbimiz Kur’an’da buyuruyor: “Herkes kendi mizaç […]
Nehirde Kaybolanlar ve Sabırla Geçenler: Talût’un İmtihanı “Nice az topluluklar, Allah’ın izniyle nice çok topluluklara galip gelmiştir. Allah sabredenlerle beraberdir.” (Bakara, 2:249) Tarihin en dikkat çekici imtihanlarından biri, Talût’un Calût’a karşı verdiği mücadelede yaşanmıştır. Bu ayet, sadece bir askeri seferi değil, insan ruhunun imtihanlar karşısındaki eğilimlerini, sabrın kudretini ve imanın zaferle olan bağını anlatan bir […]
Dönen Günler ve Değişmeyen Hakikat: İmtihanın Hikmeti ve Tarihin Şahidi “Eğer size bir yara dokunduysa, o topluma da benzeri bir yara dokunmuştur. Bu günleri insanlar arasında döndürüp dururuz. Bu, Allah’ın içinizdeki gerçekten iman edenleri ayırt etmesi ve sizden şehitler edinmesi içindir. Allah zalimleri sevmez.” (Âl-i İmrân, 140) Tarih, sadece olmuşların değil, olacakların da aynasıdır. Kur’ân, […]
İstemek: Kudret Kapısının Anahtarı “Eğer Allah vermek istemeseydi, istemek de vermezdi.” Bu kısa ama derin hakikat, dua, niyet ve tevekkülün sırrını bir cümlede özetler. İnsanın kalbine düşen her hayırlı arzu, aslında İlâhî bir davetin yankısıdır. Kul ister; çünkü Allah diler. Kul yönelir; çünkü Rahmet çağırır. O hâlde insanın içindeki en masum temenniler bile, kaderin ince […]