KURAN-I KERİM’DE “em” (أم) edatının geçtiği ayetler, anlam ve Hikmetleri. Kur’an-ı Kerim’de **”em” (أَمْ)** edatı, çeşitli anlamlarda kullanılan bir bağlaçtır. Genellikle **”yoksa, veya, şüphesiz, hatta”** gibi manalara gelir ve soru cümlelerinde tercih, şüphe veya karşılaştırma ifade eder. Ayrıca, bazı ayetlerde **inkâr veya istifham (soru)** anlamı taşır. İşte **”em”** edatının geçtiği bazı ayetler ve anlamları: ### […]
KURAN-I KERİM’DE KİME VE NELERE KARŞI VAHİY VE İLHAMDA BULUNULMAKTADIR? Vahiy ve İlhamın Sırları: Kur’ân’ın Gösterdiği Yollar Kur’ân-ı Kerîm, insanın hem zihin hem de kalp dünyasına nur saçan bir kitaptır. Onun satır aralarında yalnızca insanlığa değil; meleklere, peygamberlere, hatta hayvanlara ve tabiata bile yönelen bir vahiy ve ilham ağı vardır. Çünkü bu âlem, başıboş değil; […]
İkindi Vaktinden Batıma: Ümmet-i Muhammed’in Zamanı ve Mesuliyeti 1. Zamanın Akışı ve İnsanlık Tarihi Allah Teâlâ’nın kâinatta takdir ettiği zaman, insanlar için bir imtihan ve sorumluluk sahasıdır. Kur’ân-ı Kerim’de zamanın kıymetine şöyle dikkat çekilir: “Vel asr! İnsan gerçekten ziyan içindedir.” (Asr Suresi, 103/1-2) Bu ayet gösteriyor ki, zamanın değerini bilmeyen, onu iman, salih amel ve […]
AHİRETTE KURTARACAK ESERLER: FANİYİ BAKİYE ÇEVİRMEK İnsan, dünyada iz bırakmak ister. Bir eser, bir yazı, bir bina, bir servet, bir unvan… Geride kalan şeyler bir bakıma insanın devamı gibi görünür. Fakat asıl mesele şudur: “Âhirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde, fâni dünyada bıraktığın eserlere de kıymet verme!” Bu söz, kalplere derin bir ölçü veriyor. […]
BELA VE İMTİHAN: HAK YAZMADIKÇA GELMEZ, KUL AZMADIKÇA YAZILMAZ İnsanın dünya hayatı, bir imtihan meydanıdır. Bu imtihanda sevinçler kadar kederler de vardır. Bazen başa gelen belalar, musibetler insanı sarsar, düşündürür. İşte tam burada kadim bir hakikat kendini gösterir: “Kula bela gelmez Hak yazmadıkça, Hak bela yazmaz kul azmadıkça.” Bu söz, kader ve sorumluluk gerçeğini, hikmet […]
Fıtratın Sesi: Hakkı Arayan Ruhun Hikayesi Fıtrat fıtri olmayanı reddeder atar. Fıtrat yalan söylemez. Esas olan fıtri olandır. İnsan, yaratılışı gereği hakikate yönelir. Her çocuk, tertemiz bir fıtrat üzere dünyaya gelir; batılı tanımaz, yalanı bilmez, kötülüğü işlemez. Kur’an-ı Kerim, bu hakikati şöyle dile getirir: > “Öyle ise hakka yönelmiş olarak yüzünü dosdoğru dine, Allah’ın insanları […]
ARŞTAN ARZA İNEN RAHMET VE ARZDAN ARŞA YÜKSELEN NUR İnsanoğlu, dünya sahnesinde küçücük bir misafir, kısacık bir ömür sahibidir. Fakat bu küçüklüğüne rağmen, Arş-ı Âlâ ile, yani en yüce âlemlerle bağlantısı olan bir varlıktır. Gökyüzünden yeryüzüne inen rahmetler ve yeryüzünden semaya yükselen nurlar, insanın bu iki âlem arasındaki kıymetli köprüsünü temsil eder. Arştan Arza İnen […]
Geçmişten Günümüze İznik Konsilinin Önemi ve Günümüze Yansıyan Yönleri Giriş Tarih boyunca bazı toplantılar sadece dönemlerini değil, gelecek yüzyılları da etkileyen kararlar üretmiştir. İznik Konsili de bu anlamda bir dönüm noktasıdır. 325 yılında Roma İmparatoru I. Konstantin’in himayesinde toplanan bu konsil, yalnızca Hristiyanlık tarihini değil, batı medeniyetinin düşünce ve siyasal yapısını da kökten etkilemiştir. Konsilin […]
RİSALE-İ NUR: KALPLERE KANAT, FİKİRLERE UFUK, RUHLARA YOL Risale-i nurlar kişinin kalben,fikren hatta hayalen tıkanıklığını gideriyor. Ufkunu açıyor. Fikir ve duygularına kanatlar takıp manen havalandırıyor. Yollar ve kanallar açıyor. Sürekli akan bir su gibi, bazen bir kelime ve cümleyle önünü açıyor. İnsanın en büyük sermayesi, kalbi, aklı ve hayalidir. Ancak zaman zaman bu üçü de […]
Psikolojik Tedavide Üç Şifa Kapısı: Umre (Hac), Hastalar Risalesi ve Kedi Beslemek İnsanoğlunun beden sağlığı kadar ruh sağlığı da hayatın devamı için elzemdir. Günümüzde birçok psikolojik rahatsızlığın altında, sadece kimyasal dengesizlikler değil; manevi boşluklar, yalnızlık, amaçsızlık ve anlam kaybı da yatmaktadır. İşte bu noktada, klasik tıbbi yöntemlere destek olacak manevi ve doğal reçeteler gündeme gelmektedir. […]
GİDİŞ NEREYE ? “Fe-eyne teżhebûn(e)” “Hal böyle iken nereye gidiyorsunuz?” Tekvir. 26. “Peki ey kâfirler! Kur’an’ı inkâr ettikten sonra nereye gidecek, hangi yolu tutacaksınız?” Peki Ey gafil insan, Dalalette olan insan, Gaflette olan insan, Dünya perest insan, Yaşlı, genç, kadın, tüccar, eğitici, din adamı, Vs. GİDİŞ NEREYE, NEREYE gidiyorsunuz? Gittiğiniz yeri biliyor musunuz? Ve hakeza […]
Kaldıracak Kimse Yok: Sadece O “لَيْسَ لَهَا مِنْ دُونِ اللَّهِ كَاشِفَةٌ” (Leyse lehâ min dûnillâhi kâşifeh) — “Onu Allah’tan başka açacak (giderecek)yoktur.” (Necm, 58: Ey insan! Sana bir haber verelim ki, kulakların işitsin, gönlün titresin: Öyle bir sıkıntı, öyle bir bela, öyle bir felaket vardır ki, onu kaldıracak tek bir kudret vardır: Allah! Ne baban, […]
İDEOLOJİK SAPLANTI VE KÖRLÜK Kör, Sağır, Dilsiz İdeolojiler Üzerine Bir Tebliğ** İnsanoğlu, varoluşundan beri bir “bağlanma” arayışı içindedir. Kimi zaman hakikate, kimi zaman heva ve heveslerine… Bu bağlanışlar zamanla şekillenir, toplulukları, nesilleri ve çağları etkiler. Ancak insan, kalbini ve aklını sahih bir rehberle yönlendirmezse; bağlandığı inanç yahut ideoloji zamanla onu kör, sağır ve dilsiz bir […]
Tohumun Hikmeti: Zayi Olmayan Emekler Bir çiftçi sabahın serinliğinde eline aldığı tohum torbasıyla tarlasına yönelir. Ne bir cetvelle ölçer toprağın neresine kaç tane tohum düşeceğini, ne de her bir taneyi tek tek sayar. Tohumları gelişi güzel savurur toprağa. Kimisi verimli toprağa düşer, kimisi derenin kenarına, kimisi taşın çatlağına, kimisi de yol kenarına savrulur. Ama bahar […]