TARİHİ SORULAR

Cumhuriyetin kurulmasında ingilizlere verilen taviz ve sözler var mıdır

Cumhuriyetin kuruluş sürecinde İngilizlere verilen taviz ve sözler konusunda kesin bir kanıt bulunmamakla birlikte bazı iddialar ve görüşler bulunmaktadır. Ancak bu iddiaların gerçekliği kesin olarak kanıtlanmamıştır. Bazı tarihçiler ve araştırmacılar, İngilizlerin Türkiye’de daha etkin bir rol oynamaları için bazı anlaşmaların yapılmış olabileceğini öne sürmüşlerdir. Bunlar arasında şunlar sayılabilir:

  • Mondros Ateşkes Antlaşması‘nın imzalanması sırasında İngilizler tarafından Türk topraklarına asker çıkarma hakkının verilmesi,
  • İtilaf Devletleri‘nin Ankara Hükümeti’ni tanımaması durumunda İngilizlerin Türkiye’nin güneyinde bir mandaterlik kurma teklifi,
  • İngilizlerin Türk Boğazları üzerindeki kontrolü artırmak için bazı sözler vermiş olabilecekleri iddiaları yer almaktadır.

Ancak bu iddialar, tarihçiler arasında da tartışmalıdır ve somut kanıtlarla desteklenmemektedir. Cumhuriyetin kuruluşu sürecinde Türkiye, İngiltere ile de ilişkilerini sürdürmüştür. Ancak Türkiye, ulusal egemenliğini korumayı ve bağımsız bir dış politika izlemeyi amaçlamıştır.

 

***********  

Atatürkün gizli bir İngiliz valisi olduğu iddiası doğrumudur

Atatürk’ün gizli bir İngiliz valisi olduğu iddiası kesin olarak doğrulanmamıştır. İddia hakkında bazı kaynaklar ve görüşler bulunmaktadır, ancak bunlar kesin bir kanıt içermemektedir. İddianın doğruluğu hakkında şu bilgiler bulunmaktadır:

  • İddia, İngiliz gazeteci Ward Price tarafından ortaya atılmıştır. Price, Atatürk’ün 1. Dünya Savaşı sırasında İngiliz istihbarat merkezine dönüşen Pera Palas‘ta İngiliz valisi olmak için müracaat ettiğini iddia etmiştir.
  • Ancak bu iddia, tarihçiler arasında tartışmalıdır ve somut kanıtlarla desteklenmemektedir.
  • Atatürk’ün İngiliz valisi olmak istediğine dair tek bir kaynak bulunmaktadır ve bu kaynak 1957 yılında piyasaya çıkmıştır.
  • Atatürk’ün sağlığıyla ilgili İngiliz belgeleri bulunmaktadır, ancak bu belgelerde Atatürk’ün İngiliz valisi olduğuna dair herhangi bir bilgi yer almamaktadır.
  • İddia, Atatürk ve Cumhuriyet düşmanları tarafından yayılmış olabilir ve bu nedenle doğruluğu kesin olarak kanıtlanamamış olabilir.

Sonuç olarak, Atatürk’ün gizli bir İngiliz valisi olduğu iddiası kesin olarak doğrulanmamıştır ve bu iddia hakkında kesin bir kanıt bulunmamaktadır.

 

************ 

Lozanda gizli anlaşmanın esası nedir

Lozan Antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti ve İtilaf Devletleri arasında imzalanan bir antlaşmadır. Antlaşma, I. Dünya Savaşı sonrasında Osmanlı İmparatorluğu‘nun yıkılmasının ardından Türk Kurtuluş Savaşı‘nı kazanan Türkiye Cumhuriyeti‘nin sınırlarını belirleyen ve uluslararası tanınırlığını sağlayan bir antlaşmadır. Lozan Antlaşması’nın gizli maddeleri olarak bilinen bazı hususlar da vardır. Ancak, Lozan Antlaşması’nın tam metni açık olarak yayınlanmıştır ve antlaşmanın gizli maddelerinden bazıları zaman içinde ortaya çıkmıştır.

Lozan Antlaşması’nın gizli maddeleri arasında en önemlileri şunlardır:

  • Türkiye, bazı azınlık haklarına saygı gösterecektir. Bu haklar, İstanbulGökçeadaBozcaada ve Trakya‘da yaşayan Türk vatandaşı olmayan azınlıklar için geçerlidir.
  • Türkiye, Boğazlar‘da askeri yasak bölge oluşturacaktır. Bu bölgede yalnızca Türk askeri gemileri bulunacaktır.
  • Türkiye, İngiltereFransaİtalya ve Yunanistan arasında yapılan gizli bir anlaşma uyarınca, Batı Trakya‘nın bazı bölümlerini Yunanistan’a verecektir.
  • Türkiye, Musul‘un İngiliz mandası altında kalacağını kabul edecektir. Ancak bu, Türkiye’nin Musul üzerindeki iddialarından feragat ettiği anlamına gelmez.

Lozan Antlaşması’nın gizli maddeleri, Türkiye’de bazı tartışmalara neden olmuştur. Ancak, Lozan Antlaşması’nın imzalanması ile Türkiye’nin uluslararası alanda tanınması ve sınırlarının belirlenmesi, Türk Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında önemli bir dönüm noktası olmuştur.

 

************  

Lozanda ne gibi sözler verilmiştir

Lozan Antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti ve İtilaf Devletleri arasında imzalanan bir antlaşmadır. Bu antlaşma, Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırlarının belirlenmesi, uluslararası tanınırlığının sağlanması ve bağımsızlığının pekiştirilmesi için imzalanmıştır. Lozan Antlaşması’nda Türkiye’nin verdiği bazı sözler şunlardır:

  • Azınlıkların hakları: Lozan Antlaşması’nda, İstanbulGökçeadaBozcaada ve Trakya‘da yaşayan azınlıkların haklarına saygı gösterileceği belirtilmiştir. Türkiye, bu azınlıkların kültürel, dini ve eğitim haklarını korumayı kabul etmiştir.
  • Boğazlar: Lozan Antlaşması’nda, Türk Boğazları‘nın uluslararası bir suyolu olarak açık kalacağı ve savaş zamanında bile yalnızca Türk askeri gemilerinin geçişine izin verileceği belirtilmiştir.
  • Sınır değişiklikleri: Lozan Antlaşması kapsamında, Türkiye’nin sınırları belirlenmiştir. Türkiye, Yunanistan‘a bazı topraklar vermiştir. Ayrıca, Türkiye’nin Irak ve Suriye sınırları da belirlenmiştir.
  • Ekonomi: Lozan Antlaşması’nda, Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığına saygı gösterileceği belirtilmiştir. Ayrıca, Türkiye, İtilaf Devletleri’nin savaş tazminatı taleplerini de reddetmiştir.
  • Kapitülasyonlar: Lozan Antlaşması’yla birlikte, Türkiye’deki yabancı hakimiyeti sona ermiştir. Bu nedenle, Türkiye’nin üzerindeki kapitülasyonlar da kaldırılmıştır.

Lozan Antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti‘nin bağımsızlığını kazanmasında ve uluslararası alanda tanınmasında önemli bir etkiye sahiptir. Antlaşma, Türkiye’nin ulusal egemenliğini pekiştirmiş ve ülkenin modernleşmesine olanak sağlamıştır.

 

*********** 

Dr. Riza Nur lozan hakkında neler söylemektedir

Dr. Rıza Nur, Türk siyasetçi ve yazardır. Lozan Konferansı’na Türk heyetinde yer alan önemli isimlerden biridir. Dr. Rıza Nur, Lozan Konferansı hakkında çeşitli yazılar ve anılar yayınlamıştır.

Dr. Rıza Nur, Lozan Konferansı’nın Türk heyetinin çalışmalarına ve müzakerelerine dair ayrıntılı bilgiler sunmuştur. Anılarında, Türk heyetinin nasıl mücadele ettiğini, stratejilerini ve diplomatik yeteneklerini anlatmaktadır.

Dr. Rıza Nur, Türk heyetinin, Lozan Konferansı’nda Türkiye’nin bağımsızlık, toprak bütünlüğü, azınlıkların hakları ve diğer önemli konulardaki çıkarlarını savunduğunu vurgulamaktadır. Türk heyetinin kararlılıkla müzakereleri yürüttüğünü, Türk milletinin haklarını korumak için elinden geleni yaptığını belirtmektedir.

Ayrıca Dr. Rıza Nur, Lozan Antlaşması’nın Türkiye açısından önemini ve kazanımlarını vurgulamaktadır. Lozan Antlaşması, Türkiye’nin uluslararası alanda tanındığı, toprak bütünlüğünün ve bağımsızlığının güvence altına alındığı bir anlaşmadır. Dr. Rıza Nur, Türk heyetinin mücadelesi sonucunda elde edilen bu kazanımları önemli bir başarı olarak değerlendirmektedir.

Ancak, belirtmek gerekir ki Dr. Rıza Nur’un anıları, bireysel bir bakış açısını yansıtmaktadır ve diğer tarihçi ve uzmanların görüşleriyle desteklenmelidir. Lozan Konferansı ve Türk heyetinin çalışmalarıyla ilgili daha geniş bir perspektif elde etmek için farklı kaynaklara ve tarihçilere başvurmak önemlidir.

 

*********** 

Lozan zafer mi hezimet mi

Lozan Antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti ve İtilaf Devletleri arasında imzalanan bir antlaşmadır. Bu antlaşmanın Türkiye Cumhuriyeti açısından bir zafer olduğu düşünülmektedir. Bunun nedeni, antlaşma sayesinde Türkiye‘nin bağımsızlığı ve egemenliği pekiştirilmiştir. Ayrıca, Türkiye‘nin sınırları belirlenmiş, uluslararası alanda tanınmış ve ekonomik bağımsızlığına saygı gösterilmiştir. Lozan Antlaşması’nın imzalanmasıyla birlikte, Türkiye Cumhuriyeti‘nin ulusal egemenliği ve modernleşme süreci hız kazanmıştır. Bu nedenle, Lozan Antlaşması’nın Türkiye Cumhuriyeti açısından bir zafer olduğu düşünülmektedir. Ancak bazı kesimler, antlaşmanın Türkiye açısından bir hezimet olduğunu düşünmektedir. Bu görüş, antlaşmanın bazı maddelerinin Türkiye lehine olmadığı ve sınırların belirlenmesi sırasında Türkiye‘nin bazı topraklarını kaybettiği yönündedir. Ancak genel olarak, Lozan Antlaşması Türkiye Cumhuriyeti için bir zafer olarak kabul edilmektedir.

********

Bulgaristana kağıt fiyatına satılan arşivlerin seyri nasıl gerçekleşmiştir

1931 yılında Osmanlı İmparatorluğu‘na ait Hazine-i Evrak‘ın bir bölümü, Bulgaristan‘a hurda kağıt niyetine satılmıştır. Arşiv belgelerinin satışı işlemi şu şekilde gerçekleşmiştir:

  • 1931 yılında, finansla ilgili olan çoğunluğu Osmanlı dönemine ait arşiv malzemesinin önemli bir kısmı, Bulgaristan’daki bir şirkete hurda kağıt olarak satılmıştır.
  • Şirket, kamyon ve arabalarla Osmanlı Arşiv Dairesi‘ne gelmiş, kağıt balyalarını doldurmuş ve Bulgaristan’a göndermiştir.
  • Eski Osmanlı Arşivi Daire Başkanı İsmet Demir, arşiv malzemesinin bir kısmının okkası 3 kuruşa Bulgaristan’a satıldığını belirtmiştir.
  • Yedikıta dergisi, Bulgaristan’a hurda kâğıt fiyatına satılan Osmanlı Arşivleri’nin kurtarılması hikayesini yayınlamıştır.
  • Arşivler, tarihi önemlerinin farkında olmayan birkaç kişinin çabalarıyla kurtarılmıştır.
  • Arşiv belgelerinin tonajı arama sonuçlarımda belirtilmemiştir.

 

Loading

No ResponsesHaziran 20th, 2023

YAPAY ZEKA

*İnsan düşüncelerini okuyan devrimsel bir yapay zeka modeli geliştirildi

Bilim insanları insan düşüncelerini okuyan bir GPT modeli geliştirdi. Geliştirilen yapay zeka modeli düşünceleri kelimesi kelimesine yorumlayamasa da bu fikirleri doğru bir tanıma dönüştürebiliyor.

OpenAI’nin ChatGPT sohbet robotunda ve Dall-E görüntü oluşturucusunda kullanılanlar gibi üretken önceden eğitilmiş dönüştürücüler (GPT), yapay zeka araştırmalarındaki modern teknolojinin temeli konumunda. Herkes GPT modellerini hemen hemen her şeye uygulamak istiyor ancak bu uyarlamalar tartışmaları da beraberinde getiriyor. Bu tartışmalara ise insan zihnini okuyabilen yeni GPT-1 modeli eklendi.

Düşünceleri okuyan yapay zeka

 

*Yapay zeka sonunda bunu da yaptı: Artık düşünceleri yazıya dökebiliyor

Yapay zekanın yapamayacağı şey kalmayacak gibi… Şimdi de “beyin aktivitesi çözücü” yöntemleriyle düşünceleri yazıya çevirdi…

Bir kişinin düşüncelerini kelimelere çevirmek kulağa bilim kurgu filmlerinden fırlamış bir fikir gibi gelebilir, ancak Austin’deki Texas Üniversitesi’nde geliştirilen yeni bir yapay zeka (AI) modeli tam da bunu yapıyor.

Araştırmacılar geliştirdiği modelin noninvaziv tarama yöntemlerini kullanarak birinin düşüncelerinden karmaşık dili çözmek üzere eğitilebileceğini söylüyorlar. Sinirbilim ve bilgisayar bilimleri yardımcı doçenti Alex Huth yaptığı açıklamada, “Noninvaziv bir yöntem için bu, tipik olarak tek kelimelerin veya kısa cümlelerin çevirisine kıyasla gerçek bir sıçrama,” diyor.

 

Loading

No ResponsesHaziran 19th, 2023

VATİKAN

Vatikan apokrif incilleri hangileridir ve neden yasaklanmıştır


Vatikan apokrif incilleri, resmi olarak kabul edilmemiş Hristiyan dini metinleridir. Bunlar arasında İsa’nın çocukluğunu anlatan Proto-Evangelium of James, İsa’nın gizemli öğretilerini anlatan İsa’nın Gizli Öğretileri (Secret Gospel of Mark) ve İsa’nın ölümünden sonra cennete yükselişi hakkında iddialar olduğu düşünülen İsa’nın Cennete Yükselişi (Ascension of Isaiah) gibi metinler bulunur.

Bu metinler, Hristiyan kilisesi tarafından kabul edilmeden önce yazılmışlardır ve çoğu zaman Hristiyanlıkla ilgili resmi inançlara uygun olmayan farklı fikirleri içerirler. Dolayısıyla kilisenin Hristiyanlık öğretisine uymayan bu metinleri yasaklaması yasal olarak kabul edilmiştir

****

Vatikan tarafından yasaklanan on incil hangileridir ve neden yasaklanmıştır

Vatikan tarafından yasaklanan on incil yoktur. Ancak tarih boyunca çeşitli dini gruplar ve liderler bazı İncilleri reddetmiş veya kabul etmemiştir. Örneğin, Martin Luther, Apokrif İncilleri kabul etmemiş ve bazı dini gruplar da mevcut Kitap dışı İncilleri reddetmiştir. Ancak Vatikan, mevcut Hristiyan inancına destekleyici kutsal yazılar olarak kabul ettiği dört İncil dışındaki herhangi bir İncil’i yasaklamamıştır.

****
Vatikan tarafından yasaklanan on İncil, bireysel olarak yasaklanmamıştır. Ancak, tarihsel olarak bazı İncillerin belli bir dönemde yasaklandığı bilinmektedir. Bunlar arasında gnostik İncillerden bazıları yer alır. Gnostik İnciller, Hristiyanlık öncesi çağlarda ortaya çıkan ve İsa’nın öğretilerini ele alan metinlerdir. Bunların diğer İncillerden farkı, gizli bilgilere ulaşma amacını taşımalarıdır. Gnostik İnciller, Roma İmparatorluğu’ndaki Hristiyan topluluğu tarafından tehdit olarak görülmüş ve bazıları yasaklanmıştır. Bunun nedeni, bu İncillerin Hristiyanlık dışındaki dinlerden etkilendiği düşüncesi ve Hristiyanlıkla çatışan öğretiler içermesi olabilir. Ancak, Vatikan tarafından yasaklama kararı verilmemiştir.

 ****

Vatikanın sır kitabı

Ben yapay zeka bir dil modeliyim ve Vatikan’ın sır kitabı gibi bir eserin varlığına dair bilgiye rastlamadım. Vatikan’a ait çeşitli kitaplar ve belgeler bulunmakta olsa da, muhtemelen ancak Vatikan arşivlerine erişim sağlandığında tüm detaylarıyla öğrenilebilirler.

Vatikanın sır kitabı hakkında bilgi verirmisiniz

Maalesef, “Vatikan’ın sır kitabı” adlı bir kitap yoktur. Ancak Vatikan’ın gizli tutulan belgeleri ve arşivi hakkında birçok bilinen ve bilinmeyen bilgi vardır. Vatikan Arşivi, dünyanın en büyük ve en eski arşivlerinden biridir ve binlerce yıllık tarihi belgeleri içermektedir. Bunlar papalık belgeleri, mektuplar, dini dokümanlar, sanat eserleri ve diğer önemli belgelerden oluşur. Ancak arşivlerinde “sır kitabı” veya benzeri bir şey yoktur. Bu tarz sırları korumak için Vatikan’da özel birimler vardır ve bu birimlerin işlevleri tam olarak bilinmemektedir.

****(

Vatikan’ın bir “sır kitabı” olarak adlandırılabilecek Vatikan Arşivleri adlı bir koleksiyonu vardır. Bu koleksiyon, Vatikan Devlet Arşivleri ile Vatikan Kütüphanesi’nin birleştiği Vatikan’daki ana arşivdir. Yaklaşık 85 kilometrelik bir raf alanı kaplayan bu koleksiyon, Vatikan’ın elde ettiği belgelerin binlerce yılını içerir.

Vatikan Arşivleri, Vatikan’ın tarihi ve dini mirasının önemli bir parçasıdır. Koleksiyon, Roma Katolik Kilisesi’nin tarihinden ve Papalık tarihinden birçok belge, yazı, mektup, günce, resim, harita ve hatta müzik notaları gibi materyaller içerir. Koleksiyon aynı zamanda, Vatikan’ın diplomatik ilişkileri hakkında dokümanlar, Angelo Roncalli’nin (Papa XXIII) yazıları, Leonardo da Vinci’nin notları ve Galileo Galilei’nin dokümanları gibi önemli belgeleri de barındırır.

Vatikan Arşivleri, özellikle Katolik Kilisesi’nin Papalık Güvenlik İddialarına ilişkin bilgilerin bulunduğu düşünülen bir dizi belge ile ilgili olarak “sır” olarak adlandırılsa da, bunların dini doktrinlerin özeline değil, genellikle Vatikan’ın günlük yönetimiyle ilgilidir. Bu yüzden bu belgeler genellikle halka açıkh değildir, ancak bazıları araştırmalar için kullanılabilmektedir.

Loading

No ResponsesHaziran 19th, 2023

Üç İlah inancı

Üç İlah inancı ile benzerlik gösteren akım ve düşünceler var mıdır


Üç İlah inancı, Hristiyanlıkta yer alan bir inanç sistemidir ve İslamiyet ile Alevilik ile hiçbir ilişkisi yoktur. Ancak, bazı diğer dinlerde de birden fazla ilaha inanma veya birden fazla ilahla ilişki kurma eğilimi bulunabilir. Örneğin:

1. Hinduizm: Hinduizm, çoktanrıcılık veya çoktanrılık olarak da bilinen bir dine sahiptir. Hinduizm’de, farklı tanrılar ve tanrıçalar kutsal olarak kabul edilir ve bu tanrılar insanların farklı ihtiyaçlarını karşılamak için tasvir edilir. Bazı Hindular, Trimurti adı verilen üç temel tanrıya inanır: Brahma, Vishnu ve Shiva.

2. Şintoizm: Şintoizm, Japon pagan inanç sistemidir ve doğanın farklı unsurlarına tapınmak üzerine kuruludur. Şintoizm’de, tanrı ve ruh olarak adlandırılan farklı ilahlar kutsal olarak kabul edilir.

3. Antik Roma dinleri: Antik Roma dini, birden fazla tanrıya ve tanrıçaya tapınmak üzerine kuruludur. Roma tanrılarının listesi uzundur ve her biri belirli bir alanla ilişkilendirilir.

Bu dinlerdeki birden fazla ilah inancı, Hristiyanlık ve Teslis doktrininden farklılıklar gösterir, ancak benzerlikler de bulunabilir. Örneğin, farklı ilahlar belirli alanlar için görevlendirilir ve insanların farklı ihtiyaçlarını karşılar. Ayrıca, bazı doktrinlerde birden fazla ilahın bir arada olduğu bir kozmolojik yaratım tasviri bulunabilir. Bununla birlikte, bu inanç sistemleri, Hristiyanlık ve Teslis doktrininden ayrılmaktadır ve farklıdır.

Loading

No ResponsesHaziran 19th, 2023

Türk milli eğitiminde abd etkisi

Chatgpt- ye bazı sorular sordum. İşte aldığım cevaplar:

Türk milli eğitiminde abd etkisi nedir?
Türk milli eğitim sistemi, birçok uluslararası örgüt ve ülkenin katkısı ile şekillenmiştir. Bunların başında ise ABD etkisi gelmektedir. ABD, Türkiye’ye eğitim alanında teknik ve mali yardım sağlamaktadır. Bunun yanı sıra, ABD’nin eğitim politikaları da Türk milli eğitimi üzerinde etkili olmaktadır. Örneğin, Türkiye’de 4+4+4 eğitim sistemi, ABD’nin 8 yıllık eğitim modelinden esinlenerek oluşturulmuştur. Ayrıca, ABD, Türkiye’deki öğretmenlerin eğitimi ve yetiştirilmesi konusunda da katkı sağlamaktadır. Bu çalışmaların yanı sıra, Türkiye’deki okullarda ABD kültürüne ait materyaller ve programlar da bulunmaktadır. Ancak Türk milli eğitimi, sadece ABD etkisi ile şekillenmemektedir. Tarihi, kültürel ve coğrafi farklılıklar da eğitim sistemini etkilemektedir.

*Abd.nin Türk siyasi hayatındaki etkisi nedir
Abd’nin Türkiye’nin siyasi hayatına etkisi çeşitli boyutlarıyla tartışma konusu olmuştur. Özellikle Soğuk Savaş döneminde, ABD’nin Türkiye’yi NATO’ya üye yapması ve 1960’ların sonlarından itibaren ülkenin batılılaşma politikalarına destek vermesi önemli bir etki yaratmıştır. Bunun yanı sıra Türkiye’nin ABD ile olan askeri, ekonomik ve siyasi ilişkileri de zaman zaman sıkıntılı olmuştur. Ancak genel olarak, ABD’nin Türkiye üzerindeki etkisi Türkiye’nin batılılaşma sürecinde önemli bir faktör olmuştur.

*ABD’nin Türkiye’deki darbelerdeki rolü nedir?
ABD’nin Türkiye’deki darbelerdeki rolü tartışmalı bir konudur. Bazıları, ABD’nin Türkiye’de darbeleri desteklediğini ve hatta bazılarını planladığını iddia ederken, diğerleri bu iddiaları reddeder.

1950’lerden 1980’lere kadar Türkiye’de askeri darbeler meydana geldi ve bazıları ABD’nin bu darbelerde aktif bir rol oynadığını söyledi. Bu iddiaların temelinde, ABD’nin Türkiye’ye askeri yardım sağlaması ve Türk askeri liderleriyle yakın ilişkiler geliştirmesi yer alıyor.

Ancak, ABD’nin Türkiye’deki darbelerdeki rolü hakkında resmi belgeler ve kanıtlar çok sınırlıdır. Ayrıca, uzmanlar darbelere karışmanın ABD’nin uzun vadeli çıkarlarına zarar vereceğini ve dolayısıyla böyle bir müdahaleyi istemediğini söylüyor.

Son olarak, 2016 yılındaki darbe teşebbüsü sonrasında ABD, Türk hükümetinin demokratik seçimlere saygı duymasını ve insan haklarına saygı göstermesini savunmuştur. Ancak, bazıları ABD’nin darbecilere karşı yeterince kınama yapmadığını ve Türkiye’yle ilişkilerinin zayıflamasına neden olduğunu söylüyorlar.

*Türkiye’deki darbeler hakkında bilgi verirmisiniz?
Türkiye, ülke tarihinde birçok darbe girişimi ve darbe yaşamıştır.

1950 Darbesi: 27 Mayıs 1960 Darbesi’ne kadar Türkiye’deki ilk askeri darbedir. Demokrat Parti iktidarının ardından, ordunun ve sol muhaliflerin desteğiyle gerçekleştirilmiştir.

1960 Darbesi: 27 Mayıs 1960 tarihinde gerçekleştirilen darbedir. Milli Birlik Komitesi adı altında askerler tarafından gerçekleştirilmiştir. Cemal Gürsel başkanlığında geçici bir hükümet kurulmuş ve yeni anayasa hazırlanmıştır.

1971 Muhtırası: 12 Mart Muhtırası olarak da bilinir. Türkiye’nin siyasi istikrarsızlığından kaynaklanan bir askeri tepkidir. Askeri yönetim, koalisyon hükümeti kurma konusunda anlaşmazlığa düşen iktidar partilerini görevden alarak, siyaseti dizginledi.

1980 Darbesi: 12 Eylül 1980’de Türkiye tarihinin en kanlı darbesi gerçekleşti. Ordu, Devlet Başkanı Kenan Evren liderliğinde ülke yönetimine el koydu. Siyasi parti liderleri, sivil toplum liderleri ve aydınlar hapse atıldı, işkence gördü.

1997 Postmodern Darbe: 28 Şubat süreci olarak da bilinen bu süreçte, askerler ülke genelinde çeşitli baskılar uygulamış, seçilmiş hükümeti istifaya zorlamıştır.

2016 Darbe Girişimi: 15 Temmuz 2016’da, Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki bir grup asker, Türkiye Cumhuriyeti devletini devirmek için darbe girişiminde bulunmuştur. Darbe girişimi, halkın yoğun direnişiyle ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla başarısızlıkla sonuçlanmıştır.

*Türkiye’de dini yaşantı nasıldır?
Türkiye’de dini yaşantı genellikle Müslümanlık üzerine inşa edilir. Çoğu Türk Müslüman’dır ve İslam’ın beş şartını yerine getirme konusunda çaba gösterir: şahitlik etme, namaz kılma, oruç tutma, zekat ve hac ibadeti yapma. Bununla birlikte, ülkede Hristiyan, Yahudi ve diğer dinler de yer almaktadır ve din özgürlüğü korunmaktadır. Türkiye’nin seküler yapıda olması nedeniyle, dinin siyaset ve yönetim üzerindeki etkisi sınırlıdır. Ancak, dini bayramlar hükümet tarafından resmi tatil olarak ilan edilir ve camiler, kiliseler ve sinagoglar halka açıktır.

************  

Kuranda gaybi haberler

Kur’an, bazı gaybi haberler içermektedir. Bunlar, insanların deneyimlerine dayanmayan, ancak Allah’ın ilhamı veya vahyi yoluyla insanlara iletilen haberlerdir. İşte bazı örnekler:

1. Ahiret hayatı ve cennet-cemal (güzellik) veya cehennem-ceza – “Kim sakınır, Allah’a karşı gelmekten çekinirse; kendisine bahar bahçeleri (cennet) verilir” (Rahman suresi, 46)

2. Hz. İsa’nın yükselişi – “Allah onu kendi katına yükseltti.” (Nisa suresi, 158)

3. Nuh Tufanı – “O tufandan kaçınanların gemisine ilham vermiştik, böylece o gemi gözümüzün önünde yüzüp gitmişti.” (Kamer suresi, 15-17)

4. Kıyamet saati – “Gerçek şu ki, onların bilgisi dışında saat kesinlikle gelir… Rabbının huzurunda duracakları andan korkarak onu açıklamamıştı.” (A’raf suresi, 187)

5. İslam öncesi peygamberlerin öğretileri – “Allah’ın, beldeleri adım adım dolaşan, onların sonunu bildiren ve öğüt alan peygamberleriyle birlikte biz daha önce birçok nesilleri helak ettik.” (Şuara suresi, 208-209)

6. Allah’ın melekleri – “Her biri altmış kanadı olan, her türlü görevi gören melekler yalnızca Allah’ın emri altındadırlar.” (Kaf suresi, 17).

Bu gibi gaybi haberler genellikle insanların bilgisi ve tecrübesi ile anlaşılamazlar. Ancak, Kur’an’ın kendisi doğruluğunu ispat etmektedir.

*********** 

Kuranın ihtiva ettiği konular

Kuran, insanlar için rehber niteliğinde olan bir kitaptır ve çeşitli konuları içermektedir. Bu konuların başlıcaları şunlardır:

1. İnanç konuları: Allah’ın varlığı, birliği, sıfatları, melekler, kitaplar, peygamberler, ahiret ve cennet-cehennem gibi konular.

2. Ahlak konuları: İyilik, kötülük, dürüstlük, adalet, merhamet, sabır, hoşgörü, tevazu gibi değerler.

3. Tarihî olaylar: Kuran’da çeşitli tarihi olaylar anlatılmaktadır. Bu olaylar arasında peygamberlerin hayatları, İbrahim, Musa, Yusuf, Davud ve İsa gibi peygamberlerin hikayeleri gibi olaylar bulunmaktadır.

4. Kurban, namaz, oruç, zekat gibi ibadetler: Kuran, İslam’ın temel ibadetlerini öğretir ve bu konulara da değinir.

5. Aile ve sosyal hayat: Kuran’da aile içindeki ilişkiler, evlilik, boşanma, miras, adalet konuları ele alınır.

6. Savaş ve barış: Kuran’da savaşın nedenleri, savaşta nasıl davranılması gerektiği ve barışın önemi gibi konular ele alınır.

7. İlim ve bilim: Kuran’da evrenin yaratılışı, yaratılışın amacı, yaratılışın nasıl gerçekleştiği gibi konulara da yer verilmektedir.

8. Ekonomi ve ticaret: Kuran’da ticaretin yapılması, alışverişin nasıl yapılması gerektiği gibi ekonomi konuları da ele alınır.

************ 

Kur’an, zengin bir dil ve üslup kullanarak pek çok deyim ve benzetme içermektedir. İşte bazı örnekler:


  1. “Sırat-ı müstakim” (doğru yol) – “inna allatheena amanoo wa amiloo salihati sadaka hum rabbuhum bi-imaanahum” (Şüphesiz ki, inananlar ve iyi işler yapanlar, Rableri onlara imanlarını sadaka olarak kabul etti ve onları doğru yola iletti.)

    2. “Sonsuz nimet” – “Rabbinizden bağışlanmayı ve sonsuz nimeti umarak çalışın” (Duhan Suresi, 3)

    3. “Altın harflerle yazılmış” – “Geceleyin gerçekten Rabbinize yakın olma) (Kadr suresi, 1)

    4. “Zirve” – “Aralarından iri cüsseli zirveler gibi yükselen dağları görmez misin” (Neml Suresi, 88)

    5. “Üflemek” – “De ki: (Bilakis) o benim Rabbim. O, bir tek Allah’tır. Hep birlikte O’na yönelmişizdir. O, gökleri ve yeri, hak yoldan çıkanı da doğru yola iletmek için yaratmıştır. (O gün) rüzgar üfleyince (kıyamet kopunca) size ne beyan edebilirim” (Hıcr Suresi, 85)

    6. “Karanlıkta kalmak” – “İşte bu, Rablerinin yolundan sapanların durumudur. Onların üzerine (Allah’ın) lanet vardır. Er-Rahmânın misali üzere dürüstlüklerinden sapıp karanlıklıktan karanlığa düşerler.” (RA’d Suresi, 16)

  2. “Yük taşımak” – “Şeytan insanlara her türlü yükü yükleyerek onları yolunun dışına çıkarmak ister” (Lokman Suresi, 6)

 

Kuranda deyimler

*********** 

 

Loading

No ResponsesHaziran 19th, 2023

TEK AKIL DEVLETİNE DOĞRU

TEK AKIL DEVLETİNE DOĞRU

Yapay zeka.

Tek zeka.

Tek devlete doğru.

Tek zeka devletine doğru.

Sonuç mu?

Yapay akıl.

Tek akıl.

Üstün akıl.

Üst akıl.

En üst akıl.

Külli akıl.

Bütün akılları kendisinde toplayan akıl.

Yani Benim aklım.

İlahi akıl.

Akılların beslendiği akıl.

**********  

Dünya siyasi ve yönetim açısından tek devlete doğru giderken ve de onun sahip olduğu her şeyi ele geçirme planları yapılırken şimdi bir üst, daha açık ifadeyle her şeyi kontrol eden kontrol mekanizması akla doğru gidilip, onun kontrolüne çalışılmaktadır.

Tüm akılları kontrole doğru gidilmektedir.Yapay zekadan yapay akla doğru bir gidişin yolu açıldı.

Tehlikeli değil mi?

Elbette zaten tehlikeli olduğu için, bu tehlikeli alan tehlikeli insanlara bırakılmamalıdır.

Bundan Müslümanlar bigâne kalamaz.

Dünya dijital devletle, devletin ve kişilerin her şeyi kontrol edilir ve de yönlendirilirken; devlet kurumları da dijital takip yöntemleriyle bir noktadan kontrole doğru gitmektedir.

Dijital okul ve hastahaneler.

Dijital hukuk ve askeri kurumlar.

-“Nübüvvetin tevhid-i İlâhî hakkındaki netâic-i âliyesinden ve düstur-u gàliyesinden  yani “Her birliği bulunan yalnız birden sudûr edecektir”; “Mâdem her şeyde ve bütün eşyada bir birlik var, demek bir tek zâtın icadıdır” diye olan, tevhidkârâne düsturu nerede; eski felsefenin bir düstur-u itikadiyesinden olan  “Birden, bir sudûr eder;” yani, “Bir zâttan, bizzat bir tek sudûr edebilir; sâir şeyler, vâsıtalar vâsıtasıyla, ondan sudûr eder” diye Ganî-i Alelıtlak ve Kadîr-i Mutlakı âciz vesâite muhtaç göstererek, bütün esbâba ve vesâite Rubûbiyette bir nevi şirket verip, Hàlık-ı Zülcelâle “akl-ı evvel” nâmında bir mahlûku verip âdetâ sâir mülkünü esbâba ve vesâite taksim ederek, bir şirk-i azîme yol açan şirkâlûd ve dalâletpîşe o felsefenin düsturu nerede? Hükemânın yüksek kısmı olan İşrâkiyyun böyle halt etseler, maddiyyun, tabiiyyun gibi kısımları ne kadar halt edeceklerini kıyas edebilirsin.”[1]

Allah diyemeyen batı ve batı felsefesi, İşrakiyyun[2] ile aklı esas alıp, oradan varlıkları kontrol etmeye hatta ilahi mahrem alana nüfuz edip etkilemeye çalışmaktadır.

Bir Allaha gidemeyen batı, Allah’ın ilk yarattığı şeylerden olan ilk akla doğru yol almaktadır.

Mahlukta kalıp, Halika ulaşmakta zorlanmaktadır.

MEHMET ÖZÇELİK

13-05-2023

[1] Bediüzzaman.Sözler.500.

[2] https://sorularlarisale.com/mesaiyyun-ile-israkiyyun-arasindaki-fark-nedir-eski-hukemanin-israkiyyun-kismi-kimlerdir-ukul-u-asere-ve-erbabul-enva-ne

Loading

No ResponsesHaziran 19th, 2023

SORULAR

Mekke hakkında bir makale yazar mısın


Medine hakkında bir makale yazar mısın

Şeairi islamiye hakkında bir makale yazar mısın

İttihad-i-islam hakkında bir makale yazar mısın

Müslümanların arasındaki ihtilaflar çözüm yolları ile ilgili bir makale yazar mısın

Islamin pozitif ilme verdiği önem hakkında bir makale yazar mısın

İslamin hayatta yaşanması ve yaşatılması hakkında bir makale yazar mısın

Namaz hakkında bir makale yazar mısın

Zekat hakkında bir makale yazar mısın

Hac hakkında bir makale yazar mısın

Oruç hakkında bir makale yazar mısın

Kelime- Şehadet hakkında bir makale yazar mısın

Allaha iman hakkında bir makale yazar mısın

Meleklere iman hakkında bir makale yazar mısın

Kitaplara iman hakkında bir makale yazar mısın

Peygamberlere iman hakkında bir makale yazar mısın

Ahiret gününe iman hakkında bir makale yazar mısın

Kadere iman hakkında bir makale yazar mısın

Salih amel hakkında bir makale yazar mısın

Münâfıklar hakkında bir makale yazar mısın

Kâfirler hakkında bir makale yazar mısın

Büyük günah işleyenler hakkında bir makale yazar mısın

Şefaat hakkında bir makale yazar mısın

Miraç hakkında bir makale yazar mısın

Kıyamet Alametleri hakkında bir makale yazar mısın

Mehdi hakkında bir makale yazar mısın

Deccal hakkında bir makale yazar mısın

Süfyan hakkında bir makale yazar mısın

Dabbetü’l-Arz hakkında bir makale yazar mısın

Yecüc mecüc hakkında bir makale yazar mısın

Hazreti İsa’nın nüzulü hakkında bir makale yazar mısın

Kıyametin kopuşu hakkında bir makale yazar mısın

Turkiyedeki solcular ve solculuk hakkında bir makale yazar mısın

Divan edebiyatı hakkında bir makale yazar mısın

İstanbulun işgali hakkında bir makale yazar mısın

Devrim ve inkilaplar hakkında bir makale yazar mısın

Zulüm hakkında bir makale yazar mısın

En iyi eğitim nasılsın olur ve olmalıdır,
hakkında bir makale yazar mısın

Türk eğitim sistemi hakkında bir makale yazar mısın

Türk Hukuk hakkında bir makale yazar mısın

Türk askeri yönetim sistemi hakkında bir makale yazar mısın

Hz. Muhammed’in özellikleri hakkında bir makale yazar mısın

Hz. Muhammedin yaptıkları ve insanlığa katkıları hakkında bir makale yazar mısın

Dünyanın sonu hakkında bir makale yazar mısın

İslami bir aile yapısı nasıl olması gerektiği hakkında bir makale yazar mısın

Boşanma sebepleri hakkında bir makale yazar mısın

İyi ve inançlı bir çocuk yetiştirme hakkında bir makale yazar mısın

Bir imamdan olması gereken özelikler hakkında bir makale yazar mısın

Bir öğretmende olması gereken özellikler hakkında bir makale yazar mısın

İslami hürriyet nasıl olmalı konusu hakkında bir makale yazar mısın

Allahın sıfatları hakkında bir makale yazar mısın

Allahın esmai hüsnası hakkında bir makale yazar mısın

Allahın varlıklardan tecellisi hakkında bir makale yazar mısın

Risale-i nur hakkında bir makale yazar mısın

Bediüzzaman Said Nursi hakkında bir makale yazar mısın

Bediüzzaman Said Nursi’nin eserleri hakkında bir makale yazar mısın

Ilmel yakin, aynen yakin ve hakkaniyet yakin hakkında bir makale yazar mısın

Kurban hakkında bir makale yazar mısın

Haramlar hakkında bir makale yazar mısın

Helaller hakkında bir makale yazar mısın

Loading

No ResponsesHaziran 19th, 2023

SESLER DÜNYASI

sesler dünyasında farklı sesler nasıl ortaya çikar


Sesler, titreşimlerin havada genişleyerek duyularımızın algılayabileceği bir şekle dönüştüğü anlamlı ses dalgalarıdır. Bu ses dalgaları, ses kaynağından çıktıktan sonra, havada titreşerek ilerler. İnsan kulağı, bu titreşimleri algılayarak ses olarak duyarız.

Farklı seslerin oluşumu ise kaynağı, frekansı ve amplitüdüne bağlıdır. Sesin kaynağı örneğin bir enstrüman, insan sesi ya da doğal bir kaynak da olabilir. Frekansı, ses dalgalarının titreşim sayısıdır ve insan kulağı 20 Hertz ile 20.000 Hertz arasındaki frekanslar arasındaki sesleri duyabilir. İşte, farklı frekanslardaki titreşimlerin bir kombinasyonu olan ses dalgaları, farklı ton ve ritimlerdeki seslerin ortaya çıkmasına neden olur.

Ayrıca, ses dalgalarının amplitüdü de çıkardığı sesin yüksekliği ile ilişkilidir. Yüksek amplitüdlü ses dalgaları, yüksek ses seviyelerine, düşük amplitüdlü ses dalgaları ise daha düşük ses seviyelerine neden olabilir.

Sonuç olarak, farklı seslerin oluşumu kaynağı, frekansı ve amplitüdüne bağlıdır. Bu faktörlerin bir kombinasyonu, belirtilen sesin farklı ton ve ritimlerde çıkmasına neden olur.
This message has been generated by Nova – download it for free:
https://novaappai.page.link/uDAzCUhvtJrwpQn49

 

Loading

No ResponsesHaziran 19th, 2023

SEMAVİ DİNLER

Semavi dinlerde günah ve sevap kavramı ve ölçüsü nedir


Semavi dinlerde günah, tanrısal hükümlere aykırı olan davranışlar ve kötülüklerdir. Sevap ise, tanrısal hükümlere uygun olan davranışlar ve iyiliklerdir. Günah ve sevap kavramları, her semavi dinde farklı ölçü ve kriterlere bağlı olarak belirlenmiştir. İslam dininde, Kur’an ve hadislerde bahsedilen davranışlar ve ölçütler, müminlerin günah ve sevaplarını belirler. Hristiyanlıkta, günah ve sevap kavramları, İncil’deki öğretilere ve kilise öğretilerine dayanır. Yahudilikte ise, Tora ve diğer kutsal metinler, günah ve sevap kavramlarını belirler.
*******
Semavi dinlerde günah, Tanrı’nın isteğine veya yasalarına karşı gelmek anlamına gelir. Sevap ise, Tanrı’nın isteğini yerine getirmek veya Onun yasalarına uymak anlamına gelir. Genellikle bu yasalar, insanların davranışlarıyla ilgili ahlaki kurallardan oluşur.

Ölçü olarak ise, semavi dinlerde günah ve sevap genellikle Tanrı’nın kitabında veya kutsal metinlerinde belirtilen kurallara göre ölçülür. Her dinde bu kurallar farklıdır ve uyulması gereken davranışlar da farklılık gösterir. Örneğin, İslam’da beş vakit namaz kılmak sevap, haram yeme içme veya zina yapmak ise günah olarak değerlendirilir. Hristiyanlıkta ise, insanların sevgi, merhamet ve dürüstlük gibi ahlaki değerleri uygulamaları teşvik edilir ve bu davranışlar sevap olarak kabul edilirken, yalan söylemek veya hırsızlık yapmak gibi davranışlar ise günah olarak değerlendirilir.

*****

Semavi dinlerde ortak olan inanç esasları nelerdir

Semavi dinlerde ortak olan inanç esasları şunlardır:

1. Tek ve biricik Tanrı inancı: İslam, Hristiyanlık ve Yahudilik’te, Tek Tanrı’ya inanılır.

2. Peygamber inancı: İslam, Hristiyanlık ve Yahudilik’te peygamberlere inanılır ve Tanrı’dan iletilen mesajları insanlara ulaştırdıklarına inanılır.

3. Kutsal kitap inancı: Semavi dinlerde kutsal kitapların kaynaklarına göre farklılık gösterir. İslam’da Kuran, Hristiyanlık’ta İncil ve Yahudilik’te Tevrat kutsal kitap olarak kabul edilir.

4. Ahiret inancı: Semavi dinlerde hayatın ölümle sonlanmadığına ve insanların ölümden sonra bir hayatı olduğuna inanılır.

5. Adalet inancı: Semavi dinlerde insanların yaptıklarının hesabının verileceğine, iyiliklerin sevap olarak karşılık bulacağına, kötülüklerin ise cezasını çekeceğine inanılır.

6. İyilik inancı: Semavi dinlerde insanların kendileriyle ve toplumla barışık bir şekilde yaşamasına, diğer insanlara yardımcı olmaya, sevgi, saygı, merhamet, dürüstlük gibi ahlaki değerlere önem verilir.

********

Gelecekte olması düşünülen tahmini olaylar nelerdir

Gelecekte olması düşünülen tahmini olaylar şunlar olabilir:

1. İklim değişikliği: Uzmanlar, küresel ısınmanın şiddetli hava olaylarına, deniz seviyesinin yükselmesine, su kaynaklarının baskı altında kalmasına ve çevresel etkilerine sebep olacağı konusunda uyarıyorlar.

2. Yapay Zeka ve Otomasyon: Gelecekte robotlar, yapay zeka ve otomasyon yerini insan çalışanlara bırakacaklar. Geleneksel iş rollerinde değişiklikler, işsizlik oranlarında artış ve ekonomik durgunluk yaşanabilir.

3. Demografik Değişim: Dünya nüfusunun artması yaşlı nüfusun oranının artması, doğum oranlarındaki düşüş, özellikle gelişmiş uluslarda siyasi ve sosyoekonomik sistemler üzerinde yük oluşturabilecek demografik değişimlere yol açabilir.

4. Yenilenebilir Enerji: Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı artıyor ve fosil yakıtlarından ayrışıyor. Bununla birlikte, bu geçiş dönemi, enerji kaynaklarına erişim ve kullanımında dengesizlikler ve çatışmalar yaratabilir.

5. Sağlık ve Tıp Teknolojilerinde Değişim: Tıp teknolojisi, insan uzun ömürlü ve sağlıklı yaşamında önemli bir rol oynayan büyük bir alan. Tıp teknolojilerindeki gelişmeler insan ömrünün artmasına yardımcı olabilecek.

6. Dijitalleşme: Dijitalleşme, her tür endüstriyi, hizmeti ve ürünü değiştirerek çok daha hızlı, daha verimli ve daha erişilebilir hale getirdi. Ancak, bağımlılık, gizlilik kaygıları ve veri güvenliği sorunları da ortaya çıkabilir.

Bu tahmini olaylar, belli olmamakla birlikte, gelecekte insanların yaşam koşullarını ciddi şekilde etkileyecek.
*****
Ben bir yapay zeka modeliyim ve tahminlerim insanlar gibi tamamen doğru olamaz. Ancak, bazı araştırmacılar gelecekte olması muhtemel olan bazı olayları tahmin ederken bazı eğilimler ve olası senaryolar üzerine çalışabilirler.

Bunlar arasında:

İklim değişikliği ve doğal afetlerin artması
Yapay zeka teknolojileri ve robotların daha yaygın hale gelmesi
Yeni yasaların çıkarılması ve dünya siyasetinde değişimlerin olması
Nüfusun artması ve kaynakların tükenmesi
İletişim teknolojilerinin gelişmesi ve yeni iletişim şekillerinin ortaya çıkması
Uzay yolculuğunun mümkün hale gelmesi ve uzayda yaşamın başlaması
Eğitim ve sağlık alanlarında teknolojik gelişmeler
Yapay et ve bitki bazlı yiyeceklerin yaygınlaşması
Sanayide değişiklikler ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı
İnsan ömrünün uzaması ve yaşlı nüfusun artması.

******

İslâm dünyasında maddi ve manevi alanda ne gibi değişiklikler ve değişimler olmaktadır

İslam dünyasında son yıllarda maddi ve manevi alanda birçok değişiklik ve değişim gerçekleşmiştir. Bu değişikliklerin bazıları şunlardır:

Ekonomik Değişimler: İslam dünyasında son yıllarda ekonomik açıdan büyük değişimler yaşandı. Petrol fiyatlarındaki düşüş, ekonomilerin çökmesine yol açarken, İslam coğrafyasının genelinde yoksulluk ve işsizlik oranları artmıştır. Bunun yanı sıra, özelleştirme gibi ekonomik reformlar da gerçekleştirilmiştir.

Siyasi Değişimler: İslam dünyasında son yıllarda siyasi alanda da büyük değişimler olmuştur. Özellikle Arap Baharı ile birlikte birçok ülkede hükümetler değişirken, özgürlük ve demokrasi talepleri artmıştır. Ancak, birçok ülkede hala demokratikleşme süreci tamamlanmamıştır.

Kültürel Değişimler: İslam dünyasında kültür ve yaşam tarzı konusunda da birçok değişim yaşanmaktadır. Özellikle genç nesiller arasında Batılı yaşam tarzı ve kültürüne ilgi artarken, geleneksel İslami yaşam biçimi ve değerlerin yozlaşması endişe kaynağıdır. Bu nedenle, birçok İslam ülkesinde kültürel açıdan restorasyon hareketleri başlatılmıştır.

İnanç Değişimleri: İslam dünyasında son yıllarda dinî açıdan da birçok değişim ve değişiklik yaşanmaktadır. Özellikle batılı yorumlar, İslam’ı eleştiren söylemler ve İslam’ın terör ile özdeşleştirilmesi gibi etkenler birçok gençte dinî inançlara ve düşüncelere yönelik değişikliklere neden olmuştur. Bu nedenle, İslam dünyasında dinî açıdan mücadele ve farkındalık projeleri uygulanmaya başlanmıştır.

*******

Dünya teknoloji alanında nereye doğru gitmektedir

Dünya teknoloji alanında sürekli olarak gelişmekte ve ilerlemekte olan bir sektördür. İleri teknolojik yenilikler, hayatın her alanında daha hızlı, daha verimli ve daha kolay hale getirmeyi amaçlar.

Özellikle son yıllarda yapay zeka, robotik, nesnelerin interneti (IoT), blok zinciri, biyoteknoloji, uzay keşfi, otonom araçlar, enerji teknolojileri gibi alanlarda önemli gelişmeler yaşanmaktadır. Teknoloji artık sadece bir seçenek değil, gereklilik haline gelmiştir ve bundan sonraki dönemde de teknolojik yeniliklerin hayatımıza daha fazla dahil olacağı kesindir.

Gelecekte, teknolojinin insan hayatını daha çok kolaylaştırması ve iyileştirmesi beklenmektedir. Bu gelişmelerin sağlanması için ise ar-ge faaliyetlerine önem verilmesi, inovasyon ve yaratıcılık süreçleriyle sürekli olarak ileri teknolojik yeniliklerin hayata geçirilmesi gerekmektedir.

******

Sohbet başlatmak için mesajınızı girin. Bu bir soru, bir ifade veya başka herhangi bir metin olabilir.

Dini ve bilimsel açıdan kainatın oluşumu nasıl gerçekleşmiştir

Din açısından kainatın oluşumu, farklı dini inançlara göre farklı şekillerde açıklanabilir. Örneğin, İslam inancına göre kainat Allah’ın kelamıyla yaratılmıştır. Kuran’da geçen “Ol” emriyle evren, Allah’ın iradesi ve gücüyle var olmuştur.

Hristiyan inancına göre ise kainat Tanrı’nın yaratmasıyla şekillenmiştir. İncil’de, Tanrı’nın “Yaratılsın” emriyle evren var olmuştur.

Yahudi inancına göre ise evren Tanrı’nın kelamı sonucu yaratılmıştır. Tanrı’nın bu kelamından sonra evren şekillenmiştir.

Bilimsel açıdan ise kainatın oluşumu, teoriler, gözlemler ve deneyler üzerine dayanan bir model ile açıklanır. Büyük Patlama teorisi, kainatın şu anki haline gelmeden önce sıcak ve yoğun bir halden patlayarak genişlediğini ve evrenin şu anki hali oluştuğunu öne sürer.

Kainatın oluşumu konusu hem din hem de bilim alanında büyük önem taşır ve çeşitli tartışmaları beraberinde getirir. Ancak her iki açıdan da evrenin varlığına ve varoluşuna ilişkin derin bir anlam taşır.

Dünyanın oluşumu nasıl gerçekleşmiştir

Dünya’nın oluşumu, yaklaşık 4,5 milyar yıl önce gerçekleşmiştir. Bu süreç, geçmişteki asteroit ve kuyruklu yıldızların Dünya’nın yörüngesine çarpma sonucu oluşan küçük parçaların birleşmesiyle başladı. Bu parçalar zamanla daha büyük bir kütle oluşturdu ve birleşerek gezegenin doğumuna sebep oldu.

Periyodik tablonun ilk dönemlerinde Dünya’nın gaz ve toza kaplı olduğu düşünülmekteydi. Daha sonra, Dünya hızla soğumaya başladı ve üzerinde su ve diğer elementlerin birikmesine izin verdi. Bu süreçte, güneş sistemindeki diğer gezegenlerin etkisi de Dünya’nın oluşumuna katkı sağlamış olabilir.

Bilim insanları, Dünya’nın oluşumu hakkında daha fazla bilgi edinmek için, gezegenimizin iç yapısını ve manyetik alanını araştırıyorlar. Sonuç olarak, Dünya’nın oluşumu hala tam olarak anlaşılamamış olsa da, araştırmalar devam ediyor ve daha fazla keşif yapılması bekleniyor.

*****

Kainatın başlangıcında ilk var edilen şeyler nelerdir

Dinamik bir tartışma konusu olan kainatın başlangıcına dair farklı teoriler ve görüşler vardır. Ancak Big Bang teorisi, evrenin 13,8 milyar yıl önce büyük bir patlama ile başladığını ve bu patlamadan sonra evrenin genişlediğini ve soğuduğunu öne sürer.

Bu patlamadan sonra evrenin ilk var edilen şeyleri olarak; zaman, uzay, madde ve enerji sayılabilir. Bu varlıkların ilk oluşumlarına dair detaylı bilgiler henüz tam olarak çözümlenememiştir. Ancak bazı teoriler, ilk elementlerin hidrojen, helyum ve lityum olduğunu öne sürmektedir. Bunlar, evrenin ilk dönemlerinde yüksek sıcaklık ve basınç altında oluşmuşlardır.

 

Loading

No ResponsesHaziran 19th, 2023

KURANIN İHTİVA ETTİĞİ KONULAR

KURANIN İHTİVA ETTİĞİ KONULAR NELERDİR

Kuran, İslam dininin temel yazılı kaynağıdır ve birçok konuyu içermektedir. Kuran, Allah’ın sözü olduğuna inanılır ve peygamber Muhammed’e indirilmiştir. İşte Kuran’da yer alan önemli konular:

Allah’ın varlığı ve birliği

Peygamberler ve ilahi mesajlar

Melekler ve cinler

Kitaplar (Tevrat, İncil, Zebur, Kuran)

Ahiret ve ölüm

Namaz, oruç, zekat ve hac gibi ibadetler

Aile yapısı, evlilik, talak (boşanma) gibi konular

İnsan hakları, adalet ve dürüstlük

Doğruluk, merhamet, sabır gibi erdemler ve değerler

Cihad ve barış

İyilik ve kötülük, günah ve sevap

Toplumsal hayat ve sosyal sorumluluk

Tefekkür ve düşünce yapısı.

Cennet ve cehennem

Bu konular, Kuran’ın ana hatlarını oluşturur ve İslam dininin temel prensipleri ve inançları hakkında bize bilgi verir.

 

************  

Bakara.225 bil lağvi fi eymanikum

Mağşuş ve mağduB
“Yeminlerinizin kasıtlı olmayanlarından dolayı Allah sizi sorumlu kılmaz, fakat kalplerinizin yöneldiği yeminden sizi sorumlu tutar. Allah çok bağışlayıcıdır, aceleci değildir.”
başka âyette ise “…Fakat bilerek ettiğiniz yeminlerden dolayı sizi sorumlu tutar” (Mâide 5/89

Loading

No ResponsesHaziran 19th, 2023

Nostradamus

Nostradamusun yaptığı kehanetleri sıralarmısın.

1) “Mars, Titreşimler, Dünya Üzerinde Büyük Değişiklikler” (1555)
2) “Fransa Krallığı’nın Sonu” (1555)
3) “Karanlık Kıta’nın Keşfi” (1555)
4) “Londra’da Büyük Yangın” (1666)
5) “Fransız Devrimi” (1789)
6) “Napolyon’un Yükselişi ve Çöküşü” (1804-1815)
7) “I. Dünya Savaşı” (1914-1918)
8) “II. Dünya Savaşı” (1939-1945)
9) “9/11 saldırıları” (2001)
10) “2020 yılında dünya çapında bir salgın hastalık” (1555)

********

Nostradamus’un kehanetleri arasında şunlar yer alır:

11 Eylül saldırıları: “Biraz daha az üzgün olacağız, çünkü iki kulede ölümler olacak.”

Adolf Hitler’in yükselişi: “Bir bataklıkta doğacak bir domuz, Almanların lideri olacak.”

Kennedy suikastı: “Bir lider gökyüzünde ölecek, büyük acı getirerek.”

COVID-19 pandemisi: “Herkes evinin içinde kapalı kalacak, vebanın sızdığı yerlerdeki insanlar ölecek.”

Fransız Devrimi: “Kral ve kraliçenin başları kesilecek, Fransa kaos içine düşecek.”

Nostradamus’un kehanetleri belirsiz bir şekilde yazılmıştır ve insanlar genellikle onları gerçek olaylarla eşleştirip yorumlamaktadır. Ancak, bazıları doğruymuş gibi görünmektedir.

*****

Dünyada meydana gelecek olaylarla ilgili bilimsel tesbitler nelerdir
Bilim insanları gelecekte meydana gelebilecek olayları önceden tahmin edebilme yeteneğine sahip değillerdir. Ancak doğal afetler ve iklim değişikliği gibi bazı olaylar hakkında öngörüler yapılabilir. Örneğin, bilim insanları iklim değişikliğinin dünyanın birçok yerinde sıcaklıkların artmasına ve deniz seviyelerinin yükselmesine neden olacağını tahmin ediyorlar. Ayrıca, deprem ve volkanik faaliyet gibi doğal afetler, tarihsel olarak belirli bölgelerde meydana gelen jeolojik aktivitelere dayalı tahminler yapılarak önceden tahmin edilebilirler. Bununla birlikte, belirli bir yerde ne zaman ve ne şekilde gerçekleşebileceği konusunda kesin tahminler yapılamaz. Bu yüzden, bilim insanları gelecekte tam olarak ne olacağını bilmese de, yapılabilecek en iyi şey, yürüttükleri araştırmalarla insanları bilgilendirmek ve tasarım teknolojileri gibi önleyici ve hazırlık önerilerinde bulunarak, daha güvenli ve sürdürülebilir bir gelecek için çalışmalar yapmaktır.

*****
Bilimsel olarak öngörülebilecek bazı dünya olayları şunlardır:

Deprem: Yerküre sürekli hareket halindedir ve bu hareketler sonucunda depremler meydana gelir. Bilim insanları, dünya üzerindeki hangi bölgelerde deprem meydana gelebileceğini, büyüklüğünü ve zamanını tahmin edebilirler.

İklim Değişikliği: Dünya atmosferindeki sıcaklık değişikliklerinin yarattığı iklim değişiklikleri, bilimsel olarak öngörülebilir. İklim modelleri, gelecekte ne tür iklim değişikliklerinin olabileceğini tahmin edebilir.

Epidemiler: Bilim insanları, yeni hastalıkların ortaya çıkması ve epidemilerin patlak vermesi durumunda, hastalıkların yayılım hızını ve ölüm oranlarını tahmin edebilirler.

Volkanik Patlamalar: Volkanik patlamaların büyüklüğü ve seviyesi öngörülebilir. Bilim insanları, volkanik faaliyet gösteren bölgelerde yaşayan insanları uyarmak ve ölüm oranlarını azaltmak için önlemler alabilirler.

Uzay Olayları: Güneş patlamaları, meteor çarpışmaları ve benzeri uzay olayları öngörülebilir. Bilim insanları, uzay ajansları ve hükümetler, bu tür olaylarla başa çıkmak için önlemler alabilirler.

Bitki ve Hayvan Türlerinin Yok Olması: İnsan faaliyetleri ve çevresel faktörler, bitki ve hayvan türlerinin yok olmasına neden olabilir. Bilim insanları, hangi türlerin tehlike altında olduğunu belirleyip, koruma ve restorasyon çalışmaları için planlar yapabilirler.

*****
İleriye dönük olaylarla ilgili bilimsel tesbitler tahmin edilebilir, ancak kesin olmayabilir. Bazı bilimsel tahminler arasında iklim değişimi ve doğal afetler (örneğin depremler, volkanik patlamalar, tsunamiler), enerji krizleri, su sıkıntısı, biyolojik tehditler (örneğin pandemiler) ve teknolojik ilerlemeler yer alabilir. Ancak, bunlar sadece muhtemel senaryolardır ve zaman içinde değişebilirler.
*****
Gelecekte olacak olaylarla ilgili ne gibi tespitlerde bulunulmuştur
Ben bir yapay zeka dil modeliyim ve gelecekte olacak olaylar hakkında kesin tespitler yapamam. Ancak bilim insanları, iklim değişikliği, teknolojik gelişmeler, demografik değişimler ve siyasi/güvenlik sorunları gibi konularda geleceğe ilişkin tahminlerde bulunmaktadırlar. Bu uzun vadeli tahminler genellikle belirli bir oranda belirsizlik ve değişkenlik içermektedir.

*******

Kuranı kerimde gelecekle ilgili olan bilimsel ne gibi tesbit ve haberler yapılmıştır
Kur’an-ı Kerim’de gelecekle ilgili olarak bilimsel kesinlikle yapılacak birçok haber yer almaz. Ancak Kur’an-ı Kerim’de birçok ayet, evrenin düzeni, yaratılışı, kainattaki gezegenlerin hareketi ve diğer doğa kanunları hakkında bilgiler vermektedir. Bunlar gelecekle ilgili değil, mevcut bilgilerle ilgilidir. Örneğin, Kur’an-ı Kerim’de yer alan ayetler, evrenin yaratılışının düzenli olduğunu, yeryüzünde yaşamın bir amacı olduğunu ve Allah’ın yarattığı her şeyin bir amacı olduğunu vurgulamaktadır. Kur’an-ı Kerim’deki bu bilgiler ileride keşfedilecek bilimsel keşiflerin habercisi olarak değil, mevcut bilgilerin hatırlatıcısı olarak kabul edilmelidir.

*****
Kuranı kerimdeki gaybi haberler nelerdir
Kur’an-ı Kerim’de bahsi geçen gaybi haberler arasında şunlar yer almaktadır:

Ahiret hayatı: Kur’an-ı Kerim, ölüm sonrası ahiret hayatında neler olacağına dair detaylı bilgiler verir.

Cennet ve Cehennem: Kur’an-ı Kerim’de cennet ve cehennem ile ilgili detaylı bilgiler yer almaktadır.

Peygamberlerin haberleri: Kur’an-ı Kerim’de peygamberlerin hayatları ve görevleri hakkında bilgiler verilir.

Kıyametin kopması: Kur’an-ı Kerim’de kıyametin kopacağı, yeryüzünün başına gelecek olaylar ve bunların detayları hakkında bilgiler yer almaktadır.

Melekler: Kur’an-ı Kerim’de meleklerin varlığı, görevleri ve özellikleri hakkında bilgiler verilir.

İsa’nın yükselişi: Kur’an-ı Kerim’de Hz. İsa’nın yükselişi hakkında bilgiler yer almaktadır.

İddet süreleri: Kur’an-ı Kerim’de kadınların iddet süreleri hakkında bilgiler verilir.

Gaybı bilen Allah’ın sıfatları: Kur’an-ı Kerim, Allah’ın gaybi bilen sıfatları hakkında bilgi verir.

*****
Peygamberlerin mucizelerinin bilimsel izahları nelerdir
Bu konu tartışmalı ve görüşler farklı olabilir. Ancak, bazı bilim insanları peygamberlerin mucizelerini şu şekilde açıklamaktadır:

Musa’nın denizi yarması: Bazı araştırmacılara göre, kıyıda meydana gelen doğal bir olay olan gelgitin, Musa’nın kuvvetli rüzgarı kullanarak denize doğru itilmesi sonucu denizi ikiye ayırdığı düşünülmektedir.
İsa’nın mucizeleri: İsa’nın hastaları iyileştirmesi ve ölüleri diriltmesi gibi mucizelerinin bilimsel açıklaması zor olsa da, bazı insanlar bunları hipnoz veya psikosomatik etkilerle açıklamaktadır.
Hz. Muhammed’in mucizeleri: Hz. Muhammed’in göğe yükselmesi mucizesi, bazı araştırmacılara göre, bir lucid rüya veya trans benzeri bir deneyim olabilir. Ayrıca, Hz. Muhammed’in bir kereye mahsus olarak suyu bölmesi mucizesinin de, suyun yatağında meydana gelen bir deprem sonucu oluştuğu düşünülmektedir.
Tabii ki, bu sadece farklı bilim insanlarının teorileri ve inançlara göre farklı açıklamalar olabilir. Mucizelerin gerçek mi yoksa doğal olaylar mı olduğu, henüz tamamen açıklanabilir bir konu değildir.
*****

Bilimsel gelişmeler nereye doğru gitmektedir
Bilimsel gelişmeler günümüzde daha hızlı bir şekilde ilerlemektedir. Bu gelişmeler teknoloji, tıp, uzay keşfi, enerji, ağ teknolojileri, gıda ve tarım, biyoteknoloji, yapay zeka, çevre ve iklim değişikliği vb. alanlarda sürmektedir.
Yapay zeka, nesnelerin interneti ve robotik gelişmeleri özellikle son dönemlerde hızla ilerlemekte ve kullanım alanları her geçen gün genişlemektedir.
Tıp alanında geliştirilen genetik testler, kişisel tedavi yöntemleri, nanoteknoloji, biyoteknolojik ilaçlar ve dijital sağlık teknolojileri gibi yeni gelişmeler hastalıkların tanı ve tedavi süreçlerinde büyük faydalar sağlamaktadır.
Aynı zamanda, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik araştırmalar da devam etmektedir ve gelecekte fosil yakıtların yerine daha çevre dostu enerji kaynaklarının kullanımı yaygınlaşacaktır.
Bu nedenle, bilimsel gelişmeler geniş bir yelpazede ilerlemekte ve gelecek nesillerin hayatını olumlu yönde etkileyecek pek çok yeni teknoloji ve keşfin ortaya çıkacağı öngörülmektedir.

 

Loading

No ResponsesHaziran 19th, 2023

MEHDİYYET

Mehdiyyetin 3 vazifesi

Ve üçüncü vazife ve devresi olan, siyaset, ittihadi İslam
İman.hayat.şeriat
*****
Mehdiyyetin üç vazifesi nedir, açıklar mısınız

Mehdi’nin üç vazifesi şunlardır:

Ahlaki liderlik: Mehdi, insanların ahlaki değer ve erdemliliğe uymaları için örnek bir lider olarak hareket eder ve onlara doğru yolu gösterir.

Siyasi liderlik: Mehdi, adaletli bir şekilde yönetim yaparak insanlara eşitlik ve adalet sağlar. Siyasi kararlar alır ve insanları güvende tutmak için gereken tedbirleri alır.

Dini liderlik: Mehdi, İslam’ın doğru yorumunu ve uygulamasını insanlara öğretir ve İslam’ın doğru yolu üzerinde insanları yönlendirir. İnsanları Allah’a yakınlaştırmaya ve İslam’a davet etmeye çalışır.

*****
Bediüzzaman mehdinin üç vazifesini nasıl izah etmektedir

Bediüzzaman, mehdinin üç vazifesini şöyle izah etmektedir:

İslamiyet’in gerçek anlamını ve özünü yeniden ortaya çıkarmak: Mehdi, İslam’ın özüne uygun olarak yaşamanın ve uygulamanın yeniden canlandırılmasını sağlayacak ve yanlış anlaşılan bazı İslami prensipleri düzeltip netleştirecektir.

Adalet ve insaniyeti kurmak: Mehdi, adil bir dünya düzeni kurmak için mücadele ederek zulüm ve haksızlığı ortadan kaldıracak ve insanların haklarını koruyacaktır.

Dünya barışını tesis etmek: Mehdi, dünya barışı için çalışacak ve insanlar arası çatışmaları sonlandırmak için adımlar atacaktır. Böylece, tüm insanlar arasında sevgi, saygı ve barışın hakim olduğu bir dünya düzeni kurulacaktır.

****

İttihad-ı İslâmı izah edermisiniz

İttihad-ı İslam, İslam Birliği anlamına gelir. Bu kavram, İslam dünyasında siyasi, kültürel ve ekonomik birlik konusunu ifade etmektedir. İslam dünyasındaki ülkelerin bir araya gelerek güçlerini birleştirerek, birlik ve beraberlik içinde hareket etmelerini savunur. Ayrıca İslam Birliği’nin, İslam dünyasındaki adaletsizliği önleme, kalkınmayı hızlandırma, teröre karşı mücadele ve İslam’ın dünya çapında etkisini artırma gibi faydaları olduğuna inanılır. İttihad-ı İslam genellikle Müslüman Kardeşler gibi İslamcı gruplar tarafından savunulur ve desteklenir.

*****

https://tesbitler.com/2021/02/21/45-ittihad-i-islam/

https://tesbitler.com/2015/11/09/ittihad-i-islam/

https://youtu.be/6BQhyQD1rs0
https://youtu.be/AWf3b89KTOo
https://youtu.be/y5BIq21_5oc

************ 

* Hadis“Sizin adınıza Deccâl’den başka şeylerden daha çok korkuyorum. Şayet Deccâl ben aranızdayken çıkarsa, onun oyununu bozar, delillerini çürütürüm. 

Eğer ben aranızdan ayrıldıktan sonra çıkarsa, artık herkes kendini ona karşı savunup korumalıdır. Zaten Allah Teâlâ mü’minleri onun kötülüklerinden koruyacaktır. Deccâl kıvırcık saçlı, patlak gözlü, (Câhiliye devrinde ölen) Abdüluzzâ İbni Katan’a benzeyen bir gençtir. Sizden onu gören Kehf sûresinin baş (ve son) tarafından onar âyet okusun. O Şam ile Irak arasındaki bir yerden çıkacak. Sağa sola her yana kötülüğünü yayacaktır. Ey Allah’ın kulları, imanınızı koruyup direnin!” 

* Hadîste “Eğer o deccal benim zamanımda ortaya çıkarsa, ben ona delillerimle karşı koyarım.. 

 

* Hz. isanın göğe çekilemsi ve nüzulü 

İslam inancına göre, Hz. İsa’nın göğe çekilmesi ve nüzulü, Kuran’da da bahsedildiği gibi gerçekleşmiştir. Hz. İsa, Allah’ın izniyle göğe çekilmiş ve orada Allah’ın huzurunda beklemektedir. Nüzulü ise, Kıyamet gününde gerçekleşecektir. Kıyamet gününde Hz. İsa yeryüzüne inerek, adaleti sağlamak için Allah’ın emirleri doğrultusunda hareket edecektir. Bu olay, İslam inancının önemli bir parçası olarak kabul edilir ve Müslümanlar tarafından büyük bir saygıyla karşılanır. 

 

*İsanın kurandan nüzulü ile ilgili deliller. 

Al-i İmrân, 55,56, En‘âm, 6, Zümer 42 , Nisâ’, 157-158,159 , Mâide, 110, Zuhruf, 58-60,  

*”Sana kitabı indiren O’dur. Onun (Kur’an) bir kısım âyetleri muhkem­dir, ki bunlar kitabın esasıdır; diğerleri ise müteşâbihtir. Kalplerinde eğrilik bulunanlar, fitne çıkarmak ve onu (kişisel arzularına göre) te’vil etmek için on­daki müteşâbihlerin peşine düşerler. Halbuki onun te’vilini ancak Allah bilir; bir de ilimde yüksek payeye erişenler. Derler ki: Ona inandık, hepsi Rabbimiz katındandır. (Bu inceliği) yalnız aklıselim sahipleri düşünüp anlar.” (Âl-i İmran, 3/7) 

  

Ebû Saidi’l-Hudrî’den rivayet edilen bir hadis-i şerifte ise Mehdi’nin zamanındaki bolluk ve bereketten söz edilirken şöyle buyurulur:

“Benim ümmetim onun döneminde öylesine bir refaha ulaşacaktır ki, o güne kadar benzerine asla rastlanmamıştır. O kadar ki yer mahsullerini verir, insanlardan hiçbir şey saklamaz, mal da o gün çok birikir. Adam kalkıp, ‘Ey Mehdî, bana ver!’ dediğinde, Mehdî de ‘Al!..’ der.”(İbni Mace, Kitabü’l-Fiten, 34)

“Ümmetim onun zamanında benzerine rastlanmamış derecede nimetlere kavuşacaklar, gök bol bol yağmurunu gönderecek. Yer de bitki ve mallardan hiçbir şey saklamayacak.(Yani yeraltı zenginliklerini insanların faydasına sunacaktır.) (Mecmaü’z-Zevaid, VII/317)

*

  • Mecma’Ül-Bahreyn ve Matla’ün-Neyyireyn, Yaz: Fahrettin et-Türeyhi (-1085 H./1674 M.)

Mehdi Allah’in hak yola erdirdigi kimsedir. Mehdi Peygamber’in son zamanda gelecegini müjdeledigi, kendi ailesinden olan kimsenin adidir. Yeryüzünü adalet ve esitlikle dolduracak; zulüm ve haksizlikla dolmus, iken. O Konstantaniye’de Mesih ile birlikte olacak. Araba ve Arap olmayan herkese hükmedecek, Deccal’i öldürecek.

…Onlar için dünyada bir asagilanma (rüsvaylik), ahirette büyük bir azab vardir. (Bakara Suresi, 114)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

** *İslam hukukuna göre; mal alanın eli kesilecek, insanlara zarar veren sürülecek, öldüren kısasla öldürülecek. 

*Hz. Adem varlıkların kıblesidir. Tıpkı Kabenin insanların ve Beyt-i Ma’murun da meleklerin kıblesi olması gibi. 

İki kere secde edilmesi sünnet olmakla beraber, biri de Ademe secde emriyle meleklerin secde ederken, şeytanın secde etmemesi üzerine buna karşı şükür ifadesi olarak meleklerin ikinci defa secdeye gitmelerindendir. 

 

*Nifak perdesi altında solanlar 

 

*AHİRZAMANDADA BU BESLENME VEYA MAHRUMİYET DAHA AÇIK GÖRÜLÜR.

* *Fehel entüm müntehun 

Şeytan, içki ve kumarla, ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçiyor musunuz? Mâide Suresi 91. Ayet 

Arapçada nehiy kelimesi kökünden Kur’an-da 56 yerde geçmektedir. 

 

 

Loading

No ResponsesHaziran 19th, 2023

KURANIN KURANLA TEFSİRİ

Kuranın kuranla tefsirine örnekleri maddeler halinde siralarmisiniz


  1. Kuran ayetlerinde bazen bir konu birden fazla ayetle ele alınır ve bu ayetler birbirleriyle ilişkili olabilir. Bu durumda, kuranla tefsir yapılırken bu ayetler bir arada ele alınarak anlamı daha iyi anlaşılır.

    2. Bazı kuran ayetleri, geçmişteki olayların ne olduğuna veya nasıl olduğuna dair kısa ipuçları verir. Bu durumda, kuranla tefsir yapılarak ayetin ne anlama geldiği daha iyi anlaşılabilir.

    3. Kuran ayetleri, bazen bir kelime veya ifadeyi kullanarak anlatılan şeyin tam bir tanımını yapmaz. Bu durumda, kuranla tefsir yaparak o kelime veya ifadenin doğru anlamı belirlenir ve mevcut olan diğer bilgilerle birleştirilerek anlam daha net hale getirilir.

    4. Bazı ayetler, özellikle hadislerle benzerliği dolayısıyla, kuranla tefsir yapılması gerekebilir. Kuran ayetleri doğrudan Allah tarafından gönderilirken, hadislerin kaynağı ise peygamberdir ve dolayısıyla onların anlamı da ayrı bir tartışma konusudur.

    5. Kuran ayetleri, sadece bir konuya değil aynı zamanda birden fazla konuya da işaret edebilir. Bu durumda, kuranla tefsir yapılırken birden fazla konu ele alınarak anlam daha iyi anlaşılır.

    ******

    Kuranı bütün yönleriyle bir bütün olarak nasıl değerlendirmeliyiz

    Kuran’ı bütün yönleriyle bir bütün olarak değerlendirmek için şu yöntemler uygulanabilir:

    1. Tüm ayetleri ele alın: Kuran’ı bütüncül bir yaklaşımla değerlendirmek için tüm ayetlerin okunması gerekir. Bu, her bir ayetin yalnızca kendisi için değil, aynı zamanda başka ayetlerle de ilişkili olduğu ve bir bütünün parçası olduğu anlaşılabildiği için önemlidir.

    2. Kontekstin anlaşılması: Kuran ayetleri, belirli bir tarihsel, sosyal ve kültürel bağlamda yazılmıştır. Ayetlerin anlamını anlamak için böyle bir bağlamın anlaşılması önemlidir. Buna ek olarak, ayetlerin Musa, İsa, Muhammed ve diğer peygamberler hakkında bilgi verdiği ve doğruladığı unutulmamalıdır.

    3. Tarihsel ve siyasi gerçeklerin göz önünde bulundurulması: Kuran, bir dizi tarihsel ve siyasi gerçekliğe atıfta bulunur. Örneğin, İslam’ın ilk dönemindeki toplumsal sorunlar, savaşlar, siyasi mücadeleler gibi konulara değinir. Bu gerçeklerin anlaşılması, ayetlerin anlamını anlamak için önemlidir.

    4. İçeriğin bütünlüğü: Kuran, birbirinden farklı konuları ele alan ayetler içerir. Ancak bu konuların hepsi, bir bütünlük içinde anlaşılması gereken İslam’ın ana prensipleri ve ilkeleriyle bağlantılıdır. Bu nedenle, Kuran’ı bütün yönleriyle değerlendirirken, her bir ayetin bütünlük içinde nasıl bir anlam taşıdığına dikkat edilmelidir.

    5. Kapsamlı bir yorumlama: Kuran, çeşitli yönlerden yorumlanabilir ve farklı okuyucular için farklı anlamlar taşıyabilir. Bu nedenle, Kuran’ı bütün yönleriyle değerlendirmek için kapsamlı bir yorumlama yapmak önemlidir. Bu, diğer Kuran alimleriyle olan tartışmalara açık olmak için açık bir zihniyet gerektirir.

Loading

No ResponsesHaziran 19th, 2023

KARAKTER

Karakter nasıl bir özelliktir

Karakter, bir nesnenin veya bir canlının kendi başına sahip olduğu, o nesne veya canlının özelliklerinin, niteliklerin, davranışların bir araya gelmesiyle oluşturulan bir bütün. Her bir insan, hayvan, bitki ve nesne kendine özel karakteristik özelliklere sahiptir.

****

Karakter nasıl kazanılır ve nasıl olmalıdır.
3 farklı cevap

Karakter, bir kişinin özelliklerinin, niteliklerinin ve davranışlarının bir araya gelmesiyle oluşur. Bir kişinin karakterini kazanması ve nasıl olması gerektiği ise o kişinin değerlerini, prensipleri, inancı, ahlaki normları, eğitim ve tecrübeleri gibi özelliklerine bağlı olarak değişir. Karakter kazanımı için bazı genel öneriler şöyle özetlenebilir:

· Kişinin kendi değerlerinin ve prensplerinin bilincinde çıkması,
· Kişinin diğer insanlara karşı saygı duyması,
· Kişinin kendine güveni olması,
· Kişinin başkalarına karşı sorumluluk sahibi olması,
· Kişinin kendi kararlarını kendisi vermesi,
· Kişinin adaletli bir tutum sergilemesi,
· Kişinin zorluklara karşı dirençli olması ve pes etmemesi.

***

Karakter kazanmak ve olmak için yapılacak şeyler şunlardır:

1. Tutkulu olun: Karakterli insanlar tutkulu olurlar ve kendilerine bir amaç belirlerler. Amacı olan insanlar hedeflerine ulaşmak için çaba sarf ederler ve ne istediklerini bilirler.

2. Vicdan sahibi olun: Karakterli insanlar doğruyu yaparlar ve dürüst olurlar. Vicdanlarına uygun davranırlar ve başkalarına zarar vermekten kaçınırlar.

3. Öz disiplinli olun: Karakterli insanlar kendi kendilerine disiplin uygularlar ve hayatlarına düzen getirirler. Kendilerine karşı sorumluluk sahibi olurlar ve amaçlarına ulaşmak için çalışırlar.

4. Saygı gösterin: Karakterli insanlar insan haklarına saygı gösterirler ve başkalarına değer verirler. Empati kurarlar ve başkalarının bakış açısını anlamaya çalışırlar.

5. Kendinize güvenin: Karakterli insanlar kendilerine güvenirler ve başkalarının kendilerine güvenmesini sağlarlar. Olumlu düşünürler ve hayatta başarılı olacaklarına inanırlar.

6. Sabırlı olun: Karakterli insanlar sabırlıdırlar ve istedikleri şeyleri elde etmek için zaman harcarlar. Pes etmezler ve hedeflerine ulaşmak için gereken her şeyi yaparlar.

7. Sorumluluk sahibi olun: Karakterli insanlar sorumluluk sahibidirler ve karşılaştıkları problemlerle yüzleşirler. Hatalarını kabul ederler ve sonuçlarına katlanırlar.

Karakterli olmak için bu özellikleri uygulayın ve hayatınızı karakterli bir şekilde yaşayın.

***

Karakter, bireyin öz değerleri ve tutkularına dayalı olarak şekillenen bir kişilik özelliğidir. İyi ve güçlü bir karakter, dürüstlük, inanç, sadakat, saygı, empati, öz disiplin, çalışkanlık ve cesaret gibi değerlere dayalıdır.

Karakter kazanmak için şunları yapabilirsiniz:

Kişisel değerlerinizi belirleyin: Sahip olduğunuz değerleri tanımlayın ve bu değerleri güçlendirmek için kendinize hedefler belirleyin.

Dürüst olun: Özellikle kendinize karşı dürüst olmak, karakterinizin temel değerlerinden biridir.

Empati kurun: Başkalarının duygularını ve ihtiyaçlarını anlamaya çalışın.

Azimli olun: Hedefleriniz için çalışık ve kararlı olun ve hayatınızda istikrarlı ve disiplinli bir şekilde ilerleyin.

Kendinize saygı duyun: Kendinize saygı duymak, başkalarına saygı duymak için de önemlidir.

Disiplinli olun: Kendinize bir rutin belirleyin, bu rutine sadık kalın ve hayatınızda düzeni koruyun.

Sorumluluk sahibi olun: Kararlarınıza ve eylemlerinize sorumluluk taşıyın ve başkalarının yaşamlarını olumlu yönde etkilemek için gayret gösterin.

Karakter kazanmak bir süreçtir ve sürekli olarak çabalamanız gereken bir şeydir. Ancak doğru değerlere dayalı bir karakter, insanlar arasında saygı kazanmanızı sağlayacak ve hayatınızın birçok alanında size başarı getirecektir.

****

Karakter kaybetmiş bir insan portresi ve görüntüsü çizip anlatirmisin

Karakter kaybetmiş bir insanın portresi ve görüntüsü tasvir etmek oldukça subjektiftir, ancak bazı genel özellikler çizilebilir:

· Kişinin kendi değer ve prensiplerinden uzaklaşmış olması,
· Kişinin diğer insanlara karşı saygısız davranması,
· Kişinin kendi kararlarını kendisi vermediği için başkalarına bağımlı ve güçsüz bir konuma düşmüş olması,
· Kişinin sorumsuz ve sorumsuz davranışı,
· Kişinin adaletsiz bir tutum sergilemesi,
· Kişinin zorluklarda pes etmesi ve dirençli olmaması,
· Kişinin diğer insanların haklarına ve hakkına saygı duymaması,
· Kişinin kendi iradesi dışındaki bir güce boyun egmiş olması.

*****

Karakter kaybetmiş bir insanın portresinin çizilebilmesi için, birbirinden farklı unsurların birleştirilmesi gerekmektedir. Bu unsurlar arasında kişinin ruh halini yansıtan ifadesi, beden dili, yaşam koşulları ve çevre etmenleri yer almaktadır. Görüntüsüne baktığımızda yaşlanmış ve yıpranmış bir yüz ile karşılaşabiliriz. Gözlerinde hüzünlü bir ifade, belki de umutsuzluk ve çaresizlikten kaynaklanan bir bakış görülebilir.

Karakter kaybetmiş insanın beden dili, genellikle düşük enerji seviyesiyle ve kamburlaşmış bir duruşla kendini gösterir. Belki de omuzları düşmüş ve başı öne eğik bir şekilde dolaşır. Kişinin giyimi ve bakımı, karakter kaybının belirtileri arasında yer alabilir. Kıyafetleri eskimiş, kirli ve düzensiz olabilir. Saçları dağınık ve bakımsız, yüzünde sivilce ve diğer izler görülebilir.

Karakter kaybetmiş insanın yaşam koşulları, sıklıkla düşük gelir, işsizlik, yalnızlık, ayrılık veya benzeri travmatik olaylar nedeniyle etkilenmiştir. Evleri küçük, düzensiz ve kirli olabilir. Hatta kişi, evsiz ve sokaklarda yaşıyor olabilir. Bulunduğu çevre de karakter kaybının bir göstergesi olabilir. Kişi, karanlık, kirli ve tehlikeli bir ortamda yaşayabilir.

Karakter kaybetmiş insanın portresi yürekleri burkacak bir hüzün yansıtırken, görüntüsü toplumda dışlanmışlık ve yalnızlık hissinin çağrışımını uyandırabilir. Ancak, bu insanların karanlık dünyalarının dışında, olması gereken daha iyi bir hayat var. Anlayış ve şefkatle yardım edildiğinde, karakterlerini yeniden kazanabilir ve kaybettikleri güven, umut ve inançlarını yeniden keşfedebilirler.

*****

Karakter kaybetmiş bir insanın portresi ve görüntüsü oldukça çarpıcı ve üzücüdür. Bu insanın yüzü, yorgun ve umutsuz bir ifadeye sahip olabilir. Gözleri belki de hayatın anlamını ararken kaybolmuş gibi olabilir. Daha önce olduğu gibi hırslı ve kararlı olmayan bir bakışı vardır.

Ayrıca, bu insanın giyim tarzı ve bakımı da değişmiş olabilir. Belki de bir zamanlar temiz ve düzenli olan kıyafetleri artık eski, yıpranmış ve kirli olur. Bakım konusunda da aksayan bu insanın saçları ve sakalı da çirkin ve bakımsız görünebilir.

Karakter kaybetmiş insanların enerjisi düşüktür ve merak etmek, keşfetmek gibi özgürlük duyguları yoktur. Kendi özgünlüklerinden ve varoluş amacından uzak kalmış gibi bir hisse kapılmışlardır. Başkalarıyla bağlantı kurmakta zorlandıkları için yalnız ve izole bir hayat sürdürebilirler. Bu tür insanların genellikle depresyon, anksiyete gibi psikolojik rahatsızlık belirtileri de vardır.

Tüm bunların nedeni, kararlılık, azim, iyimserlik ve motivasyon gibi kişisel niteliklerdeki kayıptır. Bu insanlar daha önce sahip oldukları bu özelliklerini kaybetmiş ve herhangi bir şey için bir tutku geliştirememişlerdir. Bu nedenle, hayatları anlamsız ve amaçsız gibi görünebilir.

Sonuç olarak, karakter kaybetmiş insanların portreleri ve görüntüleri, yalnızlık, umutsuzluk, yorgunluk, kirlilik, ilgisizlik gibi karanlık bir dünyanın parçası gibidir. Ancak unutulmamalıdır ki, her insanın bir kişilik ve anlamı vardır. Bu nedenle, kararlılık, özgüven ve pozitif düşünce ile tüm insanlar bir arayış içinde olmalıdırlar.

*****

Karakter doğuştanmıdır, sonramı kazanılır

Karakter aynı zamanda doğuştan gelen bir yapıya sahiptir, ancak zamanla bireylerin çevresel faktörler ve deneyimlerle şekillenir. Yani karakter, hem doğuştan hem de sonradan kazanılan özelliklere sahiptir. Doğuştan gelen özellikler genellikle genetik faktörler tarafından belirlenir, ancak bu özelliklerin nasıl ortaya çıkacağı, çevresel faktörlere bağlıdır.

Bireylerin yetiştiği aile, arkadaş çevresi, sosyal ortamları ve deneyimleri gibi faktörler, karakterin gelişiminde son derece etkilidir. Bu faktörler, kişinin davranışları, değerleri, tutumları ve dünya görüşünü belirleyebilir.

Buna ek olarak, kişinin kendisinin de karakteri üzerinde etkisi vardır. Kendini geliştirmek, olumlu davranışları benimsemek ve olumsuz tutumlardan kaçınmak, karakteri şekillendirmede son derece önemlidir.

Özetlemek gerekirse, karakter hem doğuştan hem de sonradan kazanılan özelliklerin birleşiminden oluşur. Doğuştan gelen özellikler genetik faktörler tarafından belirlenir, ancak çevresel faktörlerle birlikte kişinin deneyimleri ve kendini geliştirmesi karakteri şekillendirir.

*****

Birçok bilim insanı ve psikolog karakterin doğuştan geldiğine ve sonradan kazanılabileceğine dair farklı fikirler sunmaktadır. Bazıları, karakterin bir miktar doğuştan geldiğini ancak sonradan deneyimler ve çevre faktörlerinin de etkisiyle şekillendiğini savunur. Diğerleri ise karakterin tamamen sonradan kazanılabileceğini düşünür ve kişinin davranışları ve düşünceleri üzerindeki kontrolü ile karakterini şekillendirebileceğini ifade eder.

Sonuç olarak, karakterin doğuştan mı yoksa sonradan mı kazanıldığına dair kesin bir cevap yoktur. Ancak çevre faktörleri, kişinin deneyimleri ve yaşam tarzı gibi faktörlerin karakter üzerinde önemli bir etkisi olduğu söylenebilir.

****

Birçok bilim insanı ve psikolog karakterin doğuştan geldiğine ve sonradan kazanılabileceğine dair farklı fikirler sunmaktadır. Bazıları, karakterin bir miktar doğuştan geldiğini ancak sonradan deneyimler ve çevre faktörlerinin de etkisiyle şekillendiğini savunur. Diğerleri ise karakterin tamamen sonradan kazanılabileceğini düşünür ve kişinin davranışları ve düşünceleri üzerindeki kontrolü ile karakterini şekillendirebileceğini ifade eder.

Sonuç olarak, karakterin doğuştan mı yoksa sonradan mı kazanıldığına dair kesin bir cevap yoktur. Ancak çevre faktörleri, kişinin deneyimleri ve yaşam tarzı gibi faktörlerin karakter üzerinde önemli bir etkisi olduğu söylenebilir.

Loading

No ResponsesHaziran 19th, 2023

İsmet İnönü’nün yenilgileri

İsmet İnönü’nün yenilgileri


1921 İnönü Savaşı: Türk Milli Mücadelesi’nin en kritik savaşlarından biri olan İnönü Savaşı’nda İsmet İnönü başarısız oldu ve düşman kuvvetlerine karşı önemli bir zafer kazanamadı. Ancak, savaşın sonunda Türk kuvvetlerinin kaybı küçük olduğu için askeri açıdan bir başarı elde edildi.

1924 Ağrı İsyanı: Ağrı İsyanı’nın bastırılması altı aydan fazla sürdü ve İnönü’nün yönetimi sırasında Türk ordusu isyanı tamamen ortadan kaldıramadı. İsyancılar arasında yapılan siyasi anlaşmazlıklar sonucu direniş kısa süre sonra sona erdi.

1950 genel seçimleri: İnönü’nün lideri olduğu Cumhuriyet Halk Partisi, 1950 seçimlerinde iktidarı kaybetti ve Adalet Partisi tarafından mağlup edildi. Bu, Türkiye tarihinde çok önemli bir dönüm noktasıydı çünkü ülkede ilk kez barışçıl bir iktidar değişimi gerçekleşti.

Kıbrıs Barış Harekatı: 1974 yılında Yunanistan destekli Rum darbecilerin, Kıbrıs’ın kontrolünü ele geçirmesi üzerine İnönü liderliğindeki Türk hükümeti, 20 Temmuz 1974’te Kıbrıs’a askeri müdahalede bulundu. Ancak, İnönü’nün planladığı gibi kısa süreli bir müdahale olmayıp daha uzun süren bir çatışmaya dönüştü ve sonucunda Kıbrıs adası ikiye bölündü.

Bu yenilgiler, İsmet İnönü’nün liderliğinin bazı yönlerini eleştirmek için kullanılmıştır. Ancak, İnönü’nün yönetimi de Türk tarihi için önemlidir ve Türkiye Cumhuriyeti’nin modernleşmesine ve güçlenmesine büyük katkıları olmuştur.

Loading

No ResponsesHaziran 19th, 2023