BELAYI CELBEDEN HAL VE DURUMLAR İnsanoğlu, dünya imtihanında musibet ve belalarla zaman zaman yüzleşir. Kimi zaman bu belalar İlâhî bir ikaz ve terbiye vesilesidir, kimi zaman ise insanın kendi eliyle davet ettiği bir neticedir. Kur’ân ve sünnet ışığında baktığımızda, bazı hal ve davranışların bela ve musibetleri celbettiği açıkça görülmektedir. Kur’ân’ın İkazı Kur’ân-ı Kerim şöyle buyurur: […]
DÜNYA KAPANIŞA DOĞRU GİDERKEN… İnsanoğlu için bu dünya, bir imtihan salonu, bir misafirhane ve bir tarla mesabesindedir. Kur’ân-ı Kerim, dünyanın fânî yüzünü ve bu hayatın geçici olduğunu sık sık hatırlatır. Her gelen misafir gibi dünya da bir sona yaklaşmakta, büyük bir kapanışa doğru ilerlemektedir. Dünya Bir Pazar, Akşam Yaklaşmakta Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurur: > […]
Cennet Aklı: Zamanı Aşan Bir Vukufiyetin Hikmeti Yapay zekânın her geçen gün gelişmesi, insanoğlunun bilgiye olan açlığını, varoluş merakını ve hakikate susamışlığını gözler önüne seriyor. Makinelerin akıllandığı, veriye erişimin hızlandığı bu çağda, bir de **cennetteki “yapay akıl”**ı düşünelim… Fani bir zekânın ötesinde, her şeyin hakikatine vâkıf bir idraki… Sınırlı bilginin değil, külli şuurun mekânını… Evet, […]
İKİNCİ SÖZ – SENARYO İmanda ne kadar büyük bir saadet ve nimet ve ne kadar büyük bir lezzet ve rahat bulunduğunu anlamak istersen şu temsilî hikâyeciğe bak, dinle: Bir vakit iki adam, hem keyif hem ticaret için seyahate giderler. Biri hodbin, tâli’siz bir tarafa; diğeri hudâbin, bahtiyar diğer tarafa sülûk eder, giderler. Hodbin adam, hem […]
BİRİNCİ SÖZ SENARYO ” Bismillah ne büyük tükenmez bir kuvvet, ne çok bitmez bir bereket olduğunu anlamak istersen şu temsilî hikâyeciğe bak, dinle. Şöyle ki: Bedevî Arap çöllerinde seyahat eden adama gerektir ki bir kabile reisinin ismini alsın ve himayesine girsin, tâ şakîlerin şerrinden kurtulup hâcatını tedarik edebilsin. Yoksa tek başıyla hadsiz düşman ve ihtiyacatına […]
NA’TI ŞERİF ASIRLARA NUR VURAN SULTAN Ey Nebî, nurunla aydınlandı zemin ü zaman, Sana hayrandır cihan, sana meftun her insan. Karanlık bir devri sen nurunla nura çevirdin, Ümmetine rahmet oldun, gönülleri diriltdin. Sen geldin, doğdu semâda hakikat güneşi, Sana bakıp buldu yolunu her şaşkın kişi. Cahiliye çölünü bahar kıldın nurunla, Her kelamın bir kevser, her […]
MODERNİZM VE İLAHSIZ TANRILAŞTIRMALAR İnsanı, Devleti, Bilimi ve Tabiatı Putlaştırmak > “Göklerde ve yerde olan herkes Rahmân’a kul olarak gelecektir.” (Meryem, 93) Ama modern insan, kul olmak istemedi. Kul olmayı terk etti, tanrılaşmak istedi. ALLAH HAYATTAN ÇIKARILDI, BOŞLUĞU PUTLAR DOLDURDU Modernizm, Allah’ı hayattan, yönetimden, toplumdan, bilimden ve eğitimden dışladı. Ancak bu boşluk uzun süre boş […]
MADDEDE ARAMAK, MÂNÂYI KAÇIRMAKTIR “Her şeyi maddede arayanların akılları gözlerindedir. Göz ise maneviyatta kördür.” — Bediüzzaman Said Nursî, Mektubat GÖZLE GÖRÜLEN, GÖRÜLMEYENİ PERDELEYEBİLİR Modern insan, “göze görünmeyeni yok sayan” bir zihniyetle büyüdü. Ne var ki gözle görünmeyen, aslında en hakiki olandır. Zira: Ruh görünmez, ama bedeni ayakta tutar. Aşk görünmez, ama dağları deler. Vicdan görünmez, […]
ALLAH YERİNE İKAME EDİLEN MEÇHUL VE MATRÛD İNANÇ: TANRI > “Biz materyalistler Allah’a inanmadığımız için tanrı derdik… Tanrıyla barıştım.” (Cem Karaca) Bu kısa ama derin itiraf, sadece bir sanatçının kişisel dönüşümünü değil; modern zamanların ruhî krizini, inançla savaşını ve sonunda hakikate meyil edişini yansıtır. ALLAH DEĞİL DE “TANRI” DEMEK NEDEN BİR TERCİH OLDU? “Tanrı” kelimesi […]
ÜÇ İNTİKAM KANCASI: FİKRÎ, HIRSÎ VE HİSSÎ İNTİKAMIN GÖLGESİNDE BİR YÜZYIL Son yüz yıl, İslam dünyası için sadece toprak kayıpları, darbeler ve savaşlar dönemi değil; aynı zamanda bir ruhun kuşatma altına alınışıdır. Modernleşme ve Batılılaşma süsüyle örtülmeye çalışılan bu büyük operasyonun arka planında, çoğu zaman adalet değil intikam duygusu yön verici olmuştur. Ama bu intikam, […]
Fıtratın İzinde: Herkes Özünün Gereğini Yapar İnsan, yaratılışı (fıtratı) ve tabiatı gereği bir yolda yürür. Kur’an-ı Kerim’de, İsra Suresi’nin 84. ayetinde Cenab-ı Hak şöyle buyurur: “De ki: Herkes fıtrat ve mizacına göre amel eder. Fakat kimin daha doğru bir yolda olduğunu en iyi Rabbiniz bilir.” Bu ilahi beyan gösteriyor ki herkesin hayat çizgisi, ruhundaki asli […]
ZÂLİM: ALLAH’IN YERYÜZÜNDEKİ ÂDÂLETİ “Zâlim, yeryüzünde Allah’ın adâletidir. Allah onunla (başkalarından) intikâm alır. Sonra (döner), ondan da intikâmını alır.” (Keşfu’l-Hafâ, 2/64) İnsanlık tarihi, zalimlerin ve mazlumların hikâyesidir. Her çağda zulüm edenler olduğu gibi, onların eliyle imtihan edilen toplumlar da olmuştur. Lakin çoğu zaman unutulan büyük bir hakikat vardır: Zalim, sadece bir fail değil, bazen bir […]
Aile ve Nesil: Dua ile Yoğrulan Bir Miras İnsan, sadece kendisinden ibaret olmayan bir varlıktır. Varlığı; geçmişten gelen bir mirasın taşıyıcısı ve geleceğe doğru akan bir neslin temsilcisidir. Kur’ân-ı Kerîm, bu geniş perspektifi bize özellikle aile ve zürriyet ekseninde sıkça hatırlatır. Zira iman, sadece bireysel bir kurtuluş gayreti değil; aynı zamanda bir neslin inşa sürecidir. […]
BİLGİNİN MERTEBELERİ: MALUMATTAN ŞUURA GİDEN YOL “Her bilen âlim değildir, her anlayan idrak etmiş sayılmaz, her idrak eden de şuurla hareket etmez.” Zamanımızda bilgiye erişim kolaylaştı. Fakat insanın bilgiyle kemâle ermesi, hâl ve davranışlarına yön vermesi ise zorlaştı. Çünkü bilgiyle hikmet, ezberle idrak, düşünmekle muhakeme aynı şey değildir. Bu makalede, zihin dünyamızın mertebelerini anlamaya çalışacağız: […]
NOSTRADOMUS KEHANETLERİ Nostradamus’ın kehanetleri, yazıldığı 16. yüzyıldan bu yana büyük ilgi görmüş ve farklı yorumcular tarafından çeşitli olaylarla ilişkilendirilmiştir. Ancak belirtmek gerekir ki, Nostradamus’ın dörtlükleri oldukça kapalı ve sembolik bir dille yazılmıştır, bu nedenle yorumları genellikle geçmişteki olaylar yaşandıktan sonra yapılmış veya geleceğe yönelik yapılan tahminler kesinlik taşımamaktadır. Geçmişle İlişkilendirilen Kehanetler: Nostradamus’ın kehanetlerinin geçmişte gerçekleştiği […]