MİLLİ EĞİTİMDE YANGIN VAR

MİLLİ EĞİTİMDE YANGIN VAR

Göreve başladığım ilk yıllarda yaptığım okullarda anlatılan evrim safsatası ve bilimsel olmayışını araştırıp anlatmak olmuştur.[1]


Maalesef bu millete yıllarca soyunun, hayvan soyu olduğu anlatılmış, Allah’ın yükseltip yücelttiği bu insanın hayvanlığı kabul ettirilerek alçaltılmış adeta hayvanlaştırılmıştır.
Maalesef bu bizzat milli eğitimin eliyle ve anlatımıyla yapılmıştır.
Bu milli eğitimin ve zihnin işgali değildir de, nedir?
Gerek yeni bir müfredatında yapılmasında, müfredata yeni bir şey ekleyip düzenlemeye gidildiğinde, evrim safsatası dile getirildiğinde hırçın, maneviyattan ve bilimden kopuk, bu milleti temsil etmeyen kimseler tarafından saldırıya uğramaktadır.

-Daha önceleri milli eğitim bakanlığı ile ilgili duyduğum bir haber beni dehşete düşürmüştü.

Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu, eğitim sistemindeki bozulmayı, ”1945’e kadar İngiltere’nin sömürgesiydik. 1945’ten sonra ABD’nin sömürgesi olduk. Milli Şef İsmet İnönü 1947 tarihinde yaptığı resmi (Fulbright) anlaşması ile Türk Milli Eğitim sistemini ABD’lilere teslim etti”

Araştırmacı-Yazar Yılmaz Dikbaş ‘Atatürkçüler Yenildi’ isimli kitabında bu anlaşmayı “ABD ile imzalanan ikili anlaşma gereği, sekiz kişiden oluşan bir Eğitim Komisyonu kuruldu. Bu komisyonun adı Fulbright Eğitim Komisyonu idi… Bu Komisyonun görevi, Türk çocuklarının ilk, orta ve lisede okuyacağı derslerin müfredatını yani programlarını belirlemekti. Türk ulusunun geleceği olan gençlerin eğitimi, yarısı Amerikalılardan oluşan bir komisyona bırakılıyordu” şeklinde özetliyor.[2]

-Ve şu anda bunu teyid eden ikinci haber ise bu dehşete işaret ediyordu.

O da Amerikalı bir çiftin ifşaatı. 

“EĞİTİM SİSTEMİNİ ÇÖKERTMEYE GELDİK”

“Alman devleti beni Türkiye’den gelen işçilerin genel koordinatörü yaptı. Resmi bir görev verdi. Bunun üzerine ben Alman devletinin çeşitli toplantılarına, davet edilmeye başladım. Bir resepsiyonda oturduğum masada bir Amerikalı adam vardı. Adam beni ben de adamı tanıyacak gibi oldum. O sırada Amerikalının eşi geldi masaya ve onu hemen tanıdım. Onu tanıyınca eşini de tanıdım ve birbirimize sarıldık. Sohbet ettik. İkisi de emekli olmuşlar ve Almanya’ya yerleşmişlerdi. Ben hep aklımda olan soruyu yönelttim: ‘Ankara’da sizin yanınızda yıllarca çalıştım. Ama o zamanlar cesaret edip de soramadım. Sizin ne iş yaptığınızı hep merak etmişimdir. Siz Ankara’da ne iş yapıyordunuz?’.

Adam dedi ki; ‘Biz o dönemde Türkiye’ye Türk Milli Eğitim politikasını bizim istediğimiz çizgiye getirmek üzere geldik. On yıl içinde tam 9 bin kişi gizli görevle bu iş için geldik. Ne zaman ki; istediğimiz oldu. Yani Türk Milli Eğitimi’ni Amerikan çıkarları çerçevesinde yoluna koyduk. Ondan sonra Amerika’ya döndük.”[3]

MEHMET ÖZÇELİK

8-5-2024

[1] https://tesbitler.com/index.php?s=Evrim

https://www.facebook.com/648922707/posts/pfbid02psDTaKLiKKB3Mw747L2Qqx6CEWEow1BgQQMXTCCM3BsSDoWwq6KzuxtY1WBZQCbEl/?mibextid=Nif5oz

[2] https://tesbitler.com/2017/03/11/bu-milli-egitim-bizim-mi/ 

[3] https://m.yeniakit.com.tr/yazarlar/latif-simsek/amerika-turkiyeye-9-bin-ajan-gonderdi-ve-sistem-nasil-coktu-45312.html

https://tesbitler.com/index.php?s=E%C4%9Fitim+ 

 

Loading

No ResponsesMayıs 8th, 2024