AKLA VE KALBE ATILAN DÜĞÜMLER

AKLA VE KALBE ATILAN DÜĞÜMLER[1]

 

Şeytan bazen sevdiği, bazen nefret ettiği kişi suretinde gelir.
Vesvese sinek gibidir.
Ehemmiyet verilirse şişer.
Hologram gibi gözünün önünde büyür.
Vesvese kötü mesaj gibidir.
Vesvese de bazen düğüm atar, bazen düğüm çözer.
Teknolojik gelişmeler meseleyi daha iyi açıklıyor.
Bir tıklamayla milyonlarca mesaj iletilir.
Şeytan Allah’tan müsaade istedi, verildi, yolun ortasına oturdu.

Ana yol.
Tüm vahiy, peygamber gibi hakikatler şeytanın vücuduyla ortaya çıktı.
İlaçlar neden ortaya çıktı ve çıkarıldı?
Hastalıkların varlığıyla değil mi?
Kim kime hizmet etmiş oldu?
Açlık olmasaydı, bunca nimetler nasıl vücut bulacaktı?
Cehennem olmasaydı, cennet ne kadar lezz
et verirdi?

-Hadis-i şerifte vardır:

“Benim şeytanım bana teslim oldu.”[2]
Yani sadece Müslüman Olmuştur anlamına olmayıp, teslim olup boyun bükmüş, zabt ve kontrol edilmiş çünkü onun cevheri bozuktur.

Müslim´in îbni Mes´ud´dan rivayeti ise şöyledir: Peygamber (s.a.v.): “Sizlerden hiçbiriniz müstesna olmamak üzere, her birinizin hem bir şeytanı hem de kendisinden ayrılmayan bir şeytanı vardır” buyurdu. Bunun üzerine ashab: “Ey Allah´ın elçisi, buna sen de dahil misin?” de diler. Peygamberimiz de verdiği cevabda: “Evet, fakat yüce Allah bana yardım etti de benim şeytanım müslüman oldu, artık bana sadece hayır ve iyilikle emreder” buyurdu.

Resulullah (asm) şöyle buyurmuştur:
“ Sizlerden her bir kimsenin yanına, cinlerden bir karin ve meleklerden bir karin tevkil edilmiştir. Sahabeler: “Sana da mı ey Allah’ın Resulü?” dediler. Resulullah: “Bana da. Ancak Allah onun hakkında bana yardım etti ve Müslüman oldu. Bana hayırdan başka bir şey emretmiyor.”

Hz. Peygamber (s.a.v.)’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:

“Her birinizin yanında iki karin vardır: Bir cin karin ve bir melek karin.”[3]

“Melek karin insana iyilik ve doğruluğu telkin eder, cin karin ise kötülük ve günahı telkin eder.”[4]

@@@@@@@

Şeytan kişinin gözü önünde Temessül eder.
Kişiye sevmeyip düşman olduğu kimse de,sureti de temessül edip görünür, zihnini bulandırır.

“insanlara temessül edip görünen ve bizlerden olan bütün ervâh-ı tayyibe,” de ayna misal insanın ayna olan kalbinde temessül eder..

“Sabri kardeş, Sabırlı ol; ehemmiyetsiz ve zararsız olan vehmî ve asabî hastalığına ehemmiyet verme. Şifaya dua edilmekle beraber, zararsız, hatarsızdır. Çünkü, eğer hatarat, seyyie ise, nasıl ki aynada temessül eden pislik, pis değil ve aynadaki yılan sureti ısırmaz ve ateşin timsali yakmaz. Öyle de, kalbin ve hayalin aynalarında rızasız, ihtiyarsız gelen pis ve çirkin ve küfrî hatıralar zarar vermezler. Çünkü ilm-i usulde tasavvur-u küfür, küfür değil ve tahayyül-ü şetm, şetm olmaz. Hasene ise nuranî olduğundan, tasavvur ve tahayyülü dahi hasenedir. Çünkü aynada nuranînin timsali ziya verir, hâsiyeti var; kesifin misali ölüdür, hayatsızdır, tesiri yoktur. Eğer sair teellümât-ı ruhaniye ise, sabra, mücahedeye alıştırmak için Rabbanî bir kamçıdır. Çünkü, emn ve ye’sin vartasına düşmemek hikmetiyle, havf ve reca muvazenesinde sabır ve şükürde bulunmak için kabz-bast hâletleri celâl ve cemal tecellîsinden intibah ehline gelmesi, ehl-i hakikatçe medâr-ı terakki bir düstur-u meşhurdur.”

MEHMET ÖZÇELİK

22-02-2024

 

[1] https://www.youtube.com/watch?v=QOEqmRiGSS8&t=4s

[2] Tirmizi, Rada 17; Müsned, III/309.

[3] Sahih Müslim, 2814.

[4] Tirmizî, 3334.

Loading

No ResponsesŞubat 22nd, 2024