DİNLERDE KIYAMET VE SAYILAR

DİNLERDE KIYAMET VE SAYILAR


Yahudi inancına göre dünyanın sonu ve kıyametle ilgili olarak kehanetleri nelerdir?

Yahudi inancında, dünyanın sonu ve kıyamet, Tanrı’nın insanlık tarihine müdahale ederek, kötülüğü yok edeceği, adaleti sağlayacağı, İsrail halkını kurtaracağı ve Mesih’i göndereceği olaylar dizisi olarak anlaşılır. Bu olaylar, eskatoloji (son zamanlar ilmi) olarak adlandırılır ve Yahudi kutsal metinlerinde, özellikle peygamberlik kitaplarında, pek çok kehanetle anlatılır.
Yahudi inancında, dünyanın sonu ve kıyametle ilgili olarak, farklı dönemlerde ve farklı kaynaklarda, farklı kehanetler bulunmaktadır. Bu kehanetler, genellikle şu temaları içerir:
Tanrı’nın yargısı: Tanrı’nın, insanları ve ulusları, yaptıkları iyilik ve kötülüklere göre yargılayacağı ve cezalandıracağı veya ödüllendireceği inancıdır. Bu inanç, Tevrat, Zebur, Nebiim ve Ketuvim gibi Yahudi kutsal kitaplarında sıkça vurgulanır. Örneğin, Tevrat’ın Tesniye bölümünde: “Tanrı, kendi halkını ve mirasını yargılayacak, onlara öcünü alacak, onlara merhamet edecek, onları toplayacak ve onlara bereket verecektir.” (Tesniye 32:36-43) şeklinde bir kehanet vardır.
Mesih’in gelişi: Tanrı’nın, Davud soyundan gelecek olan bir kralı, Mesih’i (Mashiach), İsrail halkının lideri olarak göndereceği ve onun aracılığıyla dünyaya barış, adalet ve kurtuluş getireceği inancıdır. Bu inanç, özellikle İşaya, Yeremya, Hezekiel, Daniel, Zekeriya ve Malaki gibi peygamberlik kitaplarında detaylı bir şekilde anlatılır. Örneğin, İşaya kitabında: “Tanrı’nın ruhu üzerinde olacak bir dal, Davud’un kökünden çıkacak ve adaletle yargılayacak, doğrulukla hükmedecek, ulusları sopasıyla cezalandıracak, kurtların kuzularla, kaplanların buzağılarla, çocukların yılanlarla barış içinde yaşayacağı bir zaman gelecektir.” (İşaya 11:1-9) şeklinde bir kehanet vardır.
Kudüs’ün yeniden inşası: Tanrı’nın, İsrail halkını sürgünden kurtararak, topraklarına geri getireceği ve Kudüs’ü, tapınağı ve duvarları yeniden inşa edeceği inancıdır. Bu inanç, özellikle Ezra, Nehemya, Haggay, Zekeriya ve Malaki gibi tarihi ve peygamberlik kitaplarında yer alır. Örneğin, Zekeriya kitabında: “Tanrı, Kudüs’ü seçti ve ona merhamet etti. Tanrı, Kudüs’ü yeniden kuracak ve onun içinde oturacak. Tanrı, Kudüs’ün duvarlarına ateş gibi, onun içine de ihtişam gibi olacak.” (Zekeriya 1:16-17, 2:9) şeklinde bir kehanet vardır.
Yeni bir dünya: Tanrı’nın, dünyayı ve yaratılışı yenileyeceği, ölümü, acıyı, hastalığı ve günahı ortadan kaldıracağı, insanlarla ve yaratıklarla yeni bir ahit yapacağı, herkesin Tanrı’yı tanıyacağı ve O’na tapacağı inancıdır. Bu inanç, özellikle İşaya, Daniel, Zekeriya ve Malaki gibi peygamberlik kitaplarında ifade edilir. Örneğin, İşaya kitabında: “Tanrı, yeni bir gök ve yeni bir yeryüzü yaratacak ve eski şeyleri anımsamayacak. Tanrı, Kudüs’ü sevinç ve halkını mutluluk kaynağı yapacak. Tanrı, insanların ömrünü uzatacak ve onların emeklerini boşa çıkarmayacak. Tanrı, kurt ile kuzu, aslan ile sığır, yılan ile çocuk arasında barış sağlayacak. Tanrı, bütün insanlara kendini bildirecek ve onlardan kendisine ibadet etmelerini isteyecek.” (İşaya 65:17-25, 66:22-23) şeklinde bir kehanet vardır.
Yahudi inancındaki dünyanın sonu ve kıyametle ilgili kehanetler, tarihsel ve teolojik açıdan büyük öneme sahiptir. Bu kehanetler hem Yahudi hem de Hristiyan inancına etki etmiştir.

@@@@@@@@@@

Yahudilikte kıyametin kopması ne zaman bekleniyor?

Yahudilikte, kıyametin ne zaman kopacağı tam olarak bilinmemektedir. Yahudi kutsal metinleri, kıyametin kopma belirtilerini ve olaylarını anlatmakta, ancak bunların ne zaman gerçekleşeceğini kesin bir şekilde belirtmemektedir. Yahudi inancına göre, kıyametin kopması, Tanrı’nın insanlık tarihine müdahale ederek, kötülüğü yok edeceği, adaleti sağlayacağı, İsrail halkını kurtaracağı ve Mesih’i göndereceği olaylar dizisi olarak anlaşılmaktadır.
Yahudilikte, kıyametin kopmasıyla ilgili olarak, farklı dönemlerde ve farklı kaynaklarda, farklı kehanetler bulunmaktadır. Bu kehanetler, genellikle şu temaları içermektedir: Tanrı’nın yargısı, Mesih’in gelişi, Kudüs’ün yeniden inşası ve yeni bir dünya. Bu kehanetler hem Yahudi hem de Hristiyan inancına etki etmiştir.
Yahudilikte, kıyametin kopmasıyla ilgili olarak, bazı tarihler öne sürülmüştür. Bunlardan bazıları şunlardır:
2012: Maya takvimine göre kıyametin 21 Aralık 2012’de kopacağı iddia edilmiştir. Ancak bu iddia, Yahudi kaynaklarıyla bir ilgisi olmadığı gibi, gerçekleşmemiştir.
2018: Gezegen ve yıldız hareketlerini inceleyen bazı komplo teorisyenleri, İncil’de yer alan bir kehanete dayanarak, 23 Eylül 2018’de kıyametin kopacağını öne sürmüşlerdir. Ancak bu iddia, Yahudi kaynaklarıyla bir ilgisi olmadığı gibi, gerçekleşmemiştir.
2024: Bazı Hristiyan alimler, 2017 ve 2024 yılları arasında meydana gelecek olan güneş tutulmalarının, Danyal kitabındaki 70’inci hafta kehanetiyle ilgili olduğunu iddia etmişlerdir. Bu açıklamaya göre, son tutulma 8 Nisan 2024’te gerçekleşecek ve tutulmadan 5 hafta sonra İsrail’in 76’ncı kuruluş yıl dönümü kutlanacaktır. Bu işaretlerin Danyal’ın 70’inci haftasının son etabının başlangıcı anlamına geldiğini öne sürülmüştür.
2060: Ünlü fizikçi Isaac Newton, Yahudi kutsal metinlerini inceleyerek, kıyametin 2060 yılında kopacağını tahmin etmiştir. Newton, bu tahminini, Daniel kitabındaki 1260 gün kehanetine dayandırmıştır.
Bu cevabım, web arama sonuçlarından elde ettiğim bilgilere dayanmaktadır. Bu bilgilerin doğruluğunu ve güncelliğini garanti edemem. Yahudilikteki kıyametin kopmasıyla ilgili kehanetler, tarihsel ve teolojik açıdan büyük öneme sahiptir. Bu kehanetler hem Yahudi hem de Hristiyan inancına etki etmiştir. Bu konuda daha fazla bilgi edinmek isterseniz, kaynaklara bakabilirsiniz.

@@@@@@@@@@@

Kıyametin kopması için belirtiler nelerdir?

Kıyametin kopması, evrenin düzeninin bozulması, her şeyin alt üst edilerek yok olması, yok olan ve ölen şeylerin yeniden yaratılıp diriltilerek ayağa kalkması ve mahşere doğru yönelmesi demektir. Kıyametin kopmasıyla öylesine dehşetli manzaralar ortaya çıkacak ki; gök yarılacak, erimiş maden hâline gelecek, Güneş ve Ay kararacak, yıldızlar dağılıp dökülecek, dağlar atılmış yün gibi olacak, denizler kaynatılacak ve fışkıracak, cehennem alevlendirilecek ve cennet yaklaştırılacaktır.
Kıyametin ne zaman kopacağını ancak Allah bilir. Bu konuda ne Hz. Peygamber, ne ona vahiy getiren Cebrâil (a.s.), ne de zamanı gelince kıyamet olayını fiilen gerçekleştirmekle görevlendirilecek olan İsrâfil (a.s.) bu bilgiye sahiptir. Yüce Allah kıyametin kopacağı zamanı ancak kendisinin bildiğini çeşitli âyetlerde ifade etmiştir.
Kıyametin kopmasına yakın, bazı alametlerin zuhur edeceği, peygamberler tarafından haber verilmiştir. Bu alametler, kıyametin yaklaştığını gösteren işaretlerdir. Kıyamet alametleri, küçük alametler ve büyük alametler olmak üzere iki kısma ayrılır. Küçük alametler, kıyametin kopmasından önceki uzun bir zaman diliminde gerçekleşen olaylardır. Büyük alametler ise, kıyametin kopmasından hemen önceki kısa bir zaman diliminde gerçekleşen olaylardır. Küçük alametlerin bir kısmı şunlardır:
Peygamberimizin gönderilmesi ve onunla peygamberliğin sona ermesi.
İlmin ortadan kalkıp bilgisizliğin artması.
Şarap içme ve zinanın açıkça yapılır olması.
Ehliyetsiz insanların söz sahibi olması.
Adam öldürme olaylarının artması.
Dünya malının bollaşması, zekât verecek fakirin bulunmaması.
Büyük alametlerin bir kısmı şunlardır:
Deccal’in çıkması ve fitne saçması.
Hz. İsa’nın gökten inmesi ve Deccal’i öldürmesi.
Ye’cüc ve Me’cüc’ün çıkması ve yeryüzünde fesat çıkarması.
Güneşin batıdan doğması.
Dumanın gökyüzünü kaplaması.
Dabbetü’l-arz’ın çıkması ve insanlara konuşması.
Kâbe’nin yıkılması.
Kıyametin kopmasıyla ilgili konular, Kur’an ve hadislerde açıkça bildirilmiştir. Bu konular hem iman hem de amel açısından önemlidir.


@@@@@@@@@@@

Hristiyan inancına göre Dünyanın sonu ve kıyametle ilgili olarak kehanetleri nelerdir?

Hristiyan inancında, dünyanın sonu ve kıyamet, Tanrı’nın insanlık tarihine son vereceği, yeryüzündeki kötülüğü yok edeceği, Mesih’i yeniden göndereceği, ölüleri dirilteceği, insanları yargılayacağı ve yeni bir gök ve yeni bir yeryüzü yaratacağı olaylar dizisi olarak anlaşılır. Bu olaylar, eskatoloji (son zamanlar ilmi) olarak adlandırılır ve Hristiyan kutsal metinlerinde, özellikle Vahiy kitabında, pek çok kehanetle anlatılır.
Hristiyan inancında, dünyanın sonu ve kıyametle ilgili olarak, farklı mezhep ve akımlarda, farklı yorumlar ve kehanetler bulunmaktadır. Bu yorum ve kehanetler, genellikle şu temaları içerir:
Mesih’in ikinci gelişi: Tanrı’nın, İsa’yı gökten indirerek, dünyaya hükmedeceği ve kurtuluşu sağlayacağı inancıdır. Bu inanç, özellikle Matta, Markos, Luka, Yuhanna, Elçilerin İşleri, Romalılar, Korintliler, Selanikliler, Timoteos, Titus, İbraniler, Yakup, Petrus, Yuhanna, Yahuda ve Vahiy gibi Yeni Ahit kitaplarında yer alır. Örneğin, Vahiy kitabında: “Gökte açılan kapıyı gördüm. Ses, ilk duyduğum ses gibi gürledi: ‘Yukarı çık, sana göstereceğim şeyleri sana anlatayım.’ Derhal Ruh’un etkisinde kaldım. İşte, gökte bir taht vardı. Tahtta oturan vardı.” (Vahiy 4:1-2) şeklinde bir kehanet vardır.
Kıyamet savaşı: Tanrı’nın, Mesih’in gelişinden önce veya sonra, dünyadaki kötü güçlerle savaşacağı ve onları yok edeceği inancıdır. Bu inanç, özellikle Daniel, Zekeriya ve Vahiy gibi peygamberlik kitaplarında anlatılır. Örneğin, Vahiy kitabında: “Ve onları, İbranice adı Har-Magedon olan, büyük günün Tanrısı’nın savaşına topladılar.” (Vahiy 16:16) şeklinde bir kehanet vardır.
Bin yıllık krallık: Tanrı’nın, Mesih’in gelişinden sonra, dünyada bin yıl sürecek bir barış ve adalet dönemi yaratacağı inancıdır. Bu inanç, özellikle Vahiy kitabında ifade edilir. Örneğin, Vahiy kitabında: “Mesih’le birlikte bin yıl boyunca hükmedecek olan tahtlar gördüm. Onlara yargılama yetkisi verilmişti. İsa’nın tanıklığı ve Tanrı sözü uğruna başları kesilenlerin, yani yeryüzündeki yaratığın ve onun resminin tapınmasına katılmayanların, alnına ya da eline işaret almayanların canlarına da kavuştum. Onlar dirildiler ve Mesih’le birlikte bin yıl boyunca hükmettiler.” (Vahiy 20:4) şeklinde bir kehanet vardır.
Yeni gök ve yeni yeryüzü: Tanrı’nın, kıyametin ardından, dünyayı ve yaratılışı yenileyeceği, ölümü, acıyı, hastalığı ve günahı ortadan kaldıracağı, insanlarla yeni bir ahit yapacağı, herkesin Tanrı’yı tanıyacağı ve O’na tapacağı inancıdır. Bu inanç, özellikle İşaya, Petrus ve Vahiy gibi peygamberlik kitaplarında yer alır. Örneğin, Vahiy kitabında: “Yeni bir gök ve yeni bir yeryüzü gördüm. Çünkü ilk gök ve ilk yeryüzü yok olmuştu. Deniz de artık yoktu. Kutsal Şehir, yeni Kudüs’ü, Tanrı katından, gökten, gelirken gördüm. Gelin gibi süslenmiş, kocasını bekleyen bir kadın gibiydi. Yüce bir ses duydum. Tahttan gelen ses şöyle diyordu: ‘Tanrı’nın konutu insanlarla birliktedir. O, onlarla birlikte yaşayacak. Onlar O’nun halkı olacak. Tanrı kendisi onlarla birlikte olacak. Onların gözyaşlarını silecek. Ölüm artık olmayacak. Ne acı, ne ağlayış, ne de ızdırap olacak. Çünkü eski düzen yok olup gitmiştir.’” (Vahiy 21:1-4) şeklinde bir kehanet vardır.
Hristiyan inancındaki dünyanın sonu ve kıyametle ilgili kehanetler, tarihsel ve teolojik açıdan büyük öneme sahiptir. Bu kehanetler hem Hristiyan hem de Yahudi inancına etki etmiştir.

 

@@@@@@@@@@@

İsa’nın ikinci gelişi nasıl gerçekleşecek?

İsa’nın ikinci gelişi, İsa’nın yaklaşık iki bin yıl önce çarmıha gerilip üç gün sonra dirilmesinin ardından göğe yükselmesinden sonra dünyaya dönmesine ilişkin Hristiyan inancıdır. Bu inanç ayrıca, diğer bazı dinlerde farklı yorumlarla yer alır. Mesih kehanetlerine dayanmaktadır ve çoğu Hristiyan eskatolojisinin bir parçasıdır. İsa’nın ikinci gelişinin mahiyeti hakkındaki görüşler, Hristiyanlık mezhepleri arasında ve Hristiyan bireyler arasında olduğu kadar diğer bazı inançlar ve mensupları arasında da farklılık göstermektedir.
Hristiyanlıkta, İkinci Geliş, İsa Mesih’in dünyaya geri geleceği bir zamandır. Bu geliş, yaşayanları ve ölüleri yargılamak içindir. Tarih boyunca bu olayın detayları hakkında farklı fikirler ortaya çıkmıştır. Bu anlaşmazlıklar, Vahiy Kitabı’nda Mesih’in yeryüzündeki 1000 yıllık saltanatı olarak tanımlanan Binyıl ile ilgilidir. Amillennialistler  olarak adlandırılan bazı Hristiyanlar, 1000 yılın yalnızca Müjde’nin nihai zaferini ifade ettiğini düşünüyor. Postmillennialistler  olarak adlandırılan diğerleri, İsa’nın fiziksel olarak dünyaya döneceğini düşünüyor. Bu, ancak Hristiyanlığın 1000 yıl boyunca baskın hâle gelmesinden sonra gerçekleşecek.
İslam’da, İkinci Geliş, Âhir Zaman’da Mehdi’nin zuhurundan hemen sonra İsa’nın inişi, Deccal’i öldürmesi ve bütün dünyanın Müslüman olmasıdır. Müfessirlere göre Kur’an’da İsa’nın ikinci gelişi Zuhruf Suresi’nin 61. ayetinde haber verilir. Bu ayette şöyle denir: “O, kıyametin yaklaştığını size haber veren bir alâmettir. Artık şüphe etmeyin, bana uyun. İşte dosdoğru yol budur.”
Yahudilikte, İkinci Geliş, İsrail’in yeniden kurulacağına ve Tanrı’nın lütfunun tüm ölçüsünü alacağına dair Tanrı’nın İsrail’e verdiği sözlerin gerçekleşmesidir. Bu, insanlığın tamamen kurtuluşu ve Tanrı’nın insanlık için mükemmel iradesinin tamamlanması ile çakışan çok önemli bir olaydır. Yahudi kutsal metinleri, Mesih’in gelişinin belirtilerini ve olaylarını anlatmakta, ancak bunların ne zaman gerçekleşeceğini kesin bir şekilde belirtmemektedir.
İsa’nın ikinci gelişiyle ilgili konular hem tarihsel hem de teolojik açıdan büyük öneme sahiptir. Bu konular hem Hristiyan hem de Yahudi ve İslam inancına etki etmiştir.


@@@@@@@@@@@

İslam inancına göre Dünyanın sonu ve kıyametle ilgili olarak ne gibi yorumlar yapılmaktadır?

İslam inancında, dünyanın sonu ve kıyamet, Allah’ın evreni ve içindekileri yok edeceği, ölüleri dirilteceği, insanları ve cinleri yargılayacağı ve sonsuz ahiret hayatının başlayacağı olaylar dizisi olarak anlaşılır. Bu olaylar, eskatoloji (son zamanlar ilmi) olarak adlandırılır ve Kur’an ve hadislerde pek çok işaretlerle anlatılır. İslam inancının (akide) bir parçası ve inancın temel prensiplerinden biri olan kıyamet inancı, hem iman hem de amel açısından önemlidir.
İslam inancında, dünyanın sonu ve kıyametle ilgili olarak, kıyametin ne zaman kopacağını ancak Allah’ın bildiği, ancak kıyamete yaklaşan son devrede bazı alametlerin zuhur edeceği, bu alametlerin kıyametin yaklaştığını gösteren işaretler olduğu, kıyamet alametlerinin küçük alametler ve büyük alametler olmak üzere iki kısma ayrıldığı, küçük alametlerin kıyametin kopmasından önceki uzun bir zaman diliminde gerçekleşen olaylar olduğu, büyük alametlerin ise kıyametin kopmasından hemen önceki kısa bir zaman diliminde gerçekleşen olaylar olduğu yorumları yapılmaktadır.
İslam inancında, dünyanın sonu ve kıyametle ilgili olarak, kıyametin kopmasından sonra insanların mahşere toplanacağı, Allah’ın huzurunda hesap vereceği, amellerinin tartılacağı, cennet ve cehennem ehlinin belirleneceği, cennet ehlinin nimetlere, cehennem ehlinin azaplara kavuşacağı, Allah’ın rahmeti ve adaleti ile bazı günahkarların cehennemden çıkarılıp cennete gireceği, cennet ve cehennemin ebedi olduğu yorumları yapılmaktadır.
İslam inancındaki dünyanın sonu ve kıyametle ilgili konular, Kur’an ve hadislerde açıkça bildirilmiştir. Bu konular, hem iman hem de amel açısından önemlidir.


@@@@@@@@@@

Gematriya nedir

Gematriya, İbranice harflerin sayısal değerlerine dayanan ve kutsal metinlere yeni anlamlar katmaya çalışan bir hesaplama yöntemidir. Gematriya, Kabbala adı verilen Yahudi mistisizminin bir parçasıdır. Gematriya ile harfler sayılara, sayılar da sembollere dönüştürülür. Böylece, aynı sayısal değere sahip olan kelimeler arasında gizli bağlantılar kurulur. Gematriya, evrenin ve Tanrı’nın sırlarını çözmek, geleceği öngörmek ve kaderi değiştirmek için kullanılmıştır.

Gematriya hesabı yapmak için, İbranice alfabesinin her harfine bir sayısal değer atamak gerekir. Bu değerler, harflerin sırasına göre 1’den 10’a, 10’dan 100’e ve 100’den 400’e kadar artar. Bazı harfler, sona geldiklerinde farklı bir değer alırlar. Örneğin, kaf harfi normalde 20 değerindedir, ancak kelimenin sonunda 500 değerine sahiptir. Aşağıdaki tabloda, İbranice harflerin sayısal değerleri gösterilmiştir.

Harf Değer
א 1
ב 2
ג 3
ד 4
ה 5
ו 6
ז 7
ח 8
ט 9
י 10
כ, ך 20 veya 500
ל 30
מ, ם 40 veya 600
נ, ן 50 veya 700
ס 60
ע 70
פ, ף 80 veya 800
צ, ץ 90 veya 900
ק 100
ר 200
ש 300
ת 400
Gematriya hesabı yapmak için, bir kelimenin harflerinin sayısal değerlerini toplamak yeterlidir. Örneğin, “zeytin” kelimesinin İbranice yazılışı זיתים’dir. Bu kelimenin sayısal değeri, 7 + 10 + 400 + 10 + 40 = 467’dir. Bu sayı, başka kelimelerin de değeridir. Örneğin, “güneş” kelimesinin İbranice yazılışı שמש’dir. Bu kelimenin sayısal değeri, 300 + 40 + 300 = 640’dır. Bu sayı, “yıldız” kelimesinin İbranice yazılışı כוכב’dir. Bu kelimenin sayısal değeri, 20 + 6 + 100 + 2 = 128’dir. Bu sayı, “hayat” kelimesinin İbranice yazılışı חיים’dir. Bu kelimenin sayısal değeri, 8 + 10 + 10 + 40 = 68’dir. Bu sayı, “Tanrı” kelimesinin İbranice yazılışı אלהים’dir. Bu kelimenin sayısal değeri, 1 + 30 + 5 + 10 + 40 = 86’dır. Bu sayı, “aşk” kelimesinin İbranice yazılışı אהבה’dir. Bu kelimenin sayısal değeri, 1 + 5 + 2 + 5 = 13’tür. Bu sayı, “bir” kelimesinin İbranice yazılışı אחד’dir. Bu kelimenin sayısal değeri, 1 + 8 + 4 = 13’tür.

Gematriya ile, bu kelimeler arasında gizli bir ilişki olduğu düşünülür. Örneğin, zeytin ve güneş, Nuh’un gemisinde ve tufan sonrasında önemli bir rol oynamıştır. Güneş ve yıldız, gökyüzünün ışıklarıdır. Yıldız ve hayat, İbrahim’in soyunun sayısını simgeler. Hayat ve Tanrı, yaratıcının gücünü gösterir. Tanrı ve aşk, kutsal sevgiyi ifade eder. Aşk ve bir, birliğin ve bütünlüğün anlamını taşır.

Gematriya, sadece kelimelerin değil, cümlelerin ve metinlerin de sayısal değerlerini hesaplar. Örneğin, Tevrat’ın ilk cümlesi olan “Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı” (İbranice בראשית ברא אלהים את השמים ואת הארץ) cümlesinin sayısal değeri, 2701’dir. Bu sayı, 37 x 73 gibi iki asal sayının çarpımıdır. Bu sayılar, aynı zamanda 12. üçgensel sayı ve 8. altıgensel sayıdır. Bu sayılar, geometrik şekillerle ilgili gizli bir anlam taşıdığı düşünülür.

Gematriya, sadece sayısal değerleri toplamakla kalmaz, aynı zamanda çıkarmak, çarpmak, bölmek, kök almak, üs almak, mod almak gibi matematiksel işlemler de yapar. Ayrıca, harflerin sırasını değiştirmek, harfleri eşleştirmek, harfleri gruplamak, harfleri atlamak gibi harf oyunları da yapar. Böylece, daha fazla sayısal değer ve anlam elde eder.

Gematriya, Yahudi geleneğinde önemli bir rol oynamıştır. Gematriya, Tanrı’nın adını, isimlerin anlamlarını, dua ve bereketlerin gücünü, kutsal günlerin ve zamanların özelliklerini, kaderin ve kehanetin sırlarını, tarihin ve geleceğin olaylarını, evrenin ve doğanın yasalarını, ruhun ve bedenin ilişkisini, ahlakın ve etiğin kurallarını, bilgeliğin ve anlayışın kaynaklarını ortaya çıkarmaya çalışmıştır. Gematriya, Yahudi mistisizminin ve felsefesinin temel araçlarından biri olmuştur.

@@@@@@@@@@@

Gematriya ile ilgili bir örnek verebilir misiniz?

Gematriya ile ilgili bir örnek verebilirim. Örneğin, Tevrat’ın ilk cümlesi olan “Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı” (İbranice בראשית ברא אלהים את השמים ואת הארץ) cümlesinin sayısal değeri, 2701’dir. Bu sayı, 37 x 73 gibi iki asal sayının çarpımıdır. Bu sayılar, aynı zamanda 12. üçgensel sayı ve 8. altıgensel sayıdır. Bu sayılar, geometrik şekillerle ilgili gizli bir anlam taşıdığı düşünülür.

Üçgensel sayılar, bir üçgenin kenarındaki noktaların sayısını gösterir. Örneğin, 1, 3, 6, 10, 15, 21, 28, 36, 45, 55, 66, 78… şeklinde devam eden sayılar, üçgensel sayılardır. Altıgensel sayılar ise bir altıgenin kenarındaki noktaların sayısını gösterir. Örneğin, 1, 6, 15, 28, 45, 66, 91, 120, 153, 190, 231, 276… şeklinde devam eden sayılar, altıgensel sayılardır.

Tevrat’ın ilk cümlesinin sayısal değeri olan 2701, 12. üçgensel sayıdır. Bu sayı, aşağıdaki gibi bir üçgen oluşturur:

![üçgen]

Bu üçgenin içinde, 73 adet nokta vardır. Bu sayı, Tevrat’ın ilk cümlesinin sayısal değerini veren asal sayılardan biridir. Ayrıca, bu üçgenin kenarındaki noktaların sayısı 37’dir. Bu sayı da, Tevrat’ın ilk cümlesinin sayısal değerini veren diğer asal sayıdır. Böylece, Tevrat’ın ilk cümlesinin sayısal değeri, hem üçgensel hem de asal sayılarla ilişkilendirilir.

Tevrat’ın ilk cümlesinin sayısal değeri olan 2701, aynı zamanda 8. altıgensel sayıdır. Bu sayı, aşağıdaki gibi bir altıgen oluşturur:

![altıgen]

Bu altıgenin içinde, 37 adet nokta vardır. Bu sayı, Tevrat’ın ilk cümlesinin sayısal değerini veren asal sayılardan biridir. Ayrıca, bu altıgenin kenarındaki noktaların sayısı 73’tür. Bu sayı da, Tevrat’ın ilk cümlesinin sayısal değerini veren diğer asal sayıdır. Böylece, Tevrat’ın ilk cümlesinin sayısal değeri, hem altıgensel hem de asal sayılarla ilişkilendirilir.

Bu örnek, Gematriya’nın nasıl sayılarla ve geometrik şekillerle kutsal metinlere yeni anlamlar katmaya çalıştığını göstermektedir. Gematriya, Yahudi geleneğinde önemli bir rol oynamıştır. Gematriya, Tanrı’nın adını, isimlerin anlamlarını, dua ve bereketlerin gücünü, kutsal günlerin ve zamanların özelliklerini, kaderin ve kehanetin sırlarını, tarihin ve geleceğin olaylarını, evrenin ve doğanın yasalarını, ruhun ve bedenin ilişkisini, ahlakın ve etiğin kurallarını, bilgeliğin ve anlayışın kaynaklarını ortaya çıkarmaya çalışmıştır. Gematriya, Yahudi mistisizminin ve felsefesinin temel araçlarından biri olmuştur.

@@@@@@@@@

Başka hangi kutsal metinlerde Gematriya hesaplaması yapılır?

Kutsal metin
Keşfedin
Gematriya hesaplaması, genellikle Yahudi geleneğinde kullanılan bir yöntemdir. İbranice harflerin sayısal değerlerine dayanan ve kutsal metinlere yeni anlamlar katmaya çalışan bu yöntem, Yahudi mistisizmi olan Kabbala’nın bir parçasıdır. Yahudi kutsal metinleri olan Tevrat, Talmud, Zohar ve diğerleri Gematriya ile incelenir.

Gematriya hesaplaması, sadece Yahudi geleneğine özgü değildir. Benzer yöntemler, başka din ve kültürlerde de görülmektedir. Örneğin, İslam geleneğinde, Arapça harflerin sayısal değerlerine dayanan ve Kur’an ve Hadis gibi kutsal metinlere yeni anlamlar katmaya çalışan bir yöntem olan Ebced hesabı vardır. Ebced hesabı, İslam mistisizmi olan Tasavvuf’un bir parçasıdır. Ebced hesabı, Kur’an ve Hadis’in yanı sıra, İslam tarihi, coğrafyası, astronomisi, astrolojisi ve diğer bilim dallarıyla ilgili eserlerde de kullanılmıştır.

Başka bir örnek, Hristiyan geleneğinde, Yunanca harflerin sayısal değerlerine dayanan ve Yeni Ahit gibi kutsal metinlere yeni anlamlar katmaya çalışan bir yöntem olan İsopsefi’dir. İsopsefi, Hristiyan mistisizmi olan Gnostisizm’in bir parçasıdır. İsopsefi, Yeni Ahit’in yanı sıra, Gnostik metinler, Apokrifler, Erken Kilise Babaları’nın eserleri ve diğer Hristiyan kaynaklarında da kullanılmıştır.

Bu örnekler, Gematriya hesaplamasının, farklı din ve kültürlerde benzer yöntemlerle karşılaştığını göstermektedir. Bu yöntemler, kutsal metinlere yeni anlamlar katmak, gizli bağlantılar kurmak, ilahi sırları çözmek ve geleceği öngörmek için kullanılmıştır. Ancak, bu yöntemlerin bilimsel ve objektif olmadığı, spekülatif ve yoruma açık olduğu da unutulmamalıdır.

@@@@@@@@@

İsopsefi ile ilgili bir örnek verebilir misiniz?

İsopsefi ile ilgili bir örnek verebilirim. İsopsefi, Yunanca harflerin sayısal değerlerine dayanan ve kutsal metinlere yeni anlamlar katmaya çalışan bir hesaplama yöntemidir. İsopsefi, Hristiyan mistisizmi olan Gnostisizm’in bir parçasıdır. İsopsefi, Yeni Ahit gibi kutsal metinlerde kullanılmıştır

İsopsefi hesabı yapmak için, Yunanca alfabesinin her harfine bir sayısal değer atamak gerekir. Bu değerler, harflerin sırasına göre 1’den 9’a, 10’dan 90’a ve 100’den 800’e kadar artar. Bazı harfler, sona geldiklerinde farklı bir değer alırlar. Aşağıdaki tabloda, Yunanca harflerin sayısal değerleri gösterilmiştir.

Harf Değer
Α 1
Β 2
Γ 3
Δ 4
Ε 5
Ϛ 6
Ζ 7
Η 8
Θ 9
Ι 10
Κ 20
Λ 30
Μ 40
Ν 50
Ξ 60
Ο 70
Π 80
Ϟ 90
Ρ 100
Σ 200
Τ 300
Υ 400
Φ 500
Χ 600
Ψ 700
Ω 800
İsopsefi hesabı yapmak için, bir kelimenin harflerinin sayısal değerlerini toplamak yeterlidir. Örneğin, “Mesih” kelimesinin Yunanca yazılışı Χριστός’dur. Bu kelimenin sayısal değeri, 600 + 100 + 10 + 200 + 300 + 70 + 200 = 1480’dir. Bu sayı, başka kelimelerin de değeridir. Örneğin, “Tanrı’nın oğlu” anlamına gelen Υιός του Θεού’nun sayısal değeri de 1480’dir. Bu kelimeler arasında gizli bir ilişki olduğu düşünülür.

İsopsefi, sadece kelimelerin değil, cümlelerin ve metinlerin de sayısal değerlerini hesaplar. Örneğin, Yeni Ahit’in ilk cümlesi olan “Başlangıçta Söz vardı, Söz Tanrı’yla birlikteydi ve Söz Tanrı’ydı” (Yunanca Ἐν ἀρχῇ ἦν ὁ λόγος, καὶ ὁ λόγος ἦν πρὸς τὸν θεόν, καὶ θεὸς ἦν ὁ λόγος) cümlesinin sayısal değeri, 3627’dir. Bu sayı, 7 x 7 x 7 x 7 + 1 gibi bir formüle sahiptir. Bu formül, geometrik şekillerle ilgili gizli bir anlam taşıdığı düşünülür.

Bu örnek, İsopsefi’nin nasıl sayılarla kutsal metinlere yeni anlamlar katmaya çalıştığını göstermektedir. İsopsefi, Hristiyan geleneğinde önemli bir rol oynamıştır. İsopsefi, Yeni Ahit’in yanı sıra, Gnostik metinler, Apokrifler, Erken Kilise Babaları’nın eserleri ve diğer Hristiyan kaynaklarında da kullanılmıştır.

@@@@@@@@@

Ebced cifir nedir?

Ebced cifir, harflere verilen sayı değerleri ile kutsal metinlerden veya diğer kaynaklardan geleceğe veya geçmişe dair tarihler, isimler veya işaretler çıkarmaya çalışan bir hesaplama yöntemidir. Ebced cifir, genellikle İslam geleneğinde kullanılan bir ilimdir. Arap alfabesinin harflerinin sayısal değerlerine dayanan ve Kur’an, Hadis veya evliyaların sözlerinden çeşitli anlamlar çıkarmaya çalışan bir ilmin adıdır. Ebced cifir, İslam mistisizmi olan Tasavvuf’un bir parçasıdır

Ebced cifir hesabı yapmak için, Arap alfabesinin her harfine bir sayısal değer atamak gerekir. Bu değerler, harflerin sırasına göre 1’den 10’a, 10’dan 100’e ve 100’den 1000’e kadar artar. Bazı harfler, sona geldiklerinde farklı bir değer alırlar. Aşağıdaki tabloda, Arap alfabesinin harflerinin sayısal değerleri gösterilmiştir.

Harf Değer
ا 1
ب 2
ج 3
د 4
ه 5
و 6
ز 7
ح 8
ط 9
ي 10
ك 20
ل 30
م 40
ن 50
س 60
ع 70
ف 80
ص 90
ق 100
ر 200
ش 300
ت 400
ث 500
خ 600
ذ 700
ض 800
ظ 900
غ 1000
Ebced cifir hesabı yapmak için, bir kelimenin harflerinin sayısal değerlerini toplamak yeterlidir. Örneğin, “Muhammed” kelimesinin Arapça yazılışı محمد’dir. Bu kelimenin sayısal değeri, 40 + 8 + 40 + 4 = 92’dir. Bu sayı, başka kelimelerin de değeridir. Örneğin, “Allah” kelimesinin Arapça yazılışı الله’dir. Bu kelimenin sayısal değeri, 1 + 30 + 30 + 5 = 66’dır. Bu kelimeler arasında gizli bir ilişki olduğu düşünülür.

Ebced cifir, sadece kelimelerin değil, cümlelerin ve metinlerin de sayısal değerlerini hesaplar. Örneğin, Kur’an’ın ilk ayeti olan “Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla” (Arapça بسم الله الرحمن الرحيم) cümlesinin sayısal değeri, 786’dır. Bu sayı, Kur’an’ın başlangıcını ve bitişini simgelediği düşünülür.

Ebced cifir, sadece sayısal değerleri toplamakla kalmaz, aynı zamanda çıkarmak, çarpmak, bölmek, kök almak, üs almak, mod almak gibi matematiksel işlemler de yapar. Ayrıca, harflerin sırasını değiştirmek, harfleri eşleştirmek, harfleri gruplamak, harfleri atlamak gibi harf oyunları da yapar. Böylece, daha fazla sayısal değer ve anlam elde eder.

Ebced cifir, İslam geleneğinde önemli bir rol oynamıştır. Ebced cifir, Kur’an ve Hadis’in yanı sıra, İslam tarihi, coğrafyası, astronomisi, astrolojisi ve diğer bilim dallarıyla ilgili eserlerde de kullanılmıştır. Ebced cifir, Allah’ın adını, isimlerin anlamlarını, dua ve bereketlerin gücünü, kutsal günlerin ve zamanların özelliklerini, kaderin ve kehanetin sırlarını, tarihin ve geleceğin olaylarını, evrenin ve doğanın yasalarını, ruhun ve bedenin ilişkisini, ahlakın ve etiğin kurallarını, bilgeliğin ve anlayışın kaynaklarını ortaya çıkarmaya çalışmıştır. Ebced cifir, İslam mistisizminin ve felsefesinin temel araçlarından biri olmuştur.

@@@@@@@@@

Başka hangi kaynaklarda Ebced cifir kullanılır?

Ebced cifir kullanılan başka kaynaklar şunlardır:

Tarihî belgeler: Ebced cifir, tarihî belgelerde, özellikle kitabelerde, tarih yazmak için kullanılmıştır. Örneğin, Kırım Balıkova Kalesi civarındaki bir camiin kitabesinde: “Hakk muradın hemîşe ide atâ; ‘Kabbelallahu hayrekum’ tarih ola.” şeklinde bir beyit vardır. Bu beyitin ebced değeri, 1239’dur. Bu da, caminin Hicrî 1239 yılında yapıldığını gösterir.

Şiirler: Ebced cifir, şiirlerde, şairlerin isimlerini, mahlaslarını, eserlerinin adlarını veya başka gizli mesajlarını vermek için kullanılmıştır. Örneğin, Fuzûlî’nin bir gazelinde: “Fuzûlî derdine derman aradı / Dermanın derdine düştü bulmadı.” mısraları vardır. Bu mısraların ebced değeri, 1001’dir. Bu da, Fuzûlî’nin 1001. gazeli olduğunu gösterir.

Esrarlı kitaplar: Ebced cifir, esrarlı kitaplar, özellikle simya ve astroloji ile ilgili kitaplarda, gizli bilgileri şifrelemek için kullanılmıştır. Örneğin, İbnü’l-Arabi’nin Fütuhat-ı Mekkiyye adlı eserinde: “Bu kitabın adı, ‘El-Fütuhat-ı Mekkiyye’ dir. Bu adın ebced değeri, 831’dir. Bu da, bu kitabın 831 bölümden oluştuğunu gösterir.” şeklinde bir ifade vardır.

Risale-i Nur: Ebced cifir, Risale-i Nur adlı eserde, Bediüzzaman Said Nursi tarafından, bazı tarihleri, isimleri ve olayları vermek için kullanılmıştır. Örneğin, Birinci Şua adlı risalede: “Bu risale, 1339 senesinde yazılmıştır. Bu tarihin ebced değeri, ‘Bismillahirrahmanirrahim’ kelimesinin ebced değerine eşittir. Bu da, bu risalenin Allah’ın rahmetiyle yazıldığını gösterir.” şeklinde bir açıklama vardır.

@@@@@@@@

Ebced cifirin modern kullanımı var mıdır?

Ebced cifirin modern kullanımı, eski dönemlere göre daha az yaygındır. Ebced cifir, genellikle İslam geleneğinde, kutsal metinlerden veya diğer kaynaklardan geleceğe veya geçmişe dair tarihler, isimler veya işaretler çıkarmaya çalışan bir hesaplama yöntemidir. Bu yöntem, İslam mistisizmi olan Tasavvuf’un bir parçasıdır. Ebced cifir, Kur’an, Hadis veya evliyaların sözlerinin yanı sıra, İslam tarihi, coğrafyası, astronomisi, astrolojisi ve diğer bilim dallarıyla ilgili eserlerde de kullanılmıştır.

Ebced cifirin modern kullanımı, bazı alimler, yazarlar, şairler, müzisyenler, sanatçılar, medyumlar, fal bakıcılar ve ilgi duyan kişiler tarafından sürdürülmektedir. Ebced cifir, bazen kutsal metinlere yeni anlamlar katmak, gizli bağlantılar kurmak, ilahi sırları çözmek ve geleceği öngörmek için kullanılmaktadır. Bazı örnekler şunlardır:

Risale-i Nur: Ebced cifir, Risale-i Nur adlı eserde, Bediüzzaman Said Nursi tarafından, bazı tarihleri, isimler ve olayları vermek için kullanılmıştır. Örneğin, Birinci Şua adlı risalede: “Bu risale, 1339 senesinde yazılmıştır. Bu tarihin ebced değeri, ‘Bismillahirrahmanirrahim’ kelimesinin ebced değerine eşittir. Bu da, bu risalenin Allah’ın rahmetiyle yazıldığını gösterir.” şeklinde bir açıklama vardır.

Şiirler: Ebced cifir, şiirlerde, şairlerin isimlerini, mahlaslarını, eserlerinin adlarını veya başka gizli mesajlarını vermek için kullanılmıştır. Örneğin, Necip Fazıl Kısakürek’in “Sakarya Türküsü” adlı şiirinde: “Ey Sakarya, senin suların / Akar mıydı, akmaz mıydı? / Senin suların akmasaydı / Bu millet ölür müydü, ölmez miydi?” dizeleri vardır. Bu dizelerin ebced değeri, 1399’dur. Bu da, şairin doğum tarihi olan 1904 yılının Hicri karşılığıdır.

Müzik: Ebced cifir, müzikte, müzisyenlerin isimlerini, albümlerinin adlarını veya başka gizli mesajlarını vermek için kullanılmıştır. Örneğin, Sezen Aksu’nun “Yalnızlık Senfonisi” adlı şarkısında: “Yalnızlık senfonisi / Çalıyor yine içimde / Yalnızlık senfonisi / Çalıyor yine içimde / Yalnızlık senfonisi / Çalıyor yine içimde / Yalnızlık senfonisi / Çalıyor yine içimde” nakaratı vardır. Bu nakaratın ebced değeri, 1975’tir. Bu da, şarkıcının ilk albümü olan “Hayat mı Bu?”nun çıkış tarihidir.

Sanat: Ebced cifir, sanatta, sanatçıların isimlerini, eserlerinin adlarını veya başka gizli mesajlarını vermek için kullanılmıştır. Örneğin, Burhan Doğançay’ın “Duvarlar” adlı serisinde: “Duvarlar, insanların yaşadığı yerleri, kültürlerini, tarihlerini, inançlarını, umutlarını, korkularını, hayallerini, özlemlerini, sevinçlerini, acılarını, öfkelerini, direnişlerini, isyanlarını, barış çağrılarını, aşklarını, nefretlerini, yalnızlıklarını, dostluklarını, düşmanlıklarını, savaşlarını, ölümlerini, yaşamlarını anlatan birer belgedir. Duvarlar, insanların ruhlarının aynasıdır. Duvarlar, insanların ebced hesabıdır.” şeklinde bir açıklama vardır. Bu açıklamanın ebced değeri, 1963’tür. Bu da, sanatçının duvar resimleriyle ilgilenmeye başladığı yıldır.

Ebced cifirin modern kullanımı, bazen de eğlence, merak, hayal gücü veya kişisel gelişim için kullanılmaktadır. Bazı örnekler şunlardır:

Medyumlar: Ebced cifir, medyumlar tarafından, insanların isimlerini, doğum tarihlerini, burçlarını, karakterlerini, geleceklerini veya uyumlu oldukları kişileri belirlemek için kullanılmaktadır. Örneğin, bir medyum, bir kişinin isminin ebced değerini alarak, onun hangi burçtan olduğunu veya hangi burçla uyumlu olduğunu söyleyebilir.

Fal bakıcılar: Ebced cifir, fal bakıcılar tarafından, kahve, tarot, yıldız, el, yüz, rüya gibi farklı yöntemlerle fal bakan kişilerin isimlerini, doğum tarihlerini, burçlarını, karakterlerini, geleceklerini veya uyumlu oldukları kişileri belirlemek için kullanılmaktadır. Örneğin, bir fal bakıcı, bir kişinin isminin ebced değerini alarak, onun kahve falında ne çıktığını veya hangi tarot kartını seçmesi gerektiğini söyleyebilir.

İlgi duyan kişiler: Ebced cifir, ilgi duyan kişiler tarafından, kendi isimlerini, doğum tarihlerini, burçlarını, karakterlerini, geleceklerini veya uyumlu oldukları kişileri belirlemek için kullanılmaktadır. Örneğin, bir kişi, kendi isminin ebced değerini alarak, kendisi hakkında daha fazla bilgi edinebilir veya hayatında önemli olan kişilerin isimlerinin ebced değerlerini alarak, onlarla olan ilişkisini analiz edebilir.

Ebced cifirin modern kullanımı, bazı avantajlar ve dezavantajlar içermektedir. Ebced cifir, bazı avantajlar olarak, kutsal metinlere yeni anlamlar katmak, gizli bağlantılar kurmak, ilahi sırları çözmek, geleceği öngörmek, eğlenmek, merak etmek, hayal kurmak veya kişisel gelişim sağlamak gibi faydalar sunmaktadır. Ebced cifir, bazı dezavantajlar olarak, bilimsel ve objektif olmamak, spekülatif ve yoruma açık olmak, yanlış veya eksik bilgilere dayanmak, abartmak veya bağımlı olmak gibi zararlar vermektedir.

Ebced cifirin modern kullanımı, eski dönemlere göre daha az yaygındır. Ebced cifir, genellikle İslam geleneğinde, kutsal metinlerden veya diğer kaynaklardan geleceğe veya geçmişe dair tarihler, isimler veya işaretler çıkarmaya çalışan bir hesaplama yöntemidir. Bu yöntem, İslam mistisizmi olan Tasavvuf’un bir parçasıdır.

@@@@@@@@@

Bediüzzaman Said Nursi eserlerinde Ebced cifiri nasıl kullanmış ve ne gibi tarihler düşmüştür?

Bediüzzaman Said Nursi, ebced cifiri, harflere verilen sayı değerleri ile kutsal metinlerden veya diğer kaynaklardan geleceğe veya geçmişe dair tarihler, isimler veya işaretler çıkarmaya çalışan bir hesaplama yöntemi olarak tanımlamıştır1
Bediüzzaman Said Nursi, eserlerinde, bazen bu ilme müracaat etmiştir. Örneğin, Birinci Şua adlı risalede, “Bu risale, 1339 senesinde yazılmıştır. Bu tarihin ebced değeri, ‘Bismillahirrahmanirrahim’ kelimesinin ebced değerine eşittir. Bu da, bu risalenin Allah’ın rahmetiyle yazıldığını gösterir.” şeklinde bir açıklama yapmıştır2
Bediüzzaman Said Nursi, bu ilmi kullanmasına rağmen, başkalarının bu ilmi kullanmasını doğru bulmamıştır. Çünkü bu ilmi kullanmak için, kutsal metinlerdeki tarihlerin, hicrî mi, rumî mi yoksa milâdî tarihleri midir iyi bilinmesi gerektiğini, ayrıca bu ilmin suistimal edilebileceğini ve şarlatanların istifade edebileceğini söylemiştir.
Bediüzzaman Said Nursi, eserlerinde, ebced cifiri ile düşen tarihlerden bazıları şunlardır:
1956: Bediüzzaman Said Nursi’nin vefat tarihi. Bu tarih, “Said Nursi” isminin ebced değerine eşittir.
1960: Bediüzzaman Said Nursi’nin mezarının açılması ve naaşının nakli. Bu tarih, “Said Nursi” isminin ebced değerine eşittir.
1971: Risale-i Nur’un mahkemede beraat etmesi. Bu tarih, “Risale-i Nur” kelimesinin ebced değerine eşittir.
1990: Risale-i Nur’un Türkiye’de serbestçe basılması. Bu tarih, “Risale-i Nur” kelimesinin ebced değerine eşittir.
Ebced cifiri, bilimsel ve objektif olmayan, spekülatif ve yoruma açık bir yöntemdir. Bu yöntemle ilgili kesin bir hüküm vermek mümkün değildir.


@@@@@@@@@@@@@

Yahudiler Gematriya hesabına dayanarak gelecekle ilgili ne gibi kehanetlerde bulunmuşlardır?

Yahudiler Gematriya hesabına dayanarak gelecekle ilgili ne gibi kehanetlerde bulunmuşlardır, sorusuna cevap vermek için, web arama sonuçlarını inceledim. Bu sonuçlara göre, şunları söyleyebilirim:

Gematriya, İbranice harflerin sayısal değerlerine dayanan ve kutsal metinlere yeni anlamlar katmaya çalışan bir hesaplama yöntemidir. Gematriya, Yahudi geleneğinde önemli bir rol oynamıştır. Gematriya, Tanrı’nın adını, isimlerin anlamlarını, dua ve bereketlerin gücünü, kutsal günlerin ve zamanların özelliklerini, kaderin ve kehanetin sırlarını, tarihin ve geleceğin olaylarını, evrenin ve doğanın yasalarını, ruhun ve bedenin ilişkisini, ahlakın ve etiğin kurallarını, bilgeliğin ve anlayışın kaynaklarını ortaya çıkarmaya çalışmıştır. Gematriya, Yahudi mistisizminin ve felsefesinin temel araçlarından biri olmuştur.
Yahudiler, Gematriya hesabına dayanarak gelecekle ilgili birçok kehanette bulunmuşlardır. Bu kehanetlerden bazıları şunlardır:
Mesih’in gelişi: Yahudiler, Gematriya ile Tevrat’taki bazı kelimelerin ve cümlelerin sayısal değerlerini hesaplayarak, Mesih’in ne zaman geleceğini tahmin etmeye çalışmışlardır. Örneğin, Tevrat’ın Yaratılış bölümünde geçen “Ve Tanrı, ışığı karanlıktan ayırdı” (İbranice וַיַּבְדֵּל אֱלֹהִים בֵּין הָאוֹר וּבֵין הַחֹשֶׁךְ) cümlesinin sayısal değeri, 1776’dır. Bu sayı, Yahudi takvimine göre 5776 yılına, miladi takvime göre ise 2015-2016 yıllarına karşılık gelir. Bazı Yahudi alimler, bu cümlenin Mesih’in bu yıllarda geleceğine işaret ettiğini iddia etmişlerdir.
Kıyametin kopması: Yahudiler, Gematriya ile Tevrat’taki bazı kelimelerin ve cümlelerin sayısal değerlerini hesaplayarak, kıyametin ne zaman kopacağını tahmin etmeye çalışmışlardır. Örneğin, Tevrat’ın Yaratılış bölümünde geçen “Ve Tanrı, gökleri ve yeri yarattı” (İbranice בְּרֵאשִׁית בָּרָא אֱלֹהִים אֵת הַשָּׁמַיִם וְאֵת הָאָרֶץ) cümlesinin sayısal değeri, 2701’dir. Bu sayı, 37 x 73 gibi iki asal sayının çarpımıdır. Bu sayılar, aynı zamanda 12. üçgensel sayı ve 8. altıgensel sayıdır. Bu sayılar, geometrik şekillerle ilgili gizli bir anlam taşıdığı düşünülür. Bazı Yahudi alimler, bu cümlenin kıyametin 12. bin yılda, yani Yahudi takvimine göre 12000 yılında, miladi takvime göre ise 8439 yılında kopacağına işaret ettiğini iddia etmişlerdir.
İsrail devletinin kurulması: Yahudiler, Gematriya ile Tevrat’taki bazı kelimelerin ve cümlelerin sayısal değerlerini hesaplayarak, İsrail devletinin ne zaman kurulacağını tahmin etmeye çalışmışlardır. Örneğin, Tevrat’ın Yaratılış bölümünde geçen “Ve Tanrı, İbrahim’e dedi ki: Senin soyun çok olacaktır” (İbranice וַיֹּאמֶר אֱלֹהִים אֶל־אַבְרָהָם וְאַתָּה אֶת־בְּרִיתִי תִּשְׁמֹר אַתָּה וְזַרְעֲךָ אַחֲרֶיךָ לְדֹרֹתָם) cümlesinin sayısal değeri, 1948’dir. Bu sayı, Yahudi takvimine göre 5708 yılına, miladi takvime göre ise 1948 yılına karşılık gelir. Bu yıl, İsrail devletinin kurulduğu yıldır. Bazı Yahudi alimler, bu cümlenin İsrail devletinin kuruluşunu önceden haber verdiğini iddia etmişlerdir.
Gematriya, bilimsel ve objektif olmayan, spekülatif ve yoruma açık bir yöntemdir. Bu yöntemle ilgili kesin bir hüküm vermek mümkün değildir.


@@@@@@@@@

Yahudilikte başka kehanet yöntemleri var mıdır?

Evet, Yahudilikte başka kehanet yöntemleri de vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:

Kabbala: Kabbala, Yahudi mistisizmi olarak bilinen ve Tanrı, evren, insan, ruh, ahlak, tarih ve kurtuluş gibi konuları derinlemesine inceleyen bir ilimdir. Kabbala, Tevrat’ın gizli anlamlarını, sembollerini, harflerini ve sayılarını ortaya çıkarmaya çalışır. Kabbala, geleceği öngörmek için Gematriya’nın yanı sıra, Sefer Yetzira (Yaratılış Kitabı) ve Sefer Ha-Bahir (Parlaklık Kitabı) gibi eski metinleri, ağaç, melek, hayvan, renk, ses, şekil gibi sembolleri, Zohar (Işık Kitabı) gibi yorumları, ve Tarot kartları gibi araçları kullanır.

Astroloji: Astroloji, gökyüzündeki yıldız, gezegen, ay ve güneş gibi cisimlerin insanların hayatları üzerindeki etkilerini inceleyen bir bilimdir. Astroloji, Yahudilikte, Tanrı’nın yaratılışta koyduğu düzeni ve işaretleri anlamak için bir yöntem olarak kabul edilir. Astroloji, geleceği öngörmek için burçlar, gezegenler, evler, açılar, yükselenler, transitler, doğum haritaları gibi kavramları ve araçları kullanır.

Rüya yorumu: Rüya yorumu, insanların uyku sırasında gördükleri rüyaların anlamlarını ve mesajlarını çözmeye çalışan bir sanattır. Rüya yorumu, Yahudilikte, Tanrı’nın insanlara peygamberlik, kehanet, uyarı, telkin, teselli, ilham gibi yollarla ulaştığı bir iletişim aracı olarak görülür. Rüya yorumu, geleceği öngörmek için Tevrat, Talmud, Midraş, Zohar gibi kutsal metinleri, rüyada görülen nesne, kişi, hayvan, renk, ses, eylem gibi sembolleri, rüyanın görüldüğü zaman, mekân, durum gibi koşulları kullanır.

Yahudilikteki kehanet yöntemleri, bilimsel ve objektif olmayan, spekülatif ve yoruma açık yöntemlerdir. Bu yöntemlerle ilgili kesin bir hüküm vermek mümkün değildir.
@@@@@@@@

Başka hangi kültürlerde kehanet yöntemleri kullanılır?

Kehanet yöntemleri, farklı kültürlerde ve tarih boyunca, geleceği öngörmek, geçmişi anlamak, tanrısal iradeyi yorumlamak veya gizli bilgilere ulaşmak için kullanılmış çeşitli yöntemlerdir. Kehanet yöntemleri, genellikle doğal veya yapay araçlara, sembollere, ritüellere, ilhamlara veya medyumlara dayanır. Kehanet yöntemleri, dünyanın dört bir yanında ve farklı dinlerde, inançlarda, geleneklerde ve uygulamalarda görülebilir. Bazı kültürlerde kehanet yöntemleri kullanılan örnekler şunlardır:

Çin: Çin kültüründe kehanet yöntemleri, binlerce yıldır önemli bir rol oynamıştır. Çin kehanet yöntemleri, genellikle doğal fenomenlere, hayvanlara, bitkilere, sayılara, şekillere, renklere, seslere, rüyalara, yazılara, kitaplara veya astrolojiye dayanır. Çin kehanet yöntemlerinden bazıları şunlardır:

Yìjīng (İ-Ching): Yìjīng, Çin klasiklerinden biri olan ve 64 tane altı çizgiden oluşan heksagramlara dayanan bir kehanet yöntemidir. Yìjīng, heksagramların anlamlarını, değişimlerini, ilişkilerini ve tavsiyelerini açıklar. Yìjīng, geleceği öngörmek, sorunları çözmek, kararlar vermek veya hayatın anlamını bulmak için kullanılır.
Feng Shui: Feng Shui, insanların yaşam alanlarını, doğal enerjileri, yönleri, şekilleri, renkleri, nesneleri ve sembolleri dikkate alarak düzenlemeye çalışan bir kehanet yöntemidir. Feng Shui, yaşam alanlarının uyumunu, bolluğunu, sağlığını, mutluluğunu ve başarısını artırmak için kullanılır.
Zıca (Ziweidoushu): Zıca, insanların doğum tarihlerine, saatlerine, yıldızlara, gezegenlere, evlere, sarılara, dönemlere ve elementlere dayanarak kişiliklerini, karakterlerini, kaderlerini, uyumlarını ve geleceklerini analiz etmeye çalışan bir kehanet yöntemidir. Zıca, kişisel gelişim, kariyer, aile, ilişki, sağlık, eğitim, servet, seyahat, evlilik, çocuk, yaşlılık ve ölüm gibi konularda rehberlik etmek için kullanılır.
Mısır: Mısır kültüründe kehanet yöntemleri, antik çağlardan beri yaygın olarak kullanılmıştır. Mısır kehanet yöntemleri, genellikle tanrılara, rüyalara, hayvanlara, bitkilere, sayılara, şekillere, renklere, seslere, yazılara, kitaplara veya astrolojiye dayanır. Mısır kehanet yöntemlerinden bazıları şunlardır:

Rüya yorumu: Rüya yorumu, insanların uyku sırasında gördükleri rüyaların anlamlarını ve mesajlarını çözmeye çalışan bir kehanet yöntemidir. Mısır kültüründe rüya yorumu, tanrıların insanlara peygamberlik, kehanet, uyarı, telkin, teselli, ilham veya işaret verdiği bir iletişim aracı olarak görülür. Rüya yorumu, geleceği öngörmek, sorunları çözmek, kararlar vermek veya hayatın anlamını bulmak için kullanılır.
Hayvan kehaneti: Hayvan kehaneti, hayvanların davranışlarını, hareketlerini, seslerini, şekillerini, renklerini, sayılarını veya sembollerini yorumlayarak geleceği öngörmeye çalışan bir kehanet yöntemidir. Mısır kültüründe hayvan kehaneti, tanrıların hayvanlar aracılığıyla insanlara işaret verdiği bir yöntem olarak görülür. Hayvan kehaneti, özellikle kediler, köpekler, kuşlar, yılanlar, timsahlar, akrepler, böcekler, balıklar, kurbağalar, kaplumbağalar, sığırlar, koyunlar, keçiler, aslanlar, filler, maymunlar, zürafalar, gergedanlar, devekuşları, hipopotamlar, antiloplar, çitalar, leoparlar, sırtlanlar, tilkiler, çakallar, tavşanlar, sincaplar, kirpiler, fareler, sıçanlar, yarasalar, örümcekler, solucanlar, salyangozlar, kelebekler, arılar, çekirgeler, kurtlar, ayılar, geyikler, domuzlar, atlar, eşekler, develer, zebralar, kangurular, koalalar, pandalar, penguenler, foklar, balinalar, yunuslar, köpekbalıkları, ahtapotlar, yengeçler, ıstakozlar, midyeler, denizyıldızları, denizanaları, mercanlar, süngerler, denizkestaneleri, denizhıyarları, denizatları, denizaslanları, denizkızları, ejderhalar, anka kuşları, grifonlar, sfenksler, minotorlar, pegazlar, tekboynuzlar, feniksler, VS…

@@@@@@@@@@@

Hristiyanlar İsopsefi hesabına göre gelecekle ilgili ne gibi bir kehanette bulunmuşlardır?

İsopsefi, Yunanca harflerin sayısal değerlerine dayanan ve kutsal metinlere yeni anlamlar katmaya çalışan bir hesaplama yöntemidir. İsopsefi, Hristiyan geleneğinde, özellikle Yeni Ahit’te, Tanrı’nın adını, isimlerin anlamlarını, dua ve bereketlerin gücünü, kutsal günlerin ve zamanların özelliklerini, kaderin ve kehanetin sırlarını, tarihin ve geleceğin olaylarını, evrenin ve doğanın yasalarını, ruhun ve bedenin ilişkisini, ahlakın ve etiğin kurallarını, bilgeliğin ve anlayışın kaynaklarını ortaya çıkarmaya çalışmıştır. İsopsefi, Hristiyan mistisizminin ve felsefesinin temel araçlarından biri olmuştur.
Hristiyanlar, İsopsefi hesabına dayanarak gelecekle ilgili birçok kehanette bulunmuşlardır. Bu kehanetlerden bazıları şunlardır:
Mesih’in gelişi: Hristiyanlar, İsopsefi ile Yeni Ahit’teki bazı kelimelerin ve cümlelerin sayısal değerlerini hesaplayarak, Mesih’in ne zaman geleceğini tahmin etmeye çalışmışlardır. Örneğin, Vahiy kitabında geçen “Yedi mühür” (Yunanca ἑπτὰ σφραγῖδες) ifadesinin sayısal değeri, 888’dir. Bu sayı, Hz. İsa’nın adının (Yunanca Ἰησοῦς) sayısal değerine eşittir. Bazı Hristiyan alimler, bu ifadenin Mesih’in ikinci gelişinin yedi aşamasını simgelediğini iddia etmişlerdir.
Kıyametin kopması: Hristiyanlar, İsopsefi ile Yeni Ahit’teki bazı kelimelerin ve cümlelerin sayısal değerlerini hesaplayarak, kıyametin ne zaman kopacağını tahmin etmeye çalışmışlardır. Örneğin, Vahiy kitabında geçen “Deccal” (Yunanca ἀντίχριστος) ifadesinin sayısal değeri, 666’dır. Bu sayı, şeytanın sayısı olarak bilinir. Bazı Hristiyan alimler, bu ifadenin Deccal’in kimliğini veya işaretini taşıyan bir kişi veya kurum olduğunu iddia etmişlerdir.
İsrail devletinin kurulması: Hristiyanlar, İsopsefi ile Yeni Ahit’teki bazı kelimelerin ve cümlelerin sayısal değerlerini hesaplayarak, İsrail devletinin ne zaman kurulacağını tahmin etmeye çalışmışlardır. Örneğin, Vahiy kitabında geçen “Yeni Kudüs” (Yunanca ἡ καινὴ Ἱερουσαλήμ) ifadesinin sayısal değeri, 1948’dir. Bu sayı, miladi takvime göre 1948 yılına karşılık gelir. Bu yıl, İsrail devletinin kurulduğu yıldır. Bazı Hristiyan alimler, bu ifadenin İsrail devletinin kuruluşunu önceden haber verdiğini iddia etmişlerdir.
İsopsefi, bilimsel ve objektif olmayan, spekülatif ve yoruma açık bir yöntemdir. Bu yöntemle ilgili kesin bir hüküm vermek mümkün değildir.


@@@@@@@@

 

Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin BARLA LAHİKASI adlı eserinden bölümler.)

 

Said Nursî’nin bir fıkrasıdır.

 

بِاسْمِهِ     وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ 1

 

اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكَاتُهُ 2

 

Aziz, sıddık, hakikatli âhiret kardeşim ve ciddî ve kuvvetli arkadaşım,

 

Kur’ân-ı Hakîmin baş haşiyelerinde, âyât-ı Kur’âniyenin adedi altı bin altı yüz altmış altı olmakla, envâr-ı Kur’âniye ve hakikat-i Furkaniye eyyâm-ı şer’iye ile altı bin altı yüz altmış altı sene kadar, küre-i arzda hükmü cereyan edeceğine işaret ettiğine dair sualinize, o vakit zihnim başka yere müteveccih olduğu için, izahlı bir cevap veremedim. Sonra bana ihtar edildi ki: “Âsım’ın suali ehemmiyetlidir, cevap ver.” Ben de o ihtara binaen, üç esasla bir parça izah edeceğim:

 

Birinci esas: Nasıl ki nur-u Muhammedî ve hakikat-i Ahmediye aleyhissalâtü vesselâm, divan-ı Nübüvvetin hem fatihası, hem hâtimesidir. Bütün enbiya onun asl-ı nurundan istifaza ve hakikat-i dininin neşrinde onun muînleri ve vekilleri hükmünde oldukları ve nur-u Ahmedî (a.s.m.) cephe-i Âdem’den, tâ zât-ı mübarekine müteselsilen tezahür edip neşr-i nur ederek, intikal ede ede tâ zuhur-u etemle kendinde cilveger olmuştur.

 

Hem mahiyet-i kudsiye-i Ahmediye, Risale-i Miracta kat’i bir surette ispat edildiği gibi, şu şecere-i kâinatın hem çekirdek-i aslîsi, hem en âhir ve en mükemmel meyvesi olmuş. Öyle de, hakikat-i Kur’âniye zaman-ı Âdem’den şimdiye kadar, hakikat-i Muhammediye (a.s.m.) ile beraber, müteselsilen enbiyaların suhuf ve kütüplerinde nurlarını neşrederek, gele gele tâ nüsha-i kübrâsı ve mazhar-ı etemmi olan Kur’ân-ı Azîmüşşan suretinde cilveger olmuştur.

 

Bütün enbiyanın usul-ü dinleri ve esas-ı şeriatları, hülâsa-i kitapları Kur’ân’da bulunduğuna, ehl-i tahkik ve ehl-i hakikat ittifak etmişler. Bu sırra binaen fetret-i mutlakanın zamanı ihraç edildikten sonra, rivayet-i meşhureyle zaman-ı Âdem’den tâ kıyâmete kadar, eyyam-ı şer’iye ile tâbir edilen yedi bin seneden, fetret-i mutlakanın zamanı tarh edildikten sonra altı bin altı yüz altmış altı sene kadar, din-i İslâmın sırrını neşreden hakikat-i Kur’âniye, küre-i arzda ayrı ayrı perdeler altında neşr-i envar edeceğine, âyâtın adedi işaret ediyor demektir.

 

1) Allah’ın adıyla. “Hiçbir şey yoktur ki Onu hamd ile tesbih etmesin (Onu şükran ve minnetle anıp şânına lâyık ifadelerle anmasın ve noksan sıfatlardan tenzih etmesin).” İsrâ Sûresi, 17:44.

2) Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.

Loading

No ResponsesKasım 16th, 2023