BEKLE BİZI AVRUPA GELİYORUZ

BEKLE BİZI AVRUPA GELİYORUZ

1789 Fransız ihtilalinde Martin Luther’in katoliğin katı uygulamalarına karşı çıkışıyla, Avrupa’nın hayatında büyük zincirlerin kırılmasına sebep oldu.

Ancak gözü açılan batı o günden bugüne geçmiş kirli tarihiyle birlikte sömürmeye, zulme, kan akıtmaya, özellikle İslam dünyasını köleleştirmeye başladı.

İslam dünyasını ve Müslümanları yaktı, yıktı.

Bugün başta Fransa ve Avrupa’ya yayılan ateş, batının yaktığı zulüm ateşinin devamıdır.
Avrupa içten yıkılacak.
Patlama ve patlak içten olacaktır.
Ormanı yakan bir kıvılcım gibi.
ABD ile başlayıp Fransa’yla devam eden bu kıvılcım tüm Afrika’yı yapacaktır.
Zulüm ile abad olanın akıbeti de, ahireti de berbat olur.[1]

***********  

Fransa’nın tarihi vahşetlerle dolu.

Fransa’nın tarihi kan ve göz yaşı.
Afrika’yı köleleştirme zulmünün simgesi.
Cezayir yakıp yıkma yedi okyanusun temizleyemeyeceği lekesi.

Tarihin asırlar boyu yazmakla bitiremeyeceği vahşet ve dehşetlerle dolu.

Çalışmayan işçilerin bileğini kesmekten, gemilere doldurup aylarca denizin ortasında gezdirip, kadınların hamile bırakılması, zayıfların öldürülmesi, güçlü olanların ise Fransız Efendilerine! Hizmetçi ve köle olarak verilmesi…

-Çad tarihinin en kanlı olayı olarak bilinen Kub Kub katliamında Fransızlar 400 Müslümanı namaz kılarken topluca öldürmüştü.

-Fransız sömürgesi altındaki Sahra Altı Afrika’dan toplanan askerlerden oluşan Senegalli Nişancılar birliği, 3. Napolyon tarafından 1857’de kuruldu. Birinci Dünya Savaşı’na 200 bin, İkinci Dünya Savaşı’na da 140 bin Senegalli Nişancı katıldı, her iki savaşta en az 60 bin Senegalli Nişancı yaşamını yitirdi.[2]

********** 

İşte o katliamlardan chatgpt-den birkaçı:

-Fransa’nın katliamlı tarihi:
-Fransa’nın tarihi boyunca çeşitli katliamlar gerçekleşmiştir. İşte Fransa’nın bazı önemli katliamları:

Bartholomew Gecesi Katliamı (1572): Fransa’da yaşayan Protestan Huguenotlar ile Katolikler arasında dini çatışmalar yaşanmıştır. 18-24 Ağustos 1572 tarihleri arasında gerçekleşen Bartholomew Gecesi Katliamı, Paris’te başlamış ve ülke geneline yayılmıştır. Binlerce Huguenot öldürülmüş ve katliamın sonucunda Fransa’daki Protestan nüfusunda büyük bir azalma yaşanmıştır.

Lyon Katliamı (1793): Fransız Devrimi sırasında Jakobenler tarafından gerçekleştirilen Lyon Katliamı, şehirdeki muhafazakar gruplara yönelik bir cezalandırma eylemiydi. Binlerce kişi tutuklandı ve yaklaşık 2.000 kişi idam edildi.

Velodrome d’Hiver Baskını (1942): Nazilerin işgal ettiği Fransa’da gerçekleşen Velodrome d’Hiver Baskını, 16-17 Temmuz 1942 tarihlerinde Paris’teki Velodrome d’Hiver (Kış Velodromu) spor salonunda yapıldı. Fransız polisi tarafından organize edilen operasyonda, binlerce Yahudi kadın, çocuk ve erkek toplama kamplarına gönderildi. Bu olay, Holokost’un bir parçası olarak Yahudi Soykırımı’nın bir örneği olarak kabul edilir.

Sétif ve Guelma Katliamları (1945): II. Dünya Savaşı’nın sona ermesinden sonra Cezayir’in Fransız sömürgesi olduğu dönemde gerçekleşti. 8 Mayıs 1945 tarihinde Sétif kentinde başlayan ve Guelma kentine yayılan isyanlar, Fransız güvenlik güçlerinin sert müdahalesiyle bastırıldı. Tahminlere göre, binlerce Cezayirli sivil öldürüldü. Bu olaylar, Cezayir Bağımsızlık Savaşı’nın da tetikleyicisi oldu.

Paris Mağara Katliamı (1961): Cezayir Bağımsızlık Savaşı döneminde, Fransız polisi tarafından gerçekleştirilen bir katliamdır. 17 Ekim 1961 tarihinde Paris’te düzenlenen barışçıl bir Cezayir protestosu sırasında, polis tarafından Cezayirli aktivistlere yönelik şiddetli müdahalelerde bulunuldu. Tahminlere göre, yüzlerce Cezayirli öldürüldü.

Bu, Fransa’nın tarihindeki bazı önemli katliamlardan.

*************

Fransa’nın Cezayir’de yaptığı vahşetler.

Fransa’nın Cezayir’deki dönemi, sömürgeci yönetim ve Cezayir Bağımsızlık Savaşı’ndaki olaylarla doludur. Fransa’nın Cezayir’deki bazı eylemleri, vahşet, işkence ve halka karşı zulmün örnekleri olarak kabul edilmektedir. İşte Fransa’nın Cezayir’de yaptığı bazı vahşetlere örnekler:

Sétif ve Guelma Katliamları (1945): II. Dünya Savaşı’nın sona ermesinden sonra Cezayir’deki bağımsızlık talepleri artmıştır. Sétif ve Guelma kentlerindeki isyanlar, Fransız güvenlik güçlerinin sert müdahalesiyle bastırıldı. Tahminlere göre, binlerce Cezayirli sivil öldürüldü.

Susa Katliamı (1945): 8 Mayıs 1945’te, II. Dünya Savaşı’nın sona erdiği gün, Cezayir’deki Susa şehrinde büyük bir katliam gerçekleşti. Fransız askerleri, Cezayir halkının bağımsızlık taleplerini destekleyen bir gösteriye saldırdı ve yüzlerce kişiyi öldürdü.

Paris Mağara Katliamı (1961): Cezayir Bağımsızlık Savaşı sırasında, Fransız polisi tarafından gerçekleştirilen bir katliamdır. 17 Ekim 1961 tarihinde Paris’te düzenlenen barışçıl bir Cezayir protestosu sırasında, polis tarafından Cezayirli aktivistlere yönelik şiddetli müdahalelerde bulunuldu. Tahminlere göre, yüzlerce Cezayirli öldürüldü.

Bugeaud’nun Savaşları (1830-1847): Fransa’nın Cezayir’i işgal etmesiyle başlayan süreçte, Cezayir halkına yönelik vahşet ve zulüm yaşandı. Fransız mareşal Thomas-Robert Bugeaud liderliğindeki Fransız ordusu, Cezayir halkına karşı saldırılar düzenledi, köyleri yaktı, tarlaları tahrip etti ve binlerce Cezayirli öldü.

Massu Operasyonları (1956-1957): Fransız general Jacques Massu liderliğindeki birlikler, Cezayir Bağımsızlık Savaşı sırasında Cezayir’de “temizlik” operasyonları yürüttü. Bu operasyonlarda, Cezayirli sivillere işkence yapıldı, toplu infazlar gerçekleştirildi ve köyler yakıldı.

Bu örnekler, Fransız yönetiminin Cezayir’deki sömürge döneminden.

@@@@@@

Fransa’nın Afrika’da yaptığı vahşetler ve katliamlar

Fransa’nın Afrika kıtasındaki tarihi, sömürge dönemi ve bağımsızlık mücadeleleriyle doludur. Fransız sömürgeciliği döneminde, Afrika’nın farklı bölgelerinde vahşetler ve katliamlar yaşanmıştır. İşte Fransa’nın Afrika’da yaptığı bazı vahşetler ve katliamlara örnekler:

Madagaskar Soykırımı (1947): Madagaskar, Fransız sömürge yönetimi altında olan bir adadır. 1947 yılında Madagaskar’da bağımsızlık talepleri ve yerli halkın isyanıyla sonuçlanan bir ayaklanma patlak verdi. Fransız ordusu, isyanı bastırmak için sert önlemler aldı ve yerli halka karşı ciddi şiddet uygulandı. Tahminlere göre, 80.000 ila 90.000 Madagaskarlı öldürüldü.

Fransız Cezayiri (1830-1962): Fransız Cezayiri, bugünkü Cezayir’in Fransa tarafından sömürgeleştirildiği dönemi ifade eder. Bu dönemde Cezayir halkına karşı birçok vahşet ve katliam gerçekleştirildi. Örneğin, Sétif ve Guelma Katliamları (1945) sırasında binlerce Cezayirli öldürüldü. Ayrıca, Cezayir Bağımsızlık Savaşı sırasında da Fransız güçleri Cezayir halkına karşı şiddet ve işkence uyguladı.

Fransız Kongo’su (1880-1960): Fransız Kongo’su, bugünkü Kongo Cumhuriyeti’nin bir parçası olan bölgeyi ifade eder. Fransa’nın Kongo’da uyguladığı sömürge politikaları sırasında yerli halka yönelik vahşetler yaşandı. Özellikle kauçuk üretimi için zorla çalıştırma, köle ticareti ve işkence gibi uygulamalar yaygındı.

Ruanda Soykırımı (1994): Ruanda Soykırımı, Belçika sömürge yönetiminin ardından Fransız desteğiyle gerçekleşen bir soykırımdır. Hutu hükümetinin kontrolündeki güçler, Tutsi etnik grubuna karşı sistematik bir soykırım başlattı. Fransa’nın Ruanda hükümetine askeri ve siyasi destek sağlaması, soykırımın işlenmesinde rol oynadığı iddialarıyla eleştirilmiştir.

Bu örnekler, Fransız sömürgeciliğinin Afrika’da yaptığı vahşet ve katliamlardan sadece birkaçıdır. Fransız sömürge dönemi boyunca devam etmiştir.

@@@@@@


Fransa’nın Dünya sömürgeciliği.

Fransa, tarih boyunca geniş bir dünya sömürge imparatorluğu kurmuştur. Özellikle 16. yüzyıldan itibaren keşifler ve sömürgeciliğin yükselişiyle birlikte Fransızlar, farklı kıtalarda birçok bölgeyi sömürgeleştirmişlerdir. İşte Fransa’nın dünya sömürgeciliği hakkında genel bir bakış:

Afrika: Fransızlar, Afrika kıtasında geniş bir sömürge imparatorluğu kurmuşlardır. Batı Afrika’da Côte d’Ivoire (Fildişi Sahili), Senegal, Mali, Nijer, Burkina Faso (Yukarı Volta), Benin (Dahomey), Togo, Gabon, Orta Afrika Cumhuriyeti ve Kongo Cumhuriyeti gibi bölgeleri kontrol altına almışlardır. Ayrıca, Doğu Afrika’da Madagaskar ve Komor Adaları da Fransız sömürgesi olmuştur.

Asya: Fransızlar, Asya kıtasında da sömürge bölgeleri edinmişlerdir. Özellikle Güneydoğu Asya’da Vietnam, Laos ve Kamboçya (Endoşin) Fransız sömürgeleştirme politikalarının etkisi altına girmiştir. Bu bölgeler, Fransızlar tarafından “Fransız Hint Çin” adı altında yönetilmiştir.

Okyanusya: Fransa, Pasifik Okyanusu’nda da sömürge bölgeleri elde etmiştir. Örneğin, Fransız Polinezyası (Tahiti, Bora Bora vb.), Yeni Kaledonya, Wallis ve Futuna adaları Fransız sömürgesi haline gelmiştir.

Karayipler: Fransızlar, Karayip Denizi’nde de sömürge bölgeleri edinmiştir. Guadeloupe, Martinik, Saint Barthélemy, Saint Martin ve Fransız Guyanası (Güney Amerika kıtasında) Fransız kontrolü altına girmiştir.

Fransa’nın sömürge dönemi boyunca, yerli halklara karşı baskı, zulüm ve sömürücü politikalar uygulandığı eleştirileriyle karşılaşmıştır. Fransız sömürgeciliği, sömürü, kültürel asimilasyon ve insan hakları ihlalleri gibi birçok olumsuz etkiyle ilişkilendirilmiştir. Sonunda, 20. yüzyılın ikinci yarısında çeşitli bağımsızlık hareketleriyle birlikte sömürge imparatorluğu çökmüş ve eski sömürgeler bağımsızlıklarını kazanmıştır.

@#####

Fransa’nın ırkçılık politikası.

Fransa’nın ırkçılık politikası, ülkedeki çok çeşitli faktörlere ve dönemlere bağlı olarak değişiklik göstermiştir. Fransız tarihinde, ırkçılık ve ayrımcılık konularında farklı eğilimler ve politikalar mevcuttur. İşte Fransa’nın ırkçılık politikası hakkında bazı önemli noktalar:

Kolonyal Dönem: Fransa’nın sömürge imparatorluğu döneminde, yerli halklara karşı ırkçı politikalar uygulanmıştır. Özellikle Afrika ve diğer sömürge bölgelerinde, yerli halklar Fransızlar tarafından ikinci sınıf vatandaş olarak görülmüş ve ayrımcılığa uğramıştır. Bu dönemde, Fransızların yerli halklara karşı üstünlük duygusu ve ırk ayrımcılığı yaygındı.

II. Dünya Savaşı ve Holokost: Nazilerin Fransa’yı işgal ettiği dönemde, Fransız hükümeti bazı Yahudi vatandaşlarını ve mültecilerini teslim etmiştir. Bu, ırk temelli bir politika olarak kabul edilebilir ve Fransız hükümetinin işgal altındaki dönemde Yahudilere karşı ayrımcılık yaptığına işaret eder.

Göçmen Politikaları: Fransa, 20. yüzyıldan itibaren büyük bir göçmen nüfusuyla karşı karşıya kalmıştır. Özellikle eski sömürge bölgelerden gelen göçmenlerle birlikte, ırk ve etnik köken temelinde ayrımcılık sorunları ortaya çıkmıştır. Bazı göçmen grupları, Fransa’da ayrımcılığa uğramış, ekonomik ve sosyal fırsatlardan mahrum kalmış ve ırkçı saldırılara maruz kalmıştır.

Laiklik ve Entegrasyon Politikaları: Fransa’da laiklik ilkesi, dinin kamusal alanda görünür olmasını sınırlayan bir politikadır. Ancak, bu politikanın bazen belirli dini grupları hedef aldığı ve özellikle Müslümanlara yönelik ayrımcılık ve dışlanma yarattığı eleştirileri bulunmaktadır. Örneğin, başörtüsü yasağı gibi uygulamalar, bazı kesimler tarafından ırkçı veya dini ayrımcılık olarak görülebilir.

Fransa’da ırkçılık politikası ve ayrımcılık konuları geniş bir tartışma konusudur ve farklı görüşler bulunmaktadır.

@@#@@#

Fransız kültürünün Dünya kültürüne etkileri ve yozlaştırması.

Fransız kültürü, tarih boyunca dünya çapında büyük bir etkiye sahip olmuştur. Özellikle sanat, edebiyat, moda, gastronomi ve felsefe gibi alanlarda Fransız etkisi geniş kitlelere ulaşmıştır. Bununla birlikte, kültürel etkilerle birlikte, bazı eleştirilerde de bulunulmuş ve Fransız kültürünün bazı unsurlarının yozlaştırıcı etkilere sahip olduğu iddia edilmiştir. İşte Fransız kültürünün dünya kültürüne etkileri ve bazı eleştirilere ilişkin noktalar:

Edebiyat ve Felsefe: Fransa, birçok ünlü yazar, filozof ve düşünürün doğduğu ve etkili eserler verdiği bir ülkedir. Victor Hugo, Molière, Jean-Paul Sartre, Albert Camus, Marcel Proust gibi isimler, dünya edebiyatının önemli figürleridir. Fransız felsefesi de, Descartes, Montesquieu, Rousseau, Voltaire gibi düşünürler aracılığıyla dünya felsefesine derin etkilerde bulunmuştur.

Sanat ve Moda: Fransız kültürü, sanatın birçok alanında büyük etkilere sahiptir. Özellikle resimde, ünlü sanatçılar Claude Monet, Edgar Degas, Pierre-Auguste Renoir, Henri Matisse, Paul Cézanne gibi isimlerle dünya çapında tanınmıştır. Aynı şekilde, moda dünyasında da Paris, dünya modasının önemli bir merkezi olarak kabul edilir ve Fransız tasarımcılar moda trendlerine yön verir.

Gastronomi: Fransız mutfağı, dünya genelinde büyük bir itibara sahiptir. Fransız yemek kültürü, özenli hazırlık, çeşitlilik, rafine sunum ve lezzetli tatlarla tanınır. Fransız mutfağından çeşitli yemekler, teknikler ve terimler dünya mutfaklarına ve restoranlara yayılmıştır.

Eleştiriler:

Kültürel İmperializm: Fransız kültürünün dünya çapında yayılması ve etkisi, bazı eleştirilere yol açmıştır. Bazıları, Fransız kültürünün diğer kültürleri bastırma veya asimilasyon politikalarını teşvik ettiğini öne sürer. Kültürel emperyalizm olarak adlandırılan bu süreçte, yerel kültürlerin yok olma riskiyle karşı karşıya olduğu iddia edilir.

Stereotipler ve Klişeler: Fransız kültürü, dünya genelinde romantizm, şıklık, romantik aşk gibi klişelerdir.

@@@#

Fransızların Müslümanlara ve Müslüman ülkelere yaptıkları ayrımcılık, zulüm, baskı ve darbeler.

Fransa’da Müslümanlara ve Müslüman ülkelere karşı ayrımcılık ve tartışmalı politikalar hakkında son yıllarda birçok tartışma yaşanmıştır. Ancak, belirli olaylar ve politikalar hakkında konuşmak için daha spesifik bilgiler ve olaylar gerekmektedir. Aşağıda, bazı tartışmalı konulara ilişkin genel bilgiler sunabilirim:

Laiklik ve Başörtüsü Yasakları: Fransa’da laiklik ilkesi, dinin kamusal alanda görünümünü sınırlayan bir politikadır. Bu bağlamda, bazı Müslüman kadınların başörtüsü gibi dini sembolleri kullanmaları yasaklanmıştır. Başörtüsü yasağı, bazı kesimler tarafından Müslümanlara karşı ayrımcılık olarak değerlendirilmekte ve din özgürlüğüne müdahale olarak eleştirilmektedir.

İslamofobi: Fransa, son yıllarda İslamofobiyle mücadelede önemli bir tartışma merkezi haline gelmiştir. Bazı Müslümanlar, toplumda ayrımcılığa, nefrete ve saldırılara maruz kaldıklarını iddia etmektedir. Özellikle terör saldırıları sonrasında, Müslümanlara yönelik olumsuz algılar ve ön yargılar artmıştır.

Müslüman Ülkelere Karşı Politikalar: Fransa’nın bazı dış politika kararları, Müslüman ülkelerle ilişkilerde gerilimlere yol açmıştır. Örneğin, bazı Fransız liderlerin İslam’ın radikalleşmesiyle ilgili söylemleri ve terörle mücadele politikaları bazı Müslüman ülkelerde tepkiyle karşılanmıştır. Bu durum, Fransa-Müslüman ülkeleri ilişkilerinde gerilimlere ve diplomatik krizlere yol açmıştır.

Darbeler ve Müdahaleler: Fransa, tarih boyunca bazı Müslüman ülkelerde askeri müdahalelere ve darbelere karışmış veya desteklemiştir. Örneğin, Cezayir Bağımsızlık Savaşı sırasında ve daha sonra Cezayir’deki iç savaşta, Fransa’nın politikası tartışmalıdır. Benzer şekilde, Fransa’nın Libya, Mali ve Orta Doğu’daki diğer bölgelerdeki müdahaleleri de eleştirilmiştir.

Bu konuların tartışması genellikle karmaşık ve çok yönlüdür.

@@@@##

Fransa’nın laikliği ve dünyayı laiklikle kontrolü.

Fransa, laiklik ilkesini benimseyen ve bu prensibe dayalı bir devlettir. Laiklik, devletin dini inançlara karşı tarafsızlığını ve dini ile devlet işlerinin ayrılmasını vurgulayan bir prensiptir. Fransız laiklik modeli, 1905 tarihli Laiklik Yasası ile resmi olarak kabul edilmiştir.

Fransa’da laiklik ilkesi, kamusal alanda dini sembollerin ve uygulamaların sınırlanmasını, devlet okullarında dini sembollerin yasaklanmasını ve devletin tüm vatandaşlara eşit mesafede durmasını amaçlar. Bu bağlamda, Fransa’da din özgürlüğüne saygı duyulurken, dini ifadelerin kamusal alanda belirgin bir şekilde sergilenmesi ve dini sembollerin devletin resmi kurumlarında kullanılması sınırlanmıştır.

Fransa’nın laiklik ilkesi, bazı tartışmalara ve eleştirilere yol açmıştır. Kimi eleştirmenler, Fransa’nın laiklik politikalarının Müslümanları hedef aldığını ve dini özgürlükleri kısıtladığını iddia etmektedir. Özellikle başörtüsü yasağı gibi uygulamalar, Müslüman kadınların dini ifadelerini sergileme özgürlüğünü kısıtladığı ve ayrımcılık yarattığı gerekçesiyle eleştirilmektedir.

@@###

Fransa’nın laikliği nasıl ve ne derecede bir laikliktir. Oysa devlet başkanları göreve başlarken İncil üzerine yemin etmektedir.

Fransa’nın laiklik ilkesi, devletin dini inançlara karşı tarafsızlığını ve din ile devlet işlerinin ayrılığını vurgulayan bir prensibi benimser. Ancak, Fransa’daki laiklik uygulamaları, bazı eleştirilere ve tartışmalara yol açmıştır. İşte Fransa’da laikliğin nasıl ve ne derecede uygulandığına dair bazı önemli noktalar:

Kamusal Alanın Nötr Olması: Fransız laiklik ilkesine göre, kamusal alan dini sembollerden ve dini ifadelerden tarafsız olmalıdır. Devletin resmi kurumları, okulları ve kamu hizmeti veren kuruluşları dini sembollerin kullanımını sınırlar. Örneğin, devlet okullarında öğrencilerin dini semboller takması, öğretmenlerin dini kıyafetler giymesi veya devlet dairelerinde dini sembollerin bulunması yasaktır.

Din Özgürlüğü: Fransa’da laiklik ilkesi, din özgürlüğünü korumayı hedefler. Her bireyin dini inançlarını özgürce seçmesi ve uygulaması kabul edilir. Ancak, laiklik ilkesi, dinin kamusal alanda baskın bir şekilde sergilenmesini sınırlar ve dinin siyasete karışmasını engeller.

Yeminler ve Dinî Törenler: Fransa’da devlet başkanları, göreve başlarken genellikle laiklik ilkesi gereği İncil üzerine yemin etmezler. Bunun yerine, bir cumhurbaşkanının göreve başlarken yaptığı yemin metni, anayasa ve laiklik ilkesine bağlı olarak belirlenir. Ancak, bazı yerel yönetimlerde veya bireysel durumlarda dini törenler veya yeminler gerçekleştirilebilir.

Fransa’da laiklik ilkesinin uygulanması, bazı eleştirilere ve tartışmalara yol açmıştır. Özellikle başörtüsü yasağı gibi uygulamalar, Müslümanlara yönelik ayrımcılık olduğu iddialarına neden olmuştur. Aynı şekilde, Fransız devlet başkanlarının bazı geleneksel dini törenlere katılması veya dini sembollerin kullanılması da eleştirilmiştir.

Sonuç olarak, Fransa’nın laiklik ilkesi, devletin dini inançlara karşı tarafsızlığını vurgulayan bir prensibi benimser. Ancak, uygulamada bazı tartışmalı durumlar ve eleştiriler bulunabilir ve laikliğin nasıl yorumlandığı konusunda farklı görüşler olabilir. Laiklik, din özgürlüğünü koruma amaçlar.

MEHMET ÖZÇELİK

01-07-2023

[1] https://tesbitler.com/2023/06/24/zalim-abad-olmaz-berbad-olur/

[2]https://tesbitler.com/2018/09/17/sicili-kirli-ve-lekeli-devletler-fransa/
https://tesbitler.com/2021/03/04/9930/
https://tesbitler.com/2015/02/01/fransiz-oyunu/
https://tesbitler.com/2023/06/30/teror-teroru-besleyeni-bogar/

https://m.haber7.com/yazarlar/ismail-yasa/3029167-fransizlarin-satirli-katliami
https://www.google.com/amp/s/www.dunyabulteni.net/amp/afrika/fransa-nin-unutturmaya-calistigi-kub-kub-katliami-h436627.html
https://www.aa.com.tr/tr/dunya/fransada-devlet-tarafindan-muslumanlara-yapilan-zulum-raporu-yayimlandi/2521529
https://www.aa.com.tr/tr/dunya/fransanin-tarihindeki-kara-lekeler-unutulmuyor/1450460
https://www.gzt.com/mecra/fransa-saflarinda-savasan-senegalli-nisancilar-3711579

Loading

No ResponsesTemmuz 1st, 2023