Kuranda geçen meseleler

*Kuranda geçen meselelere örnekler nelerdir
Kur’an’da birçok konuya değinilir. Bazı örnekler şunlar olabilir:

– İman: Kur’an, imanın önemini ve inanmanın gereklerini sık sık vurgular.
– İbadet: Namaz, oruç, zekat, hac gibi ibadetler Kur’an’da yer alır.
– Ahlak: Kur’an’da güzel ahlakın önemi üzerinde durulur ve insanların birbirleriyle sevgi, saygı, adalet ve merhamet içinde ilişki kurmaları teşvik edilir.
– Aile yapısı: Evlilik, aile ve çocukların sorumluluğu gibi konular Kur’an’da yer alır.
– İnsan hakları: Kur’an, insanların temel haklarına saygı duyulması gerektiğini vurgular ve insanların ırk, dil, din, cinsiyet ve benzeri sebeplerle ayrımcılığa uğramaması gerektiğini belirtir.
– Adalet: Kur’an’da adaletin önemi üzerinde durulur ve insanların haksızlıklara karşı mücadele etmeleri teşvik edilir. Ayrıca, zengin ve fakir arasındaki adaletsizliklerin de önlenmesi gerektiği belirtilir.

Bu örnekler, Kur’an’da yer alan konuların sadece birkaçıdır. Kur’an, insanların hayatına dair pek çok konuya ışık tutar ve insanları doğru ve adaletli bir yaşam sürmeye teşvik eder.

*ibnul Arabinin gelecekle ilgili görüşleri nelerdir.
İbn Arabi, İslam mistisizmi alanındaki en etkili düşünürlerden biridir ve gelecekle ilgili görüşleri, diğer birçok konuda olduğu gibi oldukça geniş kapsamlı ve karmaşıktır. Bununla birlikte, İbn Arabi’nin gelecekle ilgili bazı görüşleri şunlardır:

– Gelecekte olacak olaylar, Allah’ın sırları içindedir ve sadece O tarafından bilinir. İbn Arabi’ye göre, şekillenmekte olan gelecekteki olayların tamamı, Allah’ın zamanın ötesindeki bilgisiyle önceden bilinir.
– Gelecekle ilgili, önceden belirlenmiş bir kader vardır. İbn Arabi, insanların hayatlarının olası senaryolarının önceden belirlendiğine inanır ve insanların, kaderlerinde belirlenenleri yaşamak üzere yaratıldığını öne sürer.
– Zamanın doğası, İbn Arabi’ye göre, insan aklının algılayabileceği şeylerden daha fazladır. Gelecekte olacak olaylar, insan aklının tam olarak açıklayamayacağı bir şekilde, zaman içinde oluşan akışta meydana gelir.
– İbn Arabi’ye göre, gelecekteki olaylar, hayatın bütününün doğal bir sonucudur. Olaylar zinciri, geçmişin etkisi, şimdiki anın kararları ve gelecekteki olası eylemler tarafından şekillenir.

Bu görüşler, İbn Arabi’nin gelecekle ilgili felsefi düşüncelerinden sadece birkaç tanesidir ve daha geniş bir perspektiften ele alınmalıdır.

*ibnul Arabinin gelecekle ilgili tesbitleri nelerdir.
Ibn Arabi’nin gelecekle ilgili tespitleri büyük ölçüde metafizik ve mistik bakış açısıyla ele alınır. İşin gerçeği, Arap düşünürü geleceğin kesin olarak bilinemeyeceğini söylemiştir çünkü insanın özgür iradesi ve Tanrı’nın mutlak özgürlüğü, insanın geleceğini belirlemede rol oynar.

Ancak, Ibn Arabi geleceğin belirli işaretleriyle ilgili fikirler dile getirmiştir. O, gelecekteki bir kişinin hayatının nasıl olacağını mutlak olarak bilmese bile, belirli bir takım işaretlerle geleceğe dair ipuçlarını yorumlamak mümkündür.

Bunların yanı sıra, Ibn Arabi gelecekte meydana gelebilecek küresel olayların genel hatları ve kültürler arasındaki etkileşimleri hakkında da farklı görüşler dile getirmiştir. Ancak, bu tespitler büyük ölçüde kendine has öğretiler ve düşüncelerle kurgulanmıştır.

*Kuranda ilmi tefsire örnekler nelerdir
Kur’an’da bilimsel açıdan yorumlanabilen birçok ayet vardır ve bu ayetlerin çeşitli ilmi tefsir örnekleri vardır. İşte bazı örnekler:

1. Evrenin yaratılışı: Kur’an’da evrenin yaratılışına dair ayetler bulunur ve bu ayetler kozmoloji, fizik ve astronomi gibi bilim alanlarında yorumlanabilir. Örneğin, Bakara Suresi 29. ayetinde “Gökte ve yerde ne varsa hepsi Allah’ındır” ifadesi, evrenin bütünlüğünü ve Allah’ın yaratma gücünü anlatır.

2. Sıvıların özellikleri: Kur’an’da sıvıların özellikleri hakkında bilgiler verilir ve sıvıların tuzlu, tatlı ve acı olabileceği gibi, farklı viskoziteleri ve kaynama noktaları olabileceği anlatılır. Nahl Suresi’nde “Biz gökten su indirdik ve onunla her canlının türlerini çift çift çıkardık” ifadesi, suyun hayatın kaynağı olduğunu ve çiftler halinde yaratılan canlıların çoğalması için suyun gerekliliğini anlatır.

3. Embriyonun gelişimi: Kur’an’da da embriyonun gelişimi hakkında ayetler bulunur. Alak Suresi’nde “İnsanı alakdan yarattı. Alak, yapışkan bir şeydir” ifadesi, embriyonun ilk aşamalarından biri olan alak döneminin yapışkan bir madde ile kaplı olduğunu anlatır.

4. Dünya’nın yuvarlaklığı: Kur’an’da dünya’nın yuvarlaklığına dair ayetler bulunur. Hicr Suresi’nde “Yeryüzüne yayılmışız, onu bir çırpıda düzleştiremeyiz” ifadesi, dünya’nın yuvarlak olduğunu ve düzleştirilemeyeceğini anlatır.

5. İnsanın genetik kodları: Kur’an’da insanın yaratılışı ve genetik kodlarının önemi hakkında ayetler bulunur. Hucurat Suresi’nde “Ey insanlar! Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler halinde yarattık” ifadesi, insanların genetik yapılarının birbirinden farklı olduğunu ve bu farklılıkların kültürler ve toplumlar arasında tanışmaya yol açtığını anlatır.

*Türkiye’de boşanma oranları nedir?
Türkiye’de boşanma oranları son yıllarda artış göstermiştir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yapılan araştırmalardan elde edilen verilere göre, Türkiye’de boşanma oranları şöyle:

– 2016 yılında binde 1,63,
– 2017 yılında binde 2,42,
– 2018 yılında binde 2,62,
– 2019 yılında binde 2,82

olarak kaydedilmiştir. Bu rakamlara göre, Türkiye’deki evliliklerin yaklaşık %2,5’i boşanma ile sonuçlanmaktadır.

Boşanma oranları bölgesel olarak farklılık göstermektedir. Örneğin, 2019 yılında en yüksek boşanma oranı %3,59 ile Marmara Bölgesi’nde, en düşük boşanma oranı ise %1,59 ile Doğu Anadolu Bölgesi’nde kaydedilmiştir.

*Türkiye’de namaz kılıp, oruç tutanların yüzdeleri ne kadardır?
Türkiye’de namaz kılan ve oruç tutan Müslümanların oranı hakkında kesin bir veri olmamakla birlikte, çeşitli kamuoyu araştırmaları ve anketler yapılmaktadır.

Son yapılan araştırmalara göre, Türkiye’de nüfusun büyük çoğunluğu Müslümandır ve bu Müslümanların çoğu düzenli olarak namaz kılmaktadır. Örneğin, 2017 yılında Türkiye’de yapılan bir araştırmaya göre, nüfusun %98’i kendini Müslüman olarak tanımlarken, bu Müslümanların %72’si düzenli olarak namaz kıldığını söylemiştir.

Bunun yanı sıra, Türkiye’de Ramazan ayında oruç tutma geleneği oldukça yaygındır. Yine 2017 yılında yapılan bir araştırmaya göre, Türkiye’de nüfusun %97’si oruç tuttuğunu belirtmiştir.

Ancak, bu verilerin kesin olduğu söylenemez ve farklı araştırmalar farklı sonuçlar verebilir. Ayrıca, kendini Müslüman olarak tanımlayan insanların bazıları namaz kılmadığı veya oruç tutmadığı için, herkesin bu ibadetleri gerçekleştirdiğini varsaymak doğru değildir.

*Türkiye’de kitap okuma oranları nedir?
Türkiye’de kitap okuma oranları konusunda farklı kaynaklar ve araştırmalar farklı sonuçlar vermekle birlikte, genel olarak okuma alışkanlığının Türkiye’de düşük olduğu söylenebilir.

2019 yılında yapılan bir araştırmaya göre, Türkiye’de okur-yazar oranı %97 olarak belirlenmişken, bu oranın gerçekten okuma yapabilme düzeyinde olanların oranı olarak yorumlanması gerekmektedir. Aynı araştırmada, ülkedeki her yüz kişiden sadece 6’sının düzenli bir şekilde kitap okuduğu ve yılda ortalama 7 kitap okunduğu belirtilmiştir. Bu oranlar, Türkiye’nin dünya okuma istatistikleri açısından geri kalan ülkeler arasında oldukça geride kaldığını göstermektedir.

Ek olarak, 2019 yılında Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayınlanan bir araştırmaya göre, Türkiye’de 15 yaş ve üzeri nüfusun %42,4’ü son 12 ay içinde hiçbir kitap okumamış, %28,6’sı en fazla bir kitap, %20,5’i 2-5 kitap, %5,7’si 6-10 kitap ve %2,8’i ise 10’dan fazla kitap okumuştur. Bu sonuçlar da genel olarak Türkiye’deki kitap okuma oranlarının düşük olduğunu göstermektedir.
This message has been generated by Nova – download it for free:
https://novaappai.page.link/f4FUGLABrhUtknjo7Türkiye’de kitap okuma oranları konusunda farklı kaynaklar ve araştırmalar farklı sonuçlar vermekle birlikte, genel olarak okuma alışkanlığının Türkiye’de düşük olduğu söylenebilir.

2019 yılında yapılan bir araştırmaya göre, Türkiye’de okur-yazar oranı %97 olarak belirlenmişken, bu oranın gerçekten okuma yapabilme düzeyinde olanların oranı olarak yorumlanması gerekmektedir. Aynı araştırmada, ülkedeki her yüz kişiden sadece 6’sının düzenli bir şekilde kitap okuduğu ve yılda ortalama 7 kitap okunduğu belirtilmiştir. Bu oranlar, Türkiye’nin dünya okuma istatistikleri açısından geri kalan ülkeler arasında oldukça geride kaldığını göstermektedir.

Ek olarak, 2019 yılında Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayınlanan bir araştırmaya göre, Türkiye’de 15 yaş ve üzeri nüfusun %42,4’ü son 12 ay içinde hiçbir kitap okumamış, %28,6’sı en fazla bir kitap, %20,5’i 2-5 kitap, %5,7’si 6-10 kitap ve %2,8’i ise 10’dan fazla kitap okumuştur. Bu sonuçlar da genel olarak Türkiye’deki kitap okuma oranlarının düşük olduğunu göstermektedir.

Loading

No ResponsesHaziran 12th, 2023