SEVAB GÜNAH KAVRAMI
SEVAB GÜNAH KAVRAMI
Çocuğun masumluğu,sevimliliği ve öldüğünde günahsız oluşu,bu günah k,r,ne bulaşmamasındandır.Ancak yavaş yavaş güçlenip akıllandıkça yanlışlara,hata ve günah işlemeye meyletmeye başlamasıyla eski sadelik ve berraklık kaybolur.Yerini sevimsizliğe ve soğukluğa terkeder.Günahların çehresi ebedi soğuktur.Kirdir ve lekedir.
Peygamber Efendimiz istiğfarı emredip kendilerinin de hergün yetmiş defa istiğfarda bulunduklarını ifade ederler.Ancak bu istiğfarları,yapılan bir günahın silinmesi için olmayıp,hergün o kadar mertebeyi katetmekte,demektir.Yani bir sonraki günkü mertebesi,bir önceki günkü mertebesinden yetmiş defa daha fazladır.İki günü eşit olan ziyandadır,hakikatı da bunu ifade eder.
Bazılarının da bir mertebe katedip,o mertebenin cezbesine kapılarak,aynı mertebede sayması bir eksikliktir.
İnsan fıtraten günaha meyyal olduğundandır ki,tevbe kapısı son saatte kıyamete kadar açık tutulmuş,tevbeye teşvik edilerek ümitsizliğe düşülmemesi emredilmiştir.
Evet günah sıfatı insanın manen terakkisine,Allah’ın sıfat ve esmasının tecellisine mazhar olmasına engel teşkil etmektedir.
Peygamber Efendimizin buyurduğu gibi;İnsanlar madenler gibidirler.Madenlerin tefrik edilip ayrıştırılması büyük bir ameliyeyi gerektirmektedir.
Ateşe sokulan madenler birbirlerinden ayrıştırılarak bakırı,kömürü,gümüşü,altını ve elması herbiri ayrı bir şekilde ayrılır.
Dünya ve ahirette yakıcı özelliği olan günahlar da bazı insanların kömür ve bakırlığını ortaya koyarken,bazılarını da toplumda elmas ve altun gibi nurani bir çehre olarak parlamasını sağlamaktadır.
Günahsız sevip düşünülemez.Dünyada herşey nisbî olup nisbetince bilinir.Karanlığın nisbetince aydınlık bilinir ve anlaşılır.Günah ve şer nisbetinde sevab ve hayır bilinir ve görülür.
İnsanlar hürdürler ancak yinede Allah’ın kuludurlar.Hür olmaları kulluktan çıkmalarını gerektirmemektedir.Günahla kulluk bir arada bağdaşmaz.Onun için insan günah konusunda hürüm diyemez.
Gerçek hür olan bir hayat hürriyetini kısıtlar,maddi ve manevi hayatını dar bir sahaya münhasır kılar.Sevablar ise insan hayatının inkişafına,hürriyet ve istifade alanının genişlemesine vesile olur.
Zira üzümden yapılan bir sarhoş edici içeceği içmek mi gerçek hürriyettir,yoksa üzümden yapılan diğer yüzlerce çeşitten istifade etmek mi daha gerçek hürriyettir?Helal dairresi geniştir,keyfe kâfidir.Harama girmeye hiç gerek yoktur.
Cennet ve hayatı haramsız bir hayattır.Cehennem de hayır ve sevabların olmadığı şer bir hayattır.Sevablar cennet çekirdeğini içerisinde taşırken,günahlarda cehennem tohumunu saklamaktadırlar.Sevab cennet suretinde,günahda cehennem suretinde tecelli eder.
MEHMET ÖZÇELİK