RESMİYET VE SAMİMİYET

RESMİYET VE SAMİMİYET

ABD başkanı Barak Hüseyin Obama-nın gerek başkan seçilmeden öncesi ve gerekse de sonrasındaki rahat hali,,Türkiye’ye geldiğinde gösterdiği samimiyet ve serbestlik gerçekten çok etkileyici idi.
40 yıllık dost gibiydiler.
Zorlanmadan,halden hale girmeden kendine olan güven ve rahat hali başarısının en büyük faktörlerinden biri belki de birincisi idi.
Oysa o bir zenci idi..beyazlarla aynı otobüse binmesine müsaade edilmiyordu,kısaca insan bile sayılmıyorlardı.
Türk yöneticilerinde bu güzel hal ve tavır görülmemektedir.Görülenlerde uzun sürmemekte ve sürdürülmemektedirler.
Bununda bir kaç sebebi vardır;
Biri;En birincisi ve de en önemlisi bu milletin bir asırdır hep baskı altında yaşaması..güven duygusunun kırılması..tehditlerle yaşamaya mecbur bırakılmasıdır.
Birbirine güvenmeyen bir toplum oluşturuldu.Sürekli başında bekleyen bir firavun ve başının üzerinde asılı duran Demoklesin kılıncı…
Padişahın sultasından! Şikayet eden bu insanlar,binlerce saltanat türettiler,on binlerce sultan ürettiler.
Örnek olarak Kayseriliyi maddi gelişimde öne çıkarak sebeb;babanın beş yaşındaki çocuğa trilyonluk dükkanı bırakarak gitmesi,ona güven duygusunu daha küçük yaşından itibaren aşılayıp kazandırmasında yatmaktadır.
İkincisi;su-i istimale açık olmasıdır..açık verilmesidir.
İyi niyetin ve samimiyetin,kötü niyet ve samimiyetsizlerde su-i istimal edilerek kötüye kullanılmasıdır.
Böylece binler birlere feda edilmiş olmaktadır.
Oysa iyi niyet her zaman için iyi neticeler verir.Hüküm çoğunluğa göredir..her ne kadar pürüzler olsa da…
Üçüncüsü ise;İşin ehline değil de seviyesiz birinin eline geçmesindendir.
Bulunduğu makamın seviyesine ulaşamayan insanlar,o seviyeye çıkamadıklarından;ya o makamı kendi seviyesizlikleri durumuna indirecekler veya o seviyelerde bulunan insanları kendi seviyesinde değerlendirip, seviyelerini düşürerek,seviyesiz hareketler ve hakaretlerle işi yürütme yoluna gideceklerdir.
Resmiyetteki en büyük tehlike de işte budur.
Kesinlikle resmiyetle ciddiyeti birbirine karıştırmamalıdır.Şöyle ki;
Bir amirin makamındaki ciddiyeti ile evindeki tevazuu aynı değildir.
Makamında evindeki hali gösteremeyeceği gibi,evinde de makamındaki ciddiyeti göstermesi beklenemez.
Türkiye’de uzun yıllar sürdürülen kılık ve kıyafet,özellikle tesettürdeki pürüzde;güvensiz,korkak,su-i istimal korkusu,despot,seviyeli olmayan bir resmiyetin mahsulüdür.
Kendisini aşamayan bir insan,toplumun problemlerini de aşamaz.
Kendisiyle kavgalı olan kişi,toplumla da kavgasını sürdürecektir.
“Ya;o kız çocuklarının örtünmesine müsaade edersek,bu sefer onlarda diğer kızların zorla örtünmesi konusunda zorbalıklarda bulunur,zorla örttürürlerse???”
Basitçe bir düşünce..şu anda aralarında olmayan böyle bir vehim,neden serbest bırakıldığında sürdürülmüş olsun?
Hepsi de korku,vehim,hayal,cehalet,inat,seviyesizlik karışımlarından oluşmuştur.
Mecliste 411 kişinin kabul ettiği başörtü serbestliğini hala yasak olarak sürdürmek hangi samimiyetin,bilimin,anlayışın ve seviyenin işi olabilir?
Altta problem yok..problem üstte ve resmiyettedir.
Samimiyetten uzak bir resmiyet…
Yetmiş iki milleti içinde barındıran koca devlet, bu gün kendi kendisini barındıramamakta,hazımsızlık göstermektedir.
İçinde ciddiyetin olduğu samimi idareye ihtiyaç vardır.
Kaht-ı rical odur ki;ciddiyetsiz bir samimiyetten uzak,resmi bir despotluğu yürüten kişidir.
Tornadan çıkmış,tek bir insan tipi oluşturmak…
Herkes bana benzesin zihniyeti.
Ölçüsüzlüklerin ölçü yapıldığı bir sistem değil,samimiyetin ciddiyetle yoğrulduğu bir güven,sevgi ve seviye yönetimi olmalıdır.
‘Müjdeleyiniz,nefret ettirmeyiniz.Kolaylaştırınız,zorlaştırmayınız’düsturu çerçevesinde,ciddi samimi bir yönetim…
Hürriyet,ciddiyet ve sevgiye,resmiyetten daha çok ihtiyacımız vardır.
İçe ve içine kapalı bir toplumdan,dışa ve dışarıya açık bir toplum haline dönüşmek resmiyetle aşılmaz.
Resmiyet kısırlaştırma faaliyetidir.
Resmiyet toplumun freni değil,frenlenmesidir.
40 dakika görüştüğümüz Obama 40 yıllık dost olurken,neden 1400 yıllık dost olanlar 40 dakika dost kalamamakta ve dostluklarını sürdürememektedirler?

MEHMET ÖZÇELİK
10-04-2009

Loading

No ResponsesOcak 2nd, 2015