DÜNYANIN SONU

DÜNYANIN              SONU

            Bazen derinlere dalar,uzun uzun hasretlere girer,hasretler ve hüzünler çekeriz.

            Bu bazen lise son sınıfın sıralarında,bazen üniversitenin son senelerinde,bazen de emekliden itibaren dile getirilen hasretler,acıları ve tatlılarıyla hatıralar…

            O eski günler… Askerlik günleri…

            Ancak en güzeli ve tatlısı;sonunun tatlı ,başarı ve güzellikle son bulup bitmiş olmasıdır. Tard değil takdirle,reddedilmiş değil kabullenmiş bir sonla bitmesi ve kapanmasıdır.

            Dünyanın şu andaki hali de bana,biraz bunu ve bu hali hatırlatmaktadır.

            Sonunun;bütün bu gürültü ve patırtılara rağmen güzel bir sonla bitmesi,kapanmasıdır. red ve tereddi,inkar ve küfre karşı;iman ve hayırla,terakki ve tefekkürle sonlanması,şerrin ölmesi,hayrın doğması…

            Doğuştaki doğmanın tamamlayıcısı olan ölümüne yakın,zirvede ki zirve noktasında bulunması,hakikatları tüm hakikatlarıyla doğurması…

            Muhtelif zamanlarda doğan güneşin âhirzamanda tüm haşmetiyle ve şa’şaasıyla doğması ve karanlıkları yutuşu olarak gerçekleşmesi…

            Bütün yarasa tabiatlıların piyasayı almaları ve borularını öttürmelerindeki gerçek;doğmuş olan İslam güneşine gölge yapmak ve onun önünde engel olma çabalarıdır.

            İslâm güneşinin ışıklarının,içerimize girmesi için engel ve perde olanların çekilmesi ve kararan kalplerin aydınlatılmasıdır.

            Aydınlık geleceklere gitmek için,karanlıklara son ve dur demek gerektir.

 

                                                                                              6-4-1997

                                                                                  MEHMET   ÖZÇELİK

Loading

No ResponsesOcak 1st, 2015