ADALET
ADALET
****************
-ADALET :” Bazan zulüm içinde adalet tecelli eder. Yani insan bir sebeble bir haksızlığa, bir zulme maruz kalır; başına bir felâket gelir; hapse de mahkûm olur; zindana da atılır. Bu sebeb haksız olur, bu hüküm bir zulüm olur. Fakat bu vakıa adaletin tecellisine bir vesile olur. Kader-i İlahî başka bir sebebden dolayı cezaya, mahkûmiyete istihkak kesbetmiş olan o kimseyi bu defa bir zalim eliyle cezaya çarptırır, felâkete düşürür. Bu adalet-i İlahînin bir nevi tecellisidir.”(E.II/152,T.603)
“Hak namına hükmeden, Âdil-i Mutlak hesabına adalet eden ve hakikî, İslâmî bir adalet olan kürsî-i muallâ ne yüksektir, ne mübecceldir… Hak tanımaz mağrur zalimleri huzurunda serfüru ettiren, haksızları hakkı teslime icbar eden âdil mahkemeler, en yüksek tebcile ve en âlî ihtirama sezadırlar.”(İ.İ.224)
“Kur’an-ı Mu’ciz-ül Beyan’ın adalet-i hakikiyesi, bir ferdin hakkını cemaata feda etmez; “Hak, haktır; küçüğe büyüğe, aza çoğa bakılmaz”(Ks.150,M.474,S.717)
“Bir hâdisede hem insan eli, hem kader müdahalesi olduğundan; insan zahirî sebebe bakıp bazan haksız hükmedip, zulmeder. Kader, o musibetin gizli sebebine baktığı için adalet eder”(Ks.193,264,L.175,260,M.47,S.464,Ş.300)
“SUAL: Kısa bir zamandaki küfre mukabil, hadsiz bir zaman Cehennem’de hapis nasıl adalet olur?
ELCEVAB: Sene, üçyüz altmışbeş gün hesabıyla, bir dakikada katl, yedi milyon sekiz yüz seksen dört bin dakika hapis iktizası kanun-u adalet iken; bir dakika küfür, bin katl hükmünde olduğundan, yirmi sene ömrünü küfürle geçiren ve küfür ile ölen bir adam, kanun-u adaletle elli yedi trilyon ikiyüz bir milyar iki yüz milyon sene beşerin kanun-u adaletiyle hapse müstehak olur. Elbette (Orada ebedi olarak kalacaklardır.”(Ahzab.65,Zümer.72,Cin.23) adalet-i İlahî ile vech-i muvafakatı bundan anlaşılıyor.”(L.276,386,S.321)
“Bütün eşya öyle bir mizan-ı adalet içinde istikbalden gelip, hale uğrayarak, maziye akıp gidiyor ki; Fesübhanallah, insaflı ve dikkatli bir nazarla bu âlem sarayına bakan her ferd-i insan, muhakkak olarak diyecek: “Bu saray-ı âlemin Sânii; bu saray-ı âlemi, Adl isminin a’zamî tecellisine mazhar etmekle beraber, hem vâhiddir, hem de öyle mizan-ı adaletle işler görüyor ki, en ehemmiyetsiz ve en küçük, kıymetsiz telakki edilen şeylerde dahi şirke yer bırakmıyor ve şirkin bu mizan-ı adalete sokulmasına zerre kadar müsaade etmiyor.”(L.431)
“Adalet-i izafiye ise: Küllün selâmeti için, cüz’ü feda eder. Cemaat için, ferdin hakkını nazara almaz. Ehvenüşşer diye bir nevi adalet-i izafiyeyi yapmağa çalışır. Fakat adalet-i mahza kabil-i tatbik ise, adalet-i izafiyeye gidilmez, gidilse zulümdür.”(M.54)
“Müsavatsız adalet, adalet değildir.”(M.477,S.726,STİ.56)
“Bütün mevcudatta görünen intizam-ı hikmet, tezyin-i inayet, taltif-i rahmet, tevzin-i adalet, Sâni’-i Hakîm’in vücud ve vahdetine şahid oldukları gibi, âhiretin ve saadet-i ebediyenin de icad ve vücudlarına delalet ederler.”(Ms.49)
“Bir kalb ve vicdan, fezail-i İslâmiye ile mütezeyyin olmazsa, ondan hakikî hamiyet ve sadakat ve adalet beklenilmez.”(Mn.20)
“Hürriyet budur ki: Kanun-u adalet ve te’dibden başka, hiç kimse kimseye tahakküm etmesin. Herkesin hukuku mahfuz kalsın, herkes harekât-ı meşruasında şahane serbest olsun.”(Mn.21)
“Adaletin tevziinde adalet olmazsa zulüm görünür. Bir hatır için bin hatır kırılmaz.”(Mn.94)
“Kâinatı hüsün ve cemal ve güzellik ve adalet ihata etmiştir.”(Ş.30)
“Eğer, hâkim şahsî hiddet edip bir katili katletse, o hâkim katil olur. Demek, adliye me’murları, hissiyattan ve te’sirat-ı hariciyeden bütün bütün âzade ve serbest olmazsa, sureten adalet içinde müthiş günahlara girmek ihtimali var. Hem; cânilerin, kimsesizlerin ve muhaliflerin dahi bir hakkı var. Ve hakkını aramak için, gayet bîtarafane bir merci isterler.”(T.228)
*************
-Hz. Ömerin adaleti.
-Hz.Alinin yere yatırdığı kafiri öldürmemesi ve bir Yahudi ile beraber sorgulanması.
-Fatihin bir rum mimarının elini kestirmesi ve muhakemesi.
-Fatih döneminde zindandaki papazların şahit oldukları iki mahkeme kararı.
MEHMET ÖZÇELİK