KUR’AN-I KERİM’DE SABAH-SEHER VE ŞAFAK
KUR’AN-I KERİM’DE SABAH-SEHER VE ŞAFAK
-SABAH:
1-[003.041] [E1] Zekeriyya: “Rabbim bana bir alamet ver!” dedi. Allah: “Alametin insanlarla üç gün yalnızca işaretten başka türlü konuşamamandır. Bununla birlikte Rabbini çok an ve akşam-sabah tesbih et!” buyurdu.
2-[003.103] [E1] Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı tutunun, ayrılığa düşmeyin ve Allah’ın üzerinizdeki nimetini düşünün. Sizler birbirinizin düşmanları iken O, sizin kalplerinizde bir uzlaştırma meydana getirdi ve O’nun nimeti sayesinde uyanıp kardeş oldunuz. Bir de siz, bir ateş çukurunun tam kenarında bulunuyordunuz ve O, sizi tutup ondan kurtardı. Şimdi Allah’a doğru gidebilmeniz için size ayetlerini böyle açıklıyor.
3-[006.052] [E1] Rablerinin rızasını isteyerek, sabah-akşam O’na dua edenleri yanından kovayım deme! Sen onların hesabından sorumlu değilsin, onlar da senin hesabından sorumlu değildirler ki, biçareleri kovup da zalimlerden olasın.
4-[006.096] [E1] Tan attırıp sabahı çıkaran O’dur. Geceyi dinlenme zamanı, güneş ile ayı da vakit ölçüsü yapmıştır. İşte bu, o güçlü ve herşeyi bilenin takdiridir.
5-[007.091] [E1] Derken onları o dehşetli sarsıntı yakalayıverdi ve hemen yurtlarında çökekaldılar.
6-[007.205] [E1] Sabah ve akşamları içinden yalvararak, gizlice ve kendin işitecek kadar bir sesle Rabbini zikret de gafillerden olma!
7-[011.067] [E1] O zulmedenleri ise bir müthiş ses yakaladı da yurtlarında çöke kaldılar.
8-[011.081] [E1] Elçiler: ” Ey Lut, emin ol, biz Rabbinin elçileriyiz; onlar sana ihtimali yok el uzatamazlar, sen hemen silenle gecenin bir bölümünde yola çık. İçinizden hiçbir kimse geri kalmasın, ancak karın hariç; çünkü onlara gelen felaket ona da gelecektir. Haberin olsun, onlara va’dedilen zaman sabahtır, sabah yakın değil mi?” dediler.
9-[011.094] [E1] Emrimiz geldjğinde Şu’ayb’ı ve beraberinde iman edenleri tarafımızdan bir rahmetle kurtardık. O zulmedenleri ise dehşet verici bir ses yakaladı ve yurtlarında çöküp kaldılar.
10-[013.015] [E1] Oysa göklerde ve yerde ne varsa, ister istemez kendileri de gölgeleri de sabah akşam Allah’a secde eder.
11-[015.066] [E1] Ona kesin olarak şu emri vahyettik: “Sabaha çıkarken şunların arkaları katiyyen kesilecek.”
12-[015.083] [E1] Bunları da sabahleyin korkunç ses tutuverdi.
13-[016.006] [E1] Akşam getirip sabah salarken onlarda sizin için bir güzellik vardır.
14-[018.028] [E1] Sabah akşam Rablerine rızasını dileyerek dua eden kimselerle beraber nefsince sabret! Sen dünya hayatinin süsünü arzu ederek onlardan gözlerini ayırma. Kalbini, Bizi anmaktan gafil kıldığımız, keyfinin ardına düşmüş ve işi aşırılık olmuş kimseye uyma!
15-[019.011] [E1] Derken, mihrabdan kavminin karşısına çıkıp onlara: “Sabah ve akşam tesbih edin!” diye işaret verdi.
16-[019.062] [E1] Orada hiç boş söz işitmezler; ancak bir “Selam” işitirler. Orada sabah akşam rızıkları da vardır.
17-[024.036] [E1] O evlerdeki, Allah onların yüceltilmesine ve kendi adının içlerinde anılmasına izin vermiştir. Onlarda sabah ve akşam üstleri O’nu tesbih ederler.
18-[024.058] [E1] Ey iman edenler, sahibi olduğunuz köleleriniz ve henüz erginlik çağına girmemiş olan çocuklarınız,(odanıza girmek için) sizden üç vakitte izin istesinler; sabah namazından önce, öğle sıcağında elbisenizi çıkardığınız sırada ve yatsı namazından sonra. Bunlar, sizin için üç eksikli (açık bulunabileceğiniz) vakittir. Bunların dışında ne size, ne de onlara bir günah yoktur; çevrenizde dolaşırlar, birbirinizle iç içesinizdir. İşte böyle, Allah size ayetlerini açıklıyor. Allah , herşeyi bilendir, hikmet sahibidir.
19-[025.005] [E1] Yine dediler ki: “Bu eskilerin masallarıdır, onları yazdırtmış da akşam sabah onlar kendisine okunuyor.”
20-[028.010] [E1] Musa’nın annesinin yüreği ise bomboş sabah etti. Şayet inananlardan olması için kalbine kuvvet vermeseydik, az daha onu açığa vuracaktı.
21-[028.018] [E1] Derken şehirde korku içinde çevreyi gözetleyerek sabahladı ve birden dön kendisinden yardım isleyenin yine feryad ettiğini gördü ve Musa ona: “Besbelli sen bir yaramazsın!” dedi.
22-[028.082] [E1] Dün onun yerinde olmayı temenni edenler de bu sabah şöyle diyorlardı: “Vay be, demek ki, Allah, nimetini kullarından dilediğine seriyor ve kısıyor. Eğer Allah bize lutufta bulunmasaydı, bizi de batırmıştı. Ay, demek ki, gerçekten kafirler felah bulmayacaklar!”
23-[029.037] [E1] Buna karşı onu yalanladılar. Derken, onları o sarsıntı tutuverdi de yurtlarında dizleri üstü çöke kaldılar.
24-[030.017] [E1] O halde akşama girdiğiniz zaman da sabaha girdiğiniz zaman da Allah’ı tesbih edin.
25-[033.042] [E1] O’nu sabah akşam tesbih edin!
26-[034.012] [E1] Süleyman’ın emrine de rüzgarı verdik. Sabah gidişi bir aylık akşam dönüşü bir aylık yol idi. Erimiş bakır kaynağım da ona sel gibi akıttık. Rabbinin izniyle elinin altında cinlerden de çalışan vardı. Onlardan da her kim emrimizden saparsa, ona ateş azabım tattırırız.
27-[037.137] [E1] Ve siz sabahları onlara uğrar ve üzerlerinden geçersiniz,
28-[037.177] [E1] Fakat (azap) onların sahasına indiği zaman o acı haber verilenlerin sabahı ne fenadır!
29-[038.018] [E1] Biz dağları onun emrine vermiştik, akşam ve işrak vakti onunlar birlikte tesbih ederlerdi.
30-[040.046] [E1] Ateş; onlar, sabah akşam ona karşı sunulur dururlar. Kıyamet kopacağı gün de: “Tıkın Firavun ailesini en şiddetli azaba!” (denilir).
31-[040.055] [E1] O halde sabret, çünkü Allah’ın va’di haktır; günahının bağışlanmasını dile ve akşam-sabah Rabbini hamd ile teşbih et!
32-[041.023] [E1] İşte Rabbinize beslediğiniz o zannınız, sizi helaka sürükledi de hüsrana düşenlerden oldunuz.
33-[048.009] [E1] Allah’a ve peygamberine inanasınız da bunu takviye edip onurlandırarak O’na sabah akşam tesbih edesiniz diye.
34-[054.038] [E1] Andolsun ki, kendilerini kararlı bir azap bir sabah bastırıverdi.
35-[068.017] [E1] Haberiniz olsun ki, Biz onlara bela vermişizdir, (tıpkı) o bağ sahiplerine bela verdiğimiz gibi. O sırada ki, sabah olunca mutlaka onu devşireceklerine yemin etmişlerdi.
36-[068.021] [E1] Derken sabaha yakın birbirlerine seslendiler.
37-[074.034] [E1] açtığı sıra o sabaha andolsun ki,
38-[076.025] [E1] Rabbinin ismini hem (sabah) erken, hem de ikindi üstü an!
39-[081.018] [E1] nefeslendiği zaman o sabaha ki,
40-[100.003] [E1] sabahleyin baskın basanlara,
41-[113.001] [E1] De ki: “Sığınırım o sabahın Rabbine,
SEHER :
1-[003.017] [E1] O sabredenleri, doğruluktan ayrılmayanları, divan duranları, nafaka verenleri ve seher vakitlerinde bağışlanma dileyenleri koru! derler.
2-[051.018] [E1] Seher vakitlerinde hep bağışlanma dilerierdi.
3-[054.034] [E1] Biz de üzerlerine taşlar yağdıran (kasırga) gönderdik. Yalnız Lut ailesini bir seher vakti kurtardık,
ŞAFAK :
1-[084.016] [E1] Şimdi yemin ederim ,o şafağa,
Not:Elmalı mealinden yararlanılmıştır.
Mehmet ÖZÇELİK
04-07-2003