CEMALEDDİN-İ AFGANİ HAKKINDA

Necip fazıl Cemaleddin’i Afgâni hakkında ne söylemektedir?


Necip Fazıl Kısakürek, Cemaleddin Afgani hakkında olumsuz görüşler dile getirmiştir. Necip Fazıl, İslam dünyasında reformcu olarak tanınan Afgani’yi, İslami değerleri zayıflatan ve Batı’yla işbirliği yapan bir figür olarak eleştirir. Özellikle, Afgani’nin Masonluk ile ilişkilendirilmesi ve Batı’ya olan yakınlığı, Necip Fazıl’ın Afgani’yi eleştirmesinin temel sebeplerinden biridir.

Necip Fazıl, İslami değerlerin ve geleneksel düşüncenin korunmasına büyük önem veren bir düşünür olarak, Afgani’nin modernist ve reformist düşüncelerine karşı çıkar. Afgani’nin İslam dünyasında Batı tarzı reformları savunması ve Batı’yla temas kurması, Necip Fazıl’a göre İslam’ın ruhuna aykırıydı. Bu bağlamda, Necip Fazıl, Afgani’yi İslam dünyasında yozlaşmaya ve Batılılaşmaya sebep olan bir figür olarak görmüştür.

Necip Fazıl’ın düşünce dünyasında, Batı’nın etkisine karşı direnmek ve İslam’ın öz değerlerine dönmek önemli bir hedef olduğundan, Afgani gibi reformcu düşünürlere karşı eleştirel bir tutum sergilemiştir. Kısacası, Necip Fazıl Kısakürek, Cemaleddin Afgani’yi İslam dünyasına zarar veren Batıcı bir figür olarak değerlendirmiştir.

@@@@@@@

Kadir Mısıroğlu cemaleddini efgani hakkında ne söylemektedir?

Kadir Mısıroğlu, Cemaleddin Afgani hakkında oldukça eleştirel bir tutuma sahiptir. Mısıroğlu, Afgani’yi İslam dünyasında Batı’ya hizmet eden ve İslam’ın özüne zarar veren bir figür olarak görür. Onun görüşüne göre, Afgani, Batılı güçlerle işbirliği yapmış ve İslam dünyasında gerçek bir ıslahat yapmaktan ziyade, Batı’nın çıkarlarına uygun bir modernleşme anlayışını savunmuştur.

Mısıroğlu, Afgani’nin özellikle Masonlukla olan ilişkisi üzerinde durur ve onu Mason localarıyla bağlantılı olmakla suçlar. Afgani’nin Batı’nın değerlerini İslam dünyasına taşıma çabası, Mısıroğlu’nun gözünde İslam’a zarar veren bir hareket olarak değerlendirilir. Ayrıca, Afgani’nin İslami değerleri savunma kisvesi altında, Müslüman toplumlar içinde Batıcı reformlar yapma niyetinde olduğunu öne sürer.

Mısıroğlu, Afgani’nin İslam dünyasında oluşturduğu fikirlerin, daha sonra İslami düşünceye büyük zararlar verdiğini ve Batı’nın sömürgeci hedeflerine hizmet ettiğini savunur. Onun gözünde Afgani, Müslüman toplumları asıl hedeflerinden saptırmış ve geleneksel İslami değerleri yozlaştırmış bir figürdür. Bu nedenle Kadir Mısıroğlu, Cemaleddin Afgani’ye şiddetle karşı çıkmış ve onu İslam düşmanı bir figür olarak nitelendirmiştir.

@@@@@@@

Said Nursî cemaleddini efgani hakkında ne söylemektedir?

Said Nursî, Cemaleddin Afgani’yi genel olarak olumlu bir şekilde anmış, İslam dünyasında gerçekleştirmeye çalıştığı reform hareketlerini takdir etmiştir. Nursî, Afgani’yi İslam dünyasının geri kalmışlığına karşı mücadele eden ve Batı’nın bilimsel ve teknolojik ilerlemelerini İslam toplumlarına kazandırmayı amaçlayan bir düşünür olarak görmüştür.

Said Nursî’nin bakış açısında, Afgani’nin İslam dünyasını uyandırma ve Batı’nın sömürgeci baskılarına karşı İslam’ı savunma çabaları önemlidir. Afgani’nin modernleşme arayışlarını Nursî, İslam’ı savunmak adına yapılmış bir girişim olarak değerlendirir. Nursî, Batı’nın teknolojik ve bilimsel ilerlemelerinden yararlanmanın gerekliliğini savunmuş, ancak bunun İslam’ın öz değerlerine sadık kalınarak yapılması gerektiğini vurgulamıştır. Bu anlamda, Afgani’nin İslam dünyasına yönelik reform düşünceleri Nursî’nin dünya görüşüne paralel düşmektedir.

Ancak Nursî, Afgani’yi eleştirenlerden farklı olarak, onun Masonluk veya Batı’ya hizmet etmek gibi iddialara pek yer vermez. Said Nursî, İslam dünyasının geri kalmışlığına çare arayan liderleri ve düşünürleri genellikle takdirle anarken, onların yöntemlerinde farklılıklar olabileceğini kabul eder. Sonuç olarak, Said Nursî, Cemaleddin Afgani’yi İslam dünyasının uyanışı için çaba sarf eden önemli bir figür olarak değerlendirir, ancak onu mutlak bir şekilde onayladığı veya eleştirdiği söylenemez.

*Elhasıl, Sultan Selim’e bîat etmişim. Onun ittihad-ı İslamdaki fikrini kabul ettim. Zîra, o, vilayat-ı şarkiyeyi ikaz etti; onlar da ona bîat ettiler. Şimdiki Şarklılar, o zamanki Şarklılardır. Bu meselede seleflerim Şeyh Cemaleddin-i Efganî, allamelerden Mısır müftüsü merhum Muhammed Abdüh, müfrit alimlerden Ali Suavi, Hoca Tahsin ve ittihad-ı İslamı hedef tutan Namık Kemal ve Sultan Selim’dir ki, demiş:
“İhtilaf ü tefrika endişesi,
Kûşe-i kabrimde hatta bîkarar eyler beni.
İttihadken savlet-i a’dayı def’e çaremiz;
İttihad etmezse millet, dağdar eyler beni. ”
Yavuz Sultan Selim.

https://kulliyat.risaleinurenstitusu.org/arama/Cemaleddin-i

@@@@@@@@@

2. Abdulhamid Han cemaleddini efgani hakkında ne söylemektedir?

II. Abdülhamid Han, Cemaleddin Afgani ile ilişkisinde dikkatli ve temkinli bir tutum sergilemiştir. Afgani’nin Pan-İslamist düşünceleri ve İslam dünyasını Batı emperyalizmine karşı birleştirme çabaları, II. Abdülhamid’in siyasi vizyonu ile kısmen örtüşüyordu. Bu nedenle, başlangıçta Afgani’ye sempati göstermiş ve onu Osmanlı Devleti’ne davet etmiştir. Afgani, 1892’de II. Abdülhamid’in daveti üzerine İstanbul’a gelmiş ve bir süre burada bulunmuştur.

Ancak, Abdülhamid zamanla Afgani’nin düşüncelerinin ve siyasi bağlantılarının potansiyel tehlikelerini fark etmiştir. Afgani, reformcu ve devrimci bir düşünür olarak görülüyordu ve Batı ile doğrudan temasları ve bazı radikal görüşleri, Abdülhamid’in mutlakiyetçi yönetimi açısından bir tehdit oluşturabilirdi. Özellikle Afgani’nin hem Masonlukla ilişkilendirilmesi hem de Osmanlı Devleti’nde devrimci fikirler yayma potansiyeli, Abdülhamid’in ona karşı mesafeli olmasına yol açmıştır. Abdülhamid, imparatorluk içinde radikal fikirlerin yayılmasını istemediği için Afgani’yi yakın gözetim altında tutmuştur.

Netice itibarıyla, II. Abdülhamid başlangıçta Afgani’nin fikirlerine ilgi göstermiş olsa da, zamanla onun potansiyel olarak tehlikeli ve istikrarsızlık yaratabilecek bir figür olduğuna karar vermiştir. Bunun sonucunda, Afgani İstanbul’da gözetim altında tutulmuş ve etkinliği kısıtlanmıştır. II. Abdülhamid, Afgani’nin İslam dünyasının birliği için çalışmasına saygı duymuş olabilir, ancak onun devrimci ve Batıcı eğilimlerini kendi yönetimi açısından riskli bulmuştur.

@@@@@@@@

Cemaleddini efgani İngiliz ajanımı idi?

Cemaleddin Afgani’nin bir İngiliz ajanı olup olmadığı konusunda tarihçiler ve araştırmacılar arasında bir fikir birliği yoktur. Bu iddia, Afgani’nin hayatı boyunca Batı ile olan temasları, seyahatleri ve bazı faaliyetlerinin şüpheyle karşılanmasından kaynaklanmıştır. Ancak, Afgani’nin İngiliz ajanı olduğuna dair kesin ve güvenilir bir kanıt bulunmamaktadır.

Bu iddianın temelinde, Afgani’nin Hindistan, Mısır ve İran gibi bölgelerde Batı güçleriyle temasları ve özellikle Osmanlı karşıtı reformist düşünceler yayması yatmaktadır. İngilizler, bu dönemde İslam dünyasında yayılmacı politikalarını güçlendirmeye çalıştığı için, bazı kişiler Afgani’nin İngilizlerle işbirliği yapmış olabileceğini öne sürmüştür. Bununla birlikte, Afgani, Batı emperyalizmine karşı İslam dünyasını birleştirmeyi savunan Pan-İslamist bir figür olarak da tanınır. Bu nedenle, onun İngiliz ajanı olduğuna dair iddialar, Afgani’yi eleştirenlerin ve karşıtlarının ileri sürdüğü bir spekülasyon olabilir.

Bazı tarihçiler, Afgani’nin Batı ile olan ilişkilerini, İslam dünyasında reform yapma ve Batı’nın ilerlemesini İslam’ın yararına kullanma amacıyla değerlendirmiştir. Diğerleri ise onun, Batı ile fazla yakın ilişkiler içinde olduğu ve İslam dünyasına zarar verdiğini iddia etmiştir. Fakat Afgani’nin İngiliz ajanı olduğu yönündeki iddialar, daha çok siyasi spekülasyonlara dayanmakta ve kesin bir tarihsel kanıtla desteklenmemektedir.

Sonuç olarak, Cemaleddin Afgani’nin İngiliz ajanı olduğuna dair net bir kanıt bulunmamaktadır, ancak bu iddia bazı çevrelerce onun Batı ile olan ilişkilerinden dolayı ortaya atılmış bir spekülasyondur.

@@@@@@@@

Cemaleddini efgani nerelidir ?

Cemaleddin Afgani’nin nereli olduğu konusu tartışmalıdır ve tarihçiler arasında farklı görüşler bulunmaktadır. Yaygın olarak kabul gören iki ana görüş vardır:

1. Afganistanlı (Kabil doğumlu): Cemaleddin Afgani’nin Afganistan’ın Kabil kentinde doğduğu yönündeki görüş en yaygın olanıdır. Bu görüşe göre, Afgani, Afganistan’da doğmuş ve bu nedenle “Afgani” lakabını almıştır.

2. İranlı (Şii kökenli): Bazı araştırmacılar ve tarihçiler ise Afgani’nin İran’ın Asadabad kentinde doğduğunu ve Şii bir aileden geldiğini iddia ederler. Bu görüşe göre, Afgani aslında İranlıdır, ancak kendisini daha geniş bir Müslüman kitleye hitap edebilmek amacıyla “Afgani” lakabını kullanmıştır.

Cemaleddin Afgani’nin nereli olduğu tam olarak kesinleşmemiştir, çünkü kendisi bu konuda net bilgiler vermemiştir ve farklı kaynaklarda çelişkili bilgiler yer almıştır. Ancak, İslam dünyasında reformcu düşünceleri ve Pan-İslamist hareketi ile tanınan Afgani, bu tartışmalardan bağımsız olarak İslam dünyasının önemli bir figürü olarak kabul edilir.

Bak. https://islamansiklopedisi.org.tr/efgani-cemaleddin

https://www.facebook.com/share/Dq4iUoDQuGW4921P/?mibextid=oFDknk

Loading

No ResponsesEylül 25th, 2024